AKP'li Eyyubiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş'un 17 yaşındaki yeğeni S.K., 27 Eylül 2020 tarihinde ehliyetsiz kullandığı araçla Abide Kavşağı tünel altı yolunda karşı taraftan gelen Şükrü Çiftçi kontrolündeki başka bir araca çarptı. Yaşanan kazada sürücü Şükrü Çiftçi ile birlikte eşi Zeliha ve çocukları Necdet ile Salih Çiftçi yaşamını yitirdi. Kazaya sebebiyet veren S.K. ise yaralı olarak kurtuldu, hastaneye kaldırıldı. Kazaya dair başlatılan soruşturma kapsamında 36 gün sonra ifadesi alınabilen S.K. çıkarıldığı Urfa 4'üncü Sulh Ceza Hakimliği tarafından "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak" suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu. 

 

Urfa Cumhuriyet Savcılığı tarafından iki ay sonra hazırlanan iddianamede S.K.'nin Karayolları Trafik Kanunu’nun "Aracın hızını, kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken azaltmamak"  kuralını ihlal ettiğini, yaşamını yitiren Şükrü Çiftçi'nin ise kazada kusurunun olmadığı belirtildi. 

 

Savcılığın üzerine atılı suçlama ile S.K.’nin cezalandırılmasını talep ettiği iddianame, Urfa 3'üncü Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 

 

TAHLİYE EDİLDİ

 

Davanın 11 Haziran’da görülen üçüncü duruşmasında mütalaasını sunan savcı, bilinçli taksir düzeyinde asli kusurlu olduğunu kabul ettiği S.K.'nin TCK’nin 85/2, 22/3, 31/3 ve 63 maddeleri gereğince cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti 4 kişinin ölümüne sebep olan S.K.'nin 12 yıl hapsine karar verdi. Suçu işlediği tarihte çocuk olması nedeniyle bu cezası önce 8 yıla, daha sonra ‘iyi halli’ olduğu kabul edilerek 6 yıl 8 ay hapse indirilen S.K. tahliye edildi.

 

Çiftçi ailesi avukatları itiraz ettikleri kararı İstinaf Mahkemesine taşıdı. Kazada babası, annesi ve iki ağabeyini yitirip, dava dosyasında müşteki olarak yer alan Leyla Çiftçi, maruz kaldıkları adaletsizliğe isyan etti.

 

ADALETSİZLİĞE İSYAN ETTİ

 

MA’ya konuşan Leyla Çiftçi, ailesini evden uğurlayan son kişi olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Eve halı almak için yola çıktılar. Karşı şeritten gelen aracın çarpması sonucu annem, babam ve bir ağabeyim olay yerinde hayatını kaybetti. Diğer abim ise kaldırıldığı hastanede 11 gün sonra yaşamını yitirdi. Ardı ardına ailemden üç kişinin cenazesini teslim aldım. Ailemin ölümüne neden olanın Eyyubiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş'un yeğeni S.K. olduğunu öğrendim. S.K. yüksek bir hızla ailemin içinde olduğu araca çarparak ölümlerine sebep oldu. Olayda yaralanan S.K'nın 35 gün yoğun bakımda kaldığı raporlara yansımış. Fakat gözle görüldüğünde yoğun bakımlık bir durumunun olmadığı görüldü. Bu şahsın daha önce ehliyeti olmadan araç kullandığı ve araçlar ile hız yaptığı hep söyleniyordu." 

 

MEHMET KUŞ PARA TEKLİF ETTİ

 

Olaya ilişkin yapılan yargılamanın kendilerini tatmin etmediğini dile getiren Çiftçi, AKP’li Eyyubiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş'un kazanın ardından yeğeni S.K.’den şikayetçi olmamaları için kendilerine para teklif ettiğini öne sürdü. Çiftçi, "Belediye Başkanı Mehmet Kuş şikayetimizden vazgeçmemiz için sürekli para teklifinde bulundu. Ailemden birçok kişiyi aradı. Yine köye birçok kez geldi. Dedem ve amcalarım bu tekliflerin şahididir. Bize, 'Bir rakamda anlaşabiliriz. Her ay adliye koridorlarına gitmemize gerek yok' deniliyordu. Bunu karşı tarafın avukatı tüm duruşmalarda bize söyledi. Avukat bunu savcının önünde bize söylüyordu. Aileden geriye kalan ablam ve benim için devlet dairesinde ömür boyu bir iş ve bu işe hiç gitmeden maaş alacağımız teklif edildi. Bu parayı başkalarına vereceklerine, bize vereceklerini söylüyorlardı. Mehmet Kuş korumaları ile birlikte 4 kez yaşadığımız köye geldi. Biz her defasında uzlaşmak istemediğimizi onlara ilettik. Yine amcam bu konu hakkında birkaç kez arandı. Bize çocuğun cezaevinden çıkacağını, fazla bir ceza almayacağını, bu durumda bizlerin mağdur olacağımız söyleniyordu" diye konuştu.

 

MAHKEME: GÖZÜN AYDIN

 

Tüm bunlara rağmen adaletin tecelli etmesini beklediklerini, ancak son duruşma ile adaleti bulamadıklarını ifade eden Çiftçi, tepkisini şu sözlerle gösterdi: "Duruşmalara evde erkek kalmadığı için sadece kadınlar olarak gidiyorduk. Ben, iki ablam, kalp hastası kardeşim, iki yengem ve yetim kalan 9 yeğenim ile gidiyorduk. Son duruşmada polisler tarafından bize sert bir şekilde müdahale edildi. Duruşma salonuna çok sayıda polis alınmıştı. Biz polislerin bizim için getirildiğini bilmiyorduk. S.K.'nin tahliye edileceğinden herkesin haberi vardı. 8 aylık adalet mücadelemizi 15 dakikaya sığdırdılar. Mahkeme başkanı sözlü olarak ‘Gözün aydın tahliye edildin’ dedi. Kendi kulaklarımızla duyduk. Karara tepki gösterdik. 75 yaşındaki dedem darp edildi. Ben ayaklarımdan sürüklenerek dışarı atıldım. Hepimiz darp edildik." 

 

YARGIYA MÜDAHALE

 

Yaşadıkları acının tarif edilemez olduğunu vurgulayan Çiftçi, "Bu sadece 4 kişinin ölümü demek değil, aynı zamanda 4 ailenin de ölümü demek. İnsanı daha da yakan ise adaletin olmaması. Arkamızda kimse yokken biz adaletten medet umduk. Ailem mahvoldu. Kardeşim kalp hastası. Bu olaydan sonra üçüncü cihazı takmak zorunda kaldık. Bu dosya için vicdani bir karar çıkmadı. Mevki ve makam sahipleri bu dosyaya fazlasıyla müdahale etti. Kamuoyundan hukuki destek istiyorum. Bu davadan da asla vazgeçmeyeceğim" dedi. 

 

MA / Barış Polat