Urfa'da 6 Ekim'de yapılan ev baskınlarında 8 kişiyle birlikte gözaltına alınan barış anneleri Hadle Oğur, Fatma Akbaş, Adalet Çay ve Meyaser Korkmaz, 9 gün sonra sevk edildikleri mahkemece serbest bırakıldı. 3 barış annesi, haklarında verilen adli kontrol şartı nedeniyle haftada 3 gün imza için emniyete gidecek. Annelerden Adalet Çay ise “ev hapsinde” kalacak. Bugüne kadar defalarca gözaltına alınıp serbest bırakılan annelerden Hadle Oğur ve Meyaser Korkmaz, gözaltı süreçlerine dair konuştu.  

 

YA KENDİSİ YA AİLESİ GÖZALTINA ALINIYOR

 

Yaşamı boyunca devlet tarafından çok zorluk ve acı yaşadığını, bu durumun devam ettiğini belirten barış annesi Hadle Oğur (49), her “barış” dediklerinde gözaltı ve tutuklamalar ile karşı karşıya kaldıklarını kaydetti. Şimdiye kadar 5 kez gözaltına alındığını aktaran Oğur, “Açlık grevine dışarıdan katıldığım için tutuklandım. 7 ay cezaevinde kaldım. Cezaevinde yine açlık grevini sürdürdüm. Tüm bunlara rağmen her zaman barış ve kardeşliği istedim. Bu isteğimize karşı her zaman üzerimize geldiler. Hedef tahtası haline geldik. Her defasında gelip gözaltına alıyor. 10 -15 gün sonra bırakıyorlar. Keyfi olarak gözaltına alınıyoruz. Gözaltında bana katıldığım taziyeleri soruyorlar. Önceki yıllarda birkaç kez tehdit edildim. Bana ‘Ölümden korkmuyor musun?’ diyorlardı. Ya beni gözaltına alıyorlar ya da başka bir çocuğumu. En sonra da eşim ile birlikte gözaltına alındık. Devamlı bizi gözetliyorlar. Tarlamızda bile fotolarımızı çekiyorlar. Biz umursamıyoruz artık” diye konuştu. 

 

CENAZE TÖRENİ SORUSU 

 

“Barış annelerinin tek isteği barıştır” diyen Oğur, savaşın sona ermesi gerektiğini söyledi. Huzur istemenin annelerin en temel hakkı olduğunu belirten Oğur, “Çünkü anneler evlatlarını yitirmiş. Ben her şeyimi verdim. En kıymetlilerimizi verdik, çok acı çektik. Başkaları bu acıyı yaşamasın. Buna rağmen hala üzerimize gelip teslim olmamızı istiyorlar. Teslim olmayacağız. 9 gün gözaltında kaldım. Bana, cezaevinde yaşamını yitiren bir annenin cenazesine neden katıldığımı sorudular. İnsan taziyeye gitmesi nasıl suç sayılıyor? ‘Sen niye taziyeye gittin’ diye sorduklarında insanlığımdan utanıyorum.” 

 

YAŞAMINI YİTİRENLERE VERİLEN SÖZ

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinden tecridin son bulması gerektiğini ve bunun olması halinde huzur ortamının sağlanacağına dikkati çeken Oğur, şöyle devam etti: “Bu olmazsa huzursuzluk hep devam eder. Barış gelmedikten sonra hep ağlayacağız. 15 barış annesi yaşamını yitirdi. Bana ‘Barış geldiğinde mezarımıza gel söyle’ diyorlardı. Ben her mezarlarına gittiğimde utanıyorum, bir şey diyemiyorum. Bu annelerin tek istediği barıştı. Bu hasretlik ile yaşamını yitirdiler. En azından biz barışı görelim diye mücadele ediyoruz.”

 

‘NEDEN TAZİYEYE GİTTİN’ SORUSU 

 

49 yaşındaki barış annesi Meyaser Korkmaz ise, yıllarca siyasetin içerisinde yer aldığını ve barış mücadelesi vermenin çok değerli olduğunu belirtti. Korkmaz, “Barış annelerini içinde yer almak onurdur. Barış anneleri bir karıncanın bile incinmesini istemiyor, savaşın ve gözyaşının bitmesini istiyor. Benim de amacım budur. Bu süre zarfında 3 kez gözaltına alındım. Yine birçok kez ifadeye çağrıldım. Dava açtıkları konular taziye ve basın açıklamaları. Her defasında bu gerekçeler ile gözaltına alıyorlar. Gözaltında 25 gün kaldığım oldu. Gözaltında ‘neden taziyeye gittin’ diye soruyorlar. Taziyeler bizim kültürümüzün bir parçası ve insani bir görevdir. Taziyeye gitmek yasak değil” diye konuştu. 

 

‘ANNEM BARIŞIN HASRETİYLE ÖLDÜ’ 

 

Barış taleplerinin her zaman karşılıksız bırakıldığını dile getiren Korkmaz, barış annelerinin tutuklanmasını “barışı sabote” olarak nitelendirdi. Korkmaz, şöyle devam etti: “2 annenin yan yana gelmesini istemiyorlar. Benim annem de barış annesiydi. Annem son nefesine kadar ‘Barış istiyorum. Siz benim bu yükümü kaldırın” dedi. Annem barışı görmedi. Ben hayatım boyunca annemin o son nefesini unutmayacağım. Ben bunu yaşamak istemiyorum. Elimizden geldiğince barış için mücadele edeceğiz.”