ANKARA - Eğitim Sen Genel Kurulu’ndan “sendikayı dizayn ediliyor” diyerek terk eden DSD’nin genel başkanlık talebi reddedildiği için çekilmesi delegasyonun tepkisini topladı.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 11. Olağan Genel Kurulu’nda, gün boyu kıyasıya tartışmalar yaşandı. Bir önceki dönem Eğitim Sen Genel Başkanlığını verilen Devrimci Sendikal Dayanışma (DSD) grubu, aynı talebi bu kez kabul edilmeyince Genel Kurulu terk etti.

Sol Parti çizgisinde faaliyet yürüten DSD’nin dışındaki sendikal gruplar ise bu yaklaşımı doğru bulmayarak, Genel Kurulun terk edilmesine tepki gösterdi.

GENEL BAŞKAN FAALİYET RAPORU OKUNMADAN AYRILDI

Genel Başkan Feray Aytekin Aydoğan, 3 yıllık faaliyeti Genel Kurul’a aktarması yerine mensubu olduğu DSD’nin açıklamasını okuması teamüllere ters değerlendirildi.  Aydoğan, faaliyet raporu, mali rapor, disiplin kurulu raporu gibi sorumluluğu altında yürütülen çalışmalara yönelik eleştirileri ve raporların aklanmasını beklemeden mensubu olduğu grupla salonu terk etmesi dikkatleri çekti. Salonda bulunan diğer delegeler, bu tutumu “taban iradesine, sendika tüzük ve ilkelerine saygısızlık, hesap vermekten kaçma ve kendini dayatma” olarak değerlendirdi.

‘DSD GENL BAŞKANLIK İSTEDİ’

Delegeler, salonun terk edilmesinin gerekçesini, “Genel Başkanlık dışında herhangi bir yönetim kurulu bileşiminde yer almayacağı dayatması” olarak açıkladı ve bu durumu, “sendikal ve devrimci ahlak ölçülerine, teamüllere aykırı bir ilke ve pratiğe imza atıldı” diye niteledi.

DAHA ÖNCE DE TARTIŞMALAR YAŞANMIŞTI

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve bağlı sendikaların genel kurulları genellikle canlı, dinamik, yer yer gergin, kimi zaman da büyük tartışmaların geçmesiyle biliniyor. Bu durum, sol, sosyalist, demokrat ve yurtsever birçok siyasal anlayışı KESK’in bünyesinde bulunmasından kaynaklanıyor. Genel Kurullarda sert tartışmalar, krizler yaşansa da gruplar “faşizme ve baskılara karşı genel kurullar sonrası birlikte mücadele zeminine zarar vermemeye özen gösterme” gibi bir yaklaşımı esas alan kültüre sahip olmalarıyla biliniyor.

PANDEMİ KONUSUNDA ANLAŞILDI

KESK ve bağlı sendikalar, üç yılda bir gerçekleştirdikleri olağan genel kurullarını bu yıl pandemi koşullarında yapmak zorunda kaldı. 2020 yılı başından itibaren yapılması gereken genel kurullar yasal zorunluluklar nedeniyle Ağustos ayından itibaren yapılmaya başlandı.

Genel Kurul’a katılmayı kabul eden DSD grubunun, “azami dikkat ve özeni gösterme”, “disiplin kurullarında alınan kararların genel kurulda oylanarak hayata geçirilmesi”, “genel kurulların 3 değil 2 günde yapılması”, “ciddi yapısal değişiklikleri içeren tüzük önermelerinin pandemi sonrasına bırakılması”, “yapılacak değişikliklerin ise geniş mutabakat varsa yapılması” gibi tüm hususlarda diğer sendikal gruplarla anlaştığı yönündeki söylemler, salondaki delegelerin genel kanısı.

’HAKİM ANLAYIŞ’IN DESTEĞİYLE BAŞKAN OLDU’

DSD’nin açıklaması sonrasında salonda görüş belirten bir delege, şunları dile getirdi: “Eğitim Sen Genel Kuruluna gelinceye kadar gerek çokça sevdikleri yöntem olan bildirilerde ve gerekse de MYK kararlarında sayılan hususlarda en ufak bir karşı çıkışları, şerhleri yoktur.  Kaldı ki, genel kurullar öncesi bir yıldan fazla süren tartışmalarda demokratik ittifaklaşma ilkesinde ve grupsal hesapların sendikal mücadelenin önüne geçmemesi hususunda ortaklaşma yaşanmış, temel hususlarda en ufak bir karşıtlık, farklılık oluşmamıştır. Bunun da ötesinde şimdi ‘hakim anlayış sendikayı dizayn ediyor’ suçlamasında bulunan DSD grubu geride bırakılan tüm sendika genel kurullarında ‘hakim anlayışın’ desteğiyle en çok temsiliyeti sağlayan ve genel başkanlığı alan anlayış olmuştur.”

‘KOLTUK KRİZİ’

Geçtiğimiz dönem DSD ve Demokratik Emek Platformu (DEP) ve birçok sendikal anlayışın ortaklaşmışıyla, DSD’nin genel başkanlığında Eğitim Sen yönetimi oluşturulmuştu. Öğrenildiği üzere, DEP ve birkaç sendikal anlayış, bu dönem DSD genel başkanlığında Eğitim Sen yönetimi düşünülmediklerini belirterek, diğer sendikalarda olduğu gibi sendikal ihtiyaçlar ve temsiliyet esas alınarak birlikte yol alınması konusunda DSD’ye öneri yaptı. DSD dışındaki delegasyon, bu öneri sonrasında, “adeta kıyametin koparıldığını”, “başkanlık dışındaki tüm kapıların kapatıldığını” ve “pandeminin iktidar gibi fırsatçılığa dönüştürüldüğünü, popülist ve samimiyetsiz yaklaşım sergilediği” değerlendirmelerinde bulundu. DSD grubu Cuma gününe kadar Genel Kurul’a hiçbir şerh koymadı ve Genel Kurul düzenlendi.

‘GENEL KURULA KARARLILIK DAMGA VURDU’

DSD’nin “üye iradesinin yok sayıldığı” gerekçesiyle Genel Kurul’dan çekilmesi, salonda “ben genel başkan olacaksam her şey güllük gülistanlık ben yoksam genel kurulun meşruiyeti tartışmalıdır. Kendileri dışındaki üyelerin iradesini ve tercihini yok saymışlardır” şeklinde karşılık buldu.

“Eğitim Sen Genel Kurulu’nda kriz ve koltuk damga vurdu” söylemlerini sorduğumuz bir başka delege ise, şu yorumu yaptı: “DSD’nin koltuk uğruna yarattığı krize rağmen delegeler zor koşullar altında büyük bir özveri ile genel kurula katılım gösterdi. Delegeler yaptıkları değerlendirmelerde faşizme ve saldırılarına karşı bir adım dahi geri atmayacaklarına dair kararlılıklarını ifade ettiler. Genel kurulda emek mücadelesinin demokrasi mücadelesi ile buluşmasının önemine işaret edilmiş, bunun yakalandığı tüm durumlarda kazananın emekçiler ve dolaysıyla sınıf mücadelesi olduğu vurguladı. Söz alan kadın delegelerin coşkusu ve kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesini en başta emek alanında daha da büyütme kararlılığı kongrenin birinci gününe damgasını vurdu.”

DSD AÇIKLAMASI

DSD tarafından gün içinde yapılan, “Kamu Emekçileri Hareketinin Birikimlerini ve Üye İradesini Yok Sayan Eğitim Sen 11. Genel Kurulundan Çekiliyoruz” başlıklı açıklamada,  Eğitim-Sen’de çoğunluğu oluşturan grupları “yönetimi kendi siyasi anlayışı doğrultusunda dizayn etmeye çalışmakla” suçlandı. Açıklamada, “Eğitim Sen’in ve KESK’in mücadele tarihiyle bağdaşmayan bu dayatma karşısında, daha şimdiden meşruiyeti tartışmalı hale gelen, Eğitim Sen 11. Olağan Genel Kurulu’ndan çekiliyoruz" denildi.