Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan bir milyonu aşkın göçmenin büyük bir bölümünü, Şam hükümeti ile Türkiye’ye bağlı grupların saldırılarından kaçan Halep ve İdlibliler, Bir diğer bölümünü ise yine Türkiye ve bağlı grupların saldırıları sonucu göç etmek zorunda kalan Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spîliler oluşturuyor. Göçmenlerin büyük bir bölümü kent ve köylerde bulunan okul binalarına yerleşmek zorunda kalırken, 125 bin göçmen de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim Bölgeleri’nde kurulan kamplara yerleştirildi. 

 

Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’nde kullandığı veto nedeniyle, Til Koçer Sınır Kapısı kapalı olduğu için uluslararası ve bölgesel hiçbir yardım kuruluşu, Özerk Yönetim bölgelerine doğrudan yardım ulaştırılamıyor. Şam yönetimi, denetiminde olan yardımları Özerk Yönetim’e baskı aracı olarak kullanıyor. 

 

13 KAMPA YARDIM YOK

 

Özerk Yönetim, bazı bölgesel yardım kuruluşlarıyla birlikte tüm kamplara su, gıda ve sağlık yardımında bulunuyor. Bölgede faaliyet gösteren uluslararası yardım kuruluşları ise yalnızca DAİŞ’in bulunduğu, toplam 65 bin nüfusa sahip Hol ve Roj kamplarına yardım gönderiyor. Geriye kalan 13 kampa ise uluslararası kuruluşlar tarafından hiçbir destek sunulmuyor.

 

Türkiye ve bağlı grupların 9 Ekim 2019’da Serêkaniyê ve Girê Spî’ye yönelik saldırıları nedeniyle göç etmek zorunda kalan 12 bin kişi, Hesekê’nin 12 kilometre batısındaki Waşûkanî Kampı’nda kalıyor. Uluslararası kuruluşların destek vermediği Waşûkanî Kampı’nın ihtiyaçları, Özerk Yönetim ile birlikte Heyva Sor a Kurd ve bölge halkının yardımlarını ulaştıran bazı kurumlar tarafından karşılanıyor.

 

Hawar Haber Ajansı’na (ANHA) konuşan Waşûkanî Kampı yetkililerinden Selwa Ayaz, hiçbir uluslararası örgütün şimdiye kadar yardımda bulunmadığını söyledi. 

 

Hesekê kent merkezinin 45 kilometre doğusunda bulunan Hol Kampı’nda ise farklı bir tablo var. Kampta, DAİŞ’lilerin de olması, kampı dünyanın en tehlikeli kamplarından biri haline getiriyor. Hol Kampı’ndaki uluslararası kuruluşların çalışmaları hakkında bilgi veren kamp yetkilisi Cabir Mustafa, “Kamp sakinleri, uluslararası 34 örgütten çeşitli yardımlar alıyor. Bu yardımlar özellikle kampın, Arap ve yabancı ülke vatandaşı olan DAİŞ’lilerin bulunduğu bölümlerine yapılıyor” dedi.

 

BM ŞAM’A GÖRE HAREKET EDİYOR

 

Yardımlarla ilgili BM’ye bağlı kuruluşlar başta olmak üzere, kamptaki yardım örgütlerinin temsilcilerine iletilen görüşme taleplerin kabul edilmediği belirtildi. Qamişlo’da bulunan BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nden ismini vermek istemeyen bir kaynak ise şunları aktardı: “Komiserlik ve Suriye’de çalışan BM’ye bağlı çoğu kuruluş, insani durumu göz ardı ederek Şam hükümetinin onayını almak ve hükümetin talimatlarını yerine getirmek için çalışıyor. Komiserlik yetkilisi Laki Ito’nun Şam hükümetinin politikalarını destekliyor ve hükümet ile güvenlik kurumlarının kendisi için belirlediği çerçeveye göre hareket ediyor. Bu kişi, insani ihtiyaçlara göre değil, Şam hükümetinin direktiflerine göre çalışıyor. Türkiye’nin Serêkaniyê ve Girê Spî’ye saldırıları sonrası (Şam yönetiminin) Hesekê Valisi, Komiserlik yetkilileriyle görüştü. Toplantıda vali örgütlerden, göçmenlere yardım etmemelerini ve açılan kamplara yardım göndermemelerini istedi. Vali, göçmenlerin okullarda tutulmasıyla Özerk Yönetim denetimindeki okullarda eğitim sürecini engellemek istedi.”

 

AMAÇ DIŞI DAVRANIŞLAR 

 

Kuzey ve Doğu Suriye Göçmenler ve Mülteciler Bürosu Müdürü Şêxmûs Ehmed de BM yetkilisinin ifadelerini doğruluyor. Ehmed, “Maalesef, bu tüm bunlar gerçektir. Adı geçen kurumlar, bu yaptıklarıyla kuruluş amaçlarından sapıyorlar. Yardım kuruluşlarının siyasi amaçlara hizmet etmesi, göçmenlere yardım konusunda olumsuz etkiler yaratıyor” dedi.