ANKARA - Kimyasal silah kullanımına maruz kalan HPG’lilerin görüntüleriyle Türkiye’nin sıkıştığını belirten siyasetçi Nursel Aydoğan, "Demokratik baskı arttırdığı sürece sonuç alabiliriz. Mevcut tabloda devletlerden bir şey bekleme sonuç vermeyecektir" dedi.
Türkiye’nin, Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırılarda kimyasal silah kullanımına karşı eylem ve etkinlikler sürüyor. Avrupa’da bulunan Kürtler ve dostları, Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) öncülüğünde başta Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) olmak üzere Avrupa Konseyi ve bağlı birçok kuruluşun önünde kimyasal silahlara karşı eylemlere devam ediyor.
Eylemlerde yer alan siyasetçi Nursel Aydoğan, Avrupa'daki Kürtlerin tepkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘İNSANLIK SUÇU İŞLENİYOR’
Türkiye’nin Garê’de 2021yılının Şubat ayında başlattığı kimyasal silah saldırılarına dair bugüne dek birçok belge ve bulgunun tespit edildiğini belirten Aydoğan, kimyasal silaha maruz kalan 2 HPG’linin yayınlanan görüntülerini hatırlattı. Aydoğan, kimyasal silah kullanımının uluslararası sözleşmeler, Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Konvansiyonu, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC) ve OPCW tarafından yasaklandığını ve suç olarak kabul edildiğini ifade ederek, “Çatışma alanlarından yansıyan kimyasal silaha benzeyen renkli gazların çıkışıyla ilgili görüntüler ve iki gerillanın yaşamını yitirdiği son anlara dair görüntüler, ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ diyor. Türkiye bu görüntülerle sıkıştı ve bir cevap vermesi gerekiyor ama onlar da bunun insanlık suçu olduğunu ve kullanılmaması gerektiğini biliyor bu yüzden inkar yoluna gidiyor” dedi.
‘DEVLET SUÇUNU KABUL ETMEZ’
OPCW’nin 193 devlet üyesinin olduğunu aktaran Aydoğan, devletlerin yapısı gereği işledikleri insanlık suçlarını kabul etmeyeceğini ve buna yönelik inceleme başvurusu yapmayacağını söyledi. BM'nin de kimyasal silah kullanımına yönelik düzenlemelerin olduğunu dile getiren Aydoğan, “BM sözleşmelerinde devletsiz halklar koruma ve güvence altına alınmıştır ancak emperyalist güçlerin ilkeleri BM’nin bu konuda yapmak istediği girişimleri zaman zaman sonuçsuz bırakıyor. Kürtler hem OPCW hem de BM önünde eylemler yaparak, BM'yi harekete geçirmeye çalışıyor” diye belirtti.
‘SİVİL TOPLUM HAREKETE GEÇMELİ’
Sivil toplum örgütlerinin Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına karşı harekete geçmesi gerektiğinin altını çizen Aydoğan, “Toplum vicdanını harekete geçirmek gerekiyor. Sivil toplum ve BM bu mesele üzerinde demokratik baskıyı arttırdığı sürece sonuç alabiliriz. Bu konuda demokratik baskılar sürdürülmelidir çünkü demokratik kamuoyunun baskısıyla bir sonuç alabiliriz. Mevcut tablo devletlerden bir şey beklemenin sonuç vermeyeceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
KDP’NİN MASKELERE EL KOYMASINI HATIRLATTI
AKP ile işbirliği yapan KDP’nin yanlış bir politika yürüttüğünü belirten Aydoğan, “KDP, Kürt halkı ve Ortadoğu’daki halkların yüzüne bakabilmek istiyorsa, kimyasal silah kullanımıyla ilgili bağımsız heyetleri kabul etmeli” dedi. KDP’nin HPG gerillalarına ait koruyucu maskelere el koymasını anımsatan Aydoğan, “AKP de Erdoğan da gidicidir. AKP’nin gidişi, KDP’yi orada zor durumda bırakacaktır. KDP, Türkiye’deki siyasi gelişmeleri iyi okumalı. Hem Kürt halkının hem de kendi geleceği için Kürt halkının yanında yer almalı” diye belirtti.
‘AKP-MHP SUÇÜSTÜ YAKALANDI’
Kimyasal silah kullanımıyla ilgili bilimsel açıklamaları nedeniyle Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasına değinen Aydoğan, şunları söyledi: “Fincancı, söz konusu durumu değerlendirerek, bunun bir bilimsel heyet tarafından incelenmesini istedi. Bu açıklama bile AKP-MHP iktidarını çok korkuttu, suçüstü yakalanmış gibi oldular. Bu düşüncenin yaygınlaşmaması için devletin zor gücünü kullanarak, Şebnem hocayı tutukladılar. Onun tutuklanmasıyla Türkiye'nin kimyasal silah kullanabileceğine yönelik görüşler ve düşünceler ağırlık kazanmaya başladı. Operasyonları, istedikleri gibi sonuç vermedi.”
‘MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ’
Avrupa’nın pek çok kentinde kimyasal silah kullanımına karşı eylem ve etkinliklerin sürdürüleceğini vurgulayan Aydoğan, “OPCW, Irak’a başvuru yaptırıncaya, BM’nin oluşturacağı bir soruşturma heyeti Irak’a gidip çatışma alanında inceleme ve analiz yapıncaya kadar, bu eylem ve etkinlikler devam edecek. Hükümete geri adım attıracak olan budur. Bizler bu konuda geri adım attırıncaya, oraya bağımsız heyetler ve bilim insanları gönderilinceye kadar mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.