Sûsika Müzik Grubu şarkılarını kadın mücadelesi için söylüyor 2025-03-01 09:07:56   İZMİR - Şarkılarıyla kadın mücadelesinin sesi olan Sûsika Müzik Grubu, 8 Mart’a hazırlanıyor. Grup üyeleri, “8 Mart artık bir direniş günü. Biz de müziğimizle bu direniş gününde yerimizi alacağız” dedi.    Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu’nun oluşturduğu Sûsika Müzik Grubu, şarkılarıyla kadın mücadelesinin sesi oldu. İsmini; Sovyetler Birliği döneminde Erivan’da yaşamış, Kürtçe şarkılar besteleyip sahneye çıkan ilk kadın dengbej Sûsika Simo’dan alan grubun serüveni 8 kadının bir araya gelmesiyle başladı. Pandemi döneminde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için ilk stüdyo kaydını yapan grup, bağlama, gitar, yan flüt, erbane, bendir, def ve cajon gibi müzik aletleriyle Kürtçenin Kurmancî ve Kirmanckî lehçelerinin yanı sıra Ermenice, Arapça, Çeçence ve Arnavutça şarkılar söylüyor.     Grubun üyeleri Gönül Demir Sönmez ve Meral Mine Üstün Nevzati ile 8 Mart dolayısıyla çalışmalarına dair konuştuk.    ‘KADINLARIN SESİ’ BESTESİ      Grubun ilk sürecine değinen Gönül Demir Sönmez, “O süreçte bir araya gelmemiz bize çok yaramıştı. 'Bunu daha sıklaştıralım’ dedik. Daha sonra her hafta bir araya gelmeye başladık. Serüvenimize bu şekilde başladık. O gün bu gündür KESK’in özellikle kadın etkinliklerinde yer alıyoruz. Grubumuza gelenler gidenler olsa da kişi sayısı 6 ile 8 arasında değişiyor. Daha çok kaybolamaya yüz tutmuş şarkıları seçiyoruz. Şu ana kadar 8’den fazla dilde şarkı dillendirdik. Üretim yaptık ve bir birbirimizi bu yönde besledik. Kadın şiddetine, cinsiyet eşitsizliğine, kadın cinayetlerine ve kadınların sorunlarına yönelik ‘Kadınların Sesi’ isimli bir beste yaptık” diye belirtti. Gruptaki herkesin birbirini çok iyi anladığını söyleyen Gönül Demir Sönmez, aralarında bir ruh oluştuğunu dile getirerek, ekledi: “Kadınların sorunları tüm dünyada ortak. Halen ezilen bir kitle olarak erkek egemen bir toplumda yaşıyoruz. Mesela, kırsalda yaşayan kadınların çok büyük sıkıntıları var. Yine metropollerde yaşayan kadıların iş yükü ve sorunları çok fazla. Kadınlar ev içine hapsedilmiş şekildeler. Aile içi şiddet, cinayetler ve ekonomik sıkıntılar artık kadını boğuyor. Ekonomik kriz bir çıkmaz. Maalesef 8 Mart’a bu şekilde gidiyoruz. Böyle bir ortamda kadınların bir araya gelerek müzik yapması çok kıymetli. Kadınlar o kadar bölünmüşler ki müziğe zaman ayırmaları zor geliyor. Yani müziğe zaman ayırmak kadınlar için ‘lüks’ oluyor. Ama o zamanı yaratmaya çalışıyoruz. Bunun için yan yana gelişimiz çok kıymetli” ifadelerini kullandı.    DENGBÊJ SÛSİKA SİMO’DAN ESİNLENDİ      Grubun ismini belirlerken Sûsika Simo’dan esinlendiklerini ifade eden Meral Mine Üstün Nevzati, Sûsika Simo'nun doktor olmasına rağmen Kürt edebiyatında değerli araştırmalar yapmış bir kadın olduğunun altını çizdi. Kadınların müzik sektöründe ikinci planda kaldığına dikkati çeken Meral Mine Üstün Nevzati, “Kadınlar tarihte hep yok sayıldı. Günümüzde de başta ekonomik sıkıntılar olmak üzere birçok sorun nedeniyle gözden çıkartılan ilk kesim kadınlar oluyor. Tek kişi çalışacaksa ya da tek çocuk okutulacaksa öncelik erkeğin oluyor. Yani kadın doğduğundan beri hayata 1-0 belki de 2-0 geride başlıyor. Bunun aşılması için kadın örgütleri mücadelelerini sürdürüyor. Biz de buna katkı sağlamaya çalışıyoruz. Geçmişten beri bireysel olarak mücadelenin içinde yer almış kişileriz. Şimdi de 'müziğimizle bu mücadeleye ses olalım' dedik. Kurulduğumuz günden beri özelde İzmir’de kadınların etkinliklerinde yer alıyoruz” dedi.    ‘MÜZİĞİMİZLE YERİMİZİ ALACAĞIZ’   Ülkede son dönemde artan kadın katliamlarını hatırlatan Meral Mine Üstün Nevzati, şöyle devam etti: “Kadınların birinci gündemi hayatta kalmak oldu. İkinci önceliği ise ekonomik olarak hayatta kalmak. ‘Kadınların Sesi’ şarkımızda da bunu dile getirdik. Şarkımızın sözleri umutsuzluktan umuda doğru gidiyor. Şarkımız umut vaat ediyor. Belli parçaları daha çok severek söylüyoruz. Bunlardan biri ise ‘Daymohk’ şarkısı. Göçle ilgili etkinliklerde yer aldık. Çünkü savaşı en ağır biçimde kadınlar ve çocuklar yaşıyor. Bu şarkıyı her etkinliğimizde söylüyoruz. Açılışlarımızı genelde kendi parçamızla yapıyoruz ve halaylarla bitiriyoruz. Teması kadın olan parçalara yer veriyoruz. Bundan sonraki süreçte de bestelerimizi çoğaltıp sağladığımız bu birlikteliği zenginleştirmek istiyoruz. 8 Mart artık bir direniş günü. Biz de müziğimizle bu direniş gününde yerimizi almaya devam edeceğiz.”