İzmir'de bulunan sol, sosyalist siyasi parti ve kurumlar, "Umudu Büyütelim" şiarıyla siyasal gelişmelere ilişkin Bayraklı'da bulunan Tepekule Kongre Merkezi'nde panel düzenledi. Panele katılan 9 kurumun temsilcileri siyasal gelişmeler ve işçi hareketlerine dair sosyalist politikaları tartıştı. 

 

TOPLUMSAL DİNAMİKLER

 

İlk olarak konuşan Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) temsilcisi Oktay Türk, tüm dünyanın yaşadığı ekonomik bunalım sürecini Türkiye’nin yakından hissettiğini kaydetti. Türkiye’nin kendi iç süreçlerinden kaynaklı bu süreci daha yıkıcı olduğunu belirten Türk, “Bu krizin yükü dünyada olduğu gibi Türkiye’de de emekçi kitlelere çıkarılıyor. İkincisi Türkiye’de bir rejim krizi yaşanıyor. Bu krizle beraber AKP’li yıllarda toplumsal kutuplaşma yaşandı. Türkiye’de yaşanılan bu ideolojik politik tablo, mücadele dinamiklerini yarattı. Bu dinamiklerin başında işçi sınıfı ve emekçi var. Bu tablonun ortaya çıkardığı ezici ağırlık işçi sınıfının devrimci rolünü ortaya çıkardı. Yine önemli mücadele dinamiği olarak imha ve inkara karşı duran Kürt mücadele dinamiği var. Toplumun dikey bölünmesini yarattığı laik duyarlılık var. Bu dinamiklerin birliği çok önemli” dedi.

 

İŞÇİ DİRENİŞLERİ

 

Ardından konuşan Birleşik İşçi Kurultayı temsilcisi Deniz Dilli ise, sistemin yapısal krizlerine karşı direnişlerin olduğunu vurguladı. Dünyada Arap Baharı ile birlikte başlayan dalganın Türkiye’de Gezi eylemine dönüştüğünü aktaran Dilli, “Bu direnişler birbirinden bağımsız ama birbirini tetikleyen direnişle oldu. Gezi eylemlerinin ardından işçi sınıfının parça parça devam eden direnişlerine denk geliyoruz. Bunlar birbirinden bağımsız ama sürekliliği olan direnişler. Bu direnişleri bir rotaya koymak ve amaçlandırmak önemli” diye belirtti.

 

‘HDP DİRENÇ DİNAMİĞİDİR’

 

Dostluk ve Kültür Derneği temsilcisi Türker Demirci de, devrimci ve sosyalistlerin önemli bir toplumsal muhalefet olduğuna dikkati çekti. Bu muhalefet içinde olan işçi sınıfının kendiliğinden direnişler örgütlediğini söyleyen Demirci, “Bu kendiliğinden mücadelenin iktidara yönelememesi önderliğinin olmamasından kaynaklıdır. Günümüzde sendikacılık toplu sözleşme sendikacılığına hapsolmuş durumda. Dolayısıyla görevimiz fabrikalarda işçi komiteleri oluşturarak işçileri iktidar hedefine taşımak olmalıdır. Ekonomik demokratik mücadele önemlidir ama mücadelenin temelinde iktidarı istemek olmalı” diye belirtti.

 

HDP’nin siyasal mücadelenin dinamiği olduğunu sözlerine ekleyen Demirci,  şunları söyledi: “Dolayısıyla bu dinamiğin ezdirilmesi gerekiyor. Aynı zamanda anti faşist bir mücadele açısından HDP'nin yaptığı ittifakın yanında durmak gerekiyor. HDP saldırıların odak noktasında. Dolayısıyla bunun yanında durmak gerekiyor. Güç Birliği oluşturalım ve birlikte hareket edelim. Faşizme karşı birlik olmak sosyalistler için bir görevdir.” 

 

‘SINIF ÖZNE OLMALI’

 

Emekçi Hareket Partisi temsilcisi Sanem Deniz ise, yaşanan işçi eylemliliklerini işçilerin kendi öznelerini yetiştirebileceği süreçler olarak ele almak gerektiğini ifade etti. Bu eylemlerin kısa sürede büyük kazanılacak süreçler olmadığını vurgulayan Deniz, “Bütün iş kollarında işçilerin kendilerinin özne olmasını sağlamayacak bir örgütlenme geliştirmek gerekiyor. Sürece müdahale etmek isteyen sosyalistler olarak bunu yapabileceğimiz bir zemin mevcut durumda. Bize düşen görev sendikal bürokrasi ve ‘benim sendikam’ anlayışına karşı mücadele etmektir. İşçi sınıfı kendi öznesini yaratamamışsa bir süre sonra yaşanan hareketler sönebiliyor. İktidardan talep eden değil kendi programı olan bir işçi sınıfı yaratılmalı” diye konuştu.

 

Deniz’in ardından Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Kaldıraç, Söz ve Eylem Dergisi, KÖZ ve Toplumsal Özgürlük Partisi temsilcileri de güncel siyasi gelişmelere dair birer konuşma yaptı.