Karakuş: Pozitif entegrasyon özyönetim ve konfederal yapılara açıktır 2025-12-29 09:23:25 AMED - Abdullah Öcalan'ın önerisiyle siyaset ve toplumun gündemine giren entegrasyona dair konuşan yazar Mehmet Karakuş, "Pozitif entegrasyon özyönetim, federasyon ve konfederal yapılara açık bir şeydir" dedi.  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'yla Kürt sorununun "demokratik entegrasyon" modeliyle çözümü kamuoyunun gündemine girdi. "Demokratik entegrasyon" ve "entegrasyon" ekseninde yürütülen tartışmalarda, "demokratik entegrasyonda" farklılıkların korunup, geliştirilmesinin siyasal ve hukuki zemin oluşturulması ön plana çıkarken, daha negatif bir içeriğe sahip olan "entegrasyonun" ise "asimilasyon" hedeflediği görüşü belirginleşti. "Demokratik entegrasyon" kavramı, süreç kapsamında kullan Meclis Komisyonu'nun da gündemine girdi. Komisyonun "demokratik entegrasyon" yasa önerisini nasıl şekillendireceği henüz netleşmezken Abdullah Öcalan bu konuda "Özgür Yurttaş Yasası", "Özgülük Yasaları" ile "Barış ve Demokratik Toplum Yasaları" olmak üzere 3 ana başlık olarak sıraladı.    Entegrasyon biçimleri ve entegrasyon yasalarının kapsamının ne olması gerektiğini ve Abdullah Öcalan'ın önerdiği ilkelerin ne şekilde hayata geçirebileceğini değerlendiren yazar Mehmet Karakuş, Latince kökenli olan entegrasyonun pozitif anlamda kullanılabileceği gibi, negatif anlamda da kullanılabildiğini söyledi. Entegrasyonun negatif anlamda halklar açısından kendi kültürel, folklorik değerlerini, tarihsel geçmişini, renklerini inkar ederek; egemen olan yapıyla bütünleşmek olduğunu söyleyen Karakuş, 1924'ten bugüne negatif anlamda kullanıldığına dikkat çekti. Bu durumun çözüm üretmediğini, sorunun daha da derinleştiğini ifade eden Karakuş, "Bizim istediğimiz daha çok pozitif entegrasyondur. Pozitif entegrasyon öz yönetim, federasyon ve konfederal yapılara açık bir şeydir. Halkın kendi kimliğiyle, diliyle, gelenek ve görenekleriyle, folkloral özellikleriyle örgütlü bir güç olarak demokratik cumhuriyete entegre olmasıdır, bütünleşmesidir. Bunun temeli demokratik ulustur. Demokratik ulus bu coğrafyada yaşayan tüm kimliklerin, kültürel, inanç farklılıkların bir arada, demokratik tarzda yaşamasıdır. Yani çok kültürlü, dilli ve inançlı bir yapının oluşmasıdır. Demokratik denilmesi; iktidar ve devlet örgütlemesini gerektirmeyen, bunun dışında bir örgütlülüğü geliştiren bir durumdadır. Zaten demokratik entegrasyon da demokratik ulusa denk bir yaklaşımdır" ifadelerini kullandı.    HUKUKSAL ENTEGRASYON   Demokratik entegrasyonun ilk adımının hukuksal entegrasyon olduğunu söyleyen Karakuş, hukuksal entegrasyonun yasaların demokratik bir anayasayla uyumlu hale getirilmesi, bütüncül bir hukuk perspektifiyle hareket edilmesi olduğunu vurguladı. Devletten demokratik bir anayasa beklemenin zor olduğunu ifade eden Karakuş, başlangıç itibariyle anayasanın Türkçe dışında hiçbir dili resmi ve eğitim dili olarak kabul etmeyen 42'inci maddesi ile vatandaşlığı tanımlayan 66'ncı maddesi üzerinden değişiklik yapılabileceğini belirtti. Bunun aynı zamanda Abdullah Öcalan'ın bahsettiği özgür yurttaş tanımlamasına uyumlu olacağını dile getiren Karakuş, bu şekilde tüm kesimleri, kimlikleri ve inançları kucaklayan bir gerçeklik içerisinde olunabileceğinin altını çizdi.    'ÖNDER APO'NUN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANMALI'   Entegrasyon sürecinin ilerleyebilmesi için özgürlük yasalarının çıkarılması gerektiğini söyleyen Karakuş, "Yani Önder Apo'nun fiziki özgürlüğünün sağlanması gerekir. Önder Apo'nun fiziksel özgürlüğü sağlanırsa hem halkta bir güven olur hem sürecin ilerlemesi sağlanır. Sonuç itibarıyla bu hukuk içerisinde Kürt hukukunun olması gerekir. Bununla birlikte Türkiye Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na imza atmış, fakat bazı çekinceler koymuştur. Bu çekincelerin geri çekilmesi ile birlikte bu süreç ilerleyebilir. Yine bununla birlikte anayasada demokratik bazı haklar vardır. Bu haklar, 'ama ve fakat' ile başlayan cümleler ve yasalarla boşa çıkarılmıştır. Bu gibi düzeltmeler yapılırsa sürecin gelişmesi, Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından önemli bir ivme kazandıracaktır. Çünkü demokrasi olmadan Kürt sorunun çözümü, Kürt sorunu çözülmeden de demokrasi gerçekleşemez" diye konuştu.     DEMOKRATİK SİYASET   Demokratik entegrasyonun hukuki ayağının oluşmasıyla birlikte demokratik siyasetin önünün açılacağını belirten Karakuş, şimdiye kadar yapılan demokratik siyasetin yasal dayanağının olmadığını, yasal bir niteliğe bürünmesi gerektiğini dile getirdi. Siyasal alanda merkezden değil, yerelden yönetimi esas alan bir yönetim tarzının hakim kılınması gerektiğini vurgulayan Karakuş, "Sadece bizim yaşadığımız coğrafyada değil, Türkiye'nin genelinde öz yönetime, yerelden yönetime dayalı bir perspektifin hakim kılınması gerekir. Çünkü her şeyin merkezden halledilmesi, merkezden çözüme kavuşturması zordur. Merkezdeki yapı daha çok diplomasi, genel savunma ve makroekonomide rol üstlenebilir. Fakat yerel ekonomi, sağlık, eğitim, ekoloji, kadın, öz savunma ve asayiş gibi konular yerelden halledilmelidir. Yerel halkın doğrudan demokratik katılımıyla birlikte bunlar halledilebilir. Bununla birlikte siyasal entegrasyon içinde öz yönetim tarzı yönetiminin, özerklik tarzı yönetimin esas alınması gerekir" şeklinde konuştu.   ENTEGRASYON YASALARININ 3 İLKESİ   Abdullah Öcalan'ın entegrasyon yasaları bağlamında sunduğu 3 ilkeye dikkat çeken Karakuş, şöyle devam etti: "Birincisi ‘Özgürlük Yasaları'dır. Önder Apo'nun fiziksel özgürlüğünün sağlaması ve hapishanedeki arkadaşların özel bir yasayla -af değil- serbest bırakılmaları ve demokratik siyasete katılmalarının önüne açılmalıdır. Diğeri özgür yurttaşlıktır. Özgür yurttaşlık kavramı anayasal bir kavramdır. Bu nedenle anayasada vatandaşlık tanımı değişirse, zaten özgür yurttaş da bu anayasal değişikliğe göre işlevsellik kazanıyor. Diğeri Barış ve Demokratik Toplum Yasaları'dır. Bizim istediğimiz barış negatif bir barış değildir. Nasıl negatif bir entegrasyondan yana değilsek, negatif barıştan yana da değiliz. Çünkü negatif barış sadece silahların bırakılması, savaşın durmasıdır, ama sorunun çözülmemesidir. Sorunun ret ve inkar politikaları temelinde sürdürülmesidir. Biz böyle bir barış değil, pozitif bir barış istiyoruz. Kürt sorununun çözülmesine yol açabilecek, hukuki, siyasal, sosyal entegrasyonu sağlayabilecek bir barış istiyoruz. Demokratik toplum açısından da tüm kesimlerin demokratik bir biçimde örgütlemeleri gerekir. Her Kürt kendini örgütlemeli, kendisini kurum ve kuruluşlarla ifade etmelidir."   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Abdullah Öcalan hakkında verdiği "umut hakkı" ihlali kararının uygulanmasının da "Özgürlük Yasaları" kapsamında hayata geçirilebileceğini belirten Karakuş, AKP ve MHP'nin Meclis Komisyonu'na sunduğu raporlarda, bu konuya değinmediğini hatırlatarak, "Bu yaklaşımlarla bu sorunlar çözülemez. Öncelikle demokrasi ve Kürt sorunu birbirinden ayrılamaz. Demokrasi ve Kürt sorununu bütünleştirecek bir perspektif lazım. Bunun içinde öncelikle umut hakkının uygulanması ve hapishanelerin boşaltılmasın da ifadesini bulan özgürlük haklarının sağlanması gerekir" diye ekledi.    MA / Rukiye Payiz Adıgüzel