Efrîn’deki cezaevleri ve ajanlaştırma ağları 2025-12-12 09:05:07   HABER MERKEZİ - Efrîn’de Türkiye kontrolünde kurulan yapılanma, cezaevleri ve ajanlaştırma faaliyetlerini sürdürürken, “göçertilenlerin güvenli dönüşünün sağlanması” maddesini barındıran 10 Mart mutabakatının süresi ise doluyor.    Suriye'de son bir yılda yaşanan siyasi ve askeri gelişmelerle birlikte bölgedeki dengeler yeniden şekilleniyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Geçici Şam Yönetimi arasında imzalanan 10 Mart Mutabakatı’nın süresi yıl sonunda doluyor. Mutabakatın temel başlıklarından biri olan yerinden edilenlerin geri dönüşü başlığına dair herhangi bir adım atılmış değil. Türkiye’ye bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) ve Heyet Tahrir El Şam’ın (HTŞ) kontrolünde bulunan alanlarda kurulan mekanizmalar ise, askeri denetimin ötesine geçerek halkın gündelik yaşamını, toplumsal ilişkilerini ve özellikle Kürt gençlerinin geleceğini doğrudan etkileyen bir yapıya dönüştü.    EFRÎN’DEKİ CEZAEVLERİ   Bölgedeki uygulamaların en görünür yansımalarından biri, grupların kontrolü altında olan cezaevleri. Sahadan alınan bilgilere göre Efrîn ve çevresindeki bu cezaevlerinde çok sayıda kişi tutuluyor. Cezaevlerine ilişkin bilgiler ise şöyle:   * Qermîtliq Köyü Cezaevi: Emşat grubunun kontrolünde olduğu belirtilen cezaevinde, yaklaşık 200 kişinin tutulduğu aktarılıyor. Tutukluların önemli bir kısmının Hemra köyünden olduğu, cezaevinin Ebû Emşe’ye bağlı bir grubun denetiminde olduğu ve “kayıp” kişilerin bir bölümünün burada bulunduğu ifade ediliyor.   * Hiwar Kilis Cezaevi: Fehim Îsa’nın etkili olduğu, Ebû Emşe ve Sêf Ebû Bekir gruplarının da denetiminde olduğu belirtiliyor. Burada tutulanların çoğunun QSD ve yerel yönetimlerle bağlantılı olmak iddiasıyla tutulduğu kaydediliyor.   * Bilbilê Cezaevi: Yaklaşık 70 tutuklunun bulunduğu cezaevine, Raco bölgesinden getirilen kişilerin önce toplandığı, ardından Baliya köyüne sevk edildiği ve bazı tutukluların Türkiye’ye götürüldüğü aktarılıyor.   * Sera Qirtqilaqê Köyü Cezaevi: Ereb Idrîs adlı paramiliter şahsın sorumluluğundaki cezaevinin son dönemde boşaltıldığı, tutukluların bir kısmının Hiwar Kilis’e, bir kısmının ise İdlib’deki Emin el-Am cezaevlerine gönderildiği bildiriliyor.   * Efrin Merkez Cezaevi: El Şîfa Hastanesi bölgesinde yer alan ve doğrudan MİT denetiminde olduğu ileri sürülen merkezde yaklaşık 500 tutuklunun bulunduğu, bölgenin en büyük kapalı cezaevlerinden biri olduğu ifade ediliyor.   * Mistefa El Tacêr Cezaevi: Halep yolu üzerindeki cezaevinin MİT ve ona bağlı grupların kontrolünde olduğu, tutuklu sayısına dair net bilgi bulunmasa da bölgenin “en kapalı” merkezlerinden biri olarak tanımlandığı belirtiliyor.   EFRÎN’DE AJANLAŞTIRMA AĞLARI   Kuzey ve Doğu Suriye’nin çeşitli bölgelerinde Türkiye’ye bağlı gruplarca kurulan yapılar, yerel halk üzerinde giderek derinleşen bir kontrol mekanizmasına dönüştü. Efrîn merkezli bu ağların özellikle Kürt gençlerini istihbarat yapılanmalarına yönlendirmeyi hedeflediği aktarılıyor.   EFRÎN'DEN MESÛD BETAL SORUMLU    Sahadaki bilgilere göre MİT’in bölgedeki faaliyetleri son dönemde Mesûd Betal adlı bir sorumlu üzerinden yürütülüyor. Betal’ın Efrîn’in farklı köylerinde ev ziyaretleri yaptığı, ailelerle görüştüğü ve nüfuz alanlarını genişletmeye çalıştığı ifade ediliyor.   GENİŞ BİR HATTI KAPSIYOR   Bu çalışmaların, Efrîn’den başlayarak Ezaz, Til Erin ve Til Hasêl’e uzanan geniş bir hata yayıldığı belirtiliyor. Özellikle Didan aşiretiyle bağlantılı gençlerin HTŞ’ye bağlı Emin el-Am birimlerine yönlendirilmesinin hedeflendiği aktarılıyor. Gençlerin “kendi bölgelerinde görev alıyormuş gibi” gösterilmesinin bu yapıya meşruiyet algısı kazandırmayı amaçladığı kaydediliyor.   ŞÊX MEQSÛD VE EŞREFIYÊ   Efrîn dışındaki kimi Kürt yerleşimlerinde de benzer baskı mekanizmalarının hissedildiği bildiriliyor. Halep kentinin Şêx Meqsûd ve Eşrefiyê mahallelerinde yaşayan bazı ailelerin, gençlerin istihbarat yapılanmalarıyla ilişkilendirilmeye zorlandığı ve bu nedenle baskı yaşadıkları ifade ediliyor.   SONUÇ   Efrîn ve çevresinde kurulan cezaevi ağları ve gençlere yönelik sistematik ajanlaştırma faaliyetleri, 10 Mart Mutabakatı’nın temel maddelerinde biri olan yerinden edilenlerin geri dönüşü maddesi ile çelişiyor. Türkiye’ye bağlı grupların denetimindeki bu oluşumlar, Kürt gençlerinin yaşamını, ailelerin güvenliğini ve toplumsal dokuyu doğrudan etkiliyor. Tutuklamalardan zorla kaybettirmelere, istihbarat baskısından gençlerin yönlendirilmesine kadar uzanan uygulamalar, toplumunun haklarının sistematik olarak ihlal edildiğini ortaya koyuyor.   MA / Erdoğan Altan