Koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle uzaktan eğitimle başlayan 2020-2021 Eğitim ve Öğretim Yılı’nın ilk yarısı geride kalırken, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Diyarbakır 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Emine Akşahin, yeni dönemde yapılması gerekenlere dair konuştu.

 

200 BİNİ AŞKIN ÖĞRENCİ

 

Yılın ilk yarısında yaşanan sorunlara dikkat çeken Akşahin, “Temel sorunlarımız, öğrencilerin EBA’ya ulaşamamasıydı. Özellikle dar gelirli ailelerin ne tableti ne bilgisayarı ne de interneti vardı. Hane sayısı çok fazla olduğu için televizyon yoluyla da istenilen verim alınamadı. Anadilde eğitim gören çocuklar ile dezavantajlı gruplar eğitimin dışında kaldı. Kent genelimizde de 200 bini aşkın öğrenci hiçbir şekilde eğitime ulaşamadı. Öğrenciler hiçbir şekilde eğitime erişemezken, not verilmemiz istendi. Bu durum, eşitsizliği daha da derinleştirdi. Öğrencilerin sorunlarına eğilmediler, eğitim emekçilerinin fikirlerine kulak verilmedi, ortak akıl yürütülmedi, yol yöntem konusunda eksik kalındı. Bu şekliyle bir dönemi geride bıraktık. Sorunlar çözülmedi, bunun bedelini de öğrenciler ve öğretmenler ödedi” diye belirtti.

 

SEÇMELİ DERS SORUNU

 

Eğitim öğretim yılının ilk yarısında yaşanan bir diğer sorunun da seçmeli ders olduğunu aktaran Akşahin, bölgede özellikle valilik, müftülük ve okul yönetimlerinin astıkları billboardlarla öğrencilerin belirli derslere yönlendirildiğini söyledi. Seçmeli dersin öğrencinin ilgi ve yetenekleri kapsamında özgür iradesiyle seçmesi gerektiğinin altını çizen Akşahin, “Ancak okullara gelen yazılarda şu ibare vardı; ‘eğer öğrenci bu süreçte ders tercihi yapamazsa ders tercihi idare tarafından yapılacak.’ Dersin seçimini idare yapıyorsa öğrencinin geleceğinde de büyük bir yıkım olacak. Siyasallaşan kadrolar Milli Eğitimde de çok yoğun bir şekilde önümüze çıkıyor ve okul yönetimlerine, öğretmenlere bir basınç uyguluyor” dedi. 

 

 ANADİLDE EĞİTİM 

 

Seçmeli derse bir yönlendirme olurken, hala anadilde derslerin verilmemesine de tepki gösteren Akşahin, “İnsanların kendi anadilinde eğitim görmesi pedagojik açıdan çok önemli. Bu insani bir durum ve dünya genelinde de kabul görülmüş. Tartışması bile yapılmamalı. Her insanın kendi anadilinde eğitim görmeye hakkı vardır. Fakat biz bu ülkede şunu gördük; seçmeli ders bile olarak hafta da iki saat de olsa insanlar kendi anadilinde eğitim göremiyor. Bu çok acı bir durum” ifadelerini kullandı. 

 

EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN DURUMU 

 

Öğrencilerin yaşadığı sıkıntıların yanında eğitim emekçilerinin de çok zor bir süreçten geçtiğini dile getiren Akşahin, şöyle dedi: “Öğretmen arkadaşlarımız ders başındayken, çocukları balkondan düşüp öldü. Hastane kapılarında ders vermek zorunda kaldılar. Bu dönem eğitim, öğretmenlerin sırtından yürüdü. Esnek çalışma programı nedeniyle öğrenciler ve öğretmenler sabah saat 08.30’tan akşam 20.30’ a kadar bilgisayar ve tablet başında zaman harcamak zorunda kaldılar. Bu hem sağlık hem de psikolojik açıdan her iki taraf içinde oldukça sağlıksız bir durum. Bunun etkilerini ileride göreceğiz. Her iki taraf da bir travma geçirdi. Bu durumlar göz önündeyken, Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere maaş üzerinden bir değerlendirme yapması ise acı verici.” 

 

14 OKUL YIKILDI

 

Yaşanan onca sorunun yanında kent genelinde 14 okulun yıkıldığını belirten Akşahin, “Bu okuldaki öğrenciler kendilerine yakın olan diğer okullara yönlendirildi. O okullarda, yoğunluk fazlalaştı. Biz öğrenci mevcudunun 12’yi geçmemesini özellikle talep ederken, sınıf mevcutları 50’ye yükselmiş. Öğrencilerimiz ve eğitim emekçileri açısından riskli bir durum. Bir çalışma yürütülüyor mu haberimiz yok ama takip edeceğiz. Bire bir o okulları ziyaret edip sınıf mevcutlarını kontrol edeceğiz. Durumun düzeltilmesi için İl Milli Eğitim ile görüşeceğiz” diye konuştu. 

 

AŞI PROGRAMI 

 

Akşahin, yeni dönemde aynı sorunların yaşanmaması için şu taleplerin yerine getirilmesini istedi: “Okullar açılmadan önce öğretmenlerin aşılanma programına alınmasını istiyoruz. Okulların pandemi süreci koşullarına uygun hale getirilmesini, ek dersliklerin açılmasını, yardımcı hizmet personeli alınmasını, sınıf mevcudunun bir veya bir buçuk metre kareye bir öğrenci düşecek şekilde ayarlanmasını, hijyen malzemelerinin yeteri kadar okullara verilmesini talep ediyoruz. Yüz yüze eğitimin uygun koşullar altında başlatılmasını ve uzaktan eğitim tahribatının giderilmesini istiyoruz.”

 

MA / Eylem Akdağ