Peyîndas’ta tutuklanan Arvas’ın eşi: Bir bardak suya bile izin vermediler 2023-08-17 09:51:27 BEDLİS - Fiili yasak ve ablukanın devam ettiği Tetwan’ın Peyîndas köyünde işkenceyle gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Kerem Arvas’ın eşi Sakine Arvas, “Bir bardak su bile vermeme izin vermediler. Bu adalet değil” dedi.     Bedlîs’in Tetwan (Tatvan) ilçesinde, 10 Ağustos sabahı asker, korucu ve zırhlı araçlarla ablukaya alınan Peyîndas (Söğütlü) köyündeki abluka filli olarak devam ediyor. Ablukanın ardından havadan ve karadan askeri operasyon başlatılırken, köy kırsalında HPG ve askerler tarafından çatışma çıktı. Çatışmadan sonra askerler tarafından evlere yapılan baskınlarda 8 köylü gözaltına alındı. Bölgede operasyon sürerken, 5 günlük gözaltının ardından adliyeye çıkarılan 8 köylüden 5’i serbest bırakıldı, 3’ü sevk edildikleri mahkeme tarafından “Örgüte yardım etmek” iddiasıyla tutuklanarak, cezaevine gönderildi.   ‘KORUCULAR PARA TEKLİF ETTİ’   Tutuklanan Kerem Arvas’ın eşi Sakine Arvas, eşinin işkenceyle gözaltına alındığını belirtti. Köyün ablukaya alınmasından sonra başlatılan operasyonla çatışma yaşandığını dile getiren Arvas, yaşanılanlarla ilgili şunları aktardı: “Eşim, suyu değiştirmek için tarlaya gitmişti. Silah seslerini duyunca direk Kerem aklıma geldi. Elimdeki işi çabucak bitirmeye çalışırken, iki korucu tandıra geldi. Benimle konuşmaya çalıştılar. ‘Köyde ne var ne yok’ diye sordular, cevap vermeyince para teklifinde bulundular. Köyde bir şeyin olmadığını ara sıra mültecilerin gelip geçtiğini söyledim. Eşimin darp edildiğini duyduğum zaman ekmeği pişirmeyi bıraktım. Kerem’i arazide işini yaparken işkenceyle gözaltına aldılar. Elleri kelepçeli, kıyafetleri ıslanmış ve eli yüzü yaralı bir şekilde köye getirildi. Korucular yanına gitmeme izin vermedi” diye belirtti.    ‘HANGİ ADALET?’   Büyük çabalar sonucu eşinin kıyafetlerini değiştirmelerine ve bir bardak su vermelerine izin verildiğini söyleyen Arvas, “Bir bardak su bile vermeme izin vermediler. Bu adalet değil, devlet bu olmamalı. Hiçbir devlet bunları yapmaz.  Arazisinde çalışan 65 yaşındaki masum bir insanı hangi adaletle darp ederek gözaltına alabilirler? Hangi adaletle tutuklayabilirler? Zar zor eşime kıyafet, çorap, ayakkabı verebildim, araçta giydi. Sonra arama izni çıktı ve 2-3 korucu evde arama yapmaya başladı. Bütün dolapları, yatakları, tabakları, gıdaların içini aradılar. Evi yerler bir ettiler” diye belirtti.   FİİLİ YASAK DEVAM EDİYOR   Operasyonun başlatıldığı ilk iki gün dışarı dahi çıkmalarına izin verilmediğini ifade eden Arvas, ahırda kalan hayvanlarını ne besleyebildiklerini ne de sağabildiklerini söyledi. Arvas, “Operasyonun üzerinden 3 gün geçtikten sonra koyunlarımızı sağmamıza izin vermeye başladılar ama koyunları tekrar ahırlara almak şartıyla. Akşam saat 22.00’da kimsenin dışarıda olmaması gerektiğini belirttiler. Köyün ‘Nêzar’ olarak bilinen tarafı komple yasaktı. Orada kuşun uçmasına bile izin verilmiyordu. Günlerce kimse arazilerini sulayamadı.  Bazı yerler hala kısmi yasak” ifadelerini kullandı.    ‘CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK’   Köylülerden Kıymet Arvas ise, “Her yeri bombaladılar, köylerde tarihi ya da doğal hiçbir şey kalmadı. Her daim bomba sesi duyuyoruz. 5 gündür bu sesler kesilmiş değil. Bütün imkanları köye yığdılar. Her gün helikopterler uçuyor. Güne bomba sesleriyle uyanıyoruz. Ne bizim ne de hayvanlarımızın can güvenliği yok” diyerek, köydeki durumu anlattı.    ‘93’TEN BERİ AYNI BASKI’   1993 yılından bu yana Peyîndas köyünde baskıların olduğunu ve 93 senesinde köyün yakıldığını belirten Arvas, baskılardan dolayı köylülerin bir kısmının İstanbul’a göç etmek zorunda kaldığını söyledi. Arvas, şöyle devam etti: “Bu baskıların temel nedeni insanlığı savunduğumuz için. Eğer bir insanın vicdanı varsa zaten insanlığı savunur. Hiçbir suçumuz yok, sadece topraklarımızı savunuyoruz ve savunmaya da devam edeceğiz. Burada 3-5 aile kalmışız ama köyümüzü bize çok görmeye başladılar. Arazide çalışan köylüyü yaka paça alabiliyorlar. Canımız acıyor ama yine Allah kabul etmesin diyoruz. İnsanlığı savunmak ne zamandan beri suç sayılıyor?” diye sordu.   MA / Ruken Polat