Ermeni Soykırımı 110. yılında: Yüzleşme çağrısı 2025-04-24 10:01:41 AMED - Ermeni Soykırımı'nın 110'uncu yıl dönümü dolayısıyla yapılan açıklamalarda "yüzleşme" çağrısı yapıldı.  Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 24 Nisan 1915’te gerçekleştirilen Ermeni Soykırımı’nın 110’uncu yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "Tekçi saiklerle hareket eden İttihat ve Terakki Partisi'nin sistematik olarak icra ettiği Büyük Felaket, onlarca yıldır yüreğimizde derin bir acı bırakmaya devam etmektedir. Tarih boyunca bu insanlık trajedisiyle yüzleşmek yerine, ittihatçı ferasete sahip çıkılmış ve kolektif şiddetin failleri birçok kere ödüllendirilmiştir. Bu soykırımcı ve inkarcı politika yüz yılı aşkındır birçok etnik kimlik ve inanç üzerinde tatbik edilmiştir. Kürtler, Süryaniler, Rumlar, Aleviler ve diğer azınlık gruplar imha siyasetine maruz kalmışlardır" denildi.    ‘YÜZLEŞME’ ÇAĞRISI   Türkiye’de kimliklerin ve inançların tehdit olarak algılandığına dikkat çekilen açıklamada, şunlar belirtildi: "Sürgünler, asimilasyon, katliam politikaları tüm iktidarların ortaklaştığı ama toplumdan da uzaklaştığı politikalar olmuştur. Bir halkın kimliğini hakaret olarak kullanmak, bir inancı, mezhebi aşağılamak ulus devletlerin ayakta kalma ve kendi tarihlerini yazma çabasından öteye gidememiş, halkların tarihsel gerçekliğini bükememiştir. Bugün konuşmamız ve sahiplenmemiz gereken bu hakikattir. Bu hakikat, eşit, özgür ve demokratik bir geleceğin inşasında en temel harçtır. Farklı kimlik ve inançların ortak yaşam iradesi ile öznesi olduğu bir yaşamın hakikatidir. Tarihsiz, yurtsuz, dilsiz, mezarsız halklar yaratmaya çalışan ulus devlete, tekçi zihniyete karşı dünden bugüne, bugünden yarına yüzleşme çağrımızı yinelemeye devam edeceğiz. Bu bağlamda 24 Nisan 1915 Ermeni Soykırımı’nın yıl dönümünde, tüm tarihsel gerçekliklerin ortaya çıkarıldığı gerçek bir yüzleşmenin hayat bulması için mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz. Ermeni halkının acısını paylaşıyor ve bir daha bu acıların yaşanmayacağı bir gelecek için herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz.”   AMED BAROSU'NDAN AÇIKLAMA    Amed Barosu, 24 Nisan 1915’te gerçekleştirilen Ermeni Soykırımı’nın 110’uncu yıl dönümü dolayısıyla açıklama yaptı. Baronun X hesabından yapılan açıklamada, 24 Nisan 1915 tarihinin sadece Ermeniler için değil, tüm toplumun hafızasında derin yaralar bıraktığına dikkati çekti. Açıklamada, "Bu toprakların bir parçası olan Ermeniler, 1915 yılında tehcire zorlanmıştır, tehcir yolunda ittihat ve terakki yönetiminin desteği ve kontrolü altında öldürülmüş yahut ölüme terk edilmiştir" denildi.    'YÜZLEŞME' ÇAĞRISI    Ermenilerin yaşadığı acılar karşısında adaletin sağlanmadığının vurgulandığı açıklamada, şunlar belirtildi: "Tüm bu yaşananlar tarihsel gerçekliğin ve insanlık vicdanının ortak değerlendirilmesiyle uluslararası alanda geniş ölçüde soykırım olarak tanımlanmaktadır. Yaşam hakkının kutsallığını, insan onurunun dokunulmazlığını ve tarihsel adaletin gerekliliğini esas alan bir anlayışla 1915 Ermeni soykırımında hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor, insanlığa karşı suçların inkar edilmeden yüzleşilerek ve hesap verilerek aşılabileceğine inanıyoruz.   Tarih ya da hakikatle yüzleşme yalnızca geçmişin acılarını dindirmek değil, aynı zamanda gelecekte benzer acıların yaşanmaması adına evrensel hukuk normları çerçevesinde bir sorumluluk taşımanın gereğidir. Bu bağlamda hakikatin tanınması ve adaletin tesis edilmesi benzer trajedilerin bir daha yaşanmaması için atılacak en önemli adımlardan biridir. Amed Barosu olarak soykırımda kaybettiklerimizi anıyor, barışın ve insan haklarının hakim olduğu bir gelecek için bir kez daha geçmişle yüzleşilerek hakikatin açığa çıkarılması sürecinin başlatılması çağrısında bulunuyoruz."   ANKARA   İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, 24 Nisan Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde yazılı bir açıklama yayımladı. “Cezalandırılmayan Suç İşlenmeye Devam Eder” başlığıyla yapılan açıklamada, soykırımın inkâr edilmesinin failleri akladığı, 'kurbanları' ise suçlu gösterdiği vurgulandı. Açıklamada, inkâr politikalarının Türkiye'de adaletin yerini bulmasını engellediği ve yeni suçlara zemin hazırladığı ifade edilirken, adalet sağlanmadıkça bu toprakların soykırımdan kurtulamayacağının altı çizildi.    Açıklamada,  "Soykırımın inkârı, soykırımın sürdürülmesidir. İnkâra son verin. Bütün hukuki sonuçlarıyla birlikte suçu kabul edin. Ancak o zaman nehirlerden akan, vadilerde üst üste yığılan, uçurumlardan atılan, denizlerde boğulan, haysiyetlerine uygun şekilde gömülmemiş mezarsız ölülerin ruhu huzura erecek. Adalet yerini bulacak. Aksi takdirde soykırımın laneti bu toprakların üzerinden kalkmayacak, Türkiye gün yüzü görmeyecek” ifadeleri kullanıldı.   DEM PARTİ’DEN YÜZLEŞME ÇAĞRISI    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti)  Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Ermeni Soykırımı’nın yıldönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 24 Nisan 1915’te iki yüzü aşkın Ermeni aydının evlerinden alınarak ölüme gönderilmesiyle başlayan sürecin, yüz binlerce Ermeni'nin sürgünü ve katledilmesiyle devam ettiği hatırlatıldı.   Açıklamada, "Bu süreçte yalnızca Ermeni halkı değil, bu toprakların diğer Hıristiyan halkları da ağır insani bedeller ödemiş, katliam ve sürgün politikalarının hedefi olmuştur” denildi.   İNSANLIĞA KARŞI SUÇ    DEM Parti MYK tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bir toplumda vicdan ve adalet duygularını geliştirmek, acıları karşılıklı paylaşmak, demokratik, barışçı ve eşit bir geleceği birlikte kurabilmenin de yoludur. O nedenle insanlığa karşı işlenen suçlarla yüzleşmek ortak ve eşit bir geleceği ve toplumsal barışı kurmanın da önemli bir adımıdır.    ÇOK AĞIR İNSANİ BEDELLER ÖDENDİ    24 Nisan 1915’te iki yüzü aşkın Ermeni aydının evlerinden alınarak ölüme yollanması ile başlayan etnik kimlik, inanç ve kültürel soykırımın üzerinden 110 yıl geçti. Bu süreç, yüz binlerce Ermeni'nin sürgünü ve katledilmesi ile devam etti. Bu toprakların diğer Hıristiyan halkları da bu politika ve uygulamalar sonucunda çok ağır insani bedeller ödediler ve katledildiler.   TOPLUMSAL VE SİYASAL KABUL    Tarihsel hakikatlerle yüzleşmek, mağdur halklar ve inançlardan özür dilemek ve onarıcı adalet yollarına başvurmak hem birbirini ve geçmişi anlamak hem de tarihsel yaraları samimi bir yaklaşımla sarmak ve ortak bir geleceği inşa etmek için vazgeçilmez adımlardır. Bu topraklarda var olan farklı halkların ve inançların, kimliklerin ve kültürlerin yaşadıklarını unutturmanın; başka bir deyişle farklılıkları silerek yok etmenin, yok saymanın ve homojen bir toplum yaratma anlayışının tarihsel bir yanılgı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu topraklar üzerindeki farklı etnik kimlik, dil, kültür ya da inancın bir diğerinden üstün olmadığı, eşit olduğu evrensel gerçeği toplumsal ve siyasal olarak genel kabul görmelidir.    Coğrafyamızın kadim halklarından olan Ermeni halkıyla ve Ermeni yurttaşlarımızla birlikte huzur içinde ve eşit koşullarda yaşamak son derece önemlidir. Aynı zamanda bölgemizin bir parçası olan Ermenistan devletiyle diplomatik, ticari, ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirmek hem halkların ihtiyacı ve çıkarıdır hem de Kafkasya bölgesinde barışın inşa edilmesinin yoludur.    Bu duygu ve düşüncelerle, Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim halkları olarak 110 yıllık acıları ve yası bir kez daha paylaşıyor; yaşanmış olan büyük insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyor ve o süreçte yaşamını yitirenleri bir kez daha hüzün ve saygıyla anıyoruz."