PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride karşı cezaevlerinde 27 Kasım tarihide başlayan süresiz dönüşümlü açlık grevleri 26'ncı gününe girerken, bugün açlık grevini 6'ncı grupta yer alan tutuklular devraldı. Açlık greviyle birlikte cezaevindeki ihlallerin de arttığı belirtilirken, MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) Eşbaşkanı Elif Haran, tutukluların talebi olan tecridin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.

 

'TECRİT TOPLUMA UYGULANIYOR'

 

Cezaevinde başlatılan açlık grevinin, başta Öcalan üzerindeki tecritten ve cezaevlerindeki tutukluların maruz kaldığı işkence, kötü muamele ve hak ihlallerinden kaynaklandığını ifade eden Harran, tecridin Kürt halkı için asla kabul edilemeyeceğini vurguladı. Gelinen aşamada İmralı’daki tecridin tüm topluma sirayet ettiğine vurgu yapan Harran, tecrit politikasının hiçbir hukuksal dayanağının olmadığını aktardı. 

 

‘GREVLE BERABER BASKILAR ARTTI’

 

Öcalan’ın üzerindeki tecridin sonlandırılması için 2018 yılında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemine dikkat çeken Haran, "Tecridin kaldırılması yanı sıra cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin ve hasta tutukluların tedavilerini yapılmasıdır. Cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin nedenlerinden yetkili kurumlar haberdardır, fakat bu konuya ilişkin hiçbir adım atmıyorlar. Tutuklular hak ihlallerine karşı da açlık grevine başladılar, aksine bir ay içinde hak ihlalleri giderek arttı. Son günlerde keyfi şekilde koğuş aramaları yapılıyor. Gardiyanlar tutukluları tahrik etmeye çalışıyor ve tutukluların cezalarını yakmaya yönelik girişimleri oluyor. Geçtiğimiz günlerde de Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde böyle bir durum yaşandı ve tutuklular farklı cezaevlerine sürgün edildi” ifadelerini kullandı. 

 

‘TOPLUM DUYARLI OLSUN’

 

Devlet yetkililerinin tutukluların taleplerini bir an önce yerine getirmesini isteyen Haran, toplumun da açlık grevlerine duyarlı olması gerektiğini söyledi. 

 

‘VİCDANLARA SESLENMEK GEREKİR’

 

Cezaevlerinde ağır hasta tutukluların cezaevinde kalamaz raporu olmasına rağmen tahliye edilmemelerini "keyfi muamele ve hukuksuzluk" olarak nitelendiren Haran, şunları söyledi: "Abdullah Turan boyundan aşağısı felç ve cezaevinde kalamaz raporu olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Tek başına beslenemeyen ve ihtiyaçlarını karşılayamayan tutuklu, tek başına karantinaya alınıyor. Hastaneye götürülmesine rağmen hastane keyfi bir şekilde tedavisini yapmıyor ve tekrardan cezaevine yolluyor. Hasta tutuklulara dönük böyle bir tutum söz konusu. Tahliye edilmemelerinin gerekçesi olarak da topluma zararı dokunabileceği ve kaçma ihtimali olarak gösteriliyor. Turan gibi boynunda aşağısı felç olan, kendi suyunu bile içemeyen bir insan, topluma ne gibi bir zararı olur? Bu noktada vicdanlara seslenmek gerekir" şeklinde konuştu.

 

MA / Cengiz Özbasar