Türkiye, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla 20 Mart'ta İstanbul Sözleşmesi'nden ayrıldı. Sözleşmenin feshedilmesine karşı Danıştay’a iptal davası açılırken, kadın örgütleri başta olmak üzere toplumun birçok kesiminden karara karşı tepkiler yükselmeye devam ediyor. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kadınlar, kararla kadınların tamamen güvencesiz bırakıldığını belirtti. 

 

KADINLAR YOK SAYILDI

 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Van Şubesi Kadın Sekreteri Seda Güler, kararının tek bir kişi tarafından alınamayacağını vurguladı. Kararın "devlet eliyle kadın cinayetlerinin desteklenmesi" anlamına geldiğini dile getiren Güler, “Bir kez daha anladık eril zihniyet devlet eliyle destekleniyor ve sırtı sıvazlanıyor" dedi. Sözleşmeden çekilmeyle kadınların yok sayıldığını söyleyen Güler, bu kararın aynı zamanda kadın kırımını da beraberinde getireceğine vurgu yaptı. Her şeye rağmen kazanımlarından vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Güler, “Bu sözleşmenin feshiyle kadınların katledilmesi, çocukların tecavüze uğraması ve şiddet görmesi, aile içi şiddetin önü açılmış olacak" ifadelerini kullandı.  

 

ERKEKLERİ DE İLGİLENDİRİYOR

 

SES Van Şubesi üyesi Asya Kaçar da, 2016 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildiğine işaret ederek, şöyle dedi: "Sözleşmenin feshiyle bir kez daha hak gaspına uğradım. Sözleşmenin sadece ‘kadın sözleşmesi’ olarak tanımlanmasını doğru bulmuyorum. Cins kırımına uğrayan kadındır. Fakat bu erkekleri de ilgilendiren bir sözleşmedir. LGBTİ+'ları, çocukları, engellileri ve dezavantajlı bütün grupları da ilgilendiren bir sözleşmedir. Eril sistemin yarattığı bir sorundan herkes mesuldür. Ses çıkarmayan herkes bu durumdan mesuldür. Buna ses çıkarmayan herkes taraftır.” 

 

MÜCADELE SÜRECEK 

 

Kararla kadınların tamamen güvencesiz bırakıldığının altını çizen Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Van Şubesi Kadın Sekreteri Funda Demir Bozkurt, böylesi bir kararla kadına yönelik şiddet ve katliamların daha da önünün açıldığını dile getirdi. "Her an her yerde şiddete maruz kaldığımız için endişeliyiz" diyen Bozkurt, "Kazanılmış haklarımızdan vazgeçmeyi düşünmüyoruz. Bu mücadele devam edecek. Türkiye sözleşmenin ilk imzacısıydı. İlk yılda kadın cinayetlerinin azaldığını gördük. Ama son yıllarda uygulanmamasından kaynaklı yeniden bu cinayetler arttı" diye konuştu. 

 

Sözleşmeyle çocukların da haklarının güvence altına alındığını anımsatan Bozkurt, "Devlet tarafından sırtı sıvazlanan erkeklerin, sözleşmenin feshiyle beraber şiddetini daha da doruğa çıkaracağını düşünüyorum. Bu kadar önemli bir sözleşmenin gericilerin söylemlerine kurban edilmemesi gerekiyor. Biz kadınlar buna asla müsaade etmeyeceğiz. Sözleşmeden çekilmeyi kabul etmiyoruz" dedi. 

 

MA / Barış Dönmez