Eğitim Sen: Okullarda salgın hastalıklar kapıda 2024-09-20 19:34:53   HABER MERKEZİ – Okullarda haftada sadece 3 gün temizlik yapılacağını belirten Eğitim Sen, hijyen problemi nedeniyle salgın hastalıkların kapıda olduğuna dikkati çekerek, çocukların sağlıklı bir eğitim alması için mücadele çağrısında bulundu.   Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), İşgücü Uyum Programı (İUP) kapsamında okullarda alınan tasarruf tedbirlerine karşı Êlih ve Amed’te açıklama yaptı.    Êlih’te Gülistan Caddesinde bulunan insan hakları anıtı önünde yapılan açıklamada “Okullarda tasarruf gerekçesiyle temizlik ve hijyenden vazgeçiliyor. İtibardan tasarruf olur, eğitimden tasarruf olmaz. İşgücü uyum programı geri çekilsin” pankartı açılırken, “Geçici değil güvenceli istihdam”, “Sermayeye değil eğitime bütçe” sloganları atıldı.    Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen açıklamada ise “Eğitimden tasarruf olmaz, temiz ve hijyenik okullar istiyoruz” pankartı açıldı.    Wan'da Aydın Perihan AVM önünde yapılan çıklamada, "İtibardan tasarruf olur, temizlikten tasarruf olmaz’  okullar açıldı! Temizlik; velilere, öğretmenlere ve öğrencilere kaldı" yazılı pankartının yanı sıra ‘Hırsıza değil öğrenciye bütçe’, ‘Paqijî ji îmanê ye ka îman’, ‘Tasarruf yapacak başka alan mı bulamadınız” yazılı dövizler taşındı.   ‘HAFTADA SADECE 3 GÜN TEMİZLİK YAPILACAK’   Yapılan ortak açıklamalarda, İşgücü Uyum Programı’nın (İUP), okulların en temel ihtiyacı olan temizlik ve hijyen konusunda dahi tasarruf tedbirleriyle kısıtlandığı ifade edilerek, “Haftada yalnızca üç gün çalıştırılacak yardımcı hizmet personelleri, asgari ücretin bile çok altında bir ücretle görevlendiriliyor. Üstelik çalıştıkları günler sigortaları yapılırken, bu süre emekliliğe bile sayılmıyor. Bu koşullarda kim bu işi yapmak ister? Üç gün yeter mi? Çocuklarımızın sağlığı bu kadar ucuz mu” diye soruldu.    ‘SALGIN HASTALIKLAR KAPIDA’   Okullarda temizliğin bir lüks değil, zorunluluk olduğu aktarılan açıklamada, “Bir çocuğun sağlıklı bir ortamda eğitim alması, en temel insan haklarından biridir. Fakat hükümet bu sorumluluğu yerine getirmek yerine, geçici ve güvencesiz çözümlerle bizi oyalıyor. Okullarımızda hijyen eksikliği nedeniyle yaşanacak salgın hastalıklar kapıda. Bu, sadece bugünün değil, çocuklarımızın geleceğinin sağlığıyla oynamak demektir. Geçici iş gücüyle değil, kadrolu ve güvenceli istihdamla bu sorun çözülebilir. Çocuklarımızın sağlığını ve eğitim hakkını korumak hepimizin görevi. Veliler olarak, bu soruna sessiz kalmamalısınız. Okullarda hijyenin sağlanması, sağlıklı içme suyu ve her çocuğa bir öğün yemek sağlanması öğrencinin en temel hakkıdır. Her gün çocukların karşı karşıya olduğu bu sorunları çözmek için sesimizi yükseltmeliyiz. Eğer bugün harekete geçmezsek, çocukların geleceğini kaybedeceğiz” denildi.   ‘DEVLET OKULLARA YETERLİ ÖDENEK AYIRMIYOR’   Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Sarayın harcamaları, sermayeye verilen vegi afları devam ederken, eğitim bütçesinden tasarruf yapılması hangi akla sığar?” diye sorarak, “Devletin asli görevi, eğitime ve çocuklarımızın geleceğine yatırım yapmaktır. Ancak, milyonlarca TL sarayın lüks harcamalarına, büyük şirketlere teşvikler olarak aktarılırken, okullarımıza yeterli ödenek ayrılmıyor. Bugün sınıflarda hijyenik olmayan koşullarda eğitim gören çocuklarımız, geleceğin yetişkinleri olacak. Bu adaletsiz düzeni kabul edebilir miyiz?”   MÜCADELE ÇAĞRISI   Her çocuğun hijyenik koşullarda eğitim alması için okullarda kadrolu ve güvenceli temizlik personeli istihdam edilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, “Ayrıca, her öğrenciye bir öğün yemek ve temiz içme suyu sağlanması, kamusal eğitimin bir parçası olarak kabul edilmelidir. Bu, çocuklarımızın sadece bugünü değil, yarınını da güvence altına alacak bir adımdır. Bu sorunu hep birlikte sahiplenmezsek, çocuklarımızın sağlığı, eğitim hakkı ve geleceği daha da tehlikeye girecek. Veliler, öğretmenler, eğitim çalışanları… Gelin, hep birlikte sesimizi yükseltelim. Kamusal eğitim hakkını savunalım, çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim alması için mücadele edelim. Bu mücadele, yalnızca öğretmenlerin değil, tüm toplumun mücadelesidir” çağrısında bulunuldu.