DİYARBAKIR - Mezopotamya Ekoloji Hareketi Üyesi Mırad Bilgiç, kullanılan kimyasal silahların hava, su ve toprağa etkisinin yüzyıl sürdüğünü belirterek, tüm canlıların yaşam hakkını ve doğayı sahiplenmek için Silopi’de düzenlenecek yürüyüşe katılım çağrısında bulundu.
Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi’nin Zap, Avaşin ve Metina alanlarına yönelik sürdürdüğü saldırılarda kimyasal silah kullanması ve en son 17 HPG’li ile YJA Star üyesinin yaşamını yitirmesine dair tepkiler devam ediyor. Siyasi parti, sivil toplum örgütleri ve ekoloji derneklerinin katılımıyla 6 Kasım’da Şırnak’ın Silopi ilçesinde gerçekleştirilecek yürüyüşün önemine dikkati çeken Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nden Mırad Bilgiç, kimyasal silahların doğa ile insan üzerindeki ağır tahribatlarına dair değerlendirmelerde bulunarak, yürüyüşe katılım çağrısında bulundu.
KİMYASAL SİLAHLARIN ETKİSİ
Kimyasal silahların henüz dünyaya gelmemiş kuşaklara dahi etkisi olduğunu belirten Bilgiç, ekolojiyi ve yaşamı savunan herkesin bu tür silahların kullanılmasına karşı duruş sergilemesi gerektiğini dile getirdi. Bilgiç, “Kimyasal silahlar bir bölgede kullanıldığı zaman, etkisinin ne kadar olduğu ve kaç yıl sürdüğü bilinmiyor. Bugün tüm dünyada savaşlar dursa dahi kullanılmış kimyasal silahlar yaşamımızı etkileyecektir. Yani kimyasal silahların etkisi yüz yılları bulabiliyor. Daha dünyaya gelmemiş kuşaklar ve henüz yeşermemiş bitkiler dahi etkileniyor” dedi.
HAVA, SU VE TOPRAK ETKİLENİYOR
Kimyasal silahların, hava, su ve toprağa etki ettiğini hatırlatan Bilgiç, şöyle dedi: “Kimyasal silahlar kullanıldığı zaman havaya dağılıyor, havaya ne kadar etki ettiği bilinmiyor, nefesimize kadar etki edebilir. Yani etkisini belki de 10 yıl sonra göreceğiz. Nem haline gelip daha sonra ortaya çıkıyor. Kimyasal silah, kullanıldığı bölgede toprağın altına inerek, toprağın altındaki suyu etkiliyor ve suyla beraber o etki farklı yerlere kadar gidebiliyor. Bu nedenle kimyasal silahlar sadece savaşın iki tarafı üzerinde etki yaratmıyor, dünyada yaşayan bütün canlı ve cansız varlıkları etkiliyor. Bu nedenle Mezopotamya Ekoloji Hareketi olarak savaşa karşı olduğumuz gibi savaşta kimyasal silahların kullanılmasına on kat daha fazla karşıyız.”
'ARAŞTIRILMASI GEREKİYOR'
Birinci Dünya Savaşı’nda kullanılan kimyasal silahların 4-5 kuşak üzerinde etkisinin sürdüğünü anımsatan Bilgiç, “Kendine ‘ekolojistim ya da ben insanım’ diyen herkesin kimyasal silahların kullanımına karşı durması gerekiyor ve kimyasal silahların kullanıldığına yönelik iddiaların araştırılması talebinde bulunmalı. Uluslararası sözleşmelere göre de kimyasal silahların kullanılması yasak, eğer araştırma sonucunda kimyasal silahların kullanıldığı tespit edilirse tepki ve yaptırımın olması gerekiyor. Tüm inançlarda kutsal olarak kabul edilen suya olan etkisine kimsenin sessiz kalmaması gerekiyor. Madem Türkiye kimyasal silah kullanmadığını söylüyor o zaman izin versinler araştırılsın, araştırılmasına izin vermemeleri bizdeki şüpheleri daha da artırıyor” diye belirtti.
'SESSİZLİĞİN NEDENİ KÜRT KİMLİĞİ'
Konuya dair ulusal ve uluslararası kamuoyunun sessizliğini de eleştiren Bilgiç, “Her ne kadar bazı ekoloji kurumlarından kimyasal silahların kullanıldığı yönündeki iddiaların araştırılması yönünde tepkiler gelse de çok cılız kaldı. Irak, Suriye gibi ülkelerde gündeme gelen kimyasal silah mevzusuna dair bütün devletler ve kurumlar tepki göstermişti. Ancak söz konusu Kürtler olduğu zaman dünyada aynı tepki yükselmiyor. Bunun nedeni ise Kürtlerin her hangi bir devlete kendilerini dayandırmaması onların güdümüne girmemesi, elbette Kürtler bugüne kadar nasıl ki öz güçleriyle ayakta kaldılarsa, bu saldırıları da yine öz güçleriyle yeneceklerdir. Ancak devletlerin ve kurumların kimyasal silahlara yönelik tepkilerde taraf seçmeleri tamamen insanlık dışı. Devletler kendi siyasi çıkarları doğrultusunda hareket edebilirler fakat dünyadaki ekoloji örgütlerinin buna ses çıkarmaları ve devletlerin bu konuda araştırma başvurusu yapmaya zorlamalı” diye konuştu.
'İNSANLIK YÜRÜYÜŞÜNE ÇAĞRI'
Bilgiç, 6 Kasım'da Şırnak'ın Silopi ilçesinde kimyasal silahlara karşı düzenlenecek “İnsanlık yürüyüşü”nün önemine değinerek, ekoloji kurumlarına ve halka şu çağrıda bulundu: “İnsanlığa karşı suç işlendiği yönünde iddialar var, bu iddiaların araştırılmasını talep etmek bütün insanların hakkı. Bu nedenle herkese çağrımız, bu eyleme katılarak bu taleplerini haykırsınlar. Desinler ki, ben de bu toprağın ve yaşamın bir parçasıyım bu nedenle de kimyasal silahların kullanılmasını kabul etmiyorum ve araştırılmasını istiyorum. Bu topraklarda yaşayan bütün insanların fikir ve düşünceleri ne olursa olsun bu istek de olması gerekiyor çünkü kimyasal silah onların da yaşamını etkiliyor. Ekoloji kurumlarını, Kürt halkını ve insanlıktan, doğadan yana herkesi Silopi’de düzenleyeceğimiz yürüyüşe katılma çağrısında bulunuyoruz.”