İZMİR - Ağır hasta tutuklu oğlu Fırat Yağmekan için Adalet Nöbeti'nde olan Sultan Yağmekan, tutukluların bir an önce tahliye edilmesi çağrısı yaptı.
Tutuklu yakınları, Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, hasta ve infazı yakılan tutukluların tahliye edilmesi talebiyle Diyarbakır, Van, İzmir İstanbul’da Adalet Nöbeti'ni sürdürüyor. İzmir'de12 Şubat 2022'de Adalet Nöbeti'ni başlatan tutuklu yakınlarının eylemin İzmir Barosu, İzmir Adliyesi ve Kırıklar Cezaevi önünde yapılan açıklamalarla devam ediyor.
HASTA OĞLU İÇİN NÖBETTE
Yaklaşık 4 aydır İzmir'deki Adalet Nöbeti'nde bulunan tutuklu yakını Sultan Yağmekan, 15 yıldır Buca Kırıklar Cezaevi'nde tutulan ağır hasta tutuklu oğlu Fırat Yağmekan (46) için adalet istiyor. İzmir’de 2007’de tutuklanan Yağmekan, yargılaması sonucu İzmir 10’ncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2012’de müebbet hapis cezası verildi.
TUTUKLUNUN HASTALIKLARI
Fırat Yağmekan, cezaevinde 3 kez kasık fıtığı, anjiyo ve burun ameliyatı oldu. Hepatit B ve enfeksiyonal hastalıklarından dolayı 12 yıldır ilaç kullanan Yağmekan'ın, yüksek tansiyon, astım, nefes darlığı, migren, hemeroid, gözlerinde birden çok sorun, bel ve boyun fıtığı, ödem, reflü, gastrit ve prostat hastalıkları da bulunuyor. Yağmekan'ın pandemi öncesi belirlenen fistül ve hemoroitten kaynaklı 2 ameliyat yapılması gerekiyorken pandemide yaşanan sorunlardan kaynaklı ameliyatları yapılamadı.
HERKES İÇİN ADALET
Adalet Nöbeti'nin yaygınlaşmasında Şenyaşar ailesinin mücadelesinin etkili olduğunu söyleyen anne Sultan Yağmekan (66), sadece oğlu için değil cezaevlerinde tedavi edilmeyen, hak ihlallerine uğrayan bütün tutuklular için Adalet Nöbeti'nde olduğunu söyledi. Hasta tutukluların tahliye edilerek, tedavilerinin uygun koşularda yapılması gerektiğini ifade eden Yağmekan, “Hasta tutukluları bıraksınlar, aileleri onlara bakar. Aysel Tuğluk da hasta ve kendisine bakamıyor. Ama buna rağmen cezaevinde tutuluyor. Bu adaletsizlik nereye kadar sürecek. Devlette adalet, vicdan, hukuk kalmamış. Biz her şeye rağmen adalet demeye devam edeceğiz” dedi.
'KUMPAS' SONUCU TUTUKLANDI
Oğlunun tutuklanmadan önce ayakkabı boyacılığı yaparak geçimini sağladığını aktaran Yağmekan, “Gece yarısı oğlumun evine baskın yapıldı. O gece oğlum, kaynanasının evindeydi. Daha sonra kaynanasın evine baskın yapıldı. Oğlum oradan kendi evine getirilerek, polisler burada 'evinde bomba bulduk' diyerek bir kumpasla gözaltına alındı. Oysa oğlumun hiçbir şeyden haberi yoktu. 2 gün gözaltında kaldı. Savcı da hakim de oğlumun bir şey yapmadığını biliyordu. Çünkü görüntüler vardı. Benim oğlumun boyu kısa, ama o patlamayı yapanın boyu uzundu. Yaşamını yitiren kişinin ailesinin şikayetiyle benim oğlum kurban seçildi. Oğlumun bir suçu yoktu ama müebbet hapis cezası verdiler” ifadelerini kullandı.
CEZAEVİNDE HASTALANDI
Oğlunun cezaevine girmeden önce sağlıklı olduğunu fakat cezaevinde birçok hastalığının oluştuğunu ifade eden Yağmekan, oğlunun uzun zamandır ameliyat olması gerekmesine rağmen ameliyat edilmediğini dile getirdi. Oğlunu hastaneye götürdüklerinde kelepçeli tedaviye zorladıklarını kaydeden Yağmekan, "Tutukluları hastaneye götürdüklerinde sadece bir film çekiyorlar. Aradan zaman geçiyor sonra bir tahlil için tekrar götürüyorlar. Tedavi süreçleri çok uzun sürüyor. Tutuklularda artık unutkanlık başlıyor. Sürekli kullanması gereken ilaçlarını kullanmayı unutuyorlar. Tutukluları tek kişilik hücreye alıyorlar. Hasta tutuklular tek başına kendilerine nasıl baksın? Oysa yanlarında arkadaşları olunca ilaçlarını hatırlatıyor, yardım ediyorlar. Devlet tutuklular için, ‘burada ölsün’ diyor. Cezaevlerinde yaşanan her şeyin sorumlusu devlettir” diye belirtti.
'ÇOCUKLARIMIZ ÖZGÜR OLSUN'
Çocuklarının her gün ölümle yüz yüze olduğunu, son süreçte birçok tutuklunun cezaevinde yaşamını yitirdiğini vurgulayan Yağmekan, “İzmir Barosu’na, cezaevi önüne, adliyeye, siyasi parti binalarına ve insan hakları derneklerine gidip Adalet Nöbeti tutuyoruz. Hak, hukuk, adalet için çocuklarımız biran önce cezaevlerinden çıkmasını istiyoruz" diye konuştu.
MA / Delal Akyüz