AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararnameyle, aralarında kayyımların da olduğu 10 ilin valisi görevden alındı ve 20 ilin valisi değişti. Mülkiye Başmüfettişi olarak merkeze çekilen ve yerine Mersin Valisi Ali İhsan Su'nun atandığı kayyımlardan birisi de Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu. 10 Haziran 2020'de Diyarbakır'a atanan ve sicili oldukça kabarık olan kayyım Karaloğlu, görevde kaldığı süre boyunca birçok yolsuzluğa imza attı ve belediyenin şantajla çalkalandığı bir dönemde görevden alındı.

 

ARKASINDAN TENEKE ÇALDILAR

 

1964 yılında Rize Çayeli Kaptanpaşa’da doğan Karalaoğlu, ortaokul ve lise tahsilini Rize İmam Hatip Lisesinde tamamladı. 1989 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Karaloğlu, avukatlık stajının ardından 1990 yılında kaymakam adayı olarak mesleğe başladı. 1996-2002 yılları arasında Urfa-Harran, Yozgat-Çekerek, Tokat-Reşadiye’de kaymakamlık yapan Karaloğlu, AKP’nin iktidara geldiği 2002’den sonra yıldızı parladı. Kırklareli Vali Yardımcılığının ardından 2003-2004 yılları arasında İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşaviri (Başbakan Danışmanı) oldu. 10 Haziran 2004 Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak görev yapan Karaloğlu, bu görevi sırasında belediye işçilerinin sendikal örgütlenmesini engellemesiyle gündeme geldi.

 

Karaloğlu’nun Türk-İş’e bağlı Belediye-İş Sendikası’ndan, Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş’e geçmeleri yönünde baskı uygulayıp, yıldırma politikası izlediği belediye işçileri, 2009 yılında Van’a vali olarak atanınca arkasından teneke çalıp, onu kent meydanında helva dağıtarak uğurladı.

 

DEPREMZEDELER ARASINDA AYRIM

 

Karaloğlu’nun vali olarak 2009-2013 yılları arasında görev yaptığı Van, iki büyük deprem felaketi ile sarsıldı. Kentte 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde peş peşe yaşanan depremlerde toplam 644 kişi hayatını kaybetti ve bin 966 kişi yaralandı. Yaşanan bu felaketin ardından sorumluluklarını hafifletmek için BDP’li Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’yı hedef tahtasına oturtan Karaloğlu, valiliğe bağlı oluşturulan kriz masasına Kaya’yı almadığı gibi, ülkenin dört bir yanından gönderilen yardımları da yollarda önleri kesilerek Kriz Masası’na yönlendirdi. Çadır ve el konulan bu yardımların dağıtılmasında ise AKP üyelerine öncelik verildiği, BDP’li olduğu bilinen kişilere ya da mahallelere yardım yapılmadığı yönündeki iddialar da ayyuka çıktı.

 

ÖVDÜĞÜ OTELLERDE 30 KİŞİ CAN VERDİ

 

İlk depremin ardından 26 Ekim tarihinde yaptığı açıklamada, evlerine dönme konusunda tedirgin olan vatandaşlara kentteki otelleri örnek gösteren Karaloğlu, “Bakın şehirde bütün oteller şu an dolu. Yer bulamıyoruz. Şehir dışından gelen, genellikle deprem dolayısıyla gelen basın yayın mensupları, arama kurtarma ekipleri kalıyor. Onların hiçbir endişesi yok. Binalara giriyorlar ve 7-8 katlı otellerde kalıyorlar” ifadelerini kullandı. Fakat bu konuşmasından yaklaşık iki hafta sonra 9 Kasım’da yaşanan ikinci büyük depremde, kent merkezindeki Bayram ve Aslan otelleri çöktü. Çöken bu otellerde 2’si gazeteci olmak üzere 30 kişi can verdi.

 

Münir Karaloğlu, ikinci depremden 15 gün sonra katıldığı bir Tv programında ise çadır eksiğinden bahseden bir öğrenciyi “Ya sen hiç dayak yemedin ya da sayı saymayı bilmiyorsun” diyerek susturmaya çalıştı.

 

İŞÇİLERE DARP

 

Karaloğlu, 2013 yılında vali olarak atandığı Bursa’da da icraatlarını sürdürdü. Bursa’daki Renault fabrikasında işten atılan arkadaşlarına sahip çıkmak için yürüyüş yapan ve fabrikalarına girmek isteyen metal işçilerinin Vali Karaloğlu’nun talimatı ile polis saldırısına maruz kaldığı görüntüler o dönem hafızalara kazındı.

 

ALKOLE YASAK

 

Daha sonra Antalya Valiliğine atanan Karaloğlu, en çok "açık alanda içki yasağı" ile gündeme oturdu. İl genelinde park, bahçe, gezinti ve piknik alanları gibi açık alanlarda alkol tüketimini "suç işlenmesini önlemek" gerekçesiyle yasaklayan Karaloğlu, bu kararının akabinde memurların mesai saatleri içinde kahvaltı yapmasına ve sigara içmelerine de yine yasak getirdi.

 

Çin’in Anhui eyaletinin başkenti Hefei ile Antalya arasında kardeş şehir protokolü imzalayan Karaloğlu, ekonomik temaslarda bulunmak üzere gittiği ülkede, Çin'in geleneksel kıyafetleriyle bir tahtın üzerinde çekilmiş fotoğraflarını Twitter hesabından paylaşmasıyla da çokça konuşuldu. Fotoğrafına "Bütün Çin'i selamladım, Antalya'ya davet ettim" diye yazan Karaloğlu, kısa süre sonra bu paylaşımını sildi.

 

Karaloğlu’nun çok konuşulan paylaşımlarından bir diğeri Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılan yardımları eleştiren bir Twitter kullanıcısına verdiği yanıt oldu. Karaloğlu, kullanıcıya, "Seni kimliksiz yumurta kafa" diyerek tepki göstermişti.

 

ASİMİLASYON POLİTİKALARI

 

Van’dayken Gülen’e yaptığı övgülerle öne çıkan Karaloğlu'nun atandığı son yer Diyarbakır oldu. 10 Haziran 2020'de Diyarbakır'a atanan Karaloğlu, burada da birçok yolsuzluğa imza attı. Karaloğlu, ilk iş olarak asimilasyon politikalarını derinleştirdi. Tabelalar başta olmak üzere birçok yerde Kürtçe isimleri kaldırttı ve belediyenin sloganını "Başım gözüm üstüne" olarak belirledi.  

 

İŞÇİ KIYIMI

 

Karaloğlu, baskı, mobbing ve KHK’yle ihraç tehditleriyle belediye çalışanlarını sık sık hedef aldı. HDP döneminde yüzde 2 üyeye sahip olan hükümete yakın Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN), Karaloğlu döneminde belediyede salt üye çoğunluğuna ulaştığını ve muhatap yetkili sendika olduğunu duyurdu. TÜM BEL-SEN Diyarbakır Şube Eşbaşkanları Mehmet Candar ve Nihal Yanık'ın da aralarında olduğu çok sayıda kişi ihraç edilerek, en az 84 belediye işçisinin işine son verildi.

 

İTHAL MÜDÜRLER

 

Karaloğlu, belediye ve bazı kamu kuruluşlarının yönetimlerinde sık sık değişikliğe gitti. Karaloğlu, kendi kadrosunu oluşturarak, ilk olarak Genel Sekreter Yardımcılığı ile birlikte 8 daire başkanını değiştirdi. Karaloğlu, daha sonra da Antalya, Ordu, Kocaeli, Adana ve Sakarya gibi kentlerden çok sayıda kişiyi belediyenin farklı daire başkanlığına ve birim müdürlüklerinin başına getirdi.

Karaloğlu, adı yolsuzluklarla anılan ve kadınlara yönelik sözleriyle tepki çeken DEDAŞ eski Müdürü Nihat Nurbaki’yi de Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığı’na, Dicle Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde Öğretim Üyesi olan Dr. M. Hayrullah Akyıldız'ı Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na getirdi. Akyıldız, 2018 Genel Seçimlerinde AKP'nin Diyarbakır milletvekili aday adayları arasındaydı.

 

İLİM YAYMA CEMİYETİ İLE BAĞLANTILARI

 

Karaloğlu'nun belediyeye getirdiği isimlerden birçoğunun İlim Yayma Cemiyeti (İYC) ile bağlantılı isimlerden oluşması dikkati çekti. Karaloğlu, DBB Gençlik ve Spor Daire Başkanlığına, daha önce Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde birlikte çalıştığı İlim Yayma Cemiyeti Kocaeli Şubesi’nin yönetiminde yer alan Mehmet Kesen'i getirdi. Kültür ve Sosyal Daire Başkanlığına getirilen Ali Çelik de, İlim Yayma Cemiyeti Üsküdar Şube Başkanlığı yapmış bir isimdi.

 

MÜDÜRLERİ KAVGAYA TUTUŞTU

 

Karaloğlu talimatıyla belediyede görev yapan müdürlüklerin çoğu değiştirildi ve bunlardan yüzde 80’i şehir dışından getirilen isimlerden oluştu. Belediyede farklı dairelerin başına Kocaeli ve Ordu’dan getirilen Ahmet Özkaraaslan ile Sedat İpek bu süreçte rant kavgasına tutuştu. Özkaraaslan ile İpek, "personel alımlarında" yaşadıkları anlaşmazlık üzerine fiziki kavgaya tutuştu. 2 isim daha sonra görevden alındı.

 

ŞANTAJ SKANDALI

 

HDP döneminde yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle görevden alınan ve Karaloğlu tarafından yeniden DBB Genel Sekreter Yardımcılığı görevine getirilen Ercan Bircan ise, DBB Gençlik ve Spor Daire Başkanı Mehmet Kesen’in yaptığı şikayet üzerine tutuklandı. Tutuklama gerekçesinde, “Kesen’e ait uygunsuz görüntüleri paylaşmakla şantaj yaptığı” belirtildi. 

 

Şantaj skandalıyla ilgili soruşturma devam ederken, bir süredir izinde olan Mehmet Kesen’in görevine de birkaç gün önce yine kayyım Karaloğlu tarafından son verildi. Kesen’in Kocaeli’ndeki görevine döndüğü öğrenildi.

 

İTHAL MÜDÜRLERE ÇİFTE MAAŞ

 

Kayyımın ithal ettiği bürokratlar, kente gelmeden önceki görevlerinde 5 ile 7 bin arası değişen ücret alırken, belediyede atandıktan sonra 26 bin 500 TL ücretle çalıştıkları da bu süreçte ortaya çıktı.  

 

İHALELERİ YANDAŞA VERDİ

 

Karaloğlu, ithal müdürleri kente getirmenin yanı sıra ihaleleri de kent dışındaki şirketlere peşkeş çekti. Kentte aynı işi yapacak onlarca şirket olmasına rağmen maliyeti 628 bin TL olan hizmet alımı işleri, pazarlık usulüyle Bolu ve Kocaeli merkezli şirketlere verdi.

 

Karaloğlu, “Dengbej Divanları” konserlerinin içerik ve görsel tasarım ihalesi “dostum” dediği İsak Baydaroğlu’nun sahibi olduğu İstanbul merkezli RNA İletişim Danışmanlık ve Reklam şirketine verdi. Karaloğlu, tepkiler üzerine “kamu menfaatinin ön planda tutulduğu” açıklaması yaptı. Karaloğlu'nun görevde kaldığı süreçte söz konusu şirkete verdiği ihalelerin toplam bedeli en az 1 milyon 251 bin TL’yi buldu.

 

KURUCUSU OLDUĞU SENDİKAYA ÜYELİK

 

Karaloğlu, büyükşehir belediyesi, bağlı kuruluşlar ile şirketlerini de kurucusu olduğu Kocaeli merkezli Yerel Yönetimler Kamu İşverenleri Sendikası'na (YERELSEN) üye yaptı.

 

KARPUZ İÇİNDEKİ ÇOCUK HEYKELİ

 

Karaloğlu'nun altında imza attığı ve tepkilere neden olan işlerin başında ise, Diyarbakır Havalimanı mevkiinde bulunan Yonca Kavşağına diktiği “heykeller” oldu. Karaloğlu, karpuz içerisinde yer alan çocuk ve kadayıf tepsisi taşıyan kişi heykellerini, kent sakinlerinin tepkisi üzerine kaldırdı. Alandaki peyzaj çalışmalarıyla birlikte 4 milyon 412 bin TL’ye mal edilen heykellerin yerine koyun otlatan çoban ve bir demirciyi resmeden heykeller dikildi.

 

BELEDİYE BÜTÇESİ DİYANET'E

 

Kayyım Karaloğlu, Diyanet’e bağlı Diyarbakır İl Müftülüğü’nün talebiyle Ergani ve Bismil ilçelerinde yaklaşık maliyeti 22 milyon 710 bin TL olan iki adet yatılı kız kuran kursu inşa edilmesi için ihale yaptı. Karaloğlu, ayrıca İtfaiye Daire Başkanlığı’na ayrılan bütçeden 4 milyon TL'nin, Bismil, Ergani ve Silvan ilçelerinde Yatılı Kız Kur'an Kursu Yapım Projesi’ne aktarılmasına yönelik karar aldı.

 

TANITIM FİLMİNE 400 BİN TL

 

Karaloğlu, Diyarbakır surlarının tanıtımı için İstanbul Beyoğlu merkezli Filmcode Yapım Limited Şirketi arasında sözleşme imzalayarak, 398 bin 666 TL’ye anlaştı.  

 

HALKIN EVİNİ BAŞINA YIKTI

 

Karaloğlu, bir yılı aşkın süre içerisinde "kentsel dönüşüm" adı altında Fiskaya, Ben û Sen ve Kayapınar'da binlerce evi yıkarak, aileleri mağdur etti. Kayyımının "anlaşıyoruz" dediği çok sayıda aile, yüksek meblağlarda borçlandırıldı. "Kentsel dönüşüm"ün yapıldığı alanlarda sosyal doku değiştirilirken, yıkıma karşı çıkan sivil toplum örgütleri de "Bu şehrin sahibi var" şeklinde hedef alındı. Kent sakinleri ise, "Memleketin sahibi halktır. Zamanı geldiğinde paşa paşa gidecekler” tepkisinde bulundu.

 

PARALI SEYİR

 

Karaloğlu, Fiskaya’daki Seyir Terası'nı da ücretli hale getirerek, buradan manzarayı seyretmek isteyenlerden 1 TL almaya başladı. Fiskaya’daki Seyir Terası, birkaç rötuşla 376 bin 500 TL'yle onarıldı.

 

SANAT SOKAĞI

 

Karaloğlu, kültür sanat çalışmaları için tasarlanan Sanat Sokağı'na asfalt dökerek, ağaçları kesti. Sokak, "kafeler sokağına" dönüştürüldü.

 

AKP'Lİ GİBİ ÇALIŞTI

 

Kayyım Karaloğlu, görevde kaldığı sürede adeta AKP'li bir isim gibi hareket etti. Karaloğlu, AKP Diyarbakır Kadın Kolları Başkanlığı’nın katılımıyla hatıra ormanına fidan dikerek, AKP'lilerle toplu açılış törenlerine katıldı. Yine Sur ilçesinden geçen Dicle Nehri'ne hakim tepede bulunan ve tarihsel öneme sahip olan Kırklar Dağı'nda da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin adına hatıra ormanı oluşturulmak istenmesinin önünü açtı.

 

Karaloğlu, tarihi Sur ilçesinde yer alan Saray Kapı’yı ve diğer burçları da boydan boya “fetih” afişleriyle donattı.

 

YOLLAR VE KAVŞAKLAR YAP-BOZA DÖNDÜ

 

Karaloğlu'nun icraatları bununla da sınırlı kalmadı. Karaloğlu, kenti bir bütünen yap-boz tahtasına dönüştürdü. Karaloğlu, Bağlar ilçesindeki kavşağı iki yılda üç kez yıktırılıp yeniledi.  

 

MA / Gökhan Altay