MUĞLA - Bireysel ve grup olarak cinsiyete dayalı ayrımcılığa, şiddete maruz kalan yurttaşlara danışmanlık ve dayanışma sağlamak amacıyla kurulan Muğla Kadın Dayanışma ve Danışma Derneği’nin geçici Genel Sekreteri Leyla Kalın, “Bu coğrafyada bir cins kırımı varsa barış da yok" dedi.
Günde en az 4 kadının yaşamını yitirdiği ülkede, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun (KCDP) 2020 yılı verilerine göre, 300 kadın katledildi, 171 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Aynı rapora göre, Aydın’da 7, Balıkesir’de 3, Denizli’de 4, Isparta’da 2, İzmir’de 26, Manisa’da 9, Muğla’da 7 ve Uşak’ta 1 olmak üzere toplam 60 kadın Ege Bölgesi’nde katledildi. Muğla’da artan şiddet ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele etmek amacıyla 2020 yılının son günlerinde (28 Aralık) Muğla Kadın Dayanışma ve Danışma Derneği kuruldu.
Derneğin geçici Genel Sekreteri Leyla Kalın (22), kuruluş amacını ajansımıza anlattı.
‘ERKEK DÜZENLE BARIŞ YOK’
Dernek kurulmadan önce de şiddet, taciz ve tecavüze karşı mücadele verdiklerini belirten Kalın, bu mücadeleleri doğrultusunda dernekleşmeye karar verdiklerini söyledi. Yürütülen tartışmalar sonucu böyle bir kararlaşmaya vardıklarını dile getiren Kalın, “Kurucu olarak 7 kişiyle yaptığımız araştırmaları ve resmi ayakları nihayet tamamladık” dedi. Eril tahayyüle sıkıştırılmaya çalışılan çocuk, kadın ve LGBTİ+ bireylerle dayanışacaklarını vurgulayan Kalın, "Hiçbir zaman etkin uygulanmayan İstanbul Sözleşmesi’ni fesh etme çabalarını da göz önünde bulundurarak, İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284 sayılı kanunu bilhassa kadınlara anlatmaya çalışıyoruz. Zeynep Şenpınar ve Pınar Gültekin’in katledilmesinin ardından hukuki sürecin takipçisi olduğumuz gibi gerekli kamuoyunun oluşması için dernek öncesinde verdiğimiz mücadeleye aynı şekilde devam edeceğiz. Patriarkanın dışa vurumuyla gündeme gelen toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı topyekun bir mücadele vereceğiz. Bu temeller doğrultusunda tüm motivasyonumuzu erkek düzenle barışmayıp erkek düzeni yıkacak olmamızdan ve dayanıştıkça özgürleşen, özgürleştikçe güzelleşen kadın arkadaşlarımızdan alıyoruz” diye belirtti.
‘CEZASIZLIKLA YÖNTEM ÖĞRETİLİYOR’
2020 yılında Muğla özelinde 7 kadının erkek şiddeti sonucu yaşamını yitirdiğini hatırlatan Kalın, bu cinayetlerden 3’ünün üniversite 4’ünün ise ilçelerde yaşandığını aktardı. 2021 yılının ilk günlerinde ise Bodrum da Kristina isimli kadının öldürüldüğünü aktaran Kalın, şöyle dedi: “Sürecin takipçisi olacağız. Bu katiller, potansiyel katillere akıl veriyor, yöntem öğretiyor. Yine önemli bir konu da cezasızlık. Erkek yargı öyle kararlar veriyor, cezai indirimlerle katilleri yönlendiriyor ki bir başka potansiyel katil ‘bende yapar, şu kadar yıl yatar çıkarım’ diyor. Yine bu katiller birbirlerine kendilerini savunma modeli öğretiyor. Tam da burada eril medyaya bir çift söz söylemek gerekiyor. Meyda ‘vahşice katledildi’ demiyor detaylıca anlatıyor. Romantikleştirilmiş ya da kadının hayatını sorgular nitelikte haberleri halka sunuyorlar. Bunların hiç biri ile barışmayacağız. Bu coğrafyada bir cins kırımı varsa barış yok. Biz bunlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”
‘ANLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Mevcut iktidarın 2011 yılında imzaladığı ve “kadınların anayasası” niteliğinde olan İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulanmadığını kaydeden Kalın, sözleşmeyi imzalayanların ‘’Biz neyi imzaladık bilmiyorduk’’ söylemlerini anımsatarak, “Bu cümle eril iktidarın okuduğunu bile anlayamadığının göstergesidir. Okuduğunu dahi anlamayanlar bizim hayatlarımız için konuşma hakkı buluyorlar. Okuduğunuzu anlamıyorsunuz biliyoruz ama biz anlatmaya devam edeceğiz. Bilhassa İstanbul Sözleşmesi onun yanında 6284 sayılı kanunun kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin pek çok yönünü derinlemesine ele alıyor; hukuki olarak ne yapılmalı kolluk güçleri, sağlık personelleri, STK’lar, mevcut iktidarlar toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşın neler yapmalıdır diye tartışılmış ve buna bağlı hazırlanmış. Bahsedildiği gibi aile yapısını bozmuyor. Bozduğu bir yapı varsa oda eril düzendir. Zaten iktidarın rahatsızlık duyması da bundan kaynaklıdır" dedi.
KADINLARA ÇAĞRI
Kentte yaşayan kadınlara çağrı yapan Kalın, şunları söyledi: "Biz kadınlar bir yerlerde var olan şiddetten doğrudan ya da dolaylı etkileniyoruz ve bunun için toplumsal sınıflarımızın hiçbirinin önemi olmuyor. Bu bağlamda tüm kadınlar örgütlenmek zorunda kalıyor, örgütlenen birbirine kenetleniyor ve özgürleşiyor. Özgürleşen kadın ise güzelleşiyor. Bir şekilde bir kurumda örgütlenmek zorunda olduğumuzu bir daha yeniliyor tüm kadınları örgütlenmeye ve dayanışmaya çağırıyoruz.”
MA / Esra Solin Dal