URFA - Urfa Barosu, 2 polisin ölümünden sonra düzenlenen operasyonda yaşamını yitiren Mehmet Aslan'ın “Kötü muamele ve işkence sonucu yaşam hakkının ihlal edildiği” tespitinde bulunarak, sorumlular hakkında soruşturma başlatılmasını istedi.

Urfa'nın Haliliye ilçesi Mevlana Caddesi'nde 9 Mart tarihinde polisler tarafından aracı durdurulan Mehmet Aslan'ın (42) açtığı ateş sonucu 2 polis yaralanmış, hastaneye kaldırılan polisler Cemal Bozkurt (32) ve Abdullah Yasir Binici (30) yaşamını yitirdi. Olay yerinden kaçan Mehmet Aslan’ın yakalanması için Urfa-Mardin karayolu üzerinde bulunan Kaynaklı Mahallesi’ne olaydan bir gün sonra özel hareket polisleri tarafından düzenlenen operasyonda Aslan yaşamını yitirdi.

 Aslan'ın ölüm haberi, "Menfezde saklanan zanlı çatışmada öldürüldü" başlığıyla basında servis edilirken, çekilen fotoğraflarda Aslan'ın yüzünde darp izleri ile ağız, göz, burun ve kapşonunda toprak olduğu görülmüştü. Yine sanal medyaya yansıyan fotoğraflarda Aslan'ın başında uzun namlulu silahlarla duran kişilerin yerde hareketsiz duran Aslan'a tekmeler atarak darp ettiği görülmüştü. 

Urfa Barosu Avukat Kazım Ekinci İnsan Hakları Merkezi, Aslan’ın öldürülmesine dair hazırladığı “Yaşam hakkı ihlali raporu”nu yazılı olarak kamuoyu ile paylaştı. Baronun resmi internet sitesinde yayınlayan raporun, Aslan’ın annesi, babası ve eşinin “Mehmet Aslan’ın sağ ele geçirildiği sonrasında işkence ile infaz edildiği” iddiasıyla yapılan başvuru üzerine hazırlandığı belirtildi. Raporda Aslan’ın kardeşi, abisi ve babasıyla yapılan görüşmelere yer verildi. Aile bireyleri yaşadıklarını aktararak, Aslan’ın sağ yakalanıp infaz edildiğini belirtti.

‘SENİ ÖLDÜRÜRÜZ SÖYLEMEZSEN’

Olay sonrasında Aslan’ın evine yapılan polis baskınına dair bilgi verilen raporda Aslan’ın kardeşi 17 yaşındaki Mahmut Aslan’ın yaklaşık 30 kişi tarafından darp edildiği, bir polisin kendisine “Ya bize Mehmet’in nerde olduğunu söylersin ya da seni öldürürüz söylemezsen biz de seni vururuz, çatışmada vurduk diyerek bu işin içinden sıyrılırız” dediği iddiasına yer verildi. Aslan’ın ailesinin yaşadığı yer jandarma bölgesinde olmasına rağmen, ev aramasını polislerin yaptığı belirtilen raporda, ev araması sırasında Aslan’ın 12 yaşındaki kardeşinin polisler tarafından dolaplar açılırken kolluk görevlilerin önünde tutularak, canlı kalkan olarak kullanıldığı kaydedildi. 

OTOPSİ RAPORU

Raporda, Aslan’ın otopsi raporuna dair şu bilgilere yer verildi: “Kıyafetlerinin üzerinde olduğu, toprak ve taş bulaşı olduğu, ağız ve göz içerisinde toprak ve çamur bulaşı olduğu bildirilmiştir. Otopsi raporunun sonuç kısmında; vücudunda 5 adet ateşli silah penetran cisim giriş yarası tespit edildiği, kişinin ölümünün ateşli silah penetran cisim yaralanmasına bağlı büyük damar yaralanmasından gelişen dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğu kanaati bildirilmiştir.”

YAŞAM HAKKI İHLALİ

Raporda olaya ilişkin gözlem ve tespitler şu şekilde sıralandı: “Mehmet Aslan yönünden; Her ne kadar 10 Mart 2022 tarihinde Mehmet Aslan’ın çatışmada ölü olarak ele geçirildiği açıklanmışsa da gerek şahsın üzerinde gerekse olay yerinde kendisine ait herhangi bir silahın bulunmamış olması, Sosyal medyaya yansıyan görüntülerden ve otopsi raporunda anlaşılacağı üzere yaralanmaların hayati organlarda olmaması, ölümcül olmayan noktalardan yaralanmış olması ve kan kaybına bağlı olarak ölmüş olması, Kişinin yerde yattığı ve kendisinin darp edildiğine dair görüntü ile yine sosyal medyada paylaşılan diğer görüntüler ve otopsi raporu birlikte değerlendirildiğine bir çatışma olmadan yaralı bir şekilde ele geçirilmiş olma ihtimalinin yüksek olduğu, darp edildiği ve herhangi bir şekilde bir tıbbi müdahalede bulunulmadığı bu yönüyle kötü muamele ve işkence sonucu yaşam hakkının ihlal edildiği tespit edilmiştir.”

‘DOĞRUDAN SORUŞTURMA BAŞLATILMALI’

Raporun sonuç ve öneriler kısmında ise şunlar kaydedildi:

“* İşkence iddialarıyla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığının derhal mağdurlardan ayrıntılı bir beyan alması, çatışmada ölü ele geçirildiği iddia edilen Mehmet Aslan’ın öldürülmesi ile ilgili olarak yaşam hakkı ve işkence açısından etkili bir soruşturma sürecinin başlatması, bu yönde başlatılan bir soruşturma var ise kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılması gerekmektedir.

* Aile bireylerine yönelik tehdit, kötü muamele, işkence, konut dokunulmazlığı iddiaları ile 12 yaşındaki çocuğun canlı kalkan olarak kullanılması ile ilgili olarak kolluk tarafından yapılan işlemlerin adli işlem olması nedeniyle herhangi bir soruşturma izni gerekmeden doğrudan soruşturma başlatılmalıdır.

* Aile bireylerinin beyanları dikkate alınarak işkence yapan, işkenceye tanıklık etmesine rağmen bu suçu bildirmeyen kolluk görevlileri hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmalı ve soruşturma süresince bu kişiler açığa alınmalıdır.

* Ev aramalarında yapılan işkence, kötü muamele, mala zarar verme durumlarının tespit edilebilmesi açısından, bu aramalar başından sonuna kadar kamera ile görüntülenmeli ve soruşturma dosyasına eklenmelidir.

* İşkence insanlık suçudur ve gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuatta bu suçun hiçbir istisnası yoktur. Bu suçu işleyen sorumluların etkin bir soruşturma ile tespit edilerek, yargılanması gerekmektedir.

* Ulusal ve uluslararası hukukun gerektirdiği şekilde bağımsız denetim mekanizmalarının oluşturulması için devlet yetkililerini derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet ediyoruz. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının bu konuyla ilgili bir an önce etkin ve hızlı bir soruşturma gerçekleştirmesini talep ediyoruz. Ayrıca söz konusu yaşanan hak ihlallerine karşı Adalet Bakanlığını, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu göreve davet ediyoruz.”