1 Eylül etkinlikleri: Çözüm için ısrarcı ve cesur olunmalı 2025-09-01 13:43:42 HABER MERKEZİ - 1 Eylül kapsamında Şêx Seîd Meydanı’nda açıklama yapan Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, Kürt sorununun çözümü noktasında ısrarcı ve cesur olunması çağrısı yaptı.  1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla birçok kentte çeşitli etkinlikler düzenlendi. Amed Kent Koruma ve Dayanışma Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla, Şêx Seîd Meydanı’nda açıklama yaptı. Açıklamaya kentte bulunan çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Açıklamada, “Barış lütuf değil, insan hakkıdır” pankartı açıldı.    Basın metnini okuyan Platform Eşsözcüsü Yıldız Ok Orak,  “Savaş, çatışma ve şiddetin yarattığı yıkımı ve acıyı fazlasıyla yaşamış bir toplum olarak, barışın önemini çok iyi bilmekteyiz” diyerek, on yıllardır güvenlikçi yaklaşımların Kürt meselesini çözmekten ziyade derinleştirdiğini vurguladı.    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te yaptığı Meclis konuşması ile başlayan ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” sonrası yeni bir aşamaya geçen sürece işaret eden Yıldız Ok Orak, 11 Temmuz da PKK’nin silahlarını yakılması ile de ciddiyetini ve barış iradesini en somut şekilde ortaya konulduğunu belirtti. Geçmiş çözüm süreçlerinde yaşanan başarısızlıklara dikkat çeken Yıldız Ok Orak, toplumsal güvenin sarsıldığını belirterek, “Bugün atılacak adımların şeffaf, kapsayıcı ve kararlı olması hayati bir zorunluluktur. Aksi halde, süreci sabote eden ve provokatif eylemler içinde olanlar, tarih ve toplum önünde ağır bir sorumlulukla yüzleşecektir” dedi.    Medyanın dilini eleştiren Yıldız Ok Orak, şunları söyledi: “Özellikle mevcut medya düzeni, barış sürecinin sağlıklı ilerlemesi açısından handikap haline gelmiştir. Barışı savunmak yerine gerilimden beslenen yayın politikaları, kamuoyunun kutuplaşmasını daha da derinleştirmektedir. Oysa medya; sürecin daha geniş toplumsal düzeyde erişmesi için çözüm odaklı, çoğulcu ve sağduyulu bir dil geliştirmelidir. Bu noktada, medyanın daha cesur ve dengeli bir yayıncılık sorumluluğu üstlenmesi hayati önem taşımaktadır. Ayrıca Mecliste kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik Ve Demokrasi Komisyonu’nda Barış Anneleri’nin Kürtçe konuşmasına uygulanan ambargo meselenin çözümü noktasında kaygı verici durumdadır. Popülist, kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı bir dilin barış sürecine vereceği zarar tahmin edilenden büyük olur. Toplumun ihtiyaç duyduğu şey; adalet, eşitlik, güven ve ortak bir gelecek tahayyülü etrafında inşa edilmiş yeni bir siyasi dildir.”   Yıldız Ok Orak, Ocak ayında platform olarak Mecliste grubu bulunan siyasi parti ziyaret ettiklerini hatırlatarak, sundukları talepleri şöyle sıraladı:    “* Kürt Meselesinin diyalog yolu ile çözümü konusunda gelişecek sürecin destekçisi ve takipçisi olacağımızı,   * Yürütülecek sürecin siyasi kaygılardan uzak, evrensel insan haklarını esas alan bir perspektif ile sürdürülmesi için tüm kesimlerin sorumlu davranması gerektiğini belirtmek,   * Gelişecek süreç içerisinde olası tıkanıkların soğukkanlılık ile karşılanarak meselenin barışçıl bir şekilde çözümü konusunda ısrarcı ve cesur olunması gerektiği,   * Yurttaşların seçme seçilme hakkının ihlalini oluşturan Kayyım atama yetkisini içeren yasa metninin iptal edilmesi,   * Anadilin eğitim ve kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin ortadan kaldırılması için yasal düzenlemelerin yapılması,   * Sivil ve Demokratik anayasa yapım sürecinin bir an önce başlatılması,   * Suriye’de Kürtlerin haklarını kabul eden yaklaşım ve söylemler geliştirişmeli,   * Anayasa mahkemesi ve AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının yerel mahkemelerce uygulanması önündeki engeller kalkmalı.”   Yıldız Ok Orak, “1 Eylül Dünya Barış Günü'nün tarihsel önemini daha fazla anlamlı kılmanın yolu, günümüz ve halkımız için ekmek su kadar ihtiyaç duyduğumuz onurlu bir barışın bu topraklarda hayat bulması için verilen mücadelenin sahiplenilmesidir” diye kaydetti.   Açıklama alkışlarla sona erdi.    MÊRDÎN    İnsan Hakları Derneği (İHD) Mêrdîn Şubesi, şube binası önünde açıklama yaptı. “İnsan haklarıyla insandır” pankartının açıldığı açıklamada konuşan İHD Şube Eşbaşkanı Halime Tunç Dağ, dünyadaki çatışmalı ortamın binlerce sivil insanın ölümüne neden olduğunu, yaşam hakkı ihlallerinin doğduğunu belirtti. İsrail’in Filistin’e dönük saldırıları ile uluslararası sözleşmeleri ihlal ettiğini kaydeden Halime Tunç, “Özellikle gıda yardımının engellenmesi ile sürekli olarak Gazze’ye gerçekleştirilen saldırılarda birçok çocuk yaşamını yitirmektedir. Bu durum insan hakları savunucuları açısından kabul edilemez bir durumdur” dedi.    Halime Tunç, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli çağrısıyla insan hakları savunucularının barış umudunun yükseldiğini söyledi. Yapılan çağrının ardından gelişen süreçte hükümetin yasal düzenlemeleri yapması gerektiğini kaydeden Halime Tunç, Meclis’te kurulan komisyona dikkat çekerek, “Komisyonun Kürtçe konuşulmasını engellemesi önemli bir eksikliktir. Ayrıca komisyonun çatışmanın tüm taraflarını eksiksiz dinlemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.