ANKARA - Kobanê Davası’nı takip eden HDP’li Hişyar Özsoy, “Bizimle siyaseten konuşamayanlar ve cesaret edemeyenler, bize mahkeme salonlarını gösteriyorlar” dedi.

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın ikinci duruşması devam ediyor. Davayı izleyen HDP Dış İlişkiler Komisyonu Eşsözcüsü Hişyar Özsoy, mahkeme heyetinin "ciddiyetten yoksun" olduğuna dikkat çekerek, “Mahkemeye değil de bir tiyatro salonuna girmiş gibi, birazdan kötü çekilmiş bir film izleyeceğiz gibi hissediyorum” dedi.

 

YARGILANANLAR HEYETE KARŞI

 

2015 yılından bu yana 100 civarında dava takip ettiğini aktaran Özsoy, "Mahkeme salonları ve adliyeler gayet bildiğimiz yerler. Bu 6 yılda hiçbir zaman şu içerideki mahkeme heyeti kadar gayri ciddi, lümpen bir mahkeme heyeti görmedim. AKP-MHP, partimizle başa çıkamayınca yargıçlarıyla ve kanunlarıyla üzerimize geliyor" dedi. Yargılanan siyasetçilerin mahkeme heyetini istemediğini kaydeden Özsoy, ancak heyetin “ben yargılayacağım” ısrarında olduğunu ifade etti. 

 

Özsoy, "108 sanık var ve bir tanesi bile objektif olduğuna inanmadığı için mahkemeyi istemiyorsa, o mahkeme heyeti üyeleri akşam nasıl çoluk çocuğunun yüzüne bakıyor. Ben asla istenmediğim bir yerde durmam, bir işi yapmam. Ama bunlar ısrar ediyor. Demek ki görevlendirilmişler. 80 darbesi dönemindeki ve 90’lardaki DGM yargılamalarını biliyoruz. Oradaki mahkeme heyetlerinin en azında kendilerine bir saygıları vardı. Bu heyetin kendilerine saygıları da kalmamış. İçi tamamen boşalmış bir yargı konseptinden bahsediyoruz” ifadelerini kullandı.

 

KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ

 

Partilerine yönelik baskı ve saldırıların Kürtlere yönelik saldırı konseptinin içerisinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Özsoy, Kürt meselesinin siyaseten çözülmesi gerektiğini dile getirdi. Kürt siyasetinin 90’lardan beri tüm kapatmalara rağmen çözümde ısrar ettiğine vurgu yapan Özsoy, "Meclis’e çok aşık falan değiliz. Zaten işlemeyen bir yer haline getirilmiş. Bu kadar ısrar etmemizin sebebi Kürt meselesi. Türkiye’nin birçok meselesi gibi Kürt meselesi de temelde siyasal bir meseledir ve siyasal bir mesele de siyasetten çözülmek zorundadır” dedi.

 

‘SONUNA KADAR SAVAŞ’ ISRARI  

 

Kürt sorununun çözüm adresinin siyaset kurumu olduğunu söyleyen Özsoy, şöyle devam etti: “Aklı başında bir devlet, şiddeti-kavgayı azaltmak için siyaset alanını sonuna kadar açar. Ama öyle anlaşılıyor ki bunlar sonuna kadar şiddet ve savaş diyor. Bu konsepte Kürtlerin tüm kazanımlarına saldırıyorlar. Bu sadece Türkiye ile ilgili değil. Bakın Kerkük referandumunda yaşananları gördünüz. Irak’ta Kürtlerin kazanımlarına direk saldıran bir anlayış söz konusu. Suriye’de onca yıl Esad zulmü altında yaşayan Kürtler belli bir zemin yakaladıkları noktada, oraya defalarca saldırı oldu. HDP’li belediyeler, derneklere saldırı devam ediyor. Türkiye’nin yüzde 20’sini temsil eden insanları buraya koyuyorsunuz. Sebebi de Kürt meselesini siyasal bir mesele olarak değerlendirmemeleridir. Başınızı kuma koysanız da gerçekler değişmiyor. Bizimle siyaseten konuşamayanlar ve cesaret edemeyenler, bize mahkeme salonlarını gösteriyorlar. Eyvallah diyoruz. Şimdi mahkeme salonlarındayız ama bu ülkenin geleceğinde biz ve bizim gibi insanlar olacak. Şu an bize bu vahşeti uygulayanların hiçbirisinin bu ülkenin geleceğinin siyasetinde esemesi okunmayacak. Bu da bizim size sözümüz olsun.”