Milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiren ve 1 Aralık'ta başlayan Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri devam ediyor. Komisyonun ikinci toplantısı, 7 Aralık’ta Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ev sahipliğinde gerçekleşirken, üçüncü toplantı ise dün Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ev sahipliğinde yapıldı. Dünkü toplantıda ilk kez bazı rakamlar telaffuz edildi. İşveren TİSK, asgari ücretin 3 bin 100 lira olmasını isterken, işçileri temsil eden TÜRK-İŞ ise 3 bin 900'ün altına düşülemeyeceğini açıkladı. 

 

Ekonomik krizle ağırlaşan koşullar ile döviz kurundaki artış, asgari ücrete yapılacak zammın işçilere pek bir faydası olmayacağı belirtilirken, Ankara’nın Sakarya Caddesi’nde yurttaşlara asgari ücret taleplerini sorduk.

 

‘İŞÇİYİ DÜŞÜNSÜNLER’

 

Umur Kılınç isimli bir yurttaş, asgari ücretin gerçek enflasyon rakamlarının üzerinde ve yaşanılabilir bir ücret olması gerektiğini vurguladı. “Artık geçinemiyoruz” diyen Kılınç, iktidarın son demlerini oynadığını belirtti. İktidarın artık sermayedarları değil, emekçilerin haklarını düşünmesi gerektiğini söyleyen Kılınç, “Zamlar hayatı çok zorluyor. Bir de yıl sonuna doğru gelir vergisi dilimine girmek gibi saçma bir şey var. Zaten çalışan o kadar zor bir durumda, bir de gelir vergisi alıyorlar. O kadar büyük firmalarda vergi indirimi yapılırken, işçiyi ve halkı daha çok ne kadar zorlaştırabiliriz diye düşünüyorlar. Umarım sermayedarları değil de işçiyi düşünerek bir karar verirler” ifadelerini kullandı.

 

YEVMİYE YAĞA YETMİYOR

 

Yurttaşlardan Engin Çiçek, günlük işlerde çalıştığını ve 80 TL yevmiye aldığını belirtti. Çiçek, bir gün boyunca bir teneke yağın fiyatından daha az bir ücrete çalıştığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Ben burada 80 TL’ye çalışıyorum o bile yetmiyor bir teneke yağ almaya. Evden 40 lira getireceğim üzerine koyacağım bir teneke yağ alacağım. Bir gün boyunca bu teneke yağ için çalıştım. Bu şartlarda ne yapacağız bilmiyorum. Cumhurbaşkanı düşünsün bunu. Bir asgari ücret en kötü şartta 5-6 bin olmalı. Zor durumda yaşıyoruz. Kendi nasıl olsa yediği önünde yemediği arkasında, fakir ne yapmış ne etmiş umurunda değil. Akşama kadar çalışıyorum. 2800 TL’ye çocuk mu okutayım, kira mı vereyim, elektrik mi, su mu vereyim? Acaba Cumhurbaşkanı kafasını yastığa koyduğunda rahat uyuyor mu, bunu sormak istiyorum. Diyecek söz bulamıyorum. Ben yıllardır AKP’liyim ama bugünden sonra zor kazanır, o düşünsün.”

 

EN AZ 5 BİN TL

 

Yusuf Polat isimli yurttaş ise asgari ücretin en az 5 bin TL seviyesinde olması gerektiğini söyleyerek, “insanlar çok vahim zor durumda bunu hükümet düşünsün yardımcı olsun. Enflasyon halka yansıyan yüzde 60 civarında fakat hükümetin gösterdiği yüzde 22. Bunu kabul etmiyorum. Memur maaşlarını düşünmeleri lazım, en az yüzde 35 zam bekliyoruz. Geçinemiyoruz, zor durumdayım” dedi.

 

BEYLERİN MAAŞI

 

“İşçiye asgari ücreti düşük verirlerse, beylerin maaşı düşer” ifadelerini kullanan İlyas Gültekin de “Onlar işçilerin 35-40 katını alıyorlar, beylerin maaşı ödensin diye de iğneden ipliğe, gazdan una, her şeye zam, bir namaz kaldı zam yapmadıkları, ona da yapmazlar herhalde. Ülkenin gidişatı belli dolar yükseliyor, bir tane bakanı getirdiler, dağdaki çoban bile bunu söylemez; diyor ki sen maaşını dolar karşılığı mı alıyorsun diyor, yönetim böyle. Olup biteni görmeyen çok aptal var” diye konuştu.

 

‘DÜNYANIN EN PAHALI NAMAZI’

 

Gültekin’in “Namaza zam yapmadıkları kaldı” sözleri üzerine Seyfettin Sarı adlı yurttaş, “Diyanet İşleri Bakanlığı 7 kurumdan fazla bütçe alıyor. Dünyanın en pahalı namazını sen kılıyorsun sen farkında değilsin. Senin beslediğin bu imamlar, bu diyanet mensupları zübükleri beslediğin gibi, din tüccarlarını da besliyorsun aslında, farkında değilsin” dedi.

 

‘ANCAK DEVRİM PAKLAR’

 

Sarı, “Bu ülkeyi ancak devrim paklar” diyerek şöyle devam etti: “Seçilmiş sarı sendikalar her zamanki gibi toplumu oyalayacaklar, lüks otellerde toplantılarını yapacaklar, sonra 3400 TL gibi bir fiyat belirleyip, insanları mutlu edecekler. Açlık sınırı 8-10 bin lira arasında olduğu bu süreçte 4 bin de 5 binde olsa bir şey beklememek lazım. Bunlar Menderes döneminden beri ellerine bir metin verilmiş, kim gelirse gelsin o metni okuyorlar, uygulamasını yapıyorlar.”

 

‘PSİKOLOJİMİZ BOZULDU’

 

Yurttaşlardan Zekiye Ödemiş, geçinebilmek için en az 10 bin TL asgari ücretin belirlenmesi gerektiğini belirtti. Ödemiş, “Bu ülkede yaşayabilmek için, açlık standartlarının üzerinde yaşayabilmek için 10 bin liraya ihtiyacımız var” dedi. Ödemiş, bu kadar zammın stresin içinde insanların bireyselleştiğini ifade ederek, “Sabah akşam market fiyatlarının değiştiğini görüyoruz. İnsanlara bakıyorum, hiçbir tepki yok. Ne olacak yani biz birbirimizi mi yiyeceğiz, hırsızlık mı çoğalacak. Durumu iyi olan, geçinebilen insan bile bu ülkede kaygı duyuyor artık, çünkü sonrasının ne olacağını bilemeyecek bir durumdayız ve hepimizin psikolojisi bozulmuş durumda” dedi.

 

‘DİN İMAN DEDİ DOLDURDU GÖTÜRDÜ’

 

Ödemiş, iktidarın sonunun yakın olduğunu vurgulayarak, “Bu iktidarın içinde uyuşturucu, hırsızlık, rüşvet, tecavüz, rüşvet var. Hadi bunların biri yalansa ya öbürleri? Hiç mi bunu görmüyorlar. Kafalarını artık kaldırsınlar istiyoruz. 20 senedir bu ülkeyi yöneten, bu hale getirenlere, daha da oy veren varsa benim hakkım helal olmasın onlara. Benim kızım üniversitede okuyor, ben bu sene kadar zorlandığımı bilmiyorum, evet zorlanıyorduk son 10 yıldır inanılmaz zorluklar yaşadık ama son 1 yıldır berbat bir durumdayız. Müslümanlık dedi, din dedi, iman dedi, doldurdu götürdü. Diyanet İşleri kalksın bir gün açıklama yapsın bu fakir insanlarla ilgili” şeklinde konuştu.

 

MA / Berna Kişin