Salih Müslim: Türkiye ve Suriye halkların birleşmesinden korkuyor

img

İSTANBUL – Kuzey ve Doğu Suriye’de halklar başkalarının siyasetine alet olmayacağı bir paradigmanın inşasına giriştiklerini belirten PYD Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, ancak Türkiye ve Suriye yönetimlerinin Kürt, Arap ve diğer halkların birleşmesinden korktuğunu söyledi. 

Suriye'de halkın 15 Mart 2011'de rejim değişikliği talebiyle sokaklara çıkmasıyla başlayan protestoların bölgesel ve küresel güçlerin müdahaleleriyle dönüştüğü iç savaş, 9 yılı geride bıraktı. Ne mevcut statükoyu sürdürmek isten Esad rejimi ne de değişim taleplerini yeni bir statüko inşa etmeye bayrak yapan küresel güçlere eklemlenmeyen Suriye Kürtleri, savundukları “Üçüncü Yol” çizgisiyle kendileri ile birlikte diğer halkların özgürlük ve değişim taleplerini ortaya koydu.
 
Geçen zaman içerisinde maruz kaldıkları saldırılara rağmen bu ısrarlarından vazgeçmeyen Kürtler, savundukları demokratik modernite paradigması ile Ortadoğu’nun yüz yıldır kan gölüne dönmesine neden olan ulus devlet sistemine alternatif bir model inşasına girişti.
 
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim, Suriye’de 9 yıldır süren iç savaşı, uluslar arası güçlerin Suriye’ye dair hesapları, Kürtler olarak izledikleri yolu ve Türkiye’nin yaklaşımlarına daha bir çok konuya ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
Öncelikle Suriye’de yaklaşık 9 yıldır devam eden iç savaşın geldiği noktayı ve Kürtlerin bu savaş koşulları içerisindeki konumunu kısaca anlatabilir misiniz?
 
 Suriye kurulduğundan şimdiye kadar hep demokrasiden ve özgürlüklerden uzak oldu. Çeşitli dönemlerde hele 1963’te Baas rejiminin iktidara gelmesiyle halklar üzerindeki baskılar arttı. Artık halklar bu baskılara karşısında çeşitli problemler yaşamaya başladı. Bundan kaynaklı özgürlük için, demokrasi için, barış için bir arayışa girişti. Halkların bu arayışı dolayısıyla bazı dönemlerde çeşitli kargaşalar yaşandı ama sonuç olarak 2011’de patlak verdi. Buna devrim mi denir, halk ayaklanması mı denir bilemiyorum ama böyle bir şey oldu. Tabi bu uluslararası güçlerden ve planlarından bağımsız bir şey değildi. Zaten 1990’lardan beri egemen güçler tarafından yeni bir Ortadoğu’dan söz ediliyordu. Hem onların yardımı ve çabalarıyla hem de Suriye halklarının demokrasi ve özgürlük isteğiyle 2011’de böyle ayaklanma oldu. 
 
Baas rejimi tarih boyunca Kürtleri terbiye etmeye ve hep baskı altına almaya çalıştı. Buna karşı 2004’te Qamışlo serhildanı oldu. Ondan sonra yaşananlar karşısında 2011’deki olaylar patlak verdi. Kimisi buna ‘Arap Baharı’ dedi ama bize göre ise bu halkların baharıydı. Bu ayaklanmayla birlikte üç güç ortaya çıktı. 
 
Birisi hegamonik güçlerin desteğiyle değişiklik isteyen, barış isteyen, demokrasi isteyen, özgürlük isteyen ve bu çerçeve içerisinde kendini örgütleyen güçtü. İkincisi eski rejimler, ırkçı rejimler ve diktatör rejimiydi. Üçüncüsü ise halklardı ve onların istekleriydi. Ama bu çok cılızdı ve kendini gösteremiyordu. Diğer iki güç sürekli bunu kullanmaya çalıştı. Bunlar karşısında bizim çizgimiz ise “Üçüncü Yol”du. 
 
Belirttiğim gibi 2004’ten beri Suriye Kürtleri olarak kendimizi örgütlemeye çalıştık. Daha önce de bu yönde çabalarımız vardı. Buradaki olaylar patlak verince kendi yolumuz olan Üçüncü Yol’u izleyeceğimizi belirttik ve bu yolu yürümeye başladık. Yalnız bizim yaptıklarımız hep ihtiyaç sonucuydu. Kendimizi savunmak, YPG, YPJ’yi kurmak, meşru savunmaya geçmek ve ondan sonra buradaki yönetimi oluşturmak zorunlu adımlardı. Bizim alanımız rejimden kurtulduktan sonra açık bir alan olmadı. DAİŞ belasıyla uğraştık. Türkiye’nin desteğiyle ve yönlendirmesiyle DAİŞ bizim bölgelerimize geldi. Uzun süre bununla uğraştık ve bugüne kadar geldik. 
 
 İzlediğiniz ‘Üçüncü Yol’ nedir, neyi içeriyor? 
 
Üçüncü Yol, bir iktidar istemeyen, halkların kardeşliği ve birliği temelinde bir sistemini kurmak isteyen ve meşru savunmaya dayanan bir yoldur.
 
Bizim "Üçüncü Yol" dediğimiz şey şunu içeriyor. Birincisi iktidarda bir rejim vardı ve onu destekleyen güçler vardı. İkincisi iktidarı paylaşmak ve değiştirmek isteyen güçler vardı. Üçüncü Yol ise halk yoludur, yani bizim yolumuzdur. Üçüncü Yol demek, halkın yolu demektir. Bizler ne iktidarın yanında yer aldık ne de bu silahlı güçlerin iktidarla savaşmak için giriştiği tarafta yer aldık. Kendi öz gücümüzü, öz örgütümüzü oluşturduk ve kendimizi savunmaya, mücadele etmeye başladık. Biz buna Üçüncü Yol dedik. Üçüncü Yol, bir iktidar istemeyen, halkların kardeşliği ve birliği temelinde bir sistemini kurmak isteyen ve meşru savunmaya dayanan bir yoldur. 
 
 Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik “Öcalan’ın felsefesinin hayat bulduğu yer” söylemleri söz konusu. Öcalan’ın düşünceleri izlediğiniz yolun neresinde yer alıyor? 
 
Üçüncü Yol, ideolojik olarak Sayın Öcalan’ın fikirleridir. Bu fikirler sadece kuzey halkı için değil, bütün Kürt halkı ve diğer bütün halklar için geçerlidir. Bizler halkların beraber yaşamaları için demokratik ulus felsefesi çerçevesinde hareket ettik. Ama bunu öz durumumuza uyarlayarak uygulamaya, hareket etmeye çalışıyoruz. Bizler halkların başkalarının siyasetine alet olmasından kaçındık ve başka bir halka saldırılmasından uzak durduk. Halklarımızı kullanmamaya ve bu şeylere alet etmemeye çalıştık. Bunun için demokratik ulus paradigmasına göre hareket etik. Bu da Öcalan’ın felsefesi ve paradigmasıdır. Dediğim gibi, bu fikirler ve düşünceler sadece Kürtler için değil, tüm halklar, Ortadoğu halkları için geçerlidir.
 
Öcalan'ın fikirlerinden yararlandığınız için mi Türkiye'nin saldırılarına maruz kalıyorsunuz? 
Türkiye halklarına bir zararımız dokunmaz, beraber yaşayabiliriz ve iyi bir komşu olabiliriz. Ama hala Türkiye’yi yönetenleri buna inandırabilmiş değiliz
.
 
Türk cemiyetinde gerçekten de çok hastalıklı bir zihniyet var. O zihniyet şöyle düşünüyor; “Kürtlerin herhangi bir kazancı Türklerin aleyhinedir. Türklerin var olması için Kürtlerin yok olması gerekir” diye düşünüyorlar. Bunu bazıları açık açık söyledi. Süleyman Demirel; “Güney Afrika’da da bir Kürt bir hak elde ederse, biz buna karşı çıkarız” demişti. Bu çok hastalıklı bir zihniyettir. Halklar birlikte yaşayabilir. Bu kadar sene birlikte geçirmişler, iç içe yaşamışlar, sen kalkıp düşmanlık yaratarak ne elde ediyorsun. Bu düşmanlık egemen güçlerin çıkarlarından başka bir şey değildir. Türkiye faşizmi de “Kürtler nerede kazanırsa onlara karşı çıkmak, o kazanımı yok etmek gerekiyor” düşüncesiyle hareket ediyor. 
 
Şimdi Sayın Öcalan’dan, onun paradigmasından söz ediyoruz. Sayın Öcalan’ın felsefesi sadece Kürtler için değildir, tüm halklar içindir. Biz de bundan yararlandık diye Türkiye’ye düşman mı olacağız? Hayır, öyle değil. Kürtler nerede kendi demokratik haklarını elde ederse ona düşman oluyorlar. DAİŞ’in yaratılması, desteklenmesi ve yönlendirmesi de bundan kaynaklıdır. DAİŞ sadece Rojava’ya karşı kullanılmadı. Şam’da, Türkiye’de de kullanıldı. Amed’de olan patlama DAİŞ’liler tarafından yapıldı. Ankara’da, Suruç’ta DAİŞ tarafından patlatılan bombalar... Demek ki DAİŞ yaratılarak hem dışarıda hem de içeride kullanıldı. Böyle olmaması gerekir. Biz hala ısrar ediyoruz. Türkiye halklarına bir zararımız dokunmaz, beraber yaşayabiliriz ve iyi bir komşu olabiliriz. Ama hala Türkiye’yi yönetenleri buna inandırabilmiş değiliz. 
 
Uluslararası güçlerin Suriye’ye dair planı neydi? DAİŞ üyelerinin burada nasıl palazlandı? 
 
Bunu biz de bilmiyoruz ve hala düşünüyoruz bunlar Suriye’de neler istedi diye. Ama bildiğimiz şey herkesin Suriye üzerinde bir planının olduğudur. Uluslararası güçler olsun, Türkiye olsun, Rusya veya ABD olsun herkesin bir planı vardı. Ortadoğu’da yeni dizayn NATO’nun planıdır. Ama bunu en fazla yürüten ve ön ayak olan Türkiye’ydi. DAİŞ’in yaratılması sanırım en fazla Türkiye’ye bağlıdır. Diğerleri gerçekten ılımlı İslam’ı istedi. Ama Türkiye kalkıp bu DAİŞ türevi radikalleri destekledi ve hala destekliyor. Bu herkes tarafından biliyor.
 
 2014 yılında dönemin başbakanı tarafından Türkiye’ye davet edildiniz, fakat sonrasında "terör" listesine alındınız. Türkiye’ye neden davet edildiniz, yetkililerin sizlerden beklentileri nelerdi ve daha sonra neden “terör” listesine konuldunuz? 
 
Biz Suriyeliyiz ve ilk başta Suriye’nin muhalefetiyle hareket etmek istedik. Ancak muhalefet bizim haklarımızı tanımayınca, bunlar üzerinden tartışmaya bile yanaşmayınca kendi yolumuzu ayırmaya başladık. Kendi sesimizle ve rengimizle ortaya çıktık. Türkiye de Kürtleri, Kürt muhalefetini ve Suriyeli Kürtleri kendi şemsiyesi altında barındırmak istedi. Bizi orada oluşturduğu güçlere katmak istedi. Biz de; “Beraber çalışabiliriz ancak haklarımızı tanıyın” dedik. Bunu kabul etmediler. Bizler de isteklerini kabul etmeyince onların gözünde “terörist” olduk. Bizi kendi denetimlerine anlamayınca kendi politikalarını bize karşı uygulamaya ve bizi düşman görmeye başladılar. 
 
Suriye, Türkiye ve uluslararası güçlerin Kürtlere dair yaklaşımı kendisini nasıl gösteriyor? 
 
Alışılagelmiş bir şey var. Egemen güçler geçen yüzyılın başından beri “Kürtleri kullanabilirsin, Kürtleri istediğin yere çekebilirsin işin bitince de bir kenara atarsın” anlayışla hareket ediyorlar. Tarih boyunca bu böyle olmuştur. “Kürtler iyi savaşıyorlar, iyi çalışıyorlar, bunların bu gücünden faydalanabiliriz. İşimiz bitince de bir şey vermeden bir kenara atalım” düşüncesi içindeler. Şimdiye kadar bu kullanıldı. Ama Kürtlerde bazı değişiklikler oldu. Kürtler örgütlenme, öz gücüne güvenme, karar vermeye başladı. Bizler PYD olarak 2012’de “Şimdiye kadar başkalarının askeri olduk ama bundan sonra kendi kendimizin askeri olacağız” diye bağırdık. Ondan sonra da kendi askeri gücümüzü oluşturduk ve kendimizi savunmaya başladık. Bizler bir yere saldırmıyoruz, bize dönük bir saldırı olursa kendimizi savunuyoruz. Ondan sonra kendi öz yönetimlerimizi oluşturduk. Bunlara karşı olan, benimsemeyen ve özümsemeyen güçler vardı. Bunların başından da Türkiye geliyor. 
 
“Bizler kimlerle konuşuyorsak siz haklısınız, demokratik haklarınızı almalısınız” diyorlar ama Türkiye’nin karşısında bunu bir şantaj olarak kullanıyorlar. Türkiye de Kürtler bir şey elde etmesin diye bir sürü taviz verdi, veriyor. Bunlar ne Kürtlerin bitmesini ne kazanmasını istiyorlar ne de bir uzlaşmayı kabul ediyorlar. “Kürtler öyle dursun biz bunun üzerinden şantaj yapalım” diyorlar. Biz bunun farkındayız. 
 
Karşımızda bizimle uzlaşacak, anlaşacak, haklarımızı kabul edecek olan varsa hiçbir sorun kalmaz. Ama Suriye rejimi ve oradaki yöneticiler bu düşüncede değil. Biz karşılıklı bir güvenin oluşması için çok çabaladık ama bir türlü onlar başka güçlerin etkisinden çıkmıyor. Bizler kimse tarafından kullanılmıyoruz, isteklerimiz de bellidir. İsterlerse oturup konuşuruz ama buna yanaşmıyorlar. Onun için de bu Kürt meselesi ve demokratik özerklik hep askıda kalmıştır. Biz nereye gidersek diğer halklarla birlikte hareket ediyoruz. Son Moskova’ya giden heyetimizin içinde bir Kürt, bir Arap, bir Süryani ve diğer halkların temsilcileri vardı. Her yere de beraber gidiyorlar. Diğer halklar da özerk yönetimin içinde yer alıyor bunlar ve yöneticileridirler. Bunu kabul etmiyorlar, korkuyorlar. Böyle Kürt, Arap ve diğer halkların birleşmesinden bunların demokratikleşmesinden korkuyorlar. 
 
Türkiye ile doğrudan ya da dolaylı olarak bir temasınız, diyalogunuz var mı?
 
Hayır, hiçbir temasımız yok. Zaten Türkiye’nin gözünde bizler “teröristiz”. Zaten Türkiye günlük olarak da buraya yaptığı saldırılarla Kürtleri ve diğer halkları katlediliyor. Şimdiye kadar Türkiye bir anlaşmaya yanaşmadı, yanaşmaz gibi de görünüyor. İleride ne olur bilmeyiz ama biz açığız ve hazırız. Komşu olarak birlikte çok iyi yaşayabiliriz. Biz hiçbir zaman Türkiye halklarına düşman olmadık, olmakta istemiyoruz. 
 
Suriye hükümeti ile peki? 
 
Hayır, yok. En son birkaç ay önce bir görüşme gerçekleşti. Ama “buna zamanımız yok” dendi ve görüşmeler askıya alındı. O zamanda biz görüşmek, masaya oturmak için delegasyonumuzla gitmiştik. Bunu kabul etmediler, hala bekliyoruz. Kapımız herkese açık, oturup konuşabiliriz. Şimdiye kadar bu olmadı. Umarız önümüzdeki günlerde bu tür şeyler olur. 
 
PYNK ve ENKS arasında birlik çerçevesinde görüşmeler gerçekleşti. Bu görüşmeler hangi aşamada? 
 
Şimdi karşımızda birçok mesele var. En son Rojava'daki Kürt partileri arasında Dohuk Anlaşması imzalanmıştı. Onun üç tane ana başlığı vardı. Bu üç ana başlık üzerinden görüşmeler yürütülüyor ama şimdiye kadar köprünün altından çok sular aktı. Özerk yönetim oluşturuldu, kurumları, meclisleri oluşmuş durumda. Onun için bu anlaşma çok uzun sürecek. Şimdiye kadar görüşmelere Kürt Yüksek Mercii’ni kurma konusunda anlaşmaya vardı. Bundan sonra da yönetimde nasıl bir ortaklığın oluşturulacağı üzerinde oturup konuşulacak. Ondan sonra diğer konular konuşulur. Yani bu daha çok zaman alır. Ama ilerleme vardır. Umarım bu daha da gelişir. 
 
Peki diğer dış güçlerin bu birlik çalışmalarına dair yaklaşımı nasıl?
 
Kürt Yüksek Mercii oluşturulduktan sonra bu dağınıklıktan, dağınık Kürt’ten kurtulmuş olacağız. Bu da Arapların, Türklerin, Kürtlerin ve herkesin yararınadır. Sanırım Avrupa, Amerika’da bu duruma seviniyor. Buna düşmanlık besleyen bir Türkiye, bir de Suriye var.
 
Dostlar seviniyor, düşmanlar da kızıyor. Kısacası bunu söyleyebilirim. Dostlar dediğimiz de bizim yanımızda yer alan güçler. Belki onların başka planları vardır ama bu bizim için çok önemli bir sorundur. Davamız kullanıma açık ve başkaları tarafından kullanılabilir. Ama Kürt Yüksek Mercii oluşturulduktan sonra bu dağınıklıktan, dağınık Kürt’ten kurtulmuş olacağız. Bu da Arapların, Türklerin, Kürtlerin ve herkesin yararınadır. Sanırım Avrupa, Amerika’da bu duruma seviniyor. Buna düşmanlık besleyen bir Türkiye, bir de Suriye var. Çünkü Kürtlerin hep dağınık kalmalarını istiyorlar. Ama artık her şey bizim elimizde, Kürtlerin elindedir. Elimizden geldiğince de Kürtleri birleştirmeye, yakınlaştırmaya çalışacağız. 
 
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? 
 
Halkımıza yönelik bir çağrım var. Artık kendimizi toparlıyoruz. Bizim tarihi görevlerimiz vardır. O da bu topraklara hem halkımız hem de diğer halklar için demokrasi ve özgürlük getirmektir. Bu sorumluluk bilinciyle kimin elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Demokrasiyi geliştirmemiz, halkların kardeşliğini, birliğini sağlamamız lazım. Bunu da demokratik ulus paradigması çerçevesinde gerçekleştirmemiz gerekir. Tek çıkar yolumuz bu. Başka da yok. Bu meşru savunmaya dayanan bir şeydir. Herkesin bunu bilmesi gerekiyor. 
 
MA / Ferhat Çelik - İdris Sayılğan 
 
 
 
 
 

Diğer başlıklar

21/10/2020
11:09 Ordu E Tipi Cezaevi’nde ölümle tehdit iddiası
11:02 Tahir Elçi cinayeti davası başladı
10:34 HDP’nin tutumu cesaret, çağrısı umut oldu
10:29 'Alevilere yönelik saldırı cezasızlık nedeniyle artıyor'
10:07 HDP Başkale eski Eşbaşkanı Kovid-19’dan yaşamını yitirdi
09:58 TSK İdlib’deki 6 gözlem noktasından daha çekilecek
09:58 Tarım arazisi çöplüğe döndü
09:48 O yangın hiç sönmedi
09:38 Meclis’e 25 yeni fezleke
09:32 AKP’nin 18 yıllık basın karnesi: Gözaltı, tutuklama, sansür, karartma
09:30 9 yıl geçti: Bizim için her gün deprem
09:27 Çevre Ajansı’na muhalefet şerhi: ÇED süreci denetimsizleşecek
09:18 Elazığ’da tutuklulara kitap verilmiyor
09:11 Tarihçi Bayrak: Şark Islahat Planı hala devrede, Kürtlerin direnişi sonlandırılamadı
09:07 Kayyımdan 60 bin TL'lik projeye 400 bin TL
09:07 Öztürk: Salgın sağlık çalışanlarının kıyımına dönüştü
09:06 Estukyan: Minsk Grubu'nun misyonu barış, pratiği savaş
09:05 Çiftçi: Bakanı dinledik, batma seviyesine geldik
09:04 Geçim kaynakları küle döndü
09:03 Araba tanıtımlarını Kürtçe yapıyor
09:00 21 EKİM 2020 GÜNDEMİ
08:46 Eyn İsa'da şiddetli çatışmalar
08:42 Kongreya Star yeni koordinasyonunu belirledi
20/10/2020
23:18 Jose Mujica aktif siyasetten çekildi
21:26 Panzerler Efrîn’de 2 çocuğu ezdi, biri yaşamını yitirdi
21:22 HDP'nin kuruluşu Ankara'da coşkuyla kutlandı
21:07 Van’da 15 günlük eylem ve etkinlik yasağı
20:44 HDP’li meclis üyesi serbest bırakıldı
20:28 Dêrik’te SİHA saldırısı: 2 kişi yaşamını yitirdi
20:22 Erdoğan: 5, 9 ve 12. sınıflar 2 Kasım'da yüz yüze eğitime başlayacak
20:14 Türkiye’de vefat sayısı 9 bin 445'e yükseldi
19:26 Suruç Aileleri’nin adalet nöbeti 63’üncü ayında
17:54 Hozan Cane’nin duruşması ertelendi
17:38 HDP Van İl Örgütü kongreye gidiyor
17:12 ‘Gizli tanık’ beyanlarıyla yargılanan eşbaşkanların duruşması ertelendi
16:36 HDP’den ajansımıza ziyaret
15:53 Leyla Güven: Onurlu barışın mimarı özgür olmalı
15:48 Mahmur'da patlama: 3 kişi yaşamını yitirdi
15:24 Beyaz Tülbentli Anneler beraat etti
15:22 Yüksekova'daki yangına müdahale edilmiyor
15:09 Kılıçdaroğlu: Kabile devletinden daha gerideyiz
15:03 TMMOB: Bağlar'ın Sur gibi olmasına izin vermeyeceğiz
14:41 Şırnak eski Belediye Başkanı Ertak cezaevinde fenalaştı
14:38 Silivri’de yangın: 4 işçi zehirlendi
14:36 Kayyım Özgür Gündem’in ismini sansürledi
14:25 Hedef gösterilen HDP’li Tosun’a soruşturma
13:47 Kovid-19’dan yaşamını yitiren Dr. Salih Kanlı için anma
13:41 Elazığ Cezaevi’nde 9 tutuklu koronaya yakalandı
13:18 Ankara Katliamı’nı protesto eden avukatlara ceza istemi
13:12 Buldan: Eşbaşkanlıktan vazgeçmeyeceğiz
12:59 Gazeteci Kaya’nın duruşması ertelendi
12:38 Ankara'ya yürüyen madencilere pankartlı selam
12:37 Gazeteci Bilen: Suç işleyenleri yazdığımız için tutukluyuz
12:30 ‘Elçi’nin öldürülmesi cezasız kalmamalı’
12:29 Kongreya Star 8’inci Genel Kongresi’ni gerçekleştiriyor
12:27 Diyarbakır Cezaevi'nde 70 tutuklu sevk ediliyor
11:54 Gazete Dağıtımcısı Tunçdemir serbest bırakıldı
11:44 Bahçeli’den ‘askıda ekmek’ eleştirilerine hakaretli yanıt
11:21 HDP’li vekiller: Halk kentsel dönüşümden haberdar değil
11:18 AP’li 68 milletvekiliden mektup: Türkiye’nin Suriye'deki suçları incelenmeli
11:01 Akşener: Bu güne kadarki en iddiasız bütçe
11:00 Ev baskınında köpekli saldırı
10:57 Avukatlardan İmralı için yeni başvuru
10:53 İhraç edilen 11 hakimden ikisi gözaltına alındı
10:17 'Elçi cinayetinin perde arkasına gidilmeli'
09:48 ‘Dünyada 700 milyon insan hala aç’
09:29 Siyasi partiler: Nemrut rant uğruna betonlaştırılıyor
09:10 Elçi soruşturması başlayacak yargılamanın fragmanı
09:08 Esnaftan kriz yorumu: Ekonomi diye bir şey kalmadı
09:08 Kayyım itfaiye bütçesini Kur’an kursuna aktardı
09:05 17 yıldır bitirilemeyen duble yol
09:03 'Devlet hiyerarşisi ırkçılıktan nemalanıyor'
09:03 Sistematik şiddet uygulayan erkek tutuklanmıyor
09:02 ‘Heskîf belgeselini toplumsal hafızanın silinmemesi için çektim’
09:02 Kürtçe dil kursu 24 Ekim'de online yapılacak
09:02 Diyarbakır Otogarı mülteci dramına dönüştü
09:00 Salih Müslim: Türkiye ve Suriye halkların birleşmesinden korkuyor
09:00 20 EKİM 2020 GÜNDEMİ
19/10/2020
23:45 Bakanlığın açıkladığı tabloda hasta sayısı güncellendi
21:45 DSÖ: Gelecek birkaç ay zorlu geçecek
19:42 Davutoğlu'ndan Erdoğan'a: Aşireti Ankara'da kurmuşsunuz
19:36 Tekirdağ'da işçi servisinde kaza: 1 ölü, 14 yaralı
19:29 Koronadan 75 kişi daha hayatını kaybetti
19:04 Ablukaya alınan madencilerin çadır kurması engelleniyor
18:57 Mızraklı: HDP zorbalığa karşı susmayan Spartaküs’dür
18:36 Bahtiyar Fırat'tan bir haftadır haber alınamıyor: 90'lı yıllara mı döndük?
18:17 Elif Mutlu davası ertelendi
18:06 Kırıkkale Cezaevi’nde tutuklu Tumay’ın darp edilerek öldürüldüğü iddiası
17:55 Esenler’de bir kadın katledildi
17:32 Şırnak'ta gözaltına alınan 3 kişi serbest bırakıldı
16:57 TİP maden işçilerini ziyaret etti
16:56 HDP raporu: Uzaktan eğitimde öğrenme kayıpları yaşandı
16:40 SGDF üyesi iki genç tutuklandı
16:37 Kumluca'da fırtına: Bir kişi yaşamını yitirdi
16:24 Gazete dağıtımcısı Tunçdemir gözaltına alındı
15:57 11 hakim ve savcı ihraç edildi
15:46 Mahkemede fenalaşan 50 yaşındaki Sevmiş cezaevine gönderildi
15:41 Bütçe görüşmeleri haftaya başlıyor
15:36 TTB ve TPD: Sağlık çalışanları tükendiğinde yerleri doldurulamaz
15:18 Cargill işçileri 916 gündür direniyor
15:14 Ege bölgesinde son 4 ayda 4 bin 536 hak ihlali yaşandı
15:10 Kobanê eylemlerinde hayatını kaybeden 43 kişi için 43 önerge
14:42 Yüksekova'daki yangın köylere sıçradı
14:33 İşçiler grev kararlarını belediyeye astı
14:31 AKP'nin bütçe teklifine karşı 'halkın bütçesi'
14:15 Sur sokaklarına Öcalan fotoğrafları asıldı
14:08 Erdoğan: Eğitim ihmal edildi
13:57 Ahmet Türk'e yurt dışı yasağı
13:49 HDK: İktidar varlığını korumak için ırkçılığı kullanıyor
13:32 Libya'daki tarafların 5+5 askeri komite görüşmeleri başladı
13:29 Diyarbakır Barosu’nun iptal davasında ret kararı
13:13 Yürüyüşe geçen madencilere asker engeli
12:22 Şeker’in avukatlarından istinaf başvurusu
12:20 Av. Balcı’nın belini kıran polis: Fotoğraftaki benim
11:42 Müjde Ar ödülünü tutuklu gazeteciler ve Kavala’ya ithaf etti
11:14 Ahmet Türk ifade verdi: Soruşturma siyasi
10:50 Maske denetimlerine çıkan Vali maske takmıyor!
10:11 ‘Yetersiz önlemlerden kaynaklı işçiler hayatını kaybediyor’
09:50 Soda işçileri grevde: Haklarımızı alana kadar üretim yapmayacağız
09:44 Kars’ta 3 köy karantinaya alındı
09:03 Başaran: Öz savunma ve örgütlenme seferberliği başlatıyoruz
09:03 ‘Devletin gücü’ tehdidiyle darp
09:03 9 gün gözaltında kalan anneler: Barış mücadelesine devam
09:02 DEVA Partisi İl Başkanı: Kürt sorununu çözmeden diğer sorunları çözemeyiz
09:01 Kenanoğlu: HDP’yi sahiplenme demokrasiyi sahiplenmedir
09:00 Êzidî Gazeteci Burç: Şengal anlaşması yeni katliamlara yol açabilir
09:00 Mektumin’likten özyönetime
09:00 19 EKİM 2020 GÜNDEMİ
18/10/2020
22:17 Pompeo: İran ile silah ticaretine yaptırım uygulamaya hazırız
21:28 Mustafa Akıncı’dan seçim sonucuna ilişkin açıklama
21:13 Avukatın müvekkiliyle görüşmesine polis engeli
20:06 Kuzey Kıbrıs’ın yeni cumhurbaşkanı Ersin Tatar
19:51 Gebze’de HDP’nin yıldönümü kutlandı
19:42 SES Genel Kurulu sona erdi
19:24 Türkiye’de can kaybı 9 bin 296’ya yükseldi
18:35 ‘Ölmemek için birlikte mücadeleye devam edeceğiz’
18:31 Erdoğan, Şırnak’tan 9 helikopter eşliğinde ayrıldı
18:19 Kuzey Kıbrıs’ta seçimin ikinci turu için oy sayımına başlandı
17:53 HDP Gençlik Meclisi'nden tecrit temalı halk buluşması
17:45 Binler HDP’nin yıldönümü şöleninde: HDP 8 değil, 8 bin yaşında
17:16 Lokma dağıtımından çıkan 4 ESP’li gözaltına alındı
16:55 BBP Kurultayı’nda gerginlik
16:28 HDP’nin 8. yıl etkinlikleri sürüyor
16:22 Kılıçdaroğlu’dan HDP’nin kuruluş yıldönümü mesajı
16:16 Bir günde 5 sağlık çalışanı koronavirüsten yaşamını yitirdi
16:13 Erdoğan Şırnak’ta ‘ayrımcılığı’ hatırladı
15:48 ‘Kobanê soruşturması’nda tutuklanan Erdal için kampanya
15:43 İpek Er’in avukatları: Koruyan devlet aygıtlarını zorlamaktan geri durmayacağız
15:15 Haber alınamayan epilepsi hastası cezaevinde çıktı
14:55 Operasyon bölgelerinde yoğun hava hareketliliği