Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında 22 Ekim’de gözaltına alınan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanları Zeyyat Ceylan ve Hülya Alökmen Uyanık, 8 günlük gözaltı süresinin ardından 30 Ekim’de adliyeye çıkarıldı. Eşbaşkanlara, katıldığı eylem ve etkinlikler, sivil toplum temsilcilerini ziyaret etmeleri, parti binasında yapılan arama sonrası bulunan fotoğraf ve dokümanlar suçlama konusu olarak yöneltildi. 

 

AVUKATLAR İTİRAZ EDECEK

 

Hakimlik ifadelerinde, il binasında bulunan pankart asma olayı ile ilgili herhangi bir bilgi ve talimatlarının olmadığını ifade eden eşbaşkanlar, katıldıkları eylem ve etkinliklerin kamuya açık etkinlikler olduğunu ve suç unsuru taşımadığını belirtti. İfadelerinin ardından eşbaşkanlar, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. Avukatlar önümüzdeki günlerde tutuklamaya karşı bir üst mahkemeye itirazda bulunacak. 

 

Hükümetin HDP’ye yönelik yürüttüğü linç kampanyasının yaratmış olduğu algının, eşbaşkanların tutuklanmasında etkili olduğunu belirten avukat Serhat Eren, mahkemenin ise kendisinden beklenen kararı verdiğini söyledi. 

 

UZUN SOLUKLU PROJENİN PARÇASI

 

Tutuklama kararının, HDP’yi çalışamaz hale getirmek için yapılan uzun soluklu projenin bir parçası olduğunu dile getiren Eren, “Bu projeyle HDP ile halk arasındaki bağ tamamen koparılmak isteniyor. Önce HDP’nin il binasının önüne çadır diktiler. Sonra kameralarla gelen gideni tespit ederek halkın parti binasına gelmesini engellemek istediler. Parti binasının önünde dahi basın açıklaması ve etkinlikleri engellediler, olmadı. Şimdi ise eşbaşkanları tutukladılar” şeklinde konuştu.

 

TARAFSIZ DEĞİLLER

 

AKP- MHP koalisyonunun sabah akşam HDP’ye yönelik hedef gösteren açıklamalarından, kullandıkları nefret dilinden, ülke genelinde oluşan iklimden, mahkeme ve hakimlerin etkilenmemesinin mümkün olmadığını dile getiren Eren, “Öyle bir iklim oluştu ki, HDP yöneticilerinin serbest bırakılması bir hakim veya mahkeme açısından hükümete başkaldırı olarak addediliyor. Dolayısıyla genel olarak Sulh Ceza Hakimlikleri, söz konusu HDP yöneticisi, üyeleri ve Kürtler olunca bağımsız ve tarafsız olmaları imkansız hale geliyor” ifadelerini kullandı.

 

KONGREYE KATILMA SUÇ!

 

“Demokrasi mücadelesi veren siyasetçiler basın açıklaması yapamayacak mı? Gösteri, yürüyüş ve toplanma hakkını kullanamayacak mı? HDP kendi parti il binasında kongre düzenlemeyecek mi?” diye soran Eren, eşbaşkanlara il binasında katılmış oldukları parti kongrelerine neden ve kimin talimatıyla  katıldığı sorusunun yöneltilmesinin, her şeyi bütün çıplaklığıyla gözler önüne serdiğini ifade etti.

 

VERİLEN KARARIN NEDENİ

 

HDP’li milletvekillerinin vekillikleri düşürülüp gözaltına alınmasının akabinde eşbaşkanların adliyeye gelmelerinin dahi suç olarak addedildiğine dikkat çeken Eren, verilen kararın nedeni şu şekilde sıraladı: “HDP’li olmayacaksın, temel hak ve özgürlükleri talep etmeyeceksin. Topluma geçmişte yaşatılan vahşeti, cinayetleri, hatırlatmayacak, toplumsal belleği diri tutmayacaksın, hükümetin politikalarını eleştirmeyeceksin, Kürtlükten vazgeçeceksin, kısacası verilen kararın nedeni budur.”