Mesafe nedeniyle 16 aydır tutsak oğlunu göremedi 2024-01-23 09:05:36 RIHA - Sağlık sorunları bulunan Dursun Taş, uzun mesafe nedeniyle 16 aydır tutsak siyasetçi oğlu Zeynel Taş'ı ziyaret edemedi. Ağabey Şevket Taş, söz konusu durumun “Kürt anasını görmesin politikası” olduğunu söyledi.    İmralı Adası’nda 5 Nisan 2015’te tecrit sistemini yeniden ağırlaştıran AKP iktidarı, savaş konseptiyle birlikte yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Kurdistan’da kayyım politikalarını devreye koydu, Kürt seçilmişlere dönük siyasi soykırım operasyonları başlattı. Kayyım politikasının devreye konulduğu 11 Eylül 2016’dan sonra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki 96 belediye eşbaşkanını görevden aldı, yerine vali ve kaymakamları atadı.    Riha’da da Hewag (Bozova) Belediyesi Eşbaşkanı Zeynel Taş, görevden alınarak yerine kayyım atandı. Taş, 12 Aralık 2016’da ise sanal medya paylaşımları ve cenazelere katılması gerekçesiyle tutuklanarak, 11 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.    Hilvan 2’Nolu T Tipi Cezaevi’nde 6 yıllık tutukluluğunun ardından 30 Eylül 2022 yılında Yozgat 1’Nolu T Tipi Cezaevinde sevk edilen Taş’ın, Hewag ilçesinde yaşayan ailesi aradaki mesafenin uzak olmasından kaynaklı ziyarete gitmekte zorluklar yaşıyor. Taş’ın kalp hastası ve belinde platin bulunan annesi Dursun Taş (76), yaklaşık iki yıldır oğlunun görüşüne gidemedi. Taş’ın ağabeyi Şevket Taş (50), kardeşinin Yozgat’a sevk edilmesiyle ailesinin de cezalandırıldığını söyledi.    ‘KÜRT ANASINI GÖRMESİN’ POLİTİKASI    Yaşananların “Kürt anasını görmesin” politikası olduğunu dile getiren Taş, “Kardeşim BDP’den Belediye Başkanı olduğu için AKP iktidarı hazmedemedi. Bu nedenle de altı boş iddianamelerle kardeşim tutuklandı. Bunun hukukta da hiçbir yeri yok. Halkın iradesi yok sayıldı. Kayyım atandıktan sonra halk yararına hiçbir şey yapmadı. Sonrasında AKP belediyesi de halk yararına bir şey yapmadı. Ancak belediye BDP’nin elindeyken, kardeşimin halka çok güzel hizmetleri oldu. Bu nedenle halk tarafından da çok seviliyordu” diye konuştu.    ANNESİ BİR BUÇUK YILDIR GÖRÜŞEMEDİ    Kardeşinin Yozgat Cezaevi’ne sevk edilmesiyle birlikte annesinin görüşe gitmekte zorluk yaşadığını dile getiren Taş, kardeşinin sürgün edilmesiyle ailesinin de cezalandırıldığını söyledi. Annesinin sağlık sorunları olduğunu aktaran Taş, “Annem 76 yaşında, kalp yetmezliği ve beli kırıldığı için platinle yaşıyor. Kardeşim Yozgat’a sürgün edildikten sonra tek bir defa annemi götürebildik. Yolda rahatsızlandı, günlerce ayağa kalkamadı. Sağlık sorunlarından dolayı bizde bir daha onu götüremedik. Bir buçuk yıldır annem kardeşimi göremiyor. Sağlığı kardeşimin görüşüne gitmeye el vermiyor” diye belirtti.   Annesinin ilerleyen yaşı ve sağlık sorunlarına rağmen görüşe gitmek istediğini ifade eden Taş, “‘Bir kere göreyim, yolda öleceksem de öleyim’ diyor. Anneme görüşe gittiğimizi söylemiyoruz. Ondan gizlice görüşe gidiyoruz. Bizler için de gidiş geliş çok zor oluyor. Bir gün öncesinden gitmemiz gerekiyor. Yabancısı olduğumuz bir yer olduğu için kalacak yerimizde yok. Dönüşlerde kardeşim haftada bir olan telefon hakkını tüketmek zorunda kalıyor. Meraklandığı için vardınız mı diye bizi arıyor. O da yolda başımıza bir şey gelecek diye endişeleniyor” ifadelerini kullandı.    TUTSAKLARA YÖNELİK HAK İHLALLERİ    Cezaevlerinde tutsakların uğradığı hak ihlallerine değinen Taş, şunları söyledi: “Tutsaklar cezaevi idaresi tarafından sürekli keyfi muamelelere maruz kalıyor. Zaten kardeşimin sürgün edilmesi başlı başına keyfi muameleydi. Onun gibi birçok tutsak keyfi gerekçelerle ailelerinden uzak cezaevlerine sürgün edildi. Keyfi gerekçelerle birçok tutsağın infazı yakıldı. Tutsaklar sürekli hak ihlallerine uğruyor.”   ‘HALK TUTSAKLARA SAHİP ÇIKMALI’   Cezaevlerindeki baskılara karşı halkın tutsaklara sahip çıkması gerektiğine vurgu yapan Taş, “Eğer kardeşimin infazı yakılmazsa, 22 ay sonra serbest bırakılacak. Ancak birçok tutsağın keyfi gerekçelerle infazı yakıldığı için, kardeşimin durumundan da endişeliyiz. Bu hukuksuzlukların son bulması için halkın tutsaklara sahip çıkması gerekiyor. Zindanlardaki tutsakları unutmamız lazım. Hukuksuz ve keyfi muamelelere karşı tutsaklarla dayanışma içerisinde olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.    MA / Mahmut Altıntaş