Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 18’inci duruşmasında, “özel tutuklama” kararı verilerek cezaevine gönderildi.  Gökkan’ın tutuklanmasına tepki gösteren kadınlar, kadın mücadelesinin hedef alındığını söyledi.

 

HEDEF ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ 

 

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi yöneticisi Seda Zengin, Gökkan’ın tutuklanma kararının Kürt kadınlara yönelik gözdağı olduğunu belirterek, son süreçte yapılan tüm gözaltı ve tutuklamaların temel hedefinin kadınların özgürlük mücadelesi olduğunu söyledi. 

 

Kararı “siyasi” olarak değerlendiren Zengin, “Tutuklama kararında, ‘kaçma şüphesinin bulunması ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı’ söylense de bizler çok iyi biliyoruz ki verilen tutuklama kararı tamamen keyfi ve siyasi bir karardır” dedi. 

 

35 YILLIK ÇALIŞMA

 

Gökkan hakkında açılan davada tüm dosya kapsamında yer alan suçlamaların, gerek gizli, gerek açık tanık beyanların hepsinin somut dayanaktan yoksun iddialar içerdiğini dile getiren Zengin, “Ayşe Gökkan 35 yıldır kadın alanında mücadele eden Kürt kadınlarından biri. 35 yıl öncesinde yaptığı çalışmaların aynısını şu dönemde de yapıyor ancak o dönem suç olmayan çalışmaları şimdi bu dönemde suç sayılarak dava konusu yapılıyor” diye konuştu.

 

‘TJA HEDEF ALINDI’

 

Gökkan’ın, Nusaybin ile Rojava hattına örülmek istenen utanç duvarına karşı 2013 yılında başlattığı ölüm orucu eylemini hatırlatan Zengin, “Bu anlamda sınırların kadınlar nezdinde ne denli yok hükmünde olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik yapılan her türlü saldırı karşısında da kadın örgütlülüğünün yükseltilmesinde kararlılıkla çalışmalarını sürdürmüştür. Bu sebeplerden dolayı aslında Ayşe Gökkan şahsında hem TJA çalışmaları ve kadın örgütlülüğü hedef alınarak, eril yargı da bu amaca alet edilmiştir” şeklinde konuştu. 

 

ÖZGÜRLÜK HUKUKU

 

Kadınlar ve kadın avukatlar için kadın hukukunun bir  “özgürlük hukuku” anlamı taşıdığının altını çizen Zengin,  şunları söyledi: “Bu anlamda eril yargı zihniyetiyle oluşturulan dayanaksız, temelsiz iddialarla bir bütünen kadın hakları mücadelesinin kriminalize edilmesi kabul edilemez. Bizler bu alanda çalışma yürüten başta Ayşe Gökkan olmak üzere diğer tüm kadınların mücadelelerini sahipleniyor ve haklarımız için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi yineliyoruz.”

 

ZAYIFLATMA HAMLESİ

 

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Diyarbakır 1 No’lu Şubesi Eşbaşkanı Emine Akşahin de “Gökkan’ın tutuklanması özelde Kürt, genelde ise bütün dünya kadın hareketini zayıflatmaya dönük bir hamledir” dedi. Hakkında onca dava olmasına rağmen Gökkan’ın her ortamda kadın mücadelesini yürüttüğünü vurgulayan Akşahin, şöyle konuştu: “Gökkan, iktidarın bütün yıldırma politikalarına rağmen baş eğmemiş bir kadındır. AKP-MHP faşist iktidarının kadına, kadın özgürlük mücadelesine, doğaya, emekçiye, Kürt kadına, halkların özgürlük mücadelesine düşman politikalarının dört koldan arttığı bu dönemde, Gökkan anasoylu bir toplum inşa etmenin mücadelesi için öncülük eden bir yoldaşımızdır. Gözaltı, tutuklama gibi yöntemler kadın mücadelesi yürüten kadınları durduramayacaktır.” 

 

ÖNCÜ KADINLAR HEDEFTE

 

Sosyalist Kadın Meclisi üyesi Satiye Ok ise politik kadınların özel olarak hedeflenmesinin kadın hareketinden bağımsız düşünülemeyeceğini söyledi. AKP iktidarının saldırı hedefinde her daim politik öncü kadınların olduğuna işaret eden Ok, şu ifadeleri kullandı: "AKP iktidarı, kadın hareketini geriletmenin yegâne çıkış yolunu politik öncü kadınları tutuklamada görüyor. Biz kadınlar erkek devlet şiddetine karşı kadın özgürlük mücadelesini birleşik zeminde büyüterek sürdüreceğiz. Sömürgeci politikalara karşı omuz omuza 2021 yılı kadın özgürlük mücadelesinin önemli kazanımlar elde ettiği bir yıl olması için mücadeleyi büyüteceğiz.”

 

MA / Eylem Akdağ