'5 Nolu Cezaevi’nden müze değil, yüzleşme çıkmalı' 2023-03-18 09:01:29 AMED - Adını 1980 darbesinde işkence merkezi olarak dünyaya duyuran Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nin Erdoğan’ın talimatıyla müzeye çevrilmek istenmesine karşı çıkan 78’liler Derneği üyesi Gani Alkan, cezaevinin “adalet ve yüzleşme merkezine” dönüştürülmesini istedi.    AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın son Amed ziyaretinde müzeye dönüştürülmesi talimatı verdiği  Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde, 1980 askeri darbe sürecinde tutuklanan 78’liler Derneği üyesi, Gani Alkan, mekana “Etnografya ve Hatıra Müzesi” isminin verilmesine karşı çıktı. Cezaevinin bir işkence merkezi olduğunu ve insanlığa karşı işlenmiş suçlarla anıldığını hatırlatan Alkan, Esat Oktay Yıldıray ve işkenceci ekibinin uygulamaların hala hafızalarda olduğunu vurguladı. Aynı zamanda 78’liler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Gani Alkan, iktidarın asıl amacının mekanı kendi özünden kopartarak, bir hafızayı yok etmek olduğunu söyledi.    'ADALET VE YÜZLEŞME KOMİSYONU'    5 No’lunun işkence merkezi olduğunu hatırlatan Alkan,“Burada hakikat, adalet ve yüzleşmenin çıkması için 78’liler Derneği olarak, aralarında aydın, gazeteci, hukukçulardan oluşan bir komisyon kurduk. Zindanda yaşananlara dair ortaya çıkarılması için yaklaşık 520 kişi ile görüştük. 2007’de imza kampanyası başlattık ve topladığımız 100 bin imza meclisteki partilere (MHP hariç) teslim ettik. Aynı zamanda o dönemde bu imzaları Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de dönüşüm işi içinde olsun diye verdik. O dönemde Erdoğan kendisi de bu konuyu dile getirdi. Meclis’te yaptığımız görüşmeler ardından bize şimdi bekleyin dediler” dedi.   'İNSAN HAKLARI MÜZESİ OLMALI'    Erdoğan’ın Ekim 2022’de yapacağı ziyaret öncesi cezaevinin boşaltıldığını hatırlatan Alkan, “Buranın Adalet Bakanlığı’ndan alınıp, Turizm ve Kültür Bakanlığı’na verilecek haberi üzerine basın açıklaması düzenledik. Burası bir müze olacaksa İnsan Hakları Müzesi ya da insan hakları hafızası olması gerekir dedik. Buranın ismi Kültür ve Sanat Müzesi olacak dendi. Cezaevinde kalan AKP’li Orhan Miroğlu öncülüğünde kendilerine bir komisyon kurmuşlar ve biz 78’liler Derneği ile görüşme yapmadan, dikkate almadan, müzenin anahtarını ona teslim etmişler” diye konuştu.   'HAYRİ’LERİN, MAZLUM’LARIN ANISI YAŞATILSIN'    Basında “Etnografya ve Hatıra Müzesi” olacağı yönünde çıkan haberlere dikkat çeken Alkan, “Bu nedir? Herkeste biliyor, Esat Oktay Yıldıray burada askeri okul açmıştı. Askeri okul olduğu için askeri öğrencileri tüm duygu ve düşüncelerini kaybetti. İşkencelerin temelinde burada yatıyordu. Burada söyledikleri şey ‘Türkçe konuş çok konuş’ vardı. Peki, etnografyanın içinde ne yer alıyor? Türk İslam tarihinde yer alan elbiselerin tamamı yer alıyor. Buradaki temel amaç içini boşaltmak ve kendi özünden kopartılıp kendine göre bir müze yaratmaktır.  78’liler dışında olanlar ya da o dönemde cezaevinde olup daha sonra kendi kontrolüne almış kişilerle fikirlerine başvurmuş. Bize hiçbir şekilde danışılmamış. Eğer bir şey yapılacaksa bize de danışılması gerekir. Bizler şunu diyoruz; orada yaşamını yitiren Hayri’ler, Kemal’ler, Mazlum’lar ve niceleri gibi isimleri yaşatılsın diyoruz” diye belirtti.    'KOORDİNASYON MERKEZİ KURULACAK'    Alkan, şöyle devam etti: “Yaşanan depremden dolayı panel, sempozyum gibi çalışmalarımız yarıda kaldı. Ancak Mart ayı içerisinde yeniden çalışmalarımızı başlatacağız. Özellikle Amed’teki 61 sivil toplum örgütü bu çalışma içerisinde olup yayınlanacak deklarasyonla destek verecek. Bununla Müze Koordinasyon Merkezi kurulacak. Yine yüz yüze ve online imza kampanyamızı daha da yaygınlaştıracağız. Sonrasında yaptığımız çalışmaları Ankara’ya sunacağız.”    Cezaevinin deprem sırasında hasar gördüğü ve yıkılacağına dair bilgiler de aldıklarını belirten Alkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğer öyle bir şey varsa mühendislerle gidip bakabilir, çok zor bir iş değil. Biliyoruz oranın sağlam olduğunu ve zaten yüksek katlı da değil. Varsa bir hasar bu belgelenmedir. Sıradan yaklaşılmamalıdır. Çünkü orada insanlar yaşamını yitirdi. İnsanlar her türlü işkence vahşetine maruz kaldı. İnsanlar sakat kaldı. Burayı yıkmak bir tarihi bir hafızayı yok etmektir. Buna karşı herkes elini vicdanına koysun. Buranın kaybolmasına izin verilmesin. Eğer ülkede bir yüzleşme olacaksa bir demokrasi ve hukuk varsa, yüzleşme buradan başlar.”   MA / Mehmet Güleş