Komplo protestolarında 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' vurgusu | YENİLENDİ 2024-10-09 15:26:06 HABER MERKEZİ - 9 Ekim uluslararası komplo protestolarında, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne vurgu yapılarak, 13 Ekim'de Amed'de yapılacak mitinge çağrı yapıldı.  İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998'de Suriye'den çıkarılmasıyla startı verilen uluslararası komplo 26'ncı yılında. Abdullah Öcalan'a dönük komplo, her yıl olduğu gibi bu yıl da Kurdistan, Türkiye ve dünyanın birçok yerinde protesto edildi. Protesto eylemlerine siyah renkli elbiseler katılan yurttaşlar, komployu kınadı.    ŞIRNEX   Şirnex’ın Silopiya (Silopiya) ilçesinde 9 Ekim komplosu yapılan açıklamayla protesto edildi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Özgür Kadın Hareketi (TJA) öncülüğünde yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada, "9 Ekim Komplosunu kınıyoruz" yazılı pankart taşındı.    DEM Parti İlçe Eşbaşkanı İdban Kaplan, komplonun hala devam ettiğine işaret ederek, "İlk günden bugüne toplumsal ve siyasal önemli bir çok gelişmeye yol açan 9 Ekim komplosu, çözümsüzlüğü yüz yılı bulan Kürt sorununun bir sonucu olarak gelişti. Kürt halkını statüsüz ve temel haklarında yoksun bırakmayı hedefleyen komplonun arka planında uluslararası bir konsensüs yer aldı. Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek isteyen bu konsensüs, öncelikli olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim 1998 tarihinde yeni bir müdahale süreci başlattı” dedi.   Komployla Abdullah Öcalan'ın fikirlerinin hedef alındığını söyleyen Kaplan, "Bu süreçle birlikte Kapitalist Modernite, Demokratik Modernite'ye karşı savaş açtı. Yeni bir dünya savaşının ilk adımlarından biri olan bu sürecin merkezine konulan ise Sayın Öcalan’ın demokratik, kadın özgürlükçü ve ekolojik yaşamı esas alan Demokratik Ulus perspektifi oldu” diye kaydetti.    DEM Parti Şirnex Milletvekili Zeki İrmez ise, "NATO ülkelerinin amacı Türkiye ve Ortadoğu’da Kürt sorununu çözümsüz bırakmaktı. Savaşı derinleştirmeyi hedeflediler. Fakat Sayın Öcalan ise İmralı’da insanlık için yeni bir paradigma yarattı. Barışın sesi oldu. Bu savaşım daha da büyümemesi için İmralı’nın kapısının açılması ve Sayın Öcalan ile görüşülmesi lazım. Barış isteyen halklarımızla 13 Ekim'de Amed’de haykıracağız. Barış, demokrasi ve eşitlik isteyen herkesi Amed’e çağırıyoruz” dedi.    Açıklama, “Tecride hayır barış hemen şimdi” sloganıyla son buldu.    ADANA    Akdeniz Adana Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (AATUHAY-DER), Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AYKAY-DER), Barış Anneleri, TJA, DBP ve DEM Parti, Beşocak Meydanı'nda yaptıkları açıklamayla komploya tepki gösterdi. Açıklamada, "9 Ekim uluslararası komployu lanetliyoruz" yazılı pankart taşındı.    AYKAY-DER Eşbaşkanı Mustafa Yıldız, "İmralı’da tutsak edilen sadece Öcalan değil, aynı zamanda onun şahsında Türkiye’nin toplumsal barışı ve halkların özgür yaşam seçeneği olmuştur. Hem kendi hukukuna hem de uluslararası hukuku yok sayarak bugün İmralı‘da Sayın Öcalan’a karşı yürütülen bu ağırlaştırılmış tecrit ve ablukayı kırmak, Türkiye halklarını kuşatan faşizm zincirini de kıracaktır. 26. yılını dolduran 9 Ekim komplosunu bir kez daha kınıyoruz. Her kesime, Sayın Öcalan’ın ortaya koymuş olduğu barış, demokrasi ve özgürlük iradesine sahip çıkmaya ve 13 Ekim'de Amed'de yapılacak olan mitinge katılım çağrısı yapıyoruz" dedi.   Açıklama oturma eylemiyle son buldu.   MERSİN    Mersin'de DEM Parti Akdeniz İlçe Örgütü binası önünde açıklama yapıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada konuşan Çukurova TUAY-DER Eşbaşkanı Metin İnce, komployu kınadı. İnce, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne vurgu yaptı.    DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan ise, 13 Ekim'de Amed'te yapılacak mitinge katılım çağrısı yaparak, "Sayın Abdullah Öcalan'a özgürlük istiyorum' demek suç değildir. 'Kürt sorununa demokratik çözüm istiyorum' demek suç değildir. Amed'te gerçekleştirdiğimiz miting de meşru ve hukukidir. Asıl hukuksuz olan 26 yıl önce gerçekleştirilen uluslararası komplodur. DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanı Reşat Aşan da komployu kınadı.   MÛŞ   Mûş’ta DBP ve DEM Parti öncülüğünde Atatürk Parkı'nda yapılmak istenilen açıklamaya polis saldırdı. Açıklamaya katılan DEM Parti Milletvekilli Sümeyye Boz polis tarafından ablukaya alınırken, birçok kişi de gözaltına alındı. Ablukada konuşan Boz, "Şu an burada bir suç işleniyor. Bu halkın düşmanı, barışın ve demokrasinin düşmanı polistir. Barış isteyenleri şiddetle, işkenceyle susturmaya çalışıyorsunuz" tepkisinde bulundu.   DBP PM üyesi Selamettin Yılmaz ise, "İşkence ve şiddetin çözümü Sayın Öcalan ile diyalogdur. Savaş ve tecrit politikasıyla bu ülkedeki sorunlar çözülmez” diye belirtti.     KOP   Mûş’un Kop ilçesinde de DBP ve DEM Parti öncülüğünde parti binası önünde açıklama yapıldı. Açıklamada konuşan DBP İlçe Eşbaşkanı Sıraç Çiftçi, “Komplo, yıllardır özelde Kurdistan olmak üzere Ortadoğu’da etkisini sürdürmektedir. İlk günden bugüne toplumsal ve siyasal birçok gelişmeye yol açan 9 Ekim komplosu, çözümsüzlüğü yüzyılı bulan Kürt sorununun bir sonucu olarak gelişti. Komplo Kürt halkını statüsüz ve temel haklarından yoksun bırakmayı hedefledi. Sayın Öcalan, tecrit ve izolasyona rağmen İmralı Adası’nı bir direniş kalesi haline getirdi” dedi.   AGIRÎ   Agirî’de DBP ve DEM Parti il örgütleri, yürüyüş ve açıklama gerçekleştirdi. DEM Parti Bazîd İlçe Örgütü’nde bir araya gelen grup, Belediye Parkı’na kadar yürüdü. Yürüyüşe, parti yöneticilerinin yanı sıra belediye eşbaşkanları, belediye meclis üyeleri, DEM Parti Agirî Milletvekili Nejla Demir,  Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri ile çok sayıda kişi katıldı. “Komploya karşı direniyoruz 13 Ekim’de Amed’de akıyoruz” pankartının taşındığı yürüyüşte sık sık, “Tecride hayır barış hemen şimdi”, “Daxwaza Ocalan Daxwaza me ye” sloganları atıldı.   Yürüyüşün ardından açıklama yapan DEM Parti Agirî İl Eşbaşkanı Umut Doğruer, Öcalan’a yönelik uygulanan uluslararası komplonun halen dünya çapında etkisini gösterdiğini belirterek, “9 Ekim 1998’de uluslararası güçler ve bölge ülkeleri tarafından Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik başlatılan uluslararası komplo 26’ncı yılında tüm yönleriyle devam etmektedir. Sayın Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasıyla başlayan süreç, ortaya çıkardığı sonuçlar itibariyle bugün hala Kurdistan ve Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu coğrafyasında etkisini sürdürmektedir” dedi. Daha sonra konuyan DEM Partili Nejla Demir, İmralı’da uygulanan tecridin bütün cezaevlerine sirayet ettiğini belirterek, tecrit politikasının sonlandırılması için mücadeleye devam edeceklerin söyledi.   ERZIROM   Erzirom’un Qereçoban (Karakoçan) ilçesinde DEM Parti’nin önünde açıklama yapıldı. Açıklamayı okuyan DBP İlçe Eşbaşkanı Şakir Yiğit, Amed’de 13 Ekim’de  yapılacak özgürlük mitinge katılım çağrısında bulundu.   Açıklamanın ardından miting çalışmaları için broşür dağıtıldı.   COLEMÊRG   Colemêrg’in Gever ilçesinde DEM Parti öncülüğünde ilçe binası önünde açıklama yapıldı. Açıklamaya, DEM Parti Colemêrg Milletvekili Onur Düşünmez, DBP ve DEM Parti ilçe örgütü yöneticileri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile çok sayıda kişi katıldı. Açıklamayı DEM Parti Gever İlçe Yöneticisi Resul Temel yaptı.    Ardından konuşan DEM Partili Onur Düşünmez, iktidara seslenerek, “Bu topraklara eşitlik ve barışın sağlanmasını istiyorsanız buyurun tecride son verin, İmralı’nın kapısını açın. Çözümün yolu İmralı’dır. İmralı’da destansı bir direniş var ve bu direniş 25 yıldır aralıksız sürüyor. Faşizmde ısrar edilirse bizlerde çözüm için direnmeye ve direnişi büyütmeye devam edeceği” ifadelerini kullandı.   Açıklama, “Tecride hayır barış hemen şimdi” sloganıyla son buldu.   ÊLIH    Êlih’te DBP binası önünde açıklama yapılmak istendi. Polisler, bir süre valiliğin "5 günlük eylem yasağını" gerekçe göstererek açıklamaya engel olmak istedi. Ancak kitle açıklama yapmaktan geri durmadı. DEM Parti Êlih Milletvekilli Zeynep Oduncu ve Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük'ün de aralarında olduğu çok sayıda kişi açıklamaya katıldı. Açıklamada, “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’te buluşuyoruz” pankartı açıldı. Sık sık “Baskılar bizi yıldıramaz” ve “Berxwedan jiyan e” sloganları atıldı.     DEM Parti İl Eşbaşkanı Mustafa Mesut Tekik, komployu kınayarak, 13 Ekim'deki Amed mitingine çağrı yaptı. DEM Parti Milletvekilli Zeynep Oduncu, komplonun tüm yönleri ile devam ettiğine dikkat çekerek, "Kürt halkını statüsüz ve temel haklarında yoksun bırakmayı hedefleyen komplonun arka planında uluslararası bir konsensüs yer aldı. Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek isteyen bu konsensüs, öncelikli Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik yeni bir müdahale süreci başlattı. Sayın Öcalan’ın çizgisi, özgürlükçü ve demokratikti. Etkisi büyük, değişim ve dönüşüm yaratıyordu. Komplo süreciyle, Sayın Öcalan’ın Ortadoğu halklarının özgürlük mücadelesine ilham olabilecek düşünceleri ve Ortadoğu halklarının özgürlük ve demokrasi talepleri üzerine kurulu ortak gelecekleri hedef alındı. Yani hedef alınan halkların ortak mücadelesi ve Sayın Öcalan’ın fikriyatıydı" dedi.    MÊRDÎN   Mêrdîn’de DBP, DEM Parti, TJA, Barış Anneleri Meclisi ile tutuklu yakınları da komplonun yıldönümü vesilesiyle açıklama yaptı.  DEM Parti il binası önünde yapılan açıklamaya çok sayıda kişi katılırken, “Komploya karşı yürüyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” pankartı açıldı.    Açıklamayı yapan DBP İl Eşbaşkanı Şerafettin Aslan, tecridin kırılmasının Kürdistan ve Türkiye’nin önünü açacağını ifade etti. Aslan, 13 Ekim’de Amed’de gerçekleştirilecek olan mitingde özgürlük için buluşacaklarını söyledi. Savaşa, katliamlara, kültür soykırımına, doğanın talanına, kimliklerin yok edilmesine ve erkek egemen sisteme karşı demokratik çözümü talep edeceklerini dile getiren Aslan, Türkiye ve Kürdistan halklarına Öcalan ve fikirlerine sahip çıkma çağrısında bulundu. İktidara, “Eğer Sayın Öcalan  üzerinde hesap yapacaksanız gelin çözüm ve barışın hesabını yapalım” diyerek seslenen Aslan, “Yüzyıldır sürdürülen bu büyük komployu boşa çıkararak, çözümü önümüze koyalım. Sayın Öcalan ağır tecrit altındayken bile İmralı adasını direniş alanına dönüştürdü. Bizler de sokakları, köyleri, şehirleri, yaşam alanlarımızı mücadele alanlarına dönüştürerek, özgürlüğü kazanalım” dedi.   Açıklamanın ardından söz alan DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş Altın, Öcalan’ın özgürlüğünün herkesin özgürlüğü olduğunu belirterek, 13 Ekim’de gerçekleştirilecek olan mitingle çözüm yolunun önünün açılacağını söyledi. Açıklamanın ardından oturma eylemine geçildi. Oturma eylemi atılan sloganlarla son buldu.    WAN    Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde, Cumhuriyet Caddesi’nde bulunan Özgül Center önünde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998'de Suriye'den çıkarılmasıyla startı verilen uluslararası komplo protesto edildi. Çok sayıda kişinin katıldığı basın açıklamasında “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok jiyan nabe”, “Bijî berxwedana Îmralî” ve “Bijî berxwedana zindanan” sloganları atıldı.    “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” pankartı önünde basın açıklamasını yapan DBP İl Yöneticisi Murat Elsalıç, “İmralı Tecrit Sistemine son vermek tarihsel bir görev ve sorumluluk olarak karşımızda duruyor. Tecridin sonlanması Kurdistan ve Türkiye halklarını kuşatan faşizm zincirini de kıracaktır. Bu kutsal amaç doğrultusunda, ‘Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununda demokratik çözüm’ şiarı ile yeni bir aşamaya taşıdığımız Büyük Özgürlük Yürüyüşü’müzü ‘mutlak zafer’ kararlılığı ile sürdürüyoruz” dedi.    MİTİNGE ÇAĞRI   Amed’de gerçekleşecek olan “Büyük Özgürlük Mitingi”ne halkı davet eden Elsalıç, “Savaşa karşı toplumsal barışı savunmak için, ölüme karşı barışı savunmak için, doğa ve ekolojik kıyıma dur demek için, kadın kimliğini hedef alan erkek-devlet anlayışını yıkmak için, dilimizle, kimliğimizle, tarihsel belleğimizle tüm değerlerimizi tecrit altında tutan düzene son vermek için ve de halkların ortak ve özgür yaşamı için ‘Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü ve Kürt sorununda demokratik çözüm’ talebimizi yineleyeceğiz. Bu doğrultuda vicdan ve sorumluluk sahibi, demokrasi ve barış kaygısı olan her kesime Sayın Öcalan’ın ortaya koymuş olduğu çözüm iradesine sahip çıkma çağrısında bulunuyoruz. Sayın Öcalan tecrit ve izolasyon politikaları altında İmralı Ada Hapishanesini bir direniş kalesi haline getirdi. Şimdi bize düşen ise; hep birlikte her sokağı, her mahalleyi, her şehri kısacası dokunabildiğimiz her yeri direniş alanına çevirerek özgürlüğe ulaşmaktır” diye konuştu.    Açıklama, 5 dakikalık oturma eylemi ve sloganlarla sona erdi.    ÊLIH    PKK Lideri Abdullah Öcalan'a dönük 9 Ekim komplosu DEM Parti Sêrt İl Örgütü önünde gerçekleştirilen basın açıklaması ile protesto edildi. Açıklamaya DEM Parti Sêrt Milletvekilli Sabahat Erdoğan Sarıtaş, TJA, Barış Anneler Meclisi, DBP, DEM Parti Sêrt İl Örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Burada konuşan Sarıtaş, özgür ve eşit yaşama karşı savaş açan emperyalist güçlerin komployu devreye koyduğunu belirterek, şuanda devam eden tecridin komplonun devamı olduğunu söyledi. Özgürlük, eşitlik ve demokrasi talebi olan herkesin 13 Ekim’de Amed’de olmaya çağıran Sarıtaş, katılımın önemli olduğunu söyledi.   Ardından basın açıklamasını yapan DEM Parti Sêrt İl Eşbaşkanı Revşan Arslan komplonun amacına ulaşamadığını belirterek, Sêrt halkını 13 Ekim günü Amed’de gerçekleştirilecek olan mitinge katılmaya davet etti.   ÇEWLÎG   DBP ve DEM Parti Çewlîg İl Örgütleri' de DEM Parti il binası önünde açıklama yaptı. Açıklamada DBP İl Eşbaşkanı Şevket Kalındamar, "Kürt halkının iradesine ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa yönelik fikirlerine karşı yapılan bu komployu ve sonuçlarını hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz" dedi.    Ardından söz alan kent milletvekili Ömer Faruk Hülaku da komployu kınadı.   TETWAN   DEM Parti Bedlîs il ve ilçe örgütleri, Tetwan (Tatvan) ilçe örgütü önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, Özgür Kadın Hareketi (TJA) Barış Anneleri katıldı. Açıklamada, "Komploya karşı direniyoruz, Özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” yazılı pankart açıldı.   Açıklamayı yapan DEM Parti Bedlîs İl Eşbaşkanı Fikret Birlik, tecrit devam ettikçe kaybeden Türkiye’deki halklar olduğunu belirti. Tecrit devam ettikçe bu ülkede toplumsal barışın mümkün olmadığının altını çizen Birlik,“ Türkiye’de tecride karşı güçlü bir ses çıkmayana kadar zalimlerin çarkı dönmeye devam edecek.  Bu zulmün çarkını kırmak, barışı sağlamak ve tecridi sonlandırmak için tüm halkımız 13 Ekim’de Amed mitingine davetlidir” diye konuştu.   Açıklama ardından miting için ilçede çarşı esnafını gezen partililer, halkı Amed mitingine davet etti.   ANKARA    DEM Parti Ankara İl Örgütü, komployu yaptıkları basın açıklaması ile protesto etti. Açıklamada, “Faşizmi yıkacağız! Tecridi kıracağız!” yazılı pankart taşındı. Açıklama çok sayıda  kişi de katıldı.   Burada söz alan DEM Parti Ankara İl Eşbaşkanı Fatin Kanat, komploda eli olan devletlere ve güçlere işaret ederek, bu durum ile çatışmaların derinleştirmenin hedeflendiğine işaret etti. Abdullah Öcalan’ın bu komployu boşa düşürmek için muazzam bir barış ve mücadele yürüttüğünü söyleyen Kanat, “Sayın Öcalan’ın Uluslararası Komployu boşa düşürme, Kürt sorununda demokratik ve barışçı çözümü geliştirme çabası sadece Türkiye için değil Ortadoğu için de büyük bir fırsattır. Ortadoğu’daki ateş çemberinin bir kez daha büyüdüğü bu dönemde, hatırlatalım ki, Sayın Öcalan yıllar önce Kürt sorununda demokratik çözümün ve barışın önemini vurgulamıştır. Yaklaşık 3 yıl boyunca İmralı’da süren görüşmelerde, bugün yaşanan siyasi ve ekonomik krizler konusunda uyarılarda bulunmuştur. Ne yazık ki, bu tutuma ve yaklaşıma mutlak tecrit ve iletişimsizlikle cevap verilmiştir” diye konuştu.    ‘BARIŞIN ÖNÜ AÇILMALI’   Kanat, devamında şunları söyledi: “Zaman bu zulüm çarkını kırma, Kürt sorununu çözme ve Türkiye’yi demokratikleştirme zamanıdır. Bunun yolu da tecridi kırmaktan geçmektedir. Bu sebeple, tecridin sonlandırılması, Sayın Öcalan’ın avukat ve aile görüşünün sağlanması, 26 yılı bulan tutsaklığının sona erdirilmesi ve fiziksel özgürlüğünün teslimi ve Türkiye’de barış umudunun yeniden yeşermesi için yürütülen mücadele daha da büyütülmeli, Türkiye ve Kürdistan’daki bütün emek ve demokrasi güçlerini kapsayacak bir hal almalı, onurlu bir barışın yolunu açan, sonuç alan bir şekle bürünmelidir.”   Açıklama, “Tecride hayır barış hemen şimdi” sloganları ile sonlandı.