Milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiren ve 1 Aralık'ta başlayan Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri, üçüncü oturumunu tamamladı. Komisyonun ikinci toplantısı, 7 Aralık’ta Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ev sahipliğinde, üçüncü toplantı ise 9 Aralık’ta Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ev sahiplinde gerçekleştirildi. Komisyonun 3’üncü toplantısında anlaşma sağlanamadı. TÜRK-İŞ  asgari ücret için 3 bin 900 TL, TİSK ise 3 bin 100 TL önerdi. Yaklaşık 7 Milyon asgari ücretliyi ilgilendiren zammın, dördüncü toplantıda karara bağlanması bekliyor.

 

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, asgari ücret görüşmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

İNSAN ONURUNA YAKIŞAN ÜCRET

 

Görgün, asgari ücretin yalnızca bu ücretle geçinen emekçileri değil aynı zamanda, asgari geçim indirimi, işsizlik ödeneği, sosyal güvenlik borçlanmaları ve gelir dağılımı adaleti gibi konuları da yakından ilgilendirdiğini belirtti. Görgün, son bir yılda temel tüketim maddelerine gelen yüksek zamlardan dolayı alım gücünün çok fazla düştüğüne dikkati çekerek, “Uluslararası norm ve sözleşmelere göre, asgari ücret insan onuruna yakışan bir ücret olarak ele alınırken, Türkiye’de tek bir işçinin geçimini baz alan enflasyonun çok altında bir ücret olarak ele alınıyor” dedi.

 

REFAH ARTIŞI HESAPLANMALI

 

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, yıllık enflasyon oranının yüzde 21 olduğunu aktaran Görgün, bu rakamların doğruluk payının olmadığını söyledi. Görgün, asgari ücretin gerçek enflasyon üzerinden hesaplanması gerektiğini ifade ederek, “Asgari ücret görüşmelerinde artı olarak ülkedeki refah artışının da hesaba katılması gerekiyor. Avrupa’da bu baz alınırken, Türkiye’de bu hiç düşünülmüyor. Örneğin Türkiye’nin bu yıl yüzde 9 büyüdüğü söyleniyor. Bu yüzde 9 büyümenin gerçek enflasyon sayılarının üzerine eklenerek, 4 kişilik bir aile bazında hesaplanması lazım” diye belirtti. Görgün, 5 yıl önce asgari ücret 560 dolara tekabül ettiğini, şimdi ise bu sayının 265 dolara düştüğüne dikkat çekti. 

 

TEMSİLİYETTE EŞİTSİZLİK

 

Asgari ücret görüşmeleri sürerken bile temsiliyette eşitsizlik olduğunu vurgulayan Görgün, “5 TÜRK-İŞ işçi temsilcisinin karşısında, 5’i hükümet temsilcisi 5’i iş veren temsilcisi olmak üzere 10 kişi bulunuyor. Bu da daima işverenlerin ve hükümetin dediğinin baskın olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu yanlış bir aritmetik başlı başına. Bunun dışında da Türkiye’de 3 tane konfederasyon var, bu üç konfederasyonun masada olması gerekirken bunun da olmadığını görüyoruz” diye konuştu. 

 

EN AZ 5 BİN 200 TL OLMALI

 

Emekçilerin ve emeklilerin milli gelirden aldığı payın her yıl yüzde 2-3 oranda düştüğüne işaret eden Görgün, Türkiye’nin çalışanların geçinmekten aciz bırakıldığı bir ülkeye dönüştüğünü belirtti. Görgün, Türkiye’de açlık sınırının 3 bin 200 TL’nin üzerinde, yoksulluk sınırının ise 11 bin TL’ye yaklaştığını ifade ederek, “Biz diyoruz ki hiç değilse bir ailede 2 tane asgari ücretli varsa bu iki asgari ücretlinin geliri yoksulluk sınırını bulmalıdır. Bu da aşağı yukarı 5 bin 300 TL’lik rakama tekabül ediyor. Yani asgari ücretin en az 5 bin 200 TL’nin üzerinde olması gerekiyor. Ama bu yetmez, gelirde adalet isteğimizin yanında vergide adalet istiyoruz” şeklinde konuştu.

 

ALGI YARATILIYOR

 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Enflasyonun üzerinde bir asgari ücret planlaması yapacağız, halkımızı enflasyona yedirmeyeceğiz” sözlerinin tamamen algı yaratmak amaçlı olduğunu belirten Görgün, “Türkiye’de enflasyonu düşük oranda göstererek, ‘enflasyonun üzerinde bir artış sağladık, halkımızı enflasyona ezdirmedik’ demeye hazırlanıyorlar. Bu doğru değil. Enflasyonu hükümetten bağımsız olarak hazırlayan organlar, TÜİK’in aksine gerçek enflasyonun yüzde 55 ve yüzde 58 arasında olduğunu söylüyor. Enflasyon eğer dikkate alınacaksa yüzde 58’lik bir rakam olarak ele alınması gerekiyor. Asgari ücret 2022 Ocak itibariyle devreye gireceği için bütün bir yıldaki olası enflasyonların da yüzde 50 civarında hesaplayarak bunu yapmak gerekiyor. Biz DİSK-Ar olarak bütün bunları hesaplayıp, toplumu uyaran çalışmaları etkinlikleri yaptık. Bu algının kırılmasını ve gerçek rakamlar üzerinden bir beklenti yaratılması için çaba sarf ediyoruz” ifadelerini kullandı.

 

ORTAK MÜCADELE ŞART!

 

AKP’nin yarattığı algıların toplumun çok çeşitli isyan ve feryatları ile kırıldığını kaydeden Görgün, şöyle konuştu: “Küçük tarım üreticileri, artık ekip biçmekten ve hayvancılık yapmaktan vazgeçmek üzereler. Milyonlarca işsize yeni işsizler katılmak üzere… Çünkü köylerinde yaptıkları bu üretime son verip şehirlere iş bulmaya gelmeye başladılar. Onların sesi duyuluyor. Emekçilerin, kadınların, gençlerin, öğrencilerin ‘geçinemiyoruz ve barınamıyoruz’ sesleri ortada. Bu seslerin demokratik kanallarda birleşmesi lazım. Türkiye’nin ihtiyacı olan şey ortak mücadeledir.” 

 

MA / Berna Kişin