İSTANBUL - Adalet Nöbeti’ne destek veren DİB Koordinasyon üyesi Aylin Hacaloğlu, iktidarın toplumu mahkum etmeye çalıştığını belirterek, “Hak, hukuk, adalet isteyenlerin ortak mücadeleyi yükseltmekten başka yolu yok” dedi.
Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi C Kapısı’nda bir araya gelen hukukçular, sürdürdükleri Adalet Nöbeti’nde, Gezi davasının kararına tepki gösterdi. “Herkes için adalet” yazılı pankartın açıldığı eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Oya Ersoy, Demokrasi İçin Birlik (DİB) ile Fatih Dayanışması üyeleri destek verdi.
Eylemde konuşan Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Özden Kaya, Gezi’nin başlangıcına işaret etti. Gezi’nin kitlesel kent mücadelesi olduğunu söyleyen Kaya, “Bugün bir kez daha anladık ki kenti savunmak çevreyi, beleği, adalet, hukuku ve insan haklarını savunmaktır. Yeşil alanları savunmak Gezi’yi Validebağ’ı ve İstanbul’u savunmaktır. Hayatı savunmaktır. Yeşil alanlar kamunun yani bizimdir. Çocuklarımızın oynadığı, nefes aldığımız toplandığımız ve ortaklaştığımız, bizi birbirimize daha yakınlaştıran parklarımıza sahip çıkacağız” dedi.
GEZİ SÜRÜYOR
İstanbul’da depremin beklendiğini ve böyle bir kentte yaşadıklarını dile getiren Kaya, buna rağmen kıyı alanlarının doldurulduğunu, toplanma alanlarının ise doldurulduğunu söyledi. Yeşil alanlarının deprem anında hayati alanlar olduğunu dile getiren Kaya, “Tüm otoriteler, deprem bekleyen bir kentte acil hava ulaşımını savunurken, imar planına aykırı bir şeklide Atatürk Havalimanı önce hastaneye daha sonra ise ‘Millet Bahçesi’ yapma çabasına giriliyor. Ancak Gezi’den kalma sahipleniş sürüyor. Gezi parkını korumak, yaşamak ve savunmak için başlayan ve tüm ülkeye yayılan bu toplumsal sahipleniş, dayanışma hareketi sürüyor” diye konuştu.
‘DEVAM EDECEĞİZ’
Gezi’nin umut olduğunu vurgulayan Kaya, “Bu gün Gezi’nin ağaçları arasında dolanan ve umudun rüzgarı Silivri’ye ve Bakırköy’e ulaşıyor. Validebağ’ın kuş sesleri tüm duvarları aşıyor. Birçok yerde adaletsizliklere karşı çıkan arkadaşlarımız Gezi Parkı direnişini cezalandırmak adına haksızca yargılanmış, tutsak alınmıştır. Dayanıksız iddialarla tutuklanmış arkadaşlarımızı derhal bırakılmalıdır. Onlar serbest bırakılana dek, kent mücadelesini yüksek sesle haykırmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
‘BAŞKA YOL YOK’
DİB Koordinasyon üyesi Aylin Hacaloğlu, Gezi Davası’nda verilen cezalar, HDP’nin kapatılmak istenmesi ve CHP’li Canan Kaftancıoğlu’na dönük hukuksuz uygulamalara dikkat çekti. Yaşanan bu durumların iktidar tarafından yargının kontrol altında tutulmasıyla ortaya çıktığını ifade eden Hacaloğlu, “Toplum mahkum ediliyor. Açlık, işsizlik, yoksulluk sarmalında kendi iradesiyle ve gücüyle çıkmasını engelleme amacı taşıyor. Hak, hukuk, adalet isteyenlerin ortaklaşa mücadeleyi yükseltmekten başka yolu yok” diye belirtti.
SALDIRIYA DİKKAT ÇEKTİ
İktidarın iktidarda kalmak için her türlü gayri meşru yöntemi kullandığını işaret eden Hacaloğlu, “Acık açık ilan eden, her gün en yüksek kamu otoritesinin ağzından muhalefete tehditler yağdıran, doğa, emek, kadın düşmanı iktidar, suçluların korkusuyla ülkeyi ateşe atmaya hazır. Yoksulluk içindeki ülkenin kaynaklarının aktarıldığı Irak’taki sınır ötesi operasyon; binlerce HDP’linin hukuksuzca tutuklanması ve Meclis’in üçünü büyük partisi HDP’nin kapatılarak milyonlarca Kürt yurttaşın, kadınların, gençlerin, emekçilerinin iradelerinin çiğnenmesiyle beraber ülkedeki demokratik dönüşüm ve değişimin önünün kesilmek istenmesi birbirinden ayrı ve bağımsız değil” diye kaydetti.
‘ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR’
Korkunç bir ekonomik buhranın yaşandığını dile getiren Hacaloğlu, insanlık dışı koşulların var olduğunu belirtti. İktidarın direnen kesimlerinin direnicini boğmaya çalıştığını dile getiren Hacaloğlu, “Halkı sindirmek, her alandaki hak arayışlarının örgütlü birliğinin sağlanmasını engellemeyi amaçlıyorlar. O zaman biz de bütün gücümüzle halkın demokrasi mücadelesine aktif katılmasını sağlayacak kanalları yaratmaya çalışacağız” diye konuştu.
‘BAŞARAMAYACAKLAR’
Tarihçi Erdoğan Aydın, Gezi Davası’nda tutuklananların, evrensel hukuka göre protesto haklarını kullandığını söyledi. Şehrin yağmalanmasına itiraz ettikleri için tutuklandıklarını dile getiren Aydın, “Onları hukuksuz bir şekilde aramızdan alan süreç, aslında bu hukuksuzluk çerçevesinde Türkiye’nin yoksullaşmasının ekmeğimizin, iş imkanımızın, konut imkanımızın ellimizden alınmasının da göstergesidir” diye belirtti. “Gezi’den tutuklananları savunmak, Türkiye’nin onurunu ve ekmek hakkını savunmak anlamına geliyor” diyerek sözlerini sürdüren Aydın, “Türkiye’yi ölü insanlar, kullar ve tebaalar ülkesi haline getirme cabasının ifadesidir. Bugün Abdulhamid’i rol model olarak gösterenler, bunun bir yansımasıdır. Başaramayacaklar. Başaramayacaklarını onlar da biliyorlar. Bu yüzden her gün milyarlarca doları yurt dışına çıkarıldığına dair yen belgeler bulunmaktadır” dedi.