Kürdistan'da süren bir gelenek: Kadın şifacılar 2025-10-16 09:05:55 WAN - Modern tıbbın yerini aldığı geleneksel tıp, Kürdistan'da varlığını "şifacı" kadınlarla sürdürüyor. Bu işi yapanlardan Rabia Algör, şifacılığın kadınlar tarafından sürdürülmesini, kadınların toprak ve bitkilerle kurduğu bağdan kaynaklandığını ifade etti.             Pozitif bilim anlayışının modern tıbbın gelişimini sağlamasıyla birlikte geleneksel tıp geri plana düştü. Ancak hala bu tedavi yöntemi kuşaktan kuşağa aktarılarak varlığını sürdürüyor. Geleneksel tıp, "şifacı" olarak adlandırılan kadınların emeğiyle Kürdistan'da "şifa" dağıtmaya devam ediyor. Kadının doğayla bağına da işaret eden doğal bitkilerin kullanıldığı ve cerrahi müdahale gerektirmeyen birçok hastalığın tedavisinde etkili sonuçlar veren "şifacılığın" temsilcilerinden biri 63 yaşındaki Rabia Algör.  Wan'ın Payîzava (Gürpınar) ilçesine bağlı Şivreş Mahallesi'nde doğan Rabia Algör, köylerine gelen şifacı kadınlardan etkilendi. Çocukluğunu yaşadığı Şivreş'te, bu etki kişisel merakıyla birleşince Rabia Algör'ün de yürüyeceği yolun taşları da döşenmiş oldu. Rabia Algör, taşları döşenen yoluna daha sonra yerleşecekleri Wan'ın Tûşba ilçesi Düzyol Mahallesi'nde de devam etti. Sık sık çevre köylere giderek şifalı bitkiler toplayan Rabia Algör, "şifacılık yolunda" ilk olarak sülük tedavisiyle adım attı ve ardından başka tedaviler geldi.    İşini ticaretten uzak, toplum ve kişi sağlığı anlayışıyla yaptığını ifade eden Rabia Algör, "Ben eğitim alamadım; ama insan doğasına, hastalıklara karşı büyük bir ilgim alakam vardı. Küçükken buna ilgi duyduğumu dile getirdiğimde kimse beni ciddiye almazdı. Eskiden hastane yoktu, tedavi olabilecek bir yer yoktu. Köylerimizde 'pîrik' dediğimiz yaşlı kadınlar olurdu. Ya kendi köylümüz ya da başka köyden gelirlerdi. Bu kadınlar eliyle tedavi olurduk" diye konuştu.    İnsanlarla kurduğu iletişim ve duyularıyla tedavi yöntemleri geliştirdiğini ifade eden Rabia Algör, "Açıkçası bugüne kadar öğrendiklerimi köyümüze gelen kadınlardan öğrenmedim. Kendi yöntemlerimle bugünlere geldim. Ağrıyı, sorunu nerede görsem anlarım, tedavi etmeyi bilirim. Kendi insanımı iyileştirmek istediğim için bu yola baş koydum" ifadelerini kullandı.    'İLAÇ YAPIP SATMIYORUM'   Şifalı bitkileri geçmişten bu yana yine köylerindeki kadınlardan, annesinden, nenesinden öğrenerek bugünlere getirdiğini söyleyen Rabia Algör, şifalı bitkilerle uzun süre kendisini tedavi ettiğini dile getirdi. Şifalı bitkileri toplayarak kürler, karışımlar yaptığını ancak bunları tedavi olmak isteyen kimseye vermediğini belirten Rabia Algör, "Ben bu şekil sahtekarlıklar yapmak istemem. Kimseye paralı ya da parasız, 'Gel ilaç yaptım, sana vereyim' demem. Bunu sahtekarlık olarak görüyorum. İnsanlar gelip bana şu, şu hastalığım var, diyor. Ben de onları bildiğim bitkilere yönlendiriyorum. Kendi yapıp içtiğim ve bana iyi gelen kürleri, karışımları öneriyor, tariflerini veriyorum" diye belirtti.    'MUTLAKA DOKTORA YÖNLENDİRİYORUM'   İlk defa bir kadını tedavi ederek insanları tedaviye başlayan Rabia Algör, şöyle devam etti: "Aynı mahalleden bir kadın arkadaşım vardı. Eşi onu benim yanıma getirdiğinde fıtığı atmıştı. Ona sülükle tedavi yaptım. O kadını iyileştirdikten sonra başladı her şey. Onu iyileştirince çok mutlu olmuştum. Onu iyileştirince insanlar bana gelmeye başladı. Ben insanlar için elimden geleni yapıyorum. Ancak kendim de elbette hastalanıyor ve hastalandığımda da doktora gidiyorum. Bazen insanlar çok hasta olduklarında beni arıyorlar, onlara dertlerini, sıkıntılarını, nerelerinin ağrıdığını soruyorum. Onlara muhtemel hastalıklarını dile getirip mutlaka doktora yönlendiriyorum. Doktor olmadan da iş yapmam. Yüzde 90'nının teşhisi doğru oluyor. Hatta bazıları beni arayarak, 'Sen ne dediysen doktor da o teşhisi koydu' diyor."   'SAĞLIK PARA KAZANMA YERİ DEĞİLDİR'   Sağlık sektörünün şuan ki haliyle para kazanma yeri haline getirilmesine tepki duyduğunu belirten Rabia Algör, "Özel sektör tamamen paraya bağlı olarak bir ilgi alaka gösteriyor. Bu beni çok irrite ediyor. Çünkü parayla tedavi olmak zorlama gözüküyor" dedi.    Sağlık ile uğraşmanın, insanları tedavi etmenin hem gönül hem de inanç işi olduğunu söyleyen Rabia Algör, "Kadın bilgeliği eskiden her alandaydı. Bu da bilinirdi. Kadınlar duygusal ve gerçekten yanlarında yaşanan şeye kafalarını çevirmiyor, çözüm arıyorlar. Mesela benim komşum bir acı çekince ben de bundan etkileniyorum. Diğer yandan erkeklerin bitkilere, toprağa dönük çok merakları yok. Ancak kadınların var" diye ekledi.    MA / Ceylan Şahinli