Sancar’dan Garê açıklaması: İktidar hesap vermek zorunda

img

ANKARA - HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Garê operasyonunda yaşamını yitiren 13 asker ve polisin sağ kurtarılması için adımların atılmadığını belirterek, “İktidarın çok açık ve ağır bir siyasi sorumluluğu var. Bunun hesabını vermek zorundadır.

 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu. İlk olarak TSK’nin 10 Şubat’ta Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Garê bölgesine yönelik operasyonunda asker, polis ve MİT mensubu 13 kişinin yaşamını yitirmesine değinen Sancar, “Yine ölümleri konuşuyoruz, yine kanla kalkıyoruz güne ve yine acılarla iç içe yaşıyoruz günümüzü. Büyük bir şair Alman dilinin usta ozanı Paul Celan, ölümlerle ilgili belki de en çarpıcı dizeleri yazmış şairdir. Ölüm Fügü diye bir şiiri vardır. ‘Akşam vakitlerinde içmekteyiz sabahın kapkara sütünü ve öğlenlerle sabahlarda bir de geceleri hiç durmaksızın içmekteyiz’ diyor. Maalesef Kürt sorununda demokratik çözüm ve barış sağlanamadığı için yine ölümleri konuşmak zorunda kalıyoruz. Neden söz ettiğimi biliyorsunuz. Garê operasyonundan” dedi.
 
 
 
AKAR’IN AÇIKLAMALARI 
 
 Sancar, Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın açıklamalarında çelişkilerin olduğuna dikkat çekerek, “Açıklamada katledilen insanlarla ilgili bilgiler de vardı, çelişkiler de vardı. Daha sonra Malatya’ya getiriliyor cenazeler. Ve kimlikleri Malatya Valiliği tarafından açıklanıyor. Bu 13 kişinin daha önce belirli aralıklarla PKK’nin alıkoyduğu askerler polisler ve istihbarat görevlileri olduğu ortaya çıktı. Öncelikle Halkların Demokratik Partisi olarak hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz. Bu bir katliamdır değerli arkadaşlar” diye konuştu.
 
HAKİKAT VURGUSU
 
Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Uluslararası insancıl hukukun ağır ve vahim ihlalidir. Şimdi ihtiyacımız olan şey hakikattir. Ölümlerin nasıl meydana geldiğini şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarmaktır. Bu bir infaz mıdır, yoksa ölümler bombardıman sonucu olarak mı gerçekleşmiştir? Ya da başka türlü meydana gelmişse o ölümler, bu başka türlü nedir? Şunu peşinen söyleyeyim: Ölümler nasıl gerçekleşmiş olursa olsun bu durumu kabul etmek kesinlikle mümkün değildir. Biz bunu açıkça kınıyoruz. Ama kınamak yetmez değerli arkadaşlar hakikate ihtiyacımız var. Eğer hakikati ortaya çıkaramazsak ne adaleti ne de barışı sağlayabiliriz. Hakikatin ve sorumluların tereddüte yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması lazım. 
 
KATLİAMLARI HATIRLATTI 
 
Neden hakikati istiyoruz? Çünkü bakanların ve hükümetin dediklerine kayıtsız, şartsız, itirazsız inanmamız beklenemez. Yakın tarihimize bakalım, şu 40 yıllık tarihe bakalım, sadece 2-3 örnek vermem yeterli olur. Bu örnekleri de özellikle mahkeme kararlarına geçenlerden seçtim, ayrıca bütün çıplaklığıyla ortada duran örneklerden. Bunlardan biri Kuşkonar ve Koçağalı katliamıdır. 1994 yılında gerçekleşmiştir savaş uçakları tarafından bombalanan köylerde 38 kişi hayatını kaybetmiştir. O zamanlar hükümetin ve bakanların neler söylediklerini hatırlatmayacağım gerek yok. Bugünden dönüp baktığımızda acı bir trajedinin sorumsuz ve yüzsüz ifadeleriyle karşılaştığımızı çok daha açık görebiliriz. Bunu ben söylemiyorum sadece, bunu Anayasa Mahkemesi (AYM) de söylüyor. AYM yakın zamanda bu olayla ilgili karar verdi ve devleti bu olaydan sorumlu tuttu. Yani bu katliam gerçekleştiğinde hükümetin ve bakanların söylediklerinin gerçeği yansıtmadığı AYM kararıyla sabit oldu. 
 
Bir başka katliam var, Güçlükonak katliamı. 1996 yılında Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde 11 köylü bir minibüsün içinde kurşunlanıp yakılmıştı. Olayın ardından sorumluların neler söylediğini görmek isteyenler açıp kısa bir araştırma yapmakla yetinebilirler, hemen görecekler o zamanki tabloyu. Fakat hakikatin peşinde olanlar olayın aydınlatılması için mücadeleden vazgeçmediler bütün imkanları kullandılar ve en son AİHM’e kadar götürdüler bu katliam olayını. AİHM Türkiye’yi mahkum etti. Yani o zaman hükümetin ve sorumluların söylediklerinin gerçeği yansıtmadığını ortaya koydu. Bir acı olay daha Roboski katliamı, daha çok yakın. Hafızalarda tazedir. Katliamın ardından neler yazılıp çizildiğini, hükümetin, sorumluların, yetkilerin neler söylediklerini hatırlamak için kendimizi fazla zorlamaya gerek yok. Bugün ortaya çıkan gerçek çok çıplaktır. O insanlar savaş uçaklarından atılan bombalarla katledildi 34 insan ve bunların büyük bir kısmı çocuktu. 
 
DEMOKRATİK SİYASETİ BİTİRME HEDEFİ
 
Bu gibi durumlarda eğer demokratik bir ülke iseniz hükümetin açıklamalarına kuşkuyla yaklaşma sorumluluğunuz ve mecburiyetiniz vardır. Toplumların ve insanların hakikati bilme hakkı, uluslararası hukukun tanıdığı önemli bir haktır. Bu hakikat ortaya çıkarılmadıkça, Türkiye'de bundan sonra yeni kırılmalar peşinden koşacak bir iktidarla karşıya karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Hakikatin peşine düşmezsek, iktidarın söylediklerini tek gerçek olarak kabul edersek, bunun üzerine başka operasyonlar bindireceklerdir. Bu operasyonlar toplumun tümünü rehin almaya yönelik olacaktır. Demokratik siyaseti bitirme amaçlı olacaktır. Demokrasi umudunu yok etme hedefini taşıyacaktır. 
 
BAĞIMSIZ SORUŞTURMA KOMİSYONU 
 
Hakikat ne olursa olsun, ölümler nasıl gerçekleşmiş olursa olsun HDP’nin tavrı nettir. Böyle bir katliamı hem insanlık açısından hem uluslararası hukuk açısından kabul etmek söz konusu olamaz. Bunu açıkça kınıyoruz, ama hakikatin peşinde olmaya da devam edeceğiz. Hakikatin nasıl ortaya çıkarılacağına dair yöntemler de bellidir. Bunlar iç hukukta da yer alıyor ama iç hukukta yeterli kalmıyorsa bu usuller, uluslararası hukuk daha açık daha güvenilir daha etkili yollar öneriyor. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde bu usuller açıkça düzenleniyor. Ne yapılabilir? Bağımsız bir soruşturma komisyonu oluşturulabilir elbette. Öncelikle Türkiye’de adli makamların ve iktidarın bütün olguları yaşanan her şeyi kamuoyuna sunma yükümlülüğü var ve bu anayasal yükümlülük siyasi bir sorumluluktur, vicdani ve ahlaki bir görevdir. Bakalım bugün mecliste sunum yapacak olan bakanlar bu verileri paylaşabilecekler mi? 
 
OTOPSİLER AYRINTILI PAYLAŞILMALI
 
Öte yandan hayatını kaybedenlerin ölüm sebepleri ve şekillerini ortaya çıkarmanın en etkili yollarından biri de otopsi raporlarının ayrıntılı bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmasıdır. Otopsinin usulüne göre yapılması elbette şarttır. Yine bu konuda uluslararası kurallar ve standartlar mevcuttur Türkiye’de adli makamların bu standartlara uygun bir soruşturma yapma yükümlülüğü var, fakat bu soruşturmalardan objektif sonuç çıkması konusunda haklı şüpheleri vardır. O nedenle diyoruz ki güvenilir, bağımsız, tarafsız mekanizmaların işletilmesi gerekiyor. Bunlar içinde dediğim gibi uluslararası hukuka kurallar kaideler olmuştur. 
 
SİYASİ SORUMLULUK 
 
İktidarın sorumluluğu elbette burada bitmez, iktidarın çok açık ve ağır bir siyasi sorumluluğu var, bu sorumluluk en az iki alanda söz konusudur. Bu iki alanda sorumluluk açık ve mutlak olarak iktidardadır. Bunlardan birincisi operasyonun yapılma şeklidir, ikincisi operasyon dışındaki seçeneklerin değerlendirilmemiş olmasıdır. Operasyonun amacı neydi, operasyon başlarken bu konuda kamuoyuna bilgi verilmedi fakat Cumhurbaşkanının dünkü konuşmalarından anlıyoruz ki amaç ve hedef alıkonmuş, bu görevlilerin kurtarılması olarak belirlenmiş. Şimdi bir askeri uzman havasından soruları sıralayacak değilim, dünden beri vicdanlı yazarların uzmanların ve siyasetçilerin bir kısmının arka arkaya sıraladığı sorular vardır. Bu sorular Meclis’e de ulaşmıştır. Farklı sorulardan, soru önergelerinden derleyebileceğimiz uzun bir liste vardır. Ben bütün bu soruları bir tek soruya sıkıştırabileceğimizi, orada toplayabileceğimizi düşünüyorum. Eğer amaç gerçekten alıkonulmuş ve bugün rahmette gitmiş bu görevlilerin kurtarılması idiyse operasyon bu şekilde mi yapılmalıydı? 41- 42 savaş uçağı günlerce bomba yağdırıyor, bu ortamda bu şartlarda bu insanların kurtarılması mümkün müydü?
 
BAŞKA YOLLAR VARDI
 
Nitekim operasyonun başarısız olduğu, kendi amacı ve hedefi doğrultusunda başarısız olduğunu yine Cumhurbaşkanı açıkça söylüyor. Peki, bunun sorumluluğu yok mu? Sevgili halkımız, vicdanlı insanlar bu soru meşru bir soru değil midir? Bu soru haklı bir soru değil midir? O 13 insanın aileleri biraz sonra ayrıntıları aktaracağım aylar ve yıllardır sevdiklerine kavuşmak için her yolu denediler mektuplar yazdılar ailelerine çeşitli kuruluşlara devlet yetkililerine. Bu insanları sağ kurtarmak için başka yollar vardı. Hem de çok daha basit yollar. Amaç, insan hayatını kurtarmaksa bu yollar daha önce denenmiş ve bu çerçevede başarılı olmuş yöntemlerdi, bunlara başvurulabilirdi. Neden söz ediyorum, çeşitli kuruluşlarının insanın hakları örgütlerinin siyasi şahsiyetlerin ve partilerin bundan önceki yıllarda bu tür durumlar için yaptıkları girişimlerden ve ulaştıkları başarılı sonuçlardan bahsediyorum.
 
HESAP VERMEK ZORUNDALAR
 
Başarının tek ölçütü vardır; o insanların sağ salim ailelerine kavuşmalarını sağlamak. Bu yoksa operasyona karar veren ve bunun icrasında görevli olan bütün yetkililer siyaseten açık bir şekilde sorumludurlar. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmek zorundadırlar. Topluma ve halka bu sorumluluk çerçevesinde hesap vermek zorundadırlar. Hiçbir merci bu sorumluluktan kaçmayı haklı gösterecek yollara başvurma hakkına sahip değildir bunu ne ailelerin acısı kaldırır ne de toplumun vicdanının kaldırır bir yeri vardır. Bu sorumluluk mutlaka hesap vermeyi gerektirir. 
 
DAHA ÖNCEDE YAŞANDI
 
Bundan önce bu tür durumlarda neler yapıldı. Bazen örnekler sıralamak acıyı tazelemek anlamına da gelebilir ama şimdi yapacağımız sunumda bugün yaşadığımız bu karanlık ortamı bu kan ve ölüm ortamını sorgulamak için de bize çok değerli bir dayanak sunar. İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi 1990-2010 yılları arasını kapsayan PKK’nin alı koyduğu kişilere ilişkin rapor hazırladı. 22 yıl içerisinde 335 kişinin alıkonulduğunu tespit etti. 335 kişinin tamamı biraz önce sözünü ettiğimiz girişimler sonucu ailelerine sağ salim kavuştular. 335 insanın hayatı. Sadece onların hayatı değildir söz konusu olan, bu ülkede toplum olma açısından ihtiyaç duyduğumuz hayata saygı ve vicdanlı duruşunda bir teyididir. Sorumluluk his eden kuruluşlar insanlar yıllar içerisinde bu girişimlere devam ettiler. 
 
İKTİDAR ADIM ATMADI
 
Çocuklarının serbest bırakılması için uğraşan didinen çabalayan aileler, 2015, 2016, 2019’da partimizi de ziyaret ettiler. Tam 4 kez ziyaretler gerçekleştirdiler. O zaman grup başkanvekillerimiz de ve diğer yetkili arkadaşlarımız da yaptıkları görüşmelerde çocuklarının serbest kalması için destek istediler her seferinde arkadaşlarımız bu konuda üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını tüm kamuoyunun önünde dile getirdiler. Ailelerle birlikte basının karşısına çıkıp konuştular fakat her seferinde son düğüme kadar gelinip ama o son düğüm bir türlü çözülemedi. Neydi o son düğüm? Hükümetin, iktidarın adım atmasıydı.  Beklenen buydu iktidardan ne bekleniyor diye soranlar lütfen bugün hayatta olmayan bu 13 insanın mektuplarına baksınlar. Bekledikleri neydi basit bir şeydi. İktidar burada bir adım atacaktı ve bu insanlar serbest kalacaktı. Ailelerine sevenlerine kavuşacaktı bu adım atılmadı. Bunun dışında bizler genel kurulda konuşmalar yaptık arkadaşlarımız bu insanların serbest kalması için meclis kürsüsünden bütün partilere hükümete ve kamuoyuna seslendiler. Basın toplantıları yaptı arkadaşlarımız ayrıca burada bireysel olarak sürekli çabalayan arkadaşlarımız da var, onları da anmak zorundayım, anmam gerekiyor. Milletvekili olmadan önce de insan hakları mücadelesi içerisinde yer alan sevgili Ömer Faruk Gergerlioğlu her daim bu ailelerle birlikte oldu. Şimdi iktidarın medyası ve trolleri onu hedef gösteriyorlar. Niye? Çünkü ne yapılabileceğini hayat için, ölüme karşı ne yapılabileceğini herkesin gözünün içine sokarak yaptı. İşte buna tahammülleri yok. 
 
ÖNERGELER VERDİK
 
Sevgili Hüda Kaya, aynı şekilde bu çabaların içinde oldu. Burada oturan arkadaşlarımın hepsi öyle ama bu iki arkadaşımı özel olarak anmak istedim. Çünkü özel olarak bu iki arkadaşımıza yoğun saldırı içindeler. Saldırdıkları şey ölüme karşı hayat mücadelesinin savunulmasıdır. Partimize de saldırıyorlar, ona biraz sonra geleceğim. Soru önergeleri verdik. Araştırma önergeleri verdik, bu insanların serbest bırakılmasının sağlamanın yollarının Meclis’te bulunmasını istedik. Ama hep karşımıza o son düğüm çıktı. O son düğüm hayata atılmış bir düğümdü. İşte düğümü atan bu insanların sağ salim eve dönmelerini engelleyen en azından eve dönmelerini sağlayacak adımı atmayan iktidarın kendisidir. Bu sorumluluğu hiç kimse örtemez arkadaşlar. Bakın 2013 yılında çözüm sürecinde daha önce alıkonulmuş Kaymakam Kenan Erenoğlu vardı, 6 asker ve bir polis memuru ile birlikte yine partimizin girişimleri sonucu serbest bırakılmıştı.
 
İKTİDARIN SORUMLULUĞU 
 
Aslında şöyle bir geriye dönüp bakarsak, adı anılması gereken, adının anılmasını hak eden çok özel şahsiyetler de görürüz. Dönemin Refah Partisi milletvekili Fethullah Erbaş, o zaman şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı partide yer alıyordu, dağlara çıktı. Hayatını riske attı, linçlere maruz kaldı ama vazgeçmedi. Gitti ve alıkonmuş kişileri bizzat teslim alıp getirdi. Bu kadar basit. Başka zamanlarda başka ülkeler tarafından ve Türkiye tarafından da geçmişte ve başka durumlar için uygulanmış bu basit yöntem neden şimdi uygulanmadı? ‘Elimizden geleni yaptık’ diyor iktidarın yetkilileri. Ne yaptınız, bunu açıklayın. Bunu açıklamak zorundasınız, ne yaptınız? Çok daha uzun bilgiler verebilirim sevgili halkımız. Ama bu kadarının bile hakikatin çeşitli yönlerini görmek için yeterli olduğuna inanıyorum. Bu iktidar bu alanda sorumluluğunu yerine getirmedi. Ölümler nasıl gerçekleşmiş olursa olsun bu girişimleri yapmamış olmak en büyük siyasal sorumluluktur ve bu sorumluluk bu iktidardadır. Bu iktidar bu nedenle apaçık sorumludur. 
 
Bunun hesabını vermek zorundadır. Tekrar söylüyorum bugün mecliste yapılacak oturumda bakalım bu konuda neler söyleyecekler. Bir iki örnek daha hatırlatırsak belki tabloyu biraz daha netleştiririz. Daha yeni korsanlar tarafından Türkiye vatandaşları alıkonuldu peki nasıl kurtarıldı bu insanlar operasyonla mı? Hayır. O insanların hayatlarını kurtarmak için fidye de ödemişlerse doğru yapmışlardır çünkü asıl olan hayattır. Hatırlayalım Musul Başkonsolosluğu'nun IŞİD tarafından basıldığı ve onlarca insanın rehin alındığı olayda nasıl kurtarıldı o insanlar görüşmeler yoluyla, görüşmelerin nasıl yapıldığı ne sözler verildiği bir tarafa onlar çok tartışıldı onlar konumuz değil ama görüşme yoluyla o insanların hayatını kurtarma kararı doğruydu. En son seçenek bu tür durumlarda bir tek insanın bile zarar görmesi şeklinde olamaz. Devletler yurttaşlarının yaşamlarından sorumludurlar.
 
KURTARILAN ASKERLER 
 
6 sene önceydi, şimdiki Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan, o zaman çözüm dolayısıyla İmralı heyetinde olan Sırrı Süreyya Önder, Grup Başkanvekilimiz İdris Baluken bizzat Lice’de dağlara çıktılar ve yollar gittiler hiç bir risk asla düşünmediler, tereddüt etmediler ve o zaman alıkonmuş iki askeri bizzat kendileri alıp getirdiler. Bunu bir kez daha hatırlatmak istedim. İktidarın bize saldırılarına karşı savunma olarak değil, bu toplumun vicdanlı insanlarına hakikati göstermek için söylüyorum bunları. Ben bu ülkede vicdanlı insanların çoğunlukta olduğuna hep inanmışım. Şartlar politikalar o vicdanın sesinin gür çıkmasını önleyebilir ama o vicdan orada duruyor.
 
PARTİMİZ GÜNAH KEÇİSİ SEÇİLİYOR
 
Hiç polemik yapma niyetinde değilim. Ama şunun altını çizmem lazım. Garê’de bu kadar açık sorumluluğu olan bu iktidarın sorumluluğunun üstünü örtmek için partimizi günah keçisi olarak seçiyor. Bununla da kalmıyor muhalefeti de kendi sorumluluğuna ortak etmek peşinde koşuyor işte bu yeni ve ağır bir operasyondur. Herkes bunun farkına varmalıdır. Bu demokratik siyasete ve demokrasi umuduna yönelik bir operasyondur. Yeni kırılmalar peşinde koşuyor bu iktidar. HDP’nin tutumu belidir, biz demokratik siyasette ısrarcıyız diyoruz, biz demokratik çözümü istiyoruz, barış istiyoruz. Barış ancak bizlerin demokratik siyasette mücadelesine saygı duyularak gelebilir. Biz bu ülkede barışın teminatıyız. İstedikleri operasyonu yapsınlar bize karşı. Bu hedefimizden zerre şaşmayacağız, inancımızı zerre sarsmayacağız. Bu ülkeye demokrasi ve barışı hakikatin peşinden yorulmadan usanmadan koşanlar getirecektir. Ölümlerden avantaj devşirmeye çalışmanın hangi kitapta yeri vardır. Hangi inançta yeri vardır, hangi hukukta. Şimdi bunun peşindeler. Ne yaparsanız yapın bizi yolumuzdan alıkoyamazsınız. Bu yürüyüş bugüne kadar büyük bedellerle geldi bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecek.”
 

Diğer başlıklar

16/02/2021
18:03 Baş’tan Garê tepkisi: Siyasi şovunuz yerin dibine batsın
17:53 İzmir’de ‘Tecrit, açlık grevleri ve hak ihlalleri’ konulu panel
17:37 Mezitli’de 307 hektar araziye tarım dışı kullanım izni verilmiş
17:32 Tutuklu gazeteci Gönül tahliye edildi
17:12 İHD’den Soylu’ya yanıt: Yapılması gereken ciddi bir özeleştiridir
16:47 Psikolog Cüceloğlu evinde ölü bulundu
16:45 HDP tabelasına saldırı
16:40 HDP Grup Başkanvekilleri :Garê’nin siyasi sorumlusu iktidardır
16:38 'Çocuk istismarına sessiz kalmıyoruz'
16:35 Zabıta tartıştığı yurttaşın malına el koydu
16:26 Gazetecilerin duruşma tarihi belli oldu
16:22 'Barış Pınarı Harekati'ne karşı çıktığı paylaşımlara beraat
16:19 Şüpheli çocuk ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı
16:16 Başvurulara rağmen korunmayan 68 kadın katledildi
15:42 Yüksekova’da 15 Şubat komplosu etkinliği
15:41 Kılıçdaroğlu’dan Erdoğan’a: 13 kişi için 2015'ten beri ne yaptınız?
15:38 Doğubayazıt'ta gözaltına alınan 6 çocuk serbest
15:33 Öcalan’la görüşme başvurusu reddedildi
15:32 Grevdeki işçilerden belediye başkanına: Kafa karıştırıyorsun
15:25 Meclis’te Garê oturumu
14:58 Üniversiteli kadınlara polis müdahalesi
14:56 Muş'ta 2 kadın tutuklandı
14:39 Tutuklamaya sevk edilen 13 HDP’li serbest bırakıldı
14:38 TTB Başkanı Fincancı'ya 7 bin 80 TL para cezası
14:32 Bölge kentleri için kar yağışı uyarısı
14:30 Nusaybin’de ulusal birlik çalışmalarının startı verildi
14:00 Cezaevindeki babasına para gönderdi diye gözaltına alındı
13:31 19’uncu Feminist Gece Yürüyüşü’ne çağrı
13:30 Soylu ve Akar grup toplantısı öncesi Kılıçdaroğlu ile görüştü
13:23 Gazeteci Sancılı ve Kızılkaya hakkında soruşturma
13:13 Valilikten Cizre patlamasına ilişkin açıklama
13:13 Hewlêr saldırısında bir kişi öldü, 8 kişi yaralandı
13:04 Gazeteci Çoban’a ceza istemi
13:01 Gülistan Şaylemez katledilmeden önce emniyete şikayette bulunmuş
12:48 Sancar’dan Garê açıklaması: İktidar hesap vermek zorunda
12:34 Akademisyenler kar ve soğuğa rağmen rektörlüğe sırtını döndü
12:06 Dersim'de bir genç ölü bulundu
12:05 DFG: Özgür Gündem davasında verilen cezalar kabul edilemez
11:53 Gazeteci Barıştıran’a hapis cezası istemi
11:51 Bahçeli Garê operasyonunu eleştirenleri hedef aldı
11:38 Diyarbakır’da bir mahallede mutasyonlu virüs tespit edildi
11:18 Özgür Gündem’e baskın davası ertelendi
11:10 Kürtçenin resmi dil ve eğitim dili olması için kampanya başlatılacak
10:55 Manisa'da 3 kişinin öldüğü olayda bir tutuklama
10:48 Akar ve Soylu, Kılıçdaroğlu ve Akşener ile görüşecek
10:37 Düzce Cezaevi'nde koğuşlara baskın
09:39 Gergerlioğlu: Tehditler alıyorum
09:12 Açlık grevi eylemi 82’nci gününde
09:11 Konukman: 42 milyon TL ile mi uzaya araç gönderecekler?
09:07 Üç kardeş kova ve tenekeden grup kurdu
09:03 Sosyalist kadınlar: Hak ve özgürlükler için tecrit kalkmalı
09:02 Kürtçeden uzaklaşan gençler dengbêjlikten de uzaklaşıyor
09:02 'İktidar para da destek de vermedi'
09:01 Köyüne dönmesine izin verilmeyen Êzidî Özmen: Sessiz kalmayacağım
09:00 Ekonomik krizle boğuşan İstanbullular: Erdoğan Türkiye'yi mahvetti
09:00 Tahliye edilen Ünal: İşkenceye maruz kaldım
09:00 Tutuklu yakını Bakır: Talepler kabul edilsin
09:00 16 ŞUBAT 2021 GÜNDEMİ
08:51 Konya’da trafik kazası: 5 ölü
08:50 Yazılamalarla açlık grevine dikkat çektiler
08:14 Gazeteciler hakkında 130 gün sonra ‘kopyala-yapıştır’ iddianame
00:36 Anonymous'tan 'Jin, Jiyan, Azadî' mesajı
00:24 Kadıköy Belediyesi'nde 2 bin 300 işçi greve başladı
00:15 Koca, illere göre vaka sayılarını açıkladı
15/02/2021
23:50 HDP Kars İl Eşbaşkanı Subaşı tutuklandı
23:44 Emniyet görevlisine tecavüz eden polis görevden uzaklaştırıldı
23:09 Kocaeli’de bir kadın katledildi
22:58 Hewlêr’de patlama
21:23 Antep’te gözaltına alınanların tamamı serbest
21:21 Cizre'de şiddetli patlama
21:17 Diyarbakır Adliyesi karşısında bir kadın katledildi
20:47 Son 24 saatte 91 vefat, 7 bin 945 vaka tespiti
20:30 Grev kararı alan işçiler: Taleplerimiz karşılansın
19:59 Uçan Süpürge’den Nur Sürer ve Zuhal Olcay’a ödül
19:32 Pınar Gültekin davasında bir tahliye
19:17 Ankara'da tecrit paneli: Komplocular kaybedecek
18:32 BTS: Sürgün kararları derhal iptal edilsin
18:19 Katledilen Emine Yanıkoğlu’nun davası görüldü
18:08 HDP'li kadınlar Ankara Kadın Platformu ile bir araya geldi
17:58 HDP’li Kaya: İktidar kendi bekası için kan istedi
17:06 ABD Büyükelçisi Bakanlığa çağrıldı
16:56 Kullandığı ilaç sonrası kuzularından 95’i can verdi
16:56 İstanbul’da 15 Şubat protestosu: Tecridi mutlaka yıkacağız
16:45 Mersin'deki Polipropilen tesisi için yürütmeyi durdurma kararı
16:41 İHD gazetecilere verilen cezayı kınadı
16:41 Urfa’da kadın cinayeti
16:28 HDP'den Altun'a: Partimize dil uzatmak boyunu aşar
16:26 Kadınlar Muğla’dan seslendi: Aklamayın yargılayın
16:17 EGM inkar etse de Kaya'nın ismi ihraç listesinde
16:00 İçişleri Bakanlığı: 40 ilde 718 kişi gözaltına alındı
15:58 Tutuklu öğrencilere kart ve mektup gönderildi
15:51 Batman’da 3 kişi serbest bırakıldı
15:50 Akar ve Soylu Meclis’te Garê operasyonunu anlatacak
15:42 Eğitim Sen: Yüz yüze eğitim için gerekli adımlar atılsın
15:27 Bağlar Belediyesi işgal etti, hak sahipleri yolu kapattı
15:20 Komplonun 22’nci yılında ‘Öcalan’a özgürlük’ talebi
15:16 Gözaltı sayısı 80'i geçti
14:45 Diyarbakır’da 15 Şubat protestosu
14:40 DAD: Veli Yıldız derhal serbest bırakılsın
14:23 HDP'lilerin seyir halindeki 3 aracı trafikten men edildi
14:14 Kur’an kursları kısıtlamalardan muaf
14:11 Asrın Hukuk Bürosu: Tecrit kırılmadan Türkiye demokratikleşemez
14:09 TÜİK Başkanı Şirin görevden alındı
13:44 Şiddet uygulayan erkek tepkiler üzerine gözaltına alındı
13:44 HDP’den komplo açıklaması: Türkiye tecrit rejimine dönüştü
13:41 Çevre duyarlığı için çöpleri topluyorlar
13:32 Batman’da HDP il ve ilçe eşbaşkanları gözaltına alındı
13:19 Kadınlardan 14 Şubat tepkisi
13:12 Güven'den AYM tepkisi: Özdinamiklerimizle yolumuza devam edeceğiz
13:06 Hakkari’de 8 gözaltı
13:01 Akademisyenler bir kez daha Rektörlüğe sırt çevirdi
13:00 Çalıştığı binanın 8'inci katından düşen işçi yaşamını yitirdi
12:56 KHK ile ihraç edilen Kaya, devlet töreni ile defnedildi
12:48 Kendi asker ve polisi için adım atmayan Türkiye, İsrail için arabulucu olmuştu
12:32 İHD: Garê’de savaş suçu işlendi
12:21 Kadınlardan CPT’ye mektup
11:51 Şengal etrafında askeri hareketlilik arttı
11:44 Dr. Mechthild Exo: Öcalan’ın felsefesi küresel anlamda umut vaat ediyor
11:39 Tarihi Asar Kayaları HES tehdidi altında
11:18 Özgür Gündem davasında 21 yıl hapis
11:18 TJA: Tecrit yıkılmadan demokrasiden söz edilemez
10:54 Manisa’da aile kavgası: 3 ölü
10:12 Açlık grevini 17’nci grup devraldı
10:09 Birçok kentte ev baskınları: 45 kişi gözaltında
09:32 TSK'nin Garê operasyonunda hayatını kaybeden Mardinli polis KHK ile ihraç edilmiş
09:20 Polis emniyette çalışan kadına tecavüz etti: Olay kapatılmak isteniyor
09:02 Aşkın ve barışın simgesi: Sêva Mêxekrêj
09:02 Kadıköy'de görüşmeler tıkandı: İşçilerden grev kararı
09:01 Şenoğlu: Öcalan’ın iradesi mücadeleye çağrıdır
09:01 HDP’li Maçin: AKP-MHP asker cenazeleri üzerinden siyaset yapıyor
09:00 Bülbül: Alevi inancı ritüellerini doğadan alır
09:00 Leyla Güven: Tutukluların taleplerinin karşılanması toplumu rahatlatacak
09:00 15 ŞUBAT 2021 GÜNDEMİ
14/02/2021
23:08 HDP yöneticisi gözaltına alındı
22:56 Van’da 15 Şubat protestosu
21:49 İhbarla gözaltına alınanların ifade işlemleri başladı
21:14 Antep'te gözaltına alınanlardan 11'i serbest
20:50 Salgında son durum: 6 bin 287 yeni vaka
20:13 Kılıçdaroğlu'ndan Garê açıklaması
19:06 Adana’nın mahallelerinde polis hareketliliği
18:48 CHP’li vekilden iktidara Garê tepkisi: Nara atmayın, hesap verin
18:15 HDP’li Kaya ve Gergerlioğlu hakkında Garê soruşturması
17:56 Batman'da 4 kişi serbest bırakıldı
17:32 Mızraklı’dan Boğaziçi mesajı: Bahar kapıda, umudumuzu büyütelim
17:06 Filmmor kapılarını kapattı: Dijital ‘cadı mahkemelerini’ reddediyoruz
16:49 HDP’den Garê açıklaması: İktidar hesap vermeli
16:12 HDP’li Kaya’dan Garê tepkisi: Hakikatler bu kadar mı çarpıtılır?
15:43 Oxford’tan Boğaziçi tepkisi: Kayyımlar demokrasinin zehridir
15:34 Amedspor’dan önemli galibiyet
15:32 Garê'de yaşamını yitiren asker ve polislerin kimlikleri açıklandı