Şirnex’ın içme suyu kömür akıyor! 2023-06-11 09:02:32   ŞIRNEX - Şirnex’te maden ocaklarının atık sularıyla kirletilen Nerdûş Deresi, canlı hayatını tehdit ediyor.    Şirnex’te halkın içme suyu ihtiyacını karşılayan Nerdûş Deresi, bölgedeki kömür ocakları nedeniyle yok olma tehlikesi altında. Bölgede faaliyet gösteren kömür ocaklarının atık suyu 3 yıldır dereye akıtılıyor. Bu durum hem dereye hem de çevresindeki yaşam alanlarına büyük zarar veriyor. Derenin kirletilmesine neden olan kömür ocaklarının başında AKP'li Süleyman Bölünmez bulunuyor. Bölünmez’e ait kömür ocaklarından aralıksız bir şekilde dere kirletilirken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nı ve diğer kurumlar bu duruma karşı sessizliğini koruyor. Ayrıca yeni kömür ocaklarının açılmasına izin veriliyor. 2021'de kent genelinde 20 bölgeyi kapsayan yeni maden ocakları için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuna gerek  duyulmadan, çalışmalara başlandı.    Şirnex Ekoloji Platformumu Sözcüsü Adnan Şenbayaram, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Şirnex Milletvekili Zeki İrmez ile Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES) Şirnex Şubesi Kadın Sekreteri Mihriban Şenbayram, derenin kirletilmesi ve olası sonuçlarını değerlendirdi.    İNSAN SAĞLIĞI TEHDİT ALTINDA   Bölgede sayısı artan kömür ocakları nedeniyle Nerdûş Deresi’nin tamamen kömür aktığına dikkat çeken Adnan Şenbayram, içme su ihtiyaçlarını dereden karşılayan insanların sağlık durumları için endişe duyduklarını belirti. Şenbayaram, Şirnex Ekoloji Platformu ve kentte bulunan diğer sivil toplum örgütleriyle birlikte duruma karşı harekete geçtiklerini belirten Şenbayram, “Sadece dere için değil, bölgenin geneli akan zehirli su yüzünden tehlike altında. Yaşamı tahrip eden bir etki var. Bununla birlikte bölgede bulunan insanlar içme su ihtiyacını Nerdûş Deresi’nden karşılıyor. Kirletilen su nedeniyle bölgede yaşayan insanların sağlıklı olma hali ortadan kaldırılıyor. Aynı zamanda insanlar orada kendi yaşam alanını oluşturmuş. Dere yatağının yakınında Avga Masiya köyü var, insanların piknik alanları var” dedi.    Söz konusu durumun tarımı da olumsuz etkilediğini ifade eden Şenbayram, “Bu köyde insanlar Nerdûş suyuyla tarım yapıyor. Şimdi tarım faaliyetleri sekteye uğramış durumda. İnsanların sağlığı tehdit altında. Kömür ocaklarının bölgeye verdiği zarardan dolayı, orada tarım çeşitliği azaldı. Aynı zamanda dere içinde yaşayan canlı sayısının tamamının yok olduğunu söyleyebiliriz. Daha önce konuyla ilgili Şirnex Barosu savcılığa dilekçe verdi ama bilindiği üzere burada hukuk işlemiyor” diye konuştu.    İHTİYAÇ FAZLASI KÖMÜR MADENİ    Devletin halkı ekonomik olarak kendine muhtaç hale getirdiğini dile getiren Şenbayram, “Kömür ocaklarında binlerce emekçi çalışıyor. İnsanlar bunu düşünüyor. Eğer ben bu yapılan tahribata karşı ses çıkartırsam, ekmeğimden olurum düşüncesi hakim. Sosyal devlet politikası gereği devlet yurttaşlara karşılıksız iş desteği vermelidir. Topraklarını işgal etmeden, derelerin özgür akmasını engellemeden, ormanına kıymadan bunu yapmalı. Şirnex’te kömür madenleri yandaş firmalara peşkeş çekilmek için ihtiyaçtan daha fazla maden açılıyor. Şırnex’e bir baraj yettiği halde, 10 baraj yapıyorlar. Bu ne demek oluyor? Doğamızla oynuyorlar. Doğayı tahrip ediyorlar. Orada Avga Masiya köyü var. Köydeki insanlar tarımını, pikniğini yapıyor, balıkçılık yapıyor. Bunlardan faydalanabileceğini bildiği halde buna karşı bir seste yükseltemiyor. Çünkü ekonomik açıdan sorun yaşıyorlar ve birçok kişi o maden ocaklarında çalışıyor. Ama burada suçlanması gereken halk değil, suçlu olan bu politikaları üretenlerdir” diye belirtti.    BATIDA ÇEVRECİ, BOTAN’DA TERÖRİST!   Botan’da doğa talanına karşı tepki geliştirdiklerinde devlet tarafından “terörist” olarak lanse edildiklerini söyleyen Şenbayaram, “Batıda hukuk yolları daha işlevsel olduğu için insanlar yapılan doğa kıyımına karşı durabiliyorlar. Ama Botan’da yapılan doğa kıyımına tepki gösterdiğimizde direkt ‘siz teröristsiniz’ deniliyor. Hem Kürt olma hali hem doğası katledilen toplumuz buna ses çıkardığında, terörize ediliyor. Batıda kendi memleketindeki kıyıma karşı geldiğinde çevreci oluyor. Kömür ocaklarına yürüyüş düzenleyince etiketi yapıştırıyorlar ama batıda günlerce oturma eylemi yapılıyor, pankartını istediği gibi açıyor, kimse bir şey diyemiyor. Tek bir amacımız var, doğamızı korumak” şeklinde konuştu.    ‘KÜRT SORUNUYLA BAĞLANTILI’   Yeşil Sol Parti Şirnex Milletvekilli Zeki İrmez ise, Botan’da yapılan doğa kıyımının Kürt sorunuyla bağlantılı olduğuna işaret ederek, Kurdistan doğasının 40 yıldır saldırı altında olduğunu belirtti. İrmez, “Nerdûş Deresi onlarca köyü besliyor, dere sayesinde onlarca çiftçi tarım yapabiliyor. Biz TEMA Vakfı’na durumu bildirdik. Bölge ‘güvenlik bölgesi’ niteliği taşıdığı için ellerinden bir şey gelmediğini söylediler. Bu kurumlar bizim doğamıza siyasi olarak yaklaşıyor. Bölgemizin tamamı talan edildi. Bilindiği gibi ormanlarımız yok edildi. Şirnex Barosu kömür işletmelerine dava açtığı halde herhangi bir düzenleme yapılmadı” diye aktardı.    Doğayı koruma mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan İrmez, “Bu suçları işleyenleri teşhir edeceğiz. Onların yakasını bırakmayacağız” dedi.    'TARIM ARAZİLERİNİ YOK EDER'   SES Şirnex Şubesi Kadın Sekreteri Mihriban Şenbayram da Nerdûş Deresi’ne akıtılan suların bölgenin biyoçeşitliğini yok etiğini dile getirdi. Bölgede ciddi sağlık problemlerin yaşanmaması için sorununun çözülmesi çağrısında bulunan Şenbayram, şunları söyledi: “Nerdûş Deresi’nin üzerinde bulunan köy, arazilerinin sulama ihtiyacını ve yeri geldiğinde içme suyunu buradan karşılıyor. Şirnex'te çoğalan kömür ocaklarından çıkan kirli sular drenaj edilmeden Nerdüş Deresi’ne dökülüyor. Derenin sularıyla sulanan araziler tahrip ediliyor. Arazilerin verimini düşürüp hatta araziye yok edebilmektedir. Bununla beraber topraklarda yaşayan hayvan göçlerine de sebep olmaktadır. Bu şekilde biyoçeşitliliği değiştirmektedir. Kömürün çevre ve insan sağlığı üzerine olan etkileri, içeriğinde bulunan veya yanma sonucu oluşan maddelerin, su, hava ve toprak gibi çeşitli alıcı ortamlara karışmasından kaynaklanmaktadır. Zira kömür büyük oranda organik maddeden oluşmakla birlikte coğrafi bölgeye ve yatağa bağlı olarak iz element olarak kurşun, civa, nikel, kalay, kadmiyum, antimon ve arsenik gibi çeşitli ağır metaller ile radyoaktif element olarak uranyum, toryum ve strontiyum içermektedir. Bu ağır elementlerin içme suyu, toprakta yetişen meyve sebze veya hava yoluyla insan vücuduna ulaşması, insan sağlığını büyük ölçüde tehdit etmektedir."   ‘İNSAN SAĞLIĞI İÇİN GEÇ OLABİLİR’    Şenbyaram, derenin ciddi bir şekilde zehirlenmesine rağmen devlet tarafından herhangi bir analizin yapılmadığına dikkat çekerek, bölgede bulunan insanların uzun vadede bir hastalığa yakalanması tehlikesi olduğunu söyledi. Şenbayram, "Şu an Nerdûş Deresi’nin mevcut kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkileri araştırılmış değil. Bilimsel bir çalışma yapılmadı. Yetkililerin ve bilim insanlarının bunu ele alması ve araştırması önemlidir. Zira kısa vadede olmasa bile, uzun vadede insan sağlığını bozacaktır. Suyun eski hâline getirilmesi için maden ocaklarındaki kirli suların drenaj edildikten sonra dışarı verilmesiyle gerçekleşecektir. Bunun için de daha fazla geç kalınmamalıdır. Çünkü yapısı bozulmuş doğa, farklılaşan hayvan çeşitliliği ve bozulan insan sağlığını iyileştirmek çok zor ve geri dönüşsüz olabilecektir'' dedi.   MA / Zeynep Durgut