İranlı gazeteci Şêro: Fırtına öncesi sessizlik hakim 2023-04-05 09:47:12 HABER MERKEZİ - İranlı gazeteci Azad Şêro, rejim karşıtı eylemlerin farklı yöntemlerle sürdüğüne işaret ederek, son durumu "fırtına öncesi sessizlik" olarak değerlendirdi.     İran’da 16 Eylül 2022 tarihinde 22 yaşındaki Jîna Emîni'nin polisler tarafından katledilmesinin ardından başlayan "jin, jiyan, azadî” eylemleri 7’nci ayında sürüyor. Kadınlar ve gençlerin öncülük ettiği eylemler, İran ve Rojhilat (Doğu Kurdistan) kentlerinin tümüne yayıldı. Katliam, gözaltı, tutuklama, idam ve tehditlere rağmen protestolar son bulmadı. İranlı gazeteci Azad Şêro, yakından takip ettiği gelişmeleri değerlendirdi.     EYLEMLERDE YÖNTEM DEĞİŞİKLİĞİ   Son dönemlerde eylemlerin yönteminin değiştiğini söyleyen Şêro, farklı örgütlenmelerle tepkilerin ortaya konulduğunu kaydetti. Şêro, “Halen İran ve Rojhilat Kurdistan’da rejimin sistemine karşı çok büyük bir öfke var. Ama bu öfke ilk günlerde ki gibi değil. Bunun çok nedeni var. Halkın bu öfkesini örgütleyebilecek bir güç yok. Ülke içinde bir organizasyon yok. İçeriden halkı örgütleyecek bir yönetim olmadığı için şuan ki eylemlerin etkisi de ilk gün gibi büyük olmuyor. Rojhilat Kurdistan’ın Sine, Seqiz, Mahabad gibi kentlerde Kurdistani partiler var. Bu partiler yaptıkları açıklamalarla ve çağrılarla halkı alanlara davet ediyor. Halk bu çağrılara cevap oluyor. Özellikle Rojhilat Kurdistan’da eylemler hiç durmadı ve halen sürüyor. Çünkü orada halkın gücünü kontrol altına alabilecek ve bu öfkeyi örgütleyecek öncüler var. Ama İran’da bunu maalesef ki göremiyoruz. Ama bu öfke etrafında örgütlenmek isteyen bir halk gerçeğini görmemiz mümkün. Sokaklarda, mahallerde halen kadınların devrim dansı devam ediyor. Daha çok Tahran, Şîraz, İspahan, Ehwal, Kerec ve Tebrîz’de eylemler var ve bu eylemlerinin başını çeken de kadınlardır. Mesela her bir sokakta on kadın bir araya geliyor hükümeti rahatsız eden ve hükümetin yasakladığı eylemleri yapıyor. Danslarında ısrar ediyorlar. Ama bu eylemlerin bunlarla sınırlı kalacağını düşünmüyorum. Eylemlerin bir ikinci büyük serhildana dönüşeceği bekleniyor" diye konuştu.    Rejimin eylemler karşısında idama başvurduğuna dikkati çeken Şêro, “Geçtiğimiz günlerde Urmiye kentinde yine Kürtler idam edildi. Her yıl Newroz arifesinde İran rejimi aynı yöntemi uyguluyor. Bu şekilde Newroz ateşini söndürmek istiyorlar. Rojhilat'da bulunan Kürt siyasetçilere gözdağı vermek istiyorlar. Özellikle bu son yıllarda Sine, Urmiye, Mahabad ve Kirmanşah kentlerinde Newroz büyük bir katılımla, büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Buna karşı bir baskı oluşturmak isteniyor” diye belirtti.    FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK   İran ve Rojhilat’taki durumu "fırtına öncesi sessizlik" olarak değerlendiren Şêro, “Siyaset ve toplum bilimcileri de bunu doğruluyor. Halkın rejime karşı tekrar güçlü bir şekilde ayaklanacağı görülüyor. Bu ayaklanmada ya rejim tümden yıkılacak ya da İran halkları sonsuza dek bu rejimle yaşamak zorunda kalacak. Hem İran'da hem de Rojhilat’ta bu durum öngörülüyor" dedi.    KADINLARIN GÜCÜ   Şêro, kadınların eylemlerdeki öncülüğüne işaret ederek, "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" mesajı verildiğini kaydetti. Şêro, "Bu mesajın özüne ulaştığını görüyoruz. Bugün görüyoruz ki kadınlar, rejimin dayattığı çarşafı artık kabul etmiyor. İran ve Rojhilat Kurdistan sokaklarında, kentlerinde ve mahallelerinde kadınların başlarında örtü olmadan gezdiğini görüyoruz. Kadınların başına zorla geçirilen başörtüsünün artık olmadığını görüyoruz. Bu serhildana kadınlar öncülük etti ve halen de cesaretle önemli adımlar atıyorlar. Kadınların bu cesaretinden erkekler de cesaret aldı. Artık kimse polislerden korkmuyor. Bu saatten sonra ne yaparsa yapsın artık kadınlara hiçbir şeyi zorla yaptıramayacaklar. Çünkü hem buna güçleri kalmamış hem de buna müsaade etmeyen kadınlar var" diye belirtti.    Şêro, rejimin en büyük korkusunun "kadınlar eliyle yıkılmak" olduğunu söyledi. Şêro, şunları söyledi: "İran'ın değişime gebe olduğunu biliyorlar ve bundan korkuyorlar. Bu eylemlerden önce İranlı yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda rejim için en büyük tehlikenin kadınlar olduğu belirtiliyordu. Aslında bu korku çok daha önce de vardı. Bu yüzden şimdi kadın serhildanını bastırmak için her şeye başvuruyorlar. Ama rejim bütün gücünü seferber etse de bu serhildanın önünü alamayacağını görüyoruz. Her gün katlettiği, işkence ettiği ve yok saydığı o kadınlar rejimin sonunu getiriyor. Özgür bir yaşam için ölüm de göze alındı."    Şêro, şöyle devam etti: "43 yıllık bir rejimi değiştirmek kolay olmayacak ama bu kadar sarsılan bir rejimi yıkmak da zor değil. Rojhilat Kurdistan'da Kürtler varlığını ve dilini bu rejime kabul ettirdi. Eğer uluslararası güçler de üzerlerine düşeni yaparsa işte o zaman bu serhildan daha kolay amacına ulaşacak."     MA / Zeynep Durgut