Mezarı gizlenen Şeyh Said’in torunu: Türkiye artık değişmeli

img

DİYARBAKIR - Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması için İçişleri Bakanlığı’na yaptıkları başvuru yanıtsız bırakılan torunu Kasım Fırat, AKP’nin İslam’ı kendi emelleri için kullandığını, CHP’nin “geçmişle yüzleşme” söylemine ise şüpheyle yaklaştıklarını söyledi. 

Birinci Dünya Savaşı’nın akabinde 1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Anlaşması ile bin yıllardır yaşadıkları toprakları 4’e bölünen Kürtler, kimi tarihi kaynaklara göre Mustafa Kemal’in “özerklik” sözü üzerine doğrudan yer aldıkları Kurtuluş Savaşı ile kurulmasına ön ayak olsalar da Cumhuriyet tarafından tehdit olarak görüldü. Öncesinde Topal Osman gibi aktörler eliyle Ermeni Soykırımı ve Koçgiri Katliamı’nı gerçekleştiren İttihat ve Terakki zihniyeti, Cumhuriyet’in ilanı sonrasında da farklı kimlik ve inançlara dönük imha ve asimilasyon politikalarını izlemeyi sürdürdü. 
 
Kürtlere dair bu pratiklerden biri, devletin perde arkasında kışkırtıcı adımlar attığı Şeyh Said başkaldırısı oldu.
 
Direnişin bastırılmasıyla yargılandıkları Şark İstiklal Mahkemesi’nce ölüm cezasına çarptırılan Şeyh Said ve 46 arkadaşı, 29 Haziran 1925 yılında Diyarbakır’da Dağkapı Meydanı’nda idam edildi. İdam edilenlerin cenazeleri gibi eşyaları da ailelerine teslim edilmedi ve 97 yıldır saklı tutuluyor. 
 
Mirasçıları tarafından kurulan Şeyh Said Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği'nin 15 Şubat’ta kimi sivil toplum örgütleri ve Diyarbakır Barosu’nun hukuki desteği ile başvurduğu İçişleri Bakanlığı, yasal yanıt süresi olan 30 günlük süre zarfında başvuruyu yanıtsız bıraktı. Bu durumun başvurunun zımnen reddi anlamına gelmesi üzerine Ankara 5’inci İdare Mahkemesi’ne “yürütmeyi durdurma” talebiyle dava açtı. 
 
Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin bunca yıldır gizlenmesinin nedenini, AKP’nin bu konudaki yaklaşımı ile birlikte CHP’nin “geçmişle yüzleşme” çağrısını Şeyh Said'in torunu ve adına kurulan Derneğin Başkanı Kasım Fırat ile konuştuk.
 
Daha öncesinden başlayan çabalarla Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması için 97 yıl sonra hukuki bir süreç başlattınız. Devletin bunca yıldır mezar yerlerinin nerede olduğunu saklamasının nedeni nedir sizce? 
 
Devletin bakış açısı belli. Türk devleti, Kürtlere bugün de tahammül edemiyor, varlıklarını yok sayıyor, katlediyor. Öyle ki yas tutmalarına dahi izin vermiyor. Hâlbuki yas tutmak insanlar için önemli bir ihtiyaç, bir hak. Tüm din ve inançlarda insanın yas tutma hakkı vardır. Fakat devlet buna bile müsaade etmiyor, korkuyor. Çünkü o mücadeleci kişiliklerden geriye bir eser kalmasını, onları hatırlatacak bir ruhun oluşmasını, ortaya çıkmasını istemiyorlar. Bu yüzden müsaade etmiyorlar. Yüz yıldır bu zihniyet değişmedi. Yüz yüze görüştüğümüzde dünün ve bugünün iktidar mensupları, diğer parti temsilcilerinin tümü bu konuda utanıyorlar. Bunun büyük bir günah ve kabahat olduğunu dile getiriyorlar. Dünyada böyle bir şeyin olmadığını söylüyorlar ama işin işine devletin anlayışı, sistemi girdiğinde yüz yıllık zihniyet kendisini devam ettirmiş oluyor.
 
 Görüştüğünüz farklı siyasetçilerin bu konuda utandıklarını söylediniz. Geçmişte Kemalist partiler olsa da 20 yıldır kendisini İslami cenahta konumlandıran AKP var ülke yönetiminde. Bugünkü iktidar açısından bu korku neden? 
 
Türkiye’de bir tabu oluşmuş aslında ve herkes o oluşan üst aklın emrindedir. Bazen kırmızıdır, solcudur, komünisttir, liberaldir, bazen de yeşildir bugünkü iktidar gibi. Fakat hepsi o üst aklın emrindeler. Kimse de o üst aklın emrinden çıkmaz. Yüz senedir sistem aynı ve eğer buna karşı çok güçlü mücadele edilemezse bu böyle devam edecektir. Bu Türkiye’nin değişmezi haline gelmiştir.
 
Yani İslami kimliğe sahip bir parti, iktidarda da olsa da tanımladığınız devlet anlayışının ötesine geçemez mi?
 
Değişmez ve hepsi lafügüzaftır. Onlar için önemli olan Türklük ve Türk devletidir, bayraktır. İnsan ve insan hakları diye bir kavram yok bu sistemin içerisinde. Adalet, hak yoktur.  İfade ettiğim gibi önemli Türklük, Türk bayrağı, vatan vb. gibi şeyler.
 
 İslam’a bakış açısından kaynaklı bir fark var mı? Mevcut iktidar kimi tarihsel İslami kişilikleri ön plana çıkarıyor zaman zaman. Fakat Şeyh Said örneğinde böyle bir şey söz konusu değil. Böylesi bir farklıktan mı kaynaklanıyor mesele? 
 
 
 İslamiyet’i ve dini kendi emelleri için, kendi Türklük duyguları için bayrakları için kullanıyorlar. Tevhidi din ile bir alakaları yok.
 
Bin yıllardır iktidarlar İslamiyet’i hep kendi saltanatları için kullanmışlardır. Yönetim ve idareler Emevilerden, Abbasilerden, Osmanlılardan ve bunlar da onların süzgeçten geçirilmiş halidir. İslamiyet’i ve dini kendi emelleri için, kendi Türklük duyguları için bayrakları için kullanıyorlar. Tevhidi din ile bir alakaları yok. Tevhitte insan var, diller var, siyah, beyaz, sarı var. İslam’da farklılıklar, farklılıkların korunması var. Zalim var, mazlum var. Bunlarda böyle bir şey yok, İslamiyet’i de hep kendi emelleri için kullanmışlardır. Bu yüzden de samimi olduklarına inanmıyorum. Bu sistemin tevhidi dinle hiçbir alakası yoktur. Bu tamamen İslam’a muhayyir bir sistemdir. Tayip Erdoğan’ın yalnız yaptığı bir şey vardır; kendine bağlı cemaatlerle iyi geçiniyor, bunlara arpalıklar dağıtıyor. Dolayısıyla Kürdistan’daki şeyh ve cemaatlerin birçoğu ise dün başkalarına bağlı oldukları gibi bugün de Tayyip Erdoğan’a bağlıdırlar ve keyifleri de yerinde.
 
Bu tarz ilişkiler dinde ne derece yozlaşmaya yol açtı?
 
Çok çok fazla hep de. Bu durum İslamiyet’i değiştirip çok farklı bir boyuta getirdi. İslamiyet hiçleştirildi. İslamiyet bu değildir. İslamiyet’te hak arayışı vardır. İçinde bulunduğun insanlarla, hükümetlerle anlaşma vardır, uzlaşma vardır. Bunlar şu anda İslamiyet’i tamamen şekli bir şekilde yürütüyorlar. Kandilleri kutlamak, bayramları kutlamak, Cuma günlerini kutlamak veya Selamünaleyküm demek gibi. Sanıyorlar ki İslamiyet bunlardan mütevellit. Fakat İslam bu değildir.
 
Bu anlayışın toplumsal yansıması da tarif ettiğiniz gibi mi?
 
Evet, maalesef. Yani toplum yozlaştırılmış, beyni yıkanmış artık doğru ve yanlışı birbirinden ayırt edemiyor. Biraz da mutaassıplaşmış. Bu senelerce yapılan bir politikadır. Bugün muhafazakâr kesim maalesef düşünen kesim değildir. Tefekkür etmiyor, düşünmüyor, araştırmıyor. Bunlar artık bilinen meseleler. Geçenlerde mezarlıklar ile ilgili bir ana muhalefet partisinin lideri ile görüşme yaptım. O da bana tamamen hak verdi. Kendisi ‘Artık bu durum dünyada bir utanç haline geldi. Dünya 30-50 senede bir arşivlerini halka açıyor, bunları tartışıyor. Biz ise hala 100 sene önce nasıl düşünülüyorduysa, ne yapılmışsa hala onu ısrarla sürdürüyor. Bu insanlık ayıbıdır. Bunun değiştirilmesi gerekiyor’ diye bir itirafta bulundu. Bunu söyleyen de bu günahı işleyen partinin mensubu veya sorumlusu. Maalesef hakikatler böyle.
 
Muhalefete gelmeden önce, devlet bunca yıldır mezar yerlerini saklayarak amacına ulaşabildi mi? Bu mirası silikleştirebildi mi?
 
 
 Kimsenin şüphesi olmasın ne din vasıtasıyla ne de para vasıtasıyla bu halk ortadan kalkmayacaktır
 
Hayır. Ben Şeyh Ali Rıza’nın oğluyum, kendisi bilge bir insandı. Çok alim, dünyayı bilen ve gezen bir kişiydi. Bunu zaman zaman anlatırım. Said Elçi (PDK-Bakur kurucusu) bir gün babam Ali Rıza’ya bir soru sordu; “Siz niye başarılı olmadınız, bu hadise niye başarılı olmadı” diye. Babam bayağı üzüldü. Sonuç olarak bu hareketin teorisyeni ve perde arkası önderiydi. Dönüp Said’e Siz yanlış düşünüyorsunuz. Biz başarılı olduk ve en iyi şekilde başarılı olduk’ dedi.
 
Bunun üzerine ‘Nasıl başarılı oldunuz?’ diye sordu Said Elçi. O da şöyle anlattı: Bu işin iki ayrı yönü var. Birincisi, bu hareketi başlatan ve bu hareketi yürüten insanların hepsi ehli kemal insanlardı, ilim ve irfan sahibi kişiliklerdi. Tevhidi inanca göre bir kişi kendi malı ve dili için mücadele ederse ve bu uğurda ölürse bu şehittir. Bir Müslümana göre de şehadet en ulvi ve en yüksek derecedir. Yani bunların kendi inançlarında herkes şehit olmuştur ve bunlar kendi hedeflerine ulaşıp şehit olmuşlardır. 
 
Fiziki yani beşeri tarafı ise, Şeyh Said efendi ve arkadaşları farklı farklı sınıflardan, yapılardan gelen insanlardı. Kimisi şeyh, kimisi hoca, ağa, asker sınıfından insanlardı. Bu insanlar bir araya gelip kenetlenerek bir cephe oluşturdular. Kanları döküldü bu insanların. Kanlarının dökülmesiyle bir kimlik ortaya çıktı, o da ulusal kimliktir. Sınıf, cins, ideoloji demeden, bu insanlar öldüler ve geriye bir halk, bir ruh bıraktılar. Bu ruhta Kürdistani bir ruhtur. Sen varsın Said, sen bir faqînin (alim) oğlusun, ama bak şu anda KDP’nin başkanısın ve siyasette söz sahibisin. Eğer biz bu hareketi yapmamış olsaydık. Mustafa Kemal ve arkadaşları, gelip Kürdistan’da birçok arkadaşı katledecekti. Kendilerine göre okumuş şeyh ve ağa yaratarak, onlara arazi dağıtacaktı. Biraz kredi verecekti ve insanlar da diyecekti ki: ‘Ya Mustafa Kemal sen ne kadar iyi bir insansın. Mustafa Kemal geldi bizi ağaların zulmünden kurtardı. Bugün benim yirmi tane koyunum var, arazim var gibi. Doğudan batıya, batıdan doğuya insanları tehcir edecekti. 20-30 sene sonra Kürt müsün, Türk müsün denseydi, insanlara vereceği cevap şu olurdu; ‘Benim babam Kürt’müş. Ben bilmiyorum ama babam Kürt’müş.’ Asimilasyonla bu halk ortadan yok olacaktı. Ama biz kanımızı döktük, ellerimizi birbirimize kenetledik bir cephe oluşturduk ve artık bu ilelebet devam edecektir. Ben yapmasam çocuğum yapacak, çocuğum yapmasa torunum yapacak ve bu ruh gelişti dimdik ayaktadır.’
 
Kimsenin şundan şüphesi olmasın ne din vasıtasıyla ne de para vasıtasıyla bu halk ortadan kalkmayacaktır. Çünkü yüzbinlerce insanın kanı var bu topraklarda ve hep kendi toprağında ölmüştür. Başkasının toprağına gidip de işgal, tecavüz, gasp için ölmemiş. Kendi toprağına, kimliğine sahip çıkmak adına mücadele etmiş ve orada katledilmiştir. 
 
Devletin de cenazelerden öte korktuğu şeyin bu ruh mu?
 
Evet, bu ruh ve bizler diyoruz ki, yani geçmişte yanlış, ceberut ve inkarcı düşünce ile bunu idam etmişseniz bile bırakın bugün cenazemizi alalım. Biz insan olarak yasımızı yapalım. Ağlayalım, yas tutalım, mezarlarımızın üzerinde okuyalım üzerinde. Çünkü bu bizim insani ve beşeri hukukumuzdur. 
 
Devletin izlediği politika, mirasçıları olarak sadece ailenize dönük değil. Seyid Rıza ve arkadaşlarının da mezar yerleri hala bilinmiyor. Dün olduğu gibi bugün de cenazelere, mezarlıklara dönük saldırılar var. Ailelerin taziye kurmaları, yas tutmaları engelleniyor.  Yas süreçlerine müdahale ile devlet, aslında onların mirasını mı ortadan kaldırmak istiyor?
 
 
 Şeyh Said ve dava arkadaşlarıyla beraber Seyid Rıza’nın da, Melê Saidê Kûrdî’nin gibi benzer mezar yerleri açıklanmayan insanlar adına da ben bu talebi yaptım. 
 
Bu yası inkar etmekle, yasaklamakla, müsaade etmemekle bir şeyler yaptığını sanıyor. Fakat bu çokta etkili olmuyor. Yaklaşık yüz senedir ne babam ne ben yasımızı yapmamışız. Babamın içinde bir uhde olarak kaldı, ama ben o yası yapmak için, o ruhu diri tutmak istiyorum. Çocuklarıma ve Kürt halkının bütün kesimlerine aynı şey, söyleyebilirim, yasınız hakkınızdır. İnsanlar ölülerinin yasını onurlu bir şekilde tutmalı. Denildiği gibi; “Berxwedan Jiyane”. Biz de direniyoruz, direnenler var ve direneceğiz. Biz müracaatımızı yaptık talepte bulunduk. Benim ağabeyim Diyadin Fırat 2009-2011 arası talepte bulunmuştu, onu ret ettiler. Ben varisi olarak, Şeyh Said’in torunu olarak tekrar bir talepte bulundum. Resmi bir şekilde Şeyh Said ve dava arkadaşlarıyla beraber Seyid Rıza’nın da Melê Saidê Kûrdî’nin (Said-i Nursi) gibi benzer mezar yerleri açıklanmayan insanlar adına da ben bu talebi yaptım. Ve davamdan dönmeyeceğim. Mezarları verilmeyen herkesin mezarlarının verilmesi lazım. Çünkü bu bir insani görevdir. Dağlarda yüzbinlerce insan şehit olmuş, yerlerini bildikleri halde mezarlarını göstermiyorlar, vermiyorlar, kaybediyorlar, kutulara koyuyorlar bir şekilde ortadan kaldırılıyorlar. Fakat hiçbir sonuç elde edemezler, bu halkı sindiremezler.  
 
 Çabalardan sonuç alacağınıza dair umudunuz ne derece güçlü?
 
Ben kendime güveniyorum ve bu davayı sonuna kadar götüreceğime eminim. Olumlu sonuç alacağıma dairde inancım var. Türkiye’de müracaat edeceğimiz kapıların hepsi kapanırsa, dünya var kamuoyu var dünya geneline müracaatta bulunuruz. Ola ki onlarda bir çare bulmaz ise ben yine kendime güveniyorum ve bu işi yapacağıma dair inancım ve umudum var. Bu konuda kendimden çok halka inanıyorum halka güveniyorum. Sonuçlar kötü olursa şayet gidip o meydanda ölümümü beklerim. 
 
2014 yılında Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla adı ‘Şeyh Said Meydanı’ olarak değiştirilen o meydandan geçince ne hissediyorsunuz?
 
Ben o meydandan geçince hissettiğim tek şey acı, acıdan başka hiçbir hissetmiyorum…. (Gözleri doluyor)
 
Görüştüğünüzü paylaştığınız CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçmişle “yüzleşme” çıkışında bulundu. Siz de o zaman buyurun mezar yerlerini açıklayın diyorsunuz. CHP, bu ve diğer konularda hakikaten geçmişle yüzleşme cesareti gösterebilir mi?
 
Tabi ki şüphelerim var, bunları dile de getirdim. Ama ‘bu doğru değil artık değişmeli’ diye bir söylemde bulunuyor muhalefet. O zaman bu doğru yerine getirilmeli. Kılıçdaroğlu, ‘Bu bir kusur, günah ve ayıptır. Yüz sene önce yaşanılan bir şeyi hala günümüzde üzerinde ısrarla durmamız bu insanlık ayıbıdır. Bizler değiştirmeliyiz’ diye söylemde bulunuyor. Onun da sırtında bir sürü kambur var. Kendisi her ne kadar değilim dese bile Kürt’tür, Alevidir. Bunlar da Türkiye’nin resmi ideolojisinin önünde sıkıntıdır. Ama sadece o değil, onun dışındaki partiler de aynı şeyleri söylüyorlar. AKP’nin içindekiler de aynı şeyleri söylüyor. Fakat Türkiye artık değişmeli, doğrular ortaya çıkmalı ve arşivler açılıp gerçekler tartışılmalı. İnsan hakkı ve evrensel değerler egemen olmalı.
 
MA / Ömer Çelik
 

Diğer başlıklar

19/04/2022
10:32 İktidar medyası önceki operasyonları unuttu: 8’inci kez ‘son operasyon’ manşeti atıldı
10:28 Timoq’da abluka sürüyor: 80 yaşında birinin cezaevinde ne işi var?
10:03 MXDŞ: Şengal halkının kazanımlarını koruyacağız
10:02 Ünye Limanı’nın kiralanmasına tepki
09:47 Diyarbakırlılar: KDP ihanet içerisinde
09:46 Sadr: Türkiye’nin saldırılarına sessiz kalmayacağız
09:46 HDP PM: Saldırılar AKP-MHP’nin bekası içindir
09:40 Antalya'da ev baskınları: 4 gözaltı
09:28 Cudi Dağı çiçeklere büründü
09:28 ‘KDP tarih boyunca affedilmez bir hata içinde’
09:26 Sığınma evleri çözüm olmadığı için şiddet ortamına dönülüyor
09:23 Çıplak aramayı kabul etmeyen tutuklu darp edildi
09:22 Nas: Hızla gıda krizine doğru gidiyoruz
09:21 Dersim’de Katı Atık Projesi: Halk karşı çıkıyor, belediye savunuyor
09:20 RJAK üyesi Reşîd: Kadın katliamlarının faili hükümettir
09:03 Kayyımın projesinde şartnameye uyulmadı, ucuz taş kullanıldı
09:03 Çıplak arama dayatılan tutuklu 46 gündür hücrede tutuluyor
09:03 Tarım alanları sermayeye açıldı: 7 milyon hektar kayıp
09:02 Üniversite öğrencileri: Beslenemiyoruz, ısınamıyoruz, geçinemiyoruz
09:02 Cenazeler verilmiyor: KDP’nin düşmanlığı Türkiye’yi geçti
09:02 'Zafer direnen emekçinin olacak'
09:02 KNK eski Üyesi Hicab: KDP Kürt kazanımlarına zarar veriyor
09:00 Malatya’daki kayısı üreticileri: Borçlar ertelensin
09:00 HDP’li Kaçmaz: İktidar ülkeyi felakete sürüklüyor
09:00 'Cezaevlerinde zamana yayılan öldürme politikası izleniyor'
09:00 19 NİSAN 2022 GÜNDEMİ
08:25 Sınır ötesinde bir asker hayatını kaybetti
08:18 Irak Ordusu'nun saldırdığı Şengal'de çatışma
08:07 Sınır ötesine destek veren Kılıçdaroğlu’na tepki: Çözümün bu mu?
18/04/2022
23:52 'Xal û xwarzê' oyunu Silopi'de seyirciyle buluştu
23:47 Efrîn’in köylerine bombardıman
23:40 Reqa’da bombalı saldırı
22:05 Koronadan 19 kişi daha hayatını kaybetti
22:00 Diyarbakır’da çok sayıda savaş uçağı kalktı
20:23 Gercüş’te otobüs devrildi: 3 ölü, 4 yaralı
20:21 HDP’den Gökçeada ve Bozcaada Metropoliti Sykis’e ziyaret
19:50 İzmir'de gözaltı protestosu: Boyun eğmeyeceğiz
19:43 TSK’nin saldırıları Avrupa’da protesto edildi
19:32 Sınırda çıplak aramaya maruz kalan yurttaşlar serbest bırakıldı
19:29 Şenyaşar ailesinin Adalet sofrasına yurttaşlar misafir oldu
19:03 1 Mayıs açıklamasında gözaltına alınanlar serbest
18:58 Irak ordusu Êzîdxan Asayişi’ne saldırdı
18:34 YNK: Türkiye’nin saldırısı Irak’ın egemenliğinin ihlalidir
18:01 İzmir Barosu: 100'e yakın Afganistanlı mülteci zorla sınır dışı ediliyor
17:35 Hristiyan Barış Grubu'ndan 'saldırıları durdurun' çağrısı
17:31 Dörtyol'daki orman yangını kontrol altına alındı
17:29 Urfa Barosu: Mehmet Aslan’ın yaşam hakkı ihlal edildi
17:25 ‘Aysel Tuğluk İçin 1000 Kadın’dan dayanışma çağrısı
17:19 Özten'in failinin yargılandığı davaya katılım çağrısı
16:57 Timoq'ta 3'üncü tutuklama: 80 yaşındaki Yıldırım cezaevine gönderildi
16:42 HDP'den sınır ötesi operasyona tepki: Bu savaş iktidarın ömrünü uzatma savaşıdır
16:39 'Adalet gelinceye kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz'
16:22 Gözaltına alınan 66 kişiden 4’ü tutuklandı
15:52 Polisin kasıtlı çarptığı avukat Karakaş taburcu oldu
15:35 HDP savunmasını AYM’ye teslim edecek
15:22 ÖHD'den Konya katliamı davasına çağrı
15:20 Elektrik akımına kapılan çocuk yaşamını yitirdi
15:11 Aracı: Önemli olan halkın özgürlüğüdür
14:37 Mahkeme'nin dinlemek istediği eski İçişleri Bakanı Tantan’ın adresi ‘bulunamadı’
14:23 DAD: Malatya Katliamı devletin asimilasyon politikalarından biridir
14:20 Beştaş: İç krizi çözemeyen iktidar yeni bir savaş başlattı
14:19 Diril çifti davası yarın görülecek: Peşini bırakmayacağız
14:08 Dörtyol'da orman yangını
13:54 Ankara, İzmir ve Van'da 1 Mayıs programı açıklandı
13:29 Diyarbakır Cezaevi raporu: İşkence tespit edildi
13:19 Suruç’ta DEDAŞ gerginliği: 2 gözaltı
13:10 Emine Şenyaşar karakola götürüldü
13:01 Gençlerden tecrit ve cezaevlerine dair sticker çalışması
13:01 Hemid Musewi : Irak, Türkiye’nin saldırılarına yanıt vermeli
12:48 DEDAŞ’tan bin haneye para cezası
12:28 Zap ve Avaşîn’de şiddetli çatışma
12:01 1 Mayıs açıklamasına saldırı kınandı: Her yerde güçlü geçecek
11:52 Dosyada unutulan ‘bilgi notu’: Konjonktüre göre dava açıldı
11:12 Ferhan Yılmaz’ın annesi: Oğlumu öldürdüler
11:11 Gazeteci Şahin hakkında mütalaa hazırlanacak
11:04 Pênciwêni: Türkiye’nin saldırılarını Kürtlerin birliği boşa çıkarır
10:34 Aldar Xelîl: Saldırılara karşı tek çözüm direniştir
09:51 Tetikçi Altun ile otelde kalan tanıkların beyanları dosyada
09:50 İşkence sonrası tutuklanan Karabaş’ın avukatı: Savcı suç üretme çabasında
09:50 AKP-KDP ortaklığında sınır ötesine yeni operasyon
09:40 İran sınırında gözaltına alınan iki kişi çıplak işkenceye uğradı
09:39 Sincar’ın infazı 17 yıl önceki disiplin cezasıyla yakıldı
09:38 HDP Yüreğir ilçe binası saldıran 3 kişiye dava
09:16 Gazeteci Ballak: Türkiye'nin saldırıları KDP üzerinden yürüyor
09:02 ‘Polis şiddetinin arkasında idari makamların koruma mekanizmaları var’
09:02 Patnos Cezaevi’ndeki tutuklu anlattı: Gardiyanlar çete gibi
09:02 İşkenceyle öldürülen mültecinin dosyasına takipsizlik
09:02 Talana bastonlu direniş: Doğamız satılık değil
09:00 18 NİSAN 2022 GÜNDEMİ
08:03 KDP’den Zap’a askeri sevkiyat
17/04/2022
22:09 TSK’den Zap, Metîna ve Avaşîn’e hava saldırısı
21:55 HDP'li gençler cezaevindeki ihlallere dikkat çekti
21:48 Cenazelerine işkence edilen aileler panelde bir araya geldi
21:22 Deniz Poyraz'ın babası hakkında dava açıldı
21:05 Batman Petrolspor şampiyon oldu
20:51 Kovid-19’dan 17 yeni vefat tespiti
20:19 Van’da 101 mülteci gözaltına alındı
19:26 TİP İzmir'de çiftçilerle buluştu
18:53 Gergerlioğlu: Müslüman toplum zulme karşı çıkmıyor
17:46 Amedspor deplasmanda 2-0 mağlup oldu
16:59 Milas’ta ‘Zeytin hayattır, dokunma’ mitingi
16:50 Amedspor Kadın Takımı Altayspor’u 4-0 mağlup etti
16:49 Cudi Dağı eteklerinde Paskalya Bayramı kutlandı
16:40 Bağlar’da kentsel dönüşüm adı altında zorla göç
16:16 Adana’da HDP’ye dönük saldırı protesto edildi
16:16 Diyarbakır Tabip Odası seçime gitti
15:38 TİP İl Başkanı Sargın ikinci kez bıçaklı saldırıya uğradı
14:16 Beyaz Kod bildirimi sayısı bir yılda 19 bin arttı
14:02 HDP Çukurova İlçe binasına saldırı
12:40 Ekoloji çevrelerine: Kürdistan’a sessiz kaldıkça kazanamazsınız
11:26 Lice’de askeri operasyon başlatıldı
11:17 Sancar: Newroz’un mesajını yerine getirme zamanıdır
11:14 6 kişinin yaralandığı cami inşaatı mahkeme kararına rağmen sürdürüldü
11:02 Şenyaşar ailesi: Kanunlar savcıların zulüm kılıcı haline geldi
10:20 Aziz Nesin oyunu 3 kentte Kürtçe sahnelenecek
09:45 Sınır hattında katledilen Yalçın toprağa verildi
09:21 Silivri'de ölüm tehdidi sürüyor: 2 tutuklu açlık grevinde
09:06 Hakkari milletvekili Dede: Sınır hattında insan avı yaşanıyor
09:05 Veli Saçılık: Tecride karşı mücadele etmek zorundayız
09:04 Federe Kürdistan'da inceleme yapan Kocsondi: KDP tıbbi raporları değiştirdi
09:01 ‘Çöken Kobanê dosyasını diri tutmaya çalışıyorlar’
09:00 17 NİSAN 2022 GÜNDEMİ
16/04/2022
22:17 Koronadan 19 kişi daha hayatını kaybetti
22:14 Mülteci Film Festivali sona erdi
20:46 Zamlara karşı tencereli, tavalı protesto
20:40 ÖHD: Tahsin Yalçın cinayetinin takipçisi olacağız
20:13 Etfal Hastanesi’nin ranta açılmasına tepki
19:44 Til Temir’e bombardıman
19:09 DTO’nun Genel Kurulu’nda mücadele vurgusu
18:36 İstanbul’da cezaevindeki baskılar protesto edildi
18:22 Geçinemiyoruz Platformu: Zamlara, açlığa artık yeter
17:40 Arıcı 30 yıl sonra cezaevinden çıktı
17:15 Gazeteci Koçer serbest bırakıldı
16:53 Lahur Şêx Cengi: KDP halkı kendine kurban etmek istiyor
16:47 Ekoloji Paneli: Ekolojik krizin temelinde kapitalist sistem var
16:45 Emekliler Ankara’da: Taleplerimizi karşılayın
16:06 KCDP'ye açılan kapatma davası protesto edildi
15:42 Ekolojistler ‘Çeşme Turizm Projesi’ne karşı bir araya geldi
15:15 İHD: Cezaevleri 'insan hakları ihlal merkezine’ dönüştürüldü
15:14 Ermeni aydınların akıbeti soruldu
15:13 Kuşdili Çayırı’ndaki projeye karşı eylem
15:01 ‘Kanser hastası Yalçın’ın infazı ertelensin’
14:50 ‘OHAL Komisyonu hukuk karşısında suç işliyor’
14:45 Beyin tümörü olan epilepsi hastası tutuklu Özbek için çağrı
14:35 Adana'daki ev baskınında 2 polis yaralandı
13:56 Müdürlükten hasta tutuklu Özkan için 'ihmal yok' savunması
13:25 Derecik sınırında bir genç katledildi
12:56 Cumartesi Anneleri kaybettirilen Ermeni aydınları için adalet istedi
11:59 Kayıp yakınları: Failleri koruyan zaman aşımı zırhını reddediyoruz
11:52 Polis baskınında tespih sallayan çocuk gözaltına alındı iddiası