Umumi müfettişlerden kayyımlara: Hedef kadınlar 2025-03-07 09:44:07 ÊLIH - Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Kürt halkının iradesine saldırıların olduğunu belirterek, önceden umumi müfettişlerle gerçekleştirilen irade gaspının günümüzde kayyımlarla devam ettirildiğine dikkat çekti.  AKP iktidarı tarafından 2016 yılında devreye konulan kayyım politikası, 31 Mart 2024 seçimleri sonrasında da devam ederken, seçme ve seçilme hakkı 3 dönemdir kayyımlar eliyle gasp ediliyor. Kadın kazanımlarını hedef alan kayyımlar, ayrıca kadını kent yönetiminden de dışlıyor.  31 Mart 2024 Yerel Seçimleri’nde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) kazandığı 75 belediyeden 12’sine kayyım atandı. Kayyımların ilk icraatları ise, kadınları görevden uzaklaştırarak, kadın müdürlüklerine erkekleri atamak oldu.   8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne giderken, seçimlerde yüzde 64,52 gibi yüksek bir oyla yönetime gelen ancak 4 Kasım’da yerine kayyım atanan Êlih Belediye Eşbaşkanı Gülistan Sönük ile eşbaşkanlık sistemini ve kayyımların uygulamalarını konuştuk.    KÜRT KADINLAR SİYASETİN MERKEZİNDE    Kadınların seçme ve seçilme hakkından siyasete atılma dönemlerine işaret eden Gülistan Sönük, Kürt kadınların siyasette yer almasıyla Türkiye'de değişim ve dönüşümün yaşandığına dikkat çekti. Gülistan Sönük, "Türkiye'de kadınlar 1999 sonrası gerçek anlamda kentlerin yönetiminde söz ve karar sahibi olmaya başladı. Böylece siyaset biraz daha demokratikleşmeye başladı. Bugün eğer Türkiye, kadın temsiliyetinden bahsedilecekse bunu Kürt kadın hareketine borçludur. Çünkü Kürt kadın hareketi ile birlikte kadınlar sadece isim olarak listelerde yer almadı. Gerçek anlamda kadın bakış açısıyla siyasette yer aldı” dedi.    Kadınların demokrasi mücadelesinde bedel vererek, bugüne kadar geldiğini anlatan Gülistan Sönük, “Kadınların kent yönetimlerinde söz ve karar sahibi olmalarıyla birlikte biz şunu gördük. Kadın siyasete söz sahibi oldukça, güç oldukça toplumdaki kadın da bunda güç alıyor. Feodal toplumların kadın özgürlükçü siyaset ile nasıl değiştiğini hepimiz kendi yaşamlarımızdan birebir görüyoruz. 1999 seçimlerinden sonra yurtsever belediyecilikle ilk etapta kadın kotası ardından eşbaşkanlık modeliyle kadınlar siyasetin tam merkezinde yer alıyor" diye belirtti.    UMUMİ MÜFETİŞLERDEN KAYYIMLARA   Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Kürt halkının iradesine dönük saldırıların olduğunu kaydeden Gülistan Sönük, önceden umumi müfettişler ile gerçekleştirilen irade gaspının günümüzde kayyımlar ile devam ettirildiğine dikkat çekti. Gülistan Sönük, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez kayyımları görmüyoruz. Umumi müfettişlerle Kürdistan bölgesindeki belediye başkanlarının görevden alınması o süreçte yapılan seçimleri de boşa çıkarıyor. O zamanda kadınların seçme ve seçilme hakkı vardı ve umumi müfettişlerle hakları ellerinden alınmış oldu. Bu saldırılar o günden bu güne kadar devam etmektedir” dedi.    Seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırıldığı bir süreçten geçildiğini aktaran Gülistan Sönük, “Kayyım atamaları binlerce insanın seçme iradesine de saldırıdır. Batman özeline değinirsek, Batmanlılar 31 Mart'ta kadın özgürlükçü paradigmadan yana oylarını kullandı. Êlihli binlerce kadın kendisini kadın özgürlükçü paradigma da görüp bu paradigmayı seçti. Dört Kasım sabahıyla ne yazık ki seçtikleri eşbaşkanın yerine bir erkek atandı. Bu şekliyle seçme iradesi de elinden alınmış oldu” ifadelerini kullandı.   HEDEF KADINLAR   Kayyım atamalarının normalleştirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Gülistan Sönük, “Kayyım atamaları üç dönemdir devam ediyor. Bu normal değil, normalleşmeyecek de. 8 yıllık bir kayyım tahribatı var ve bu en çok kadınları olumsuz anlamda etkiliyor. Çünkü sekiz yıl önce kayyım atamaları ile ilk hedef alınan kadın kurumları oldu. Kadın kurumlarının ortadan kaldırılması demek kadınları yaşadığı sorunla iç içe bırakma, yüz yüze bırakma, kadınları çıkmazda bırakma demektir. Yine bu kurumların kapatılması kadınların şiddetli ortamda bırakılması da çoğu zamanda ölümle sonuçlandı. Kadınların hayatına mal oldu. Kayyımlara birlikte Kürtlerin bütün kültürel kurumları kapatıldı. Gençlerin alternatif bütün kurumları kapatıldı. Bu şekilde özel savaş politikalarını devreye koyup bu şekliyle sonuç alınmak isteniyor" ifadelerini kullandı.    SALDIRILAR ÇOK YÖNLÜ   Gülistan Sönük, Kürt kadın hareketinin örgütlendiği ilk günden bu güne çok yönlü saldırılara maruz kaldığını ifade ederek, “Birçok kadın tutuklanıp cezaevlerine atıldı. Buna rağmen hiç bir kadın geri adım atmadı. Bu mücadele tarihi boyunca binlerce Kürt kadını, canıyla bedel verdi. Ancak bu çok yönlü saldırılara rağmen sahadan bir adım geri atmadı. Her geçen gün biraz daha güçlenerek, sayısını artırarak, sözünü daha güçlü kuran bir yapıda oldu. Bu örgütlülüğün karşısında sıkışan, korkan iktidarlar da gördük. Sadece AKP MHP iktidarından bahsetmiyoruz. Öncesindeki iktidarlar da var ve bu mücadeleyi kırmak istediler. Kürdistan özgürlük mücadelesine güç katan, öncülüğünü yapan kadınlar oldu. Bu gün Ortadoğu'daki mücadelenin öncü sloganı Kürt kadın hareketinin sloganı ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganı ise bu Kürt kadın hareketinin mücadeledeki ısrarı ve kararlı duruşundan kaynaklıdır” diye konuştu.   8 MART MESAJI    8 Mart’a dikkat çeken Gülistan Sönük, “Kadın emeğinin daha görünür kılınması, sesinin daha gür çıkması için 8 Mart'a hazırlanıyoruz. Kürdistan'da Kürt kadın hareketini, Türkiye de batıda da bütün feminist kadınlarla mücadelemizi ortaklaştırıyoruz.  Kadını bu ceberut sistemden kurtaracak tek kurtuluş yolunun birleşik bir mücadeleden geçtiğini biliyoruz. 8 Mart'a giderken Kürt kadınlarının iradesi yok sayılıyor, belediyelerimize kayyım atanıyor. Dolayısıyla biz bu 8 Mart'a giderken bunların hesabını soran noktada olacağız" diye konuştu.    MA / Fethi Balaman