Yüksel Genç: Seçmen iktidarın dilini kullanan muhalefete oy vermez

img

DİYARBAKIR - Ayrımcılık, şiddet ve kutuplaştırma konusunarda iktidarla aynı dili kullan muhalefetin seçmenin eğilimini okuyamadığını belirten araştırmacı Yüksel Genç, “Seçmen, 20 yıllık iktidarın kullandığı dili kullanan bir muhalefete oy vermek istemeyecektir” dedi.

Türkiye yıllardır “güvenlikçi” sorunlarla Kürt sorununu çözme arayışında. Aynı yöntemi deneyen ve aynı sonuca ulaşan tüm iktidarlar sırasıyla yıkıldı. En son AKP-MHP’nin de izlediği politikalar Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Anketlerde AKP-MHP iktidarının gün geçtikçe kan kaybettiği gözlemlenirken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Kürt sorununu HDP’yi muhatap alarak çözerim" çıkışı diğer muhalefet partilerinden de destek aldı. Bu açıklamanın hemen ardından AKP-MHP İktidarı tarafından Irak ve Suriye'ye asker gönderme ve sınır ötesi operasyon süresini 2 yıl daha uzatan tezkere, 26 Ekim'de Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi. AKP, MHP ve İYİ Parti "evet" oyu verirken, Halkların Demokratik Partisi (HDP), CHP ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekilleri karşı oy kullandı. CHP’nin bu tutumu seçmenler üzerinde olumlu etki yaratırken, Kılıçdaroğlu’nun Yozgat’ta yaptığı bir konuşmada “Kandil’i yerle bir edeceğiz” söylemi kafalardaki soru işaretlerini çoğalttı. 
 
Sosyo Politik Saha Araştırma Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, yaşanan siyasi atmosferi, muhalefet ve iktidar partisinin tutumu ile Meclis’ten geçen tezkereyi değerlendirdi. 
 
Son dönemde siyasette ciddi anlamda hareketlilik yaşanıyor. İktidar ve muhalefeti karşı karşıya getiren konuların başında da Kürt sorunu tartışmaları var. CHP'nin "Kürt sorunu" üzerinden çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Millet İttifakı’nın en önemli parçalarından biri olan CHP’nin ‘Kürt sorununu ben çözerim, bunu HDP’yi muhatap alarak çözerim’ minvalindeki söylemleri hem Millet İttifakı’nı hem de CHP’nin seçmen karşısındaki pozisyonu oldukça güçlendirmişti. Bu söylem Kürtler nezdinde de ‘CHP acaba çözer mi?’ tartışmasını açıkçası getirdi ve kısmen ortamı da yumuşattı. Pozitif bir etkisi oldu denebilir. CHP Eylül ayında bir oy artışı yaşadı. CHP’nin Kürt sorununa yaklaşımı nedeniyle kararsız seçmenler arasında ciddi bir etki yarattı. Fakat bu söylemin devamı ne var ki gelmedi, gelmediği gibi biz hemen Ekim ayının sonunda Kasım ayının başında bu siyasi partilerden biri ‘HDP’yi PKK’nin yerine konumlandırıyorum’ derken bir diğeri ise ‘Kandil’i yerle bir edeceğiz’ dedi. 
 
Bu sık söylem değişikliği seçmen üzerinde nasıl bir etki bırakıyor? 
 
Şimdi sorunun çözümünde şiddet dışı bir yöntem uygulayacağını söyleyen partilerin iki ay sonra eskiye dönmesi seçmende, ciddi bir şekilde inandırıcılık problemi yarattı. Türkiye’deki seçmen ülkedeki kutuplaştırmadan, çözümsüzlük dilinden inanılmaz derecede yoruldu. İnsanlar yoksullaştı, çok ciddi bir kriz yaşıyorlar, umutsuzluk içerisindeler. Kendilerini güvende hissetme katsayıları ciddi anlamda zayıflıyor. Bu kadar zayıflamış bir toplumun şiddet söylemini içeren, şiddeti çözüm olarak sunan hiçbir politik ifadeye aslında bakarsanız tahammülü yok. Ben CHP’nin de İyi Parti’nin de Eylül ayında kendilerinde konsolide olan, kısmen artan geçici ve kararsız seçmen eğiliminin doğru okuyamadıklarının kanaatindeyim. Seçmen onların çözüm dili, pozitif dili benimsediği yerde onlara oy verme eğilimlerine giriyor. İktidarla benzer bir dil kullandığı zaman hele hele temel sorunlarda benzer bir dil kullandığı yerde seçmen, mevcut muhalefeti tercih etmekte güçlü çekecektir. 
 
Biraz daha açabilir misiniz. Muhalefetin temel yanlışlığı nerede? 
 
 
 Muhalefet seçmenin tek problemini AKP ve Erdoğan karşıtlığı olarak okuyorsa yanılırlar.
 
Eylül ayında yaptığımız çalışmada CHP Kürdistan’da Kürt seçmenden ciddi bir oy arttırmış gözüküyordu. Bunun temel nedenlerinden biri CHP’nin Kürt sorununa dair sarf ettiği çözüm söylemleriydi. Bu söylemlere bir destekti aslında. Hatta bu söylemlerin yanında durduğunu söyleyen en azından boşa düşürmeyen İyi Parti’nin pozisyonu da kutuplaşmadan ve gerilimden bıkmış bir seçmen için pozitif algıydı. Uzun süre AKP’de kararsızlaşmış ama bir parti seçememiş bir seçmen, Eylül ayında açığa çıkmış olan bu pozitif söylem ve çözüme dair sorumluluk üstelenen siyasal dilin kendisine onay vermek istedi. Saha araştırmaları aslında bunu söylüyordu. Ne var ki Ekim ayına geldiğimizde tezkere öncesi ve sonrası tartışmalarla tam da seçmenin onay verebileceği, oy verebileceği, destekleyebileceği söylem biçimi hızlı bir biçimde değişti ve geçmişe döndü. Muhalefet seçmenin tek problemini AKP ve Erdoğan karşıtlığı olarak okuyorsa yanılırlar. 
 
Tezkere konusuna muhalefetin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Tezkere de İyi Parti’nin ‘evet’ oyu vermesi yine HDP seçmenini teörize eden söylemi ve hemen onun ardından Kılıçdaroğlu’nun “Kandil’i yerle bir edeceğiz” söylemi seçmeni anlamadıklarını işaret eder. Şunu fark edebiliyoruz; muhalefet içerisinde bir rol paylaşımı var gibi. Eylül ayından beri bariz bir şekilde görülmeye başlanmıştı. CHP daha çözümleyici, sol ve Kürtlere hitap eden diliyle o kesimi konsolide edebilme gücünü göstermek isterken İyi Parti, daha milliyetçi, daha mukaddesatçı olan AKP’de yer alan seçmeni konsolide etmek için böyle bir dil paylaşımı içerisine girmiş. Ama içerisine girmiş oldukları seçmeni kendilerinde konsolide etme amaçlı olup gelecek kurgusu açısından seçmene yeni bir şey söylemeyen politik yalpalanmanın kendisi, seçmen açısından inandırıcılık problemini açığa çıkarıyor. ‘Birimiz sol ve Kürtlere oynayalım, birimiz ise sağ ve milliyetçi kesime oynayalım. Böylece AKP’den kopacak olan sağ ve milliyetçi oylar İyi Parti’ye, sol liberal, demokrat ve kısmen Kürt oylar CHP’ye gelir. Böylece biz cumhur ittifakını aşar iktidarı kurarız’ şeklinde bir düşünceleri varsa ve rol paylaşımını bu bizim bir aydır tanık olduğumuz dil üzerinden kuruyorlarsa kesinlikle yanılıyorlar.
 
Seçmen nasıl bir muhalefet istiyor? 
 
 
 Seçmen 20 yıllık iktidarın kullandığı dili kullanan bir muhalefet oy vermek istemeyecektir.
 
Seçmen 20 yıllık iktidarın kullandığı dili kullanan bir muhalefet oy vermek istemeyecektir. 20 yıllık iktidarın kullandığı dil ve politikanın bugün sonuçlarını muhalefetin de getirebileceği kaygısını derinleştiriyor. Çünkü seçmen için sorun siyasi kişiler değildir. Uygulanan çözümsüzlük politikaları ile şiddet ve gerilim politikalarıdır. Seçmen artık kutuplaştıran dili, gerilim dilini kaldıracak durumda değil. Eğer muhalefet milliyetçi kesimi rahatlatmak istiyorsa, onlara hitap etmek istiyorsa geçmişin çatışmalı argümanlarıyla, dışlayıcı argümanlarıyla vazgeçmeli aksi halde kurulacak AKP sonrası olası bir millet ittifakının; AKP sürecinde kurulmuş olandan daha demokrat daha çözümleyici ve daha özgürlükçü olabileceğiyle ilgili beklentiyi parçalar. Ben Millet İttifakı’nın son bir ay içerisinde otaya koymuş olduğu seçim argümanlarını politika üretmekten ziyade var olan ötekileştirici politikayı derinleştirdiğini düşünüyorum. 
 
Anketler iktidarın kan kaybettiğini gösteriyor ve bunu görüyorlar. İktidarın bundan sonraki politikalarını nasıl öngörüyorsunuz? 
 
Seçmeni konsolide etmek için anti emperyalist, dış güçlere ‘eyvallahı’ olmayan ülkelerine dayatmacı olanın karşısına dik duran, hükümet ya da lider profili üzerinden seçmene güven ve güç verme eğilimi içerisine girerek bir propaganda süreci içerisine girebilir. AKP ve MHP, son yıllarını yüksek gerilim ve şiddet politikalarına borçludur. Aynı zamanda mevcut yenilgisini ve diğer ekonomik, sosyal ve siyasal krizi de aynı politikalara borçludur. AKP ve MHP iktidarı çok belirgin bir biçimde gerilimi bir tür iktidar kurma, iktidarı genişletme, hegemonyayı genişletme aracı olarak kullandı ve buna alıştı. Çatıştırarak, kutuplaştırarak, bazen savaşla ve beka söylemleriyle bir birlik yaratarak seçmen konsolidesiyle çok meşgul oldu. Bununla da iktidarını sağlamlaştırma politikası izledi. Bunu uzun süre yaptı ama bugün ortaya koymuş olduğu bu politika artık toplumu da parçaladı. İktidar olarak çözüm üretecek kapasitelerini tüketmiş durumda. 
 
Meclis’ten geçen tezkere sonrası iktidarın Kuzey ve Doğu Suriye’ye müdahale ederek varlığını sürdürme eğiliminde olduğu ifade ediliyor. Denildiği gibi olur mu, ne düşünüyorsunuz? 
 
 
 Savaş ve şiddet politikası iktidar için ‘son atımlık bir kurşun’ gibidir.
 
Ekonomik ve idari kaynaklar açsısından da Türkiye taşınamaz bir noktaya geldi. AKP bu politikayı halen önemsiyor ve oy kaybını durdurabileceğinden emin olduğu an savaş meselesini gündeme alacaktır ya da kaybedecek hiçbir şeyinin kalmadığını düşündüğü an son bir şans olarak savaş meselesini önüne koyabilir. Ama gelinen noktada savaş ve şiddet politikasının kendisi ‘son atımlık bir kurşun’ gibidir. Bunu kullandığı anda iktidarın kendisiyle beraber toplumun da çökmesine neden olacaktır. İrrasyonel politikanın iktidar kurabildiği nadir süreçler yaşadı bu ülke. İktidarın irrasyonel politikalarıyla yol alarak ilginç bir noktaya geldi. Eğer iktidar savaş ve şiddet politikalarını kendi iktidarını devam ettirme konusunda faydası olacağına emin olduğu an şiddet politikasını tekrardan derinleştirebilir. 
 
Rojava’yı bu anlamda bir yandan iç politikanın malzemesi ve seçmen konsolidasyonun bir parçası olarak değerlendirirken öte yandan dış politika da bir güç gösterisi olarak ‘Suriye’de ben de varım’ hamlesinin bir parçası yapmak isteyebilir. Nihayetinde Rusya ve Amerika arasında gelişen görüşmeler Suriye üzerinden kurulmaya çalışılan çözüm süreci ve Çin’in ve İran’ın Türkiye’yi işgalci olarak tanımlamaları Türkiye’nin Suriye masasında durumunun parlak olmadığını gösteriyor. İşte bu parlak olmayan duruma karşı kendince savaşla müdahale etmek isteyebilir. İç politikada kötü giden ve iktidarını kaybetme riskine karşı ‘yaşam öpücüğü’ gibi değerlendirebilir, bu yöntemi. Tabii bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan şey yeni bir şiddet dalgası değil. Bu denli derin yoksullaşmanın, ekonomik kriz, toplumsal kriz gibi çoklu krizlerin yaşandığı bir dönemde en son yapacağı şey olmalıdır. Böylesi durumlarda savaş tercihi aynı zamanda bir intihardır. Olasılık dışı tutmamak gerekir.
 
Türkiye’nin istiğine karşılık uluslararası koalisyon güçlerinin kısmi açıklamaları oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
 
Türkiye’de Kürt kazanımlarına karşı elde tutulan Demokles kılıcı rolünü oynuyor.
 
Bir süredir Kürtlerle Suriye rejimi, Rusya’nın moderatörlüğünde bir tür görüşme ve belli ilkelerde anlaşma sağlamaya çalışıyor. Bu durumda Kürtler ile Suriye yönetimi anlaşırlarsa Suriye’de ki krizin önemli bir bölümünün bittiği anlamına gelir. Rojava’da çok uzun bir süredir aslında defacto bir statü var. Olası bir çözüm süreci Rojava ve Kuzey Suriye’de açığa çıkmış olan özerk defacto bölgesel biçiminin tanınmasını sağlayacak. Bu başta Kürtler olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan bütün halkların geleceğini belirleyecek. Türkiye’nin olası müdahalesi tam olarak o defacto durumunu yasallaşmasını engellemek için gelişecek kuşkusuz. 
 
Bununla ilgili olarak Rusya’nın Kürtlere ‘Ya daha minimal talepler ve defacto uyguladığınız bu bölgesel özerklik pozisyonuzu daha kültürel haklara çekerek Suriye rejimiyle anlaşırsınız ya da Türkiye gelir tümden kazanımlarınız tehlikeye girer’ şeklinde tehdit ve blöfler içerisinde olma olasılığı çok yüksek. Rusya’nın Türkiye’yi bu anlamda cebinde tutan bir pozisyonu olabilir. Ancak Rusya, Suriye ve Kürtler arasında mevcut defacto durumun resmileşmesi ve uzlaşması sürecinin daha demokratik bir biçimde sağlanmasına aracılık ederse Ortadoğu’daki pozisyonunu uzun vadede daha da sağlamlaştırır. Şuandaki hesap grupların, muhatapların ellerinin kimin tarafından nasıl zayıflatacağı üzerinde işliyor. Türkiye’de tam da bu noktada Kürt kazanımlarına karşı elde tutulan Demokles kılıcı rolünü oynuyor. Bunu iç ve dış kazanımlarının hesabı ile oynuyor. Türkiye’nin bu anlamda geniş bir savaş açması demek mevcut özerk yapının daraltılması talebinden başka bir şey taşımayacaktır. 
 
HDP’nin açıkladığı 11 maddelik bir deklarasyon var. Sorunun çözümü açısından bu deklarasyon bir yol haritası olabilir mi? 
 
HDP’nin deklarasyonu aslında siyaseten gerilimli bir atmosferde, durduğu yer açısından önemliydi. Türkiye’nin sorunlarına, demokrasi bağlamında, hem nasıl bir çözüm üretmek istediklerini hem de kendilerinin bu çözüm içerisinde nereye oturduğunu tarif ediyordu. Bir müzakereci parti olduğunu ilan ediyordu ve müzakereci bir parti olarak topluma siyaset üretme mekanizmasının parçası olacağını da deklare etmiş oldu. Bunlar oldukça kıymetliydi, çünkü HDP, sürekli kapatılmakla tehdit edilen, terörize edilen, terörizmle eş tutulan bunun için ise dönem dönem hem iktidarın hem de muhalefetin dil ortaklığı kurduğu bir parti. İşte tamda bu nedenle önemli bir demokrasi deklarasyonu ortaya çıkardı. 
 
Türkiye’nin pek çok sorununa; cinsiyet özgürlük problemlerinden toplumsal cinsiyet problemlerine, toplumsal şiddetten siyasal şiddete, siyasal şiddetten ekonomik krizlere, yoksulluklara ve tabii ki de en önemli sorun olan Kürt sorununa ilişkin durduğu yerle demokrasiyi çözüm adresi olarak, çözüm formülü olarak ifade etti. Bu anlamda aslında kendisine karşı açılmış yargılama gerekçelerini de boşa çıkaran bir deklarasyon ortaya çıkardı. HDP’nin kapatılma gerekçesinin boşa çıkaran, kapatılma gerekçesinin zeminin boşaltan bir deklarasyon diyebiliriz. İyi bir hamleydi. Deklarasyon bir diğer taraftan Türkiye’nin batısını aslında çok daha fazla muhalefeti rahatlatan bir içerik ve dile sahipti. Bunu yaparak kendisi üzerinden ortaya çıkabilecek kutuplaşmaların dışında olduğunu, tartışmaların dışında olduğunu ve yeni sürecin kurulmasında kolaylaştırıcı bir parti olacağını ilan etmiş oldu. 
 
MA / Ergin Çağlar – Eylem Akdağ 

Diğer başlıklar

14/11/2021
09:12 Selamet Yeşilmen’in failleri 6 yıldır ortaya çıkarılmadı
09:11 Kerestecioğlu: 5. Yargı Paketi kadın ve çocukları korumuyor
09:10 Kırıklar Cezaevi'nden mektup: Baskılar işkenceye dönüştü
09:09 Belarus sınırındaki mülteciler Federe Kürdistan yönetimine tepkili
09:09 Gazeteci Êzidî: Şengalliler kaderini kimseye teslim etmeyecek
09:03 Havadaki 'sessiz katil'
09:01 Mersin’de açıklama öncesi izin şartı: Bu tek adam rejimidir
09:00 14 KASIM 2021 GÜNDEMİ
08:56 Zamlara tepki gösteren esnaf gözaltına alındı
13/11/2021
23:12 Ahmet Kaya’nın mezarına saldırı
22:56 Peker: Siyasetçiler fuhuş ve kokain partisi verdi
21:48 Van'da şüpheli kadın ölümü
21:42 İstanbul’da silahlı saldırıda 3 kişi yaşamını yitirdi
21:08 Antep'te iş cinayeti
20:37 Sêmalka’da çadır eylemi 40’ıncı gününde
20:26 Van’da dershane kapatıldı öğrenciler ortada kaldı
20:16 Koronadan 215 kişi hayatını kaybetti
20:05 'Münevver'in ölümü intihar değil cinayettir'
19:48 İşli serbest bırakıldı
19:38 Kadınlardan çağrı: 25 Kasım’da alanlara
19:27 'Katiller iktidardan cesaret alıyor'
19:20 KNK heyeti Belarus-Polonya sınırında
18:08 MHP’li Meclis üyesi: Harama el kaldırmaktan yoruldum
18:02 'AKP-MHP’nin artık miadı doldu'
17:41 SOHR: Askerler sınırı geçmek isteyen 2 kişiyi öldürdü
17:36 Dinç için taziye kuruldu
17:26 Şırnak’ta 25 Kasım programı belli oldu
17:24 Barış Anneleri kimyasal kullanımına karşı sınıra yürüdü
17:13 Özbudun: Kadın sorunu değil erkeklik sorunu var
16:35 Amûdê Sineması’nda katledilen çocuklar unutulmadı
16:23 Yaban keçilerinin öldürülmesi için yapılan ihaleye tepki
16:04 Keskin: 90'ların tetikçileri bugün iktidarın yanında
15:57 Edip Solmaz mezarı başında anıldı
15:57 Seyyar satıcılara zabıta zulmü
15:46 Blower: PKK ‘terör listesi’nden çıkarılmalı
15:40 Bahadîn: Göç, 30 yıllık yönetimin çöküşünün sonucudur
15:21 Savaş uçakları Garê'yi bombaladı
15:10 KESK’ten KHK’liler için eylemsellik çağrısı
15:09 Kanser hastası tutuklu havalandırmaya çıkartılmıyor
15:05 Yüzde 90 engelli Kalkanlı için tahliye çağrısı
14:59 CHP'li Tanrıkulu: Halepçe'ye 'sözde' diyen iktidar Kürt meselesini nasıl çözmüş?
14:48 Hasta tutuklu Morsümbül ihtiyaçlarını karşılayamıyor
14:08 'Kürt yazarlar birlik olursa sesleri daha gür çıkar'
14:07 İstanbul’da bir kadın katledildi
13:56 Müftüoğlu: İktidar bekasını korumaya devam ederse dolardaki yükseliş sürecek
13:52 3 siyasetçiye 18 yıl 9 ay ceza
12:56 25 yıldır kayıp olan Kaya'nın akıbeti soruldu
12:52 TİP’li Atay: İktidar alaşağı olacak
12:16 Gergerlioğlu’ndan 250’nci gün mesajı: Adalet çığlığı duyulsun
12:03 Kayıp yakınları Ali Tekdağ’ın akıbetini sordu
11:37 AKP'li Fakıbaba: Şenyaşar ailesine ‘terörist’ dediğim için utandım
11:21 HDP PM: Kimyasal silah kullanımı araştırılsın
10:55 Adalet Nöbeti 250’nci gününde: Ya adalet ya istifa
10:41 3 belediye çalışanı tutuklandı
10:40 İHD'den 'sözde katliam' tanımına tepki
10:28 Tutuklu vekiller için 'rehine' diyen HDP'li eşbaşkana skandal sorular
10:09 Yüksel Genç: Seçmen iktidarın dilini kullanan muhalefete oy vermez
09:50 Gergerlioğlu’dan adı değişen ‘çıplak arama’ yorumu: Gerçeği kabuldür
09:47 Türkiye İmralı'daki 'özel hukuku' kabul etti
09:43 Dr. Savary-Borioli: Öcalan Ortadoğu’nun çözüm anahtarıdır
09:28 30 yıldır tutuklu olan Kalkan tahliye edildi
09:24 Kadınların 25 Kasım adresi Taksim Tünel
09:13 Senatör Díaz: 'Terör listesi' çözüme engel
09:02 Bakanlığın ‘Götürülüyor’ dediği tutuklu hastaneye götürülmüyor
09:02 ‘Çılgın projeler’ Muğla’nın doğasını yok ediyor
09:02 Hesen: Êzidîler canlarını verir ama toprağını vermez
09:01 Kadınlar 'örgütlü mücadele' için alanlara çıkacak
09:01 Zêbarî: Bu göçün sorumlusu KDP’dir
09:00 Diyarbakırlı kadınlar: Paramız savaşa, tanka, tüfeğe gidiyor
09:00 Annelerden cenaze tepkisi: KDP ve AKP arasında fark yok
09:00 Öğrenciler geçinmek için çalışmak zorunda
09:00 13 KASIM 2021 GÜNDEMİ
08:58 Belarus’un Bağdat’taki fahri konsolosluğunun çalışma izni iptal edildi
12/11/2021
23:48 Dolar 10 TL’yi aştı
22:27 Diyarbakır Sanat Merkezi’nden ‘Muhtemel Gelecekler’ paneli
21:50 HDP Alanya İlçe Eşbaşkanı İşli’ye sanal medya gözaltısı
21:05 HDP’nin ön savunması: İmralı görüşmeleri yargılama konusu yapılamaz
21:03 Avukata fiziksel saldırı ve silahlı tehdit
20:55 İşçi örgütlerinden asgari ücret talebi
20:18 Sêmalka Sınır Kapısı’ndaki çadır eylemi 39’uncu gününde
19:56 Yazar Fırat Can tahliye edildi
19:38 Korona tablosu: 217 vefat, 23 bin 637 yeni vaka
19:30 MKM’nin 30’ncu yılı Diyarbakır'da kutlandı
19:03 Hakkari’de eylem ve etkinlik yasağı uzatıldı
18:54 Kuş Cenneti’ndeki yangın kontrol altına alındı
18:22 Başak Cengiz’in katledilmesine ilişkin haberlere yayın yasağı
18:17 İstanbul'da 'bağımlılığı kıralım' standı
18:15 Eğitim Sen: İktidarın eğitim politikası çöktü
17:40 Napoli'de kitlesel yürüyüş: Kürt sorunu, Öcalan özgür olmadan çözülemez
17:33 KNK Polonya-Belarus sınırına heyet gönderdi
17:28 Şentop'tan Kürtçe için 'Türkçe dışında bir dil' savunması
17:19 Erzin'de halk ÇED toplantısını yaptırmadı
17:09 HDP'li Canbaz: Savaşsız ve sömürüsüz bir yaşam için alanlara
17:09 Antep’te 90 kişiye yüzlerce yıl ceza istendi
17:01 Emine Şenyaşar'ın duruşması görülmeden ertelendi
16:58 Meclis Başkanlığı’na 19 yeni fezleke gönderildi
16:37 Habur Sınır Kapısı'nda kuyruk 10 kilometreye ulaştı
15:43 Medet Serhat katledilişinin 27’nci yılında anıldı
15:39 Kürt yazarlar Diyarbakır’da buluşuyor
15:37 Şenyaşar katliamında 9'uncu savcı değişikliği
14:48 Engelliler Konfederasyonu: İstihdamda liyakat esas alınmalı
14:47 Çomanî: Kürdistan’daki göçte batılı ülkeler de suç ortağı
14:40 Atanamayan öğretmen elinde boya rulosuyla yaşamını yitirdi
14:28 Dosyaları aynı mahkemede ayrı ayrı görüldü
14:27 Milletvekili Uca Kürt kültürü üzerindeki baskıları Meclis’e taşıdı
14:17 SES bütçede sağlık çalışanlarına ayrılan payı eleştirdi
14:14 Özgürlük Gemisi Napoli’ye ulaştı: Öcalan’a özgürlüğün zamanı geldi
14:07 Cinsel istismarda somut delil arandı: Sanık beraat etti
14:01 Bütçe görüşmeleri: Milletvekillerine saygı duyulmalı
13:58 Evi yıkan dozer devrildi: 2 yaralı
13:49 HDP’li 3 genç serbest bırakıldı
13:02 Malatya’da 5 büyüklüğünde deprem
12:51 DAF’taki şiddet, baskı ve sömürü çarkını anlattılar
12:17 Erdoğan 10 taşınmazı özelleştirdi
12:13 Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Kurtulan: Cezaevlerinde vahşet yaşatılıyor
11:54 Emine Şenyaşar hakim karşısına çıkacak
11:47 İmralı'ya aile ve vasi başvurusu
11:46 HDP Kadın Meclisi: Saldırılara karşı özgürlük zamanıdır
11:31 Çıplak aramaya ‘detaylı arama’ kılıfı
11:20 Şeyh Said’ten Rojava Devrimi’ne mücadeleye adanan bir ömür: Yusuf Gulo
11:12 Şırnak'ta 3 kişi gözaltına alındı
10:47 Kayıp kadın katledilmiş halde bulundu
10:41 Sosyal yardım için başvuranlar AKP’ye üye yapılıyor
10:34 Amûde Sineması katliamı 61 yıldır unutulmadı
10:23 İstanbul'da ekmeğe 7 ayda yüzde 42 zam
10:22 Demokratik Modernite'nin 37’nci sayısı çıktı
10:17 Faturalarını ödemekte zorlanan en fazla seçmen HDP’nin
10:11 HDP Kadın Meclisi’nin 25 Kasım programı belli oldu
09:04 Belarus-Polonya hattında ‘mülteci borsası’
09:03 Gençay Gürsoy: Muhalefet aklını başına almalı
09:03 Medresa Sor'da restorasyon 2 yıldır bitirilemedi
09:02 Emine Şenyaşar: Ölmeden oğlumu görmek istiyorum
09:02 6 hekim günde bin 800 çocuğu muayene ediyor
09:01 'Pandemi destek kredisi' Kürt illerinde takibe düştü: Bankalar ilk kez tarla alıyor
09:01 Savaşa tanık anneler: Öcalan özgür olmalı
09:00 Cezasından 1 ay fazla tutuklu kaldı, suçlu bulundu!
09:00 Newroz'a katılanlara 'maske ve mesafe' cezası
09:00 12 KASIM 2021 GÜNDEMİ
08:28 Hazine ve Maliye Bakanlığı 240 milyar TL faiz ödeyecek
08:21 Kimyasal silahlara karşı imza kampanyası
08:08 Özgürlük Gemisi Napoli’de kitlesel karşılanacak
11/11/2021
23:26 Tiryaki: Kobanê IŞİD'in eline geçmediği için hesap sormak istiyorsunuz
23:11 Bakan Kurum’dan Gergerlioğlu’na sözlü saldırı
22:40 Dünya İnsan Hakları Örgütü: Kimyasal silah kullanılmasını araştıracağız
21:47 Ordu’da bir kadın katledildi
21:37 5 yıl sonra verilen cenaze için 5 dakika defin izni!
20:58 Kaldırılan 38 Katliamı afişleri yerine ‘huzurevi’ afişleri asıldı
20:51 Feke'deki orman yangını kontrol altına alındı
20:32 Hatay'da bir kadın katledildi
20:28 AKP-CHP arasında ‘Tank Palet Fabrikası' tartışması