İZMİR - Kimyasal silah saldırılarına dikkat çeken konuşması nedeniyle hedef alındıktan sonra gözaltına alınan ve adli kontrol şartı ile serbest bırakılan avukat Aryen Turan, hukuksuzlukları söylemeye devam edeceğini söyledi.
İzmir Barosu'nun 22 Ekim’de gerçekleştirdiği genel kurulunda Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) adına konuşma yapan avukat Aryen Turan, kimyasal silah kullanımının araştırılması, hasta tutukluların serbest bırakılmasına dikkati çekerek “Jin jîyan azadî” sloganı attığı için ırkçı saldırıya maruz kaldı. Konuşmalarından dolayı Turan, hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 24 Ekim’de soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında Turan, 3 Kasım’da gözaltına alındı. “Örgüte yardım etmek” iddiasıyla suçlanan Turan, dün yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
EMNİYETTE İFADE VERMEDİ
ÖHD’li avukat Aryen Turan, ırkçı saldırı, maruz kaldığı tehditler ve gözaltına alınmasına ilişkin Mezopotamya Ajansı'na (MA) konuştu.
Ofisinde çıkarken gözaltına alındığını söyleyen Turan, “Gözaltında bulunduğum süre içerisinde benimle görüşmek için çok sayıda avukat gelmişti. Ancak görüştürülmedim. Daha sonra 3 kişilik gruplar halinde avukatların görüştürüleceği söylendi. Böylesi bir uygulamanın hukuka aykırı olduğunu söyledim. Bunun savcılığın talimatı olduğu söylendi. Gelen avukatlarla ifade işlemlerim başladı. Ancak ben avukat olduğum için soruşturma izninin olması gerektiğini TEM’deki polislere söyledim ve emniyette ifade vermedim. Sabah savcılığa sevk edildim ve orada ifade verdim” dedi.
KİMYASAL SİLAHA DAİR KONUŞMASI SORULDU
Turan, gözaltında kendisine sadece kimyasal silahla ilgili yaptığı konuşmanın sorulduğunu belirterek, “Savcılık bu konuşmayı ‘Örgütün talimatı doğrultusunda mı yaptın? diye sordu. Ben de hukukçu olduğumu, hukuksuzluklara ses çıkardığımı, nerede olursa olsun bunun görevimiz olduğunu söyledim. Birde bana ‘örgüte yardım etme’ suçu yöneltildi. Ancak delil olarak hiçbir şey yoktu. Dosyada yaptığım konuşmanın ses çözümleri ve ANF'de yayınlanan kimyasal silahlarla ilgili haberler vardı. Konuşmalarımla bu haberler birleştirilmişti” diye belirtti.
BAŞVURUYA RAĞMEN GÖZALTINA ALINDI
Turan, dosya savcısının "Jin, jîyan, azadî" sloganının “kadın, yaşam, özgürlük” anlamına geldiğini ve suç teşkil etmediğini söylediğini ve bu slogana ilişkin kendisine suçlama yöneltilmediğini belirtti. Turan, soruşturmanın başlatılmasının ardından avukatların 10 gün boyunca savcı ile görüşmeye çalıştığını belirterek, "Avukatlar 10 gün boyunca adliyeye gitti ancak Başsavcı ve vekilinin olmadığı söylendi. Daha sonra başsavcı vekili ile görüşüldü. Vekile ‘Meslektaşımız burada ifade vermeye hazır. Bu soruşturmayı basından öğreniyoruz bu bilgileri bizimle paylaşın müvekkilimiz gelip ifade versin’ dendi. Hatta yazılı dilekçe de verdik. Buna rağmen hakkımda gözaltı kararı verildi. Buna gerek yoktu. Ben zaten ifade vermek istiyordum. Basındaki tepkilere yönelik yandaş medya ve trollerin hedef göstermesine yönelik böylesi bir operasyonun yapıldığını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
TECAVÜZ VE ÖLÜM TEHDİTLERİ
Defalarca hedef gösterildiğini, hakarete maruz kaldığını, ölüm ve tecavüzle tehdit edildiğini dile getiren Turan, “Sosyal medyada ‘bu avukat neden tutuklanmıyor?' diye soruyorlardı. Hem avukat olmam, hem de ifade vermeye hazır olmam gözaltına alınmamam için yeterli bir sebepti. Gidip ifade verirdim. Ancak bu yapılmadı. Medyaya ‘gözaltına alındı’ şeklinde servis edilmek istendi” diye belirtti. Turan, tehditlerin yanı sıra, çok fazla destek gördüğünü belirterek, “Hukuksuzlukları söylemeye ve devleti bunlar için harekete geçirmeye devam edeceğiz” diye vurguladı.
'HUKUK VE ADALETİ SAVUNACAĞIZ'
Türkiye'de insan haklarının askıya alındığını dile getiren Turan, "İfade özgürlüğü diye bir şey kalmadı. Ben bu dosyadan takipsizlik ya da beraat alacağıma eminim. İktidar ve iktidara yakın kişilerde sürekli hedef gösterme var. Bu sadece bana yönelik bir şey değil, herkese yapılıyor. Bu durumun hukukla açıklanacak bir tarafı yok. Tamamen iktidarın kendisine muhalif olan herkesi susturmaya yönelik bir tavırdır. Bu hukuksuzluklar devam ettiği sürece onlar da bir korku iklimi oluşturmaya çalışılıyor. Buna izin vermemek lazım. Biz buna izin verdikçe üstümüze geliyorlar ve bunu medyalarıyla devam ettiriyorlar. Buna izin vermemek lazım. Her yerde hukuku ve adaleti savunmak gerekiyor. Bu hepimizin topluma karşı bir sorumluluğu ve görevidir” diye konuştu.
MA / Delal Akyüz