Pîranşar'da öldürülen Zekeriya ve Komar'ın aileleri anlatıyor

img
HABER MERKEZİ - Rojhilat'ın Başur sınırında bulunan ve Jîna Emînî için yapılan eylemlerde öldürülen 16 yaşındaki Zekeriya Xeyal ve Komar Deruftade'nin memleketi Pîranşar'a gidiyorum. Zekeriya ve Komar'ın hikayelerini anlatan aileleri, çocuklarının eylemciler tarafından öldürüldüğü yönünde açıklama yapmaya zorlandıklarını belirtti. 
 
Rojhilat'ın Pîranşar kenti Başur sınırında bulunan yaklaşık 150 bin nüfuslu bir şehir. Başur ve Rojhilat arasındaki Temercin ve Haci Umran sınır kapılarına yaklaşık 10 kilometrelik bir mesafede. Geniş ve verimli bir ovada kurulu bu kent, Jîna Emînî'nin öldürülmesinden sonra başlayan eylemler ve öldürülen çocuklarla, adını daha önce duymamış olanların da öğrendiği bir kent oldu. 
 
Henüz 16 yaşındayken öldürülen Zekeriya Xeyal ve Xeyal'ın 40'ında yeniden başlayan eylemlerde öldürülen 16 yaşındaki Komar Deruftade'yi bu kentte artık tanımayan yok. Zekeriya'yı annesinin mezarı başında yaktığı ağıtla, Komar'ı da hem instagram hesabından yaptığı "yüce dağlar bile yalnızlığının intikamını bizden alıyor" paylaşımından hem de babasının oğlunun mezarı başında hikayesini anlattığı görüntülerden öğrenmiştim. Ve İran'a geçer geçmez çocuklarını yitiren ailelerle görüşmenin yollarını aradım. Bir süre, bir yandan olup biteni anlamaya çalışırken bir yandan da aracılar vasıtasıyla ailelerden gelen haberi beklemeye koyuldum. Pîranşar'dan gelen bir telefonla bu kente doğru yola çıkıyorum. Kente ulaştıktan ve buradaki haber kaynağımla görüştükten sonra Zekeriya Xeyal'ın evine gidiyoruz. Aileye başsağlığı dileğinde bulunduktan sonra bir taraftan anne bir taraftan da baba çocuklarını anlatmaya başlıyor.
 
'ZEKERİYA VURULDUĞUNDA EYLEMLER DURULMUŞTU'
 
Zekeriya 16 yaşındaydı. 7'nci sınıfa kadar okumuş ardından da babasının hastalığı nedeniyle ailesini geçindirmek için çalışmak zorunda kalmıştı. Öğlene kadar kentteki bir fırında, öğleden sonra da gece yarısına kadar bir düğün salonunda garsonluk yapan Zekeriya, ailesinin tek erkek çocuğuydu. Kendisinden büyük bir ablası ve iki kız kardeşi vardı. 21 Eylül günü işten çıkan Zekeriya arkadaşlarıyla birlikte eve gitmeye çalışırken gece saat 23.00 sıralarında Kerî Coh Caddesi'nde Şebina Roj Okulu'nun yakınlarında sırtından tek mermiyle vurularak öldürüldü. Ailesi ve görüştüğümüz yurttaşlar, "Zekeriya vurulduğu saatte herhangi bir eylem yoktu. İnsanlar evlerine çekilmişti" diyor. 
 
'DEVLET TEHDİT ETTİ'
 
Zekeriya Xeyal'ın babası Süleyman Xeyal, oğlunun vurulduğu haberini kardeşinden aldığını söylüyor: "Kardeşim beni aradı ve Zekeriya'nın yaralandığını söyledi. Aslında oğlum olay yerinde şehit düşmüştü. Devlet güçleri Zekeriya'nın cenazesini hiç bekletmeden hemen o gece toprağa vermemizi istedi. İşlemleri tamamladıktan sonra biz de sabah erkenden mezarlığa gittik. Çok erken gitmemize rağmen Zekeriya'nın vurulduğu haberi kısa sürede tüm Pîranşar'a yayılmıştı ve halk akın akın mezarlığa geldi. Duyan herkes o gün bizi yalnız bırakmadı."
 
 
'DOĞAN YEĞENİMİZE JÎNA İSMİNİ KOYDUK'
 
Zekeriya öldürülmeden önce kız kardeşinin bir kız çocuğu dünyaya getirdiğini ve ismini Jîna koyduklarını ifade eden baba, "4 gün sonra Zekeriya'mı benden aldılar. Yaşından çok çok büyüktü benim Zekeriya’m. Birileri hastalandığında, bir yerde bir taziye kurulduğunda, birinin mutlu bir günü olduğunda beni arar bilgilendirirdi. 'Baba onları ziyaret et' derdi. Pîranşar'da Zekeriya’mı sevmeyen tek kişi bulamazsınız. Çok duyarlıydı. Şehit düşmeden birkaç gün önceydi bana 'Baba öyle bir ölüm olsun ki herkes beni yüreğine koyabilsin' demişti. Evet aynen öyle oldu. Oğlum herkesin yüreğine girdi. Sadece Pîranşar'da değil tüm Kürdistan'da halk onu bağrına bastı, onun acısını yüreğinde hissetti. Bu kadar büyük bir acıya karşı bizim de en büyük tesellimiz bu oldu. Oğlumuz Zekeriya kötü bir yolda değil, yüreğinde kendisi için çizdiği bir yolda aramızdan ayrıldı. Onunla gurur duyuyoruz." 
 
'SEVDİĞİ GÖMLEĞİ DOYASIYA GİYEMEDİ'
 
 
Oğlunun vesikalık fotoğraflarını eline alan ve defalarca öpen Zekeriya'nın annesi Amîne Abdullah Nejad Eqdem de, çocuğuna doyamadığını söylüyor. Elindeki üç vesikalık fotoğraftan birisini bana gösteren anne, "Çarşıda desenleri güzel renkli bir kumaş görmüştü ve çok sevmişti. Ben de o kumaştan kendisine bu gömleği diktirmiştim. Bu gömleğini çok seviyordu. Doyasıya giyemeden aldılar benden. 'Yaşamı kendiniz için bu kadar zorlu bir hale getirmeye değmez. Bir parça ekmeğiniz varsa olmayanla paylaşmanız gerekir' derdi. Çok duyarlı, insanlara karşı topluma karşı hassas bir çocuktu."
 
'HALKA YAPILANLARA ÖFKELENİYORDU'
 
Baba Süleyman Xeyal tekrar sözü alıyor ve oğlunu anlatmaya devam ediyor: "Keşke şu an yaşıyor olsaydı da dizlerimin dibinde otursaydı da hiçbir iş yapmasaydı. Öyle bir kişiliği vardı ki oturduğu toplulukta o güzel sohbetiyle, o güzel gülüşüyle hemen dikkatleri üzerine çekiyordu. Dedesine çok benziyordu. Halka yapılanlara öfkeleniyordu. Kanı kaynıyordu. Fırında çalışan bir çocuktu ancak şehit düştükten sonra bu kadar kişinin gelip onu bana anlatmalarına şaşırıyordum. Bu kadar kişiyi ne zaman tanımıştı ki Zekeriya’m. Evet o benim evimde büyüdü eğitimini bu evde aldı, ancak bu uğurda yaşamını yitirdiği için de onunla gurur duyuyoruz. Oğlumun taziyesinden sonra kapı kapı dolaştım 'eğer oğlum size bir fiske vurmuşsa buyur beni dövün, eğer oğlumun size bir borcu varsa evi satıp ödemeye hazırım' dedim. Kapısına gittiğim herkes 'asıl biz Zekeriya'ya borçluyuz' dedi ve ben de o zaman bütün hakları sizlere helal olsun dedim. Tek bir gün bile kalbimi kıracak bir davranışı olmadı. Bazen öyle şeyler söylüyordu ki aklım almıyordu. Birileri hakkında konuştuğumda 'baba boşver birilerinin kalbini kırmaya değmez' derdi. 'Fırından neden ekmek getirmiyorsun diyorsun ya baba, bir gün fırına gelsen insanların ne halde olduğunu görürsün' diyordu. Tabi ne anlatmak istediğini anlamıyordum. Ama ölümünden sonra tanımadığımız bir kadın taziyesine geldi ve 'fırında ekmek olmayınca kendisi için ayırdığı ekmeği bize veriyordu' dediğinde bir kez daha kendisiyle gurur duydum." 
 
 
'KURŞUNU ELLERİMLE ÇIKARDIM'
 
Çocuğunun vücudundaki kurşunu kendi elleriyle çıkardığını ve alnından öptüğünü anlatan baba Süleyman Xeyal: "Kürdistan'da cenazesi dahi bulunmamış, kefenlenmemiş binlerce kişi var. Ben çocuğumu kendi ellerimle yıkadım, vücudundaki mermiyi çıkardım, alnından öptüm, sardım sarmaladım. Tüm haklarım sana helal olsun dedim. Taziyeye gelen herkese bu benim oğlumun taziyesi değil. Bana değil kendinize başsağlığı dileyin dedim. Öyle iyi, temiz, halkı için toprağa düşmüş insanların ardından 'o da gitti El Fatiha' demek yakışmaz." 
 
Eşi Amine gözyaşları içerisinde oğlunu anlatınca baba Süleyman, eşini teselli etmeye çalışıyor: "Amîne biz hiç olmazsa çocuğumuzun mezarının nerede olduğunu biliyoruz. Tutuklu olanlar umarız anne babalarına kavuşma sevincini yaşarlar. Allah şehit düşmüş olanları şehadetleri için affetsin, çocukları dağda olanları ailesiyle buluştursun."  
 
'OĞLUMUN KIRKINDA BENİ DE VURDULAR'
 
 
Zekeriya'nın 40'ncı gün merasiminde Pîranşar halkının anmaya katıldığını ve mezarlıkta büyük bir anmanın gerçekleştiğini hatırlatan baba Süleyman Xeyal, sözlerini şöyle sürdürdü: "O gün insanlar evime başsağlığına gelecekti. Ve evimin önünde kimseler vurulsun istemedim. Çünkü başka kentlerden de çok insan gelmişti. Mezarlıkta, 'ben ve eşimin yüreği yandı, başka bir anne ve babanın yüreğinin yanmasını istemiyorum' dedim. Eşim kardeşlerinin evine gitti, ben de kapıyı kilitledim ve başka bir yere gittim. Ancak Zekeriya'nın ölümünün 43'üncü gününde bu kez Komar'ı öldürdüler. Ve o gün ben de evimin önündeydim, 5 kişinin sokağa girdiğini gördüm ve bana ateş açtılar. Ben de evimin kapısında bacağımdan vuruldum. O gün birçok kişi devlet güçleri tarafından açılan ateşle yaralandı. 12 yaşındaki bir kız çocuğu da parmağından ve karnından yaralanmıştı. Bu çocuk kaleşnikof mermisiyle yaralanmıştı. Kopan parmağını hastanede diktiler ve durumunun iyi olduğunu öğrendim."
 
Zekeriya Xeyal öldürüldükten sonra devlet güçlerinin yaptığı "güçlerimiz tarafından vurulmadı" açıklamasını sorduğum babası, bunu yalanlıyor ve devlet güçlerinin çocuğunu öldürdüğünü, oğlunun 40'ında da evinin kapısında kendisine ateş açıldığını ve bacağından yaraladığını söylüyor. 
 
Baba ve anne son olarak, "Tek bir oğlumuz vardı, onu da bizden aldılar" diyerek katillerden hesap sorulmasını istedi.
 
YAKIN MESAFEDEN VURULAN KOMAR DERUFTADE
 
 
Zekeriya Xeyal'in ailesiyle vedalaştıktan ve kendilerine sabır diledikten sonra Komar Deruftade'nin evinin yolunu tutuyoruz. Komar Deruftade, Zekeriya Xeyal'ın 40'ından sonra başlayan eylemlerde vurulan 9 Day Okulu'nda 11'inci sınıf öğrencisi 16 yaşında bir çocuktu. Hayatını kaybetmeden birkaç saat önce babasından gizlediği sosyal medya hesabı üzerinden "Biz Ortadoğu halkları kimimiz savaşta, kimimiz zindanlarda, kimimiz sokak ortasında öldürülüyoruz. Kimimiz ise denizlerde boğuluyoruz. Yüce dağlar bile yalnızlığının intikamını bizden alıyor. Çünkü bize biçilen rol ölmek” sözlerini paylaşmıştı.
 
Komar, 30 Ekim Pazar günü, Mihemed Hewraz Kavşağı'nda kısa mesafeden pompalı tüfekten açılan ateşle vücuduna isabet eden onlarca saçma ile vuruldu. Pîranşar'daki İmam Humeyni Hastanesi'ne kaldırılan Komar, yaşamını yitirdi. Aile Komar'ı Zewka köyünde toprağa verdi. Devlet güçleri defalarca Komar'ın babasını, oğlunun eylemciler tarafından vurulduğunu açıklamakla tehdit etti. Ama baba tehditlere boyun eğmedi ve oğlunun kimler tarafından vurulduğunu korkusuzca anlatmayı sürdürdü. 
 
 
Baba Hesen Deruftade ve anne Seyid Hecere Bersincî çocuklarının acısını unutamıyor. Ancak hiç bitmeyen taziye nedeniyle bir nebze de olsa teselli bulduklarını belirtiyor. Aileye başsağlığı diledikten sonra baba çocuğunun fotoğraflarını gösteriyor ve Komar'ı ne kadar çok sevdiğini anlatmaya başlıyor. 
 
Baba hem devlete koruculuk eden Kürtlere hem de Kürtlerin katillerine saygı gösterenlere tepki gösteriyor ve ağzından ilk olarak şu cümle dökülüyor: "Doktor Abdurrahman Qasımlo'yu şehid edenler Hewlêr'de kırmızı halıyla karşılandı. Yazık çok yazık."
 
EN BÜYÜK İNTİKAM 
 
Oğlu Komar'ın, gidişiyle dahi kendilerinin önüne bir yol koyduğunu ve onun da direnmek olduğunu vurgulayan baba Hesen Deruftade, "Halkın oğluma sahip çıkması bizleri çok mutlu etti. Bu dünyayı anlayanlar görevlerini de biliyorlar. Evet şehitler aramızdan ayrılıp gidiyor ancak bize de bir yol gösteriyorlar. Başka bir dünyanın mümkün olabileceğini, insanların huzur içinde yaşayabileceğini anlatıyorlar. Evet oğlumun katillerinden intikam alınabilir. Ancak en büyük intikam çocuklarımızın uğruna yaşamını yitirdiği emellerine ulaşmaktır. Burada önemli olan insanın kendisini kaybetmemesidir" dedi. 
 
DEVLET AİLEYİ AÇIKLAMA YAPMAYA ZORLAMIŞ
 
 
Taziye için aileyi ziyaret eden bir yurttaşın, "Çocukları şehit düşmüş kimi aileler gördükleri baskılar sonucu televizyonlara çıkıp çocuklarının herhangi bir hastalık nedeniyle yaşamını yitirdiğini açıklamaya zorlanıyorlar. Buna tanıklık ediyoruz. Ancak siz böyle bir şey yapmadınız. Başınız dik bir şekilde direndiniz" sözlerine baba Hesen Deruftade, şöyle diyor: "Aynı şeyi devlet bizden de istedi. Ancak ne olursa olsun kabul etmeyeceğimizi söyledik. Komar ile başımız dik ve bu halk da başı dik durmamızı sağladı." 
 
'ANNESİ ONU SÜTTEN KESMEYE KIYAMADI'
 
 
Baba, oğlunun 25 Ağustos'ta dünyaya geldiğini ve 1945'te Mahabad'da ilan edilen Kürdistan Cumhuriyeti'ne doğru giderken Ağustos ayında kurulan PDK-İ nedeniyle oğluna Komar ismini koyduğunu hatırlatıyor. Oğlu Komar'ı şöyle anlatmayı sürdürüyor: "Komar çocukluğundan beri çok tatlı bir çocuktu. Doğduğunda o günlere uygun bir isim seçtik. Annesi onu o kadar çok seviyordu ki bir türlü onu sütten kesmeye kıyamıyordu. Komar 7 yıl boyunca annesinin sütünü emdi. Okula yeni başladığında öğlen aralarında gelirdi, annesi onu emzirir yeniden okula gönderirdi. Bazen evde misafir olduğunda utanırdı, annesi de hemen Komar'ı başka bir odaya çağırır ve orada onu emzirirdi. Çok cana yakın bir çocuktu. Şu an burada olsaydı yanınızdan bir saniye bile ayrılmazdı. Çok çabuk kaynaşıyordu insanlarla. Sıkıldığımı gördüğü anda ya bir oyun oynardı benimle ya da hemen sohbete başlardı. O kadar toplumsal bir çocuktu ki ben babası olmama rağmen insanlar onu benim üzerimden değil, beni onunla tanırlardı. Köye gideceğim bir gün kentteki büyük bir sigara satıcısından birkaç karton sigara satın aldım. Cebimde sigaralara yetecek kadar para yoktu. Dükkan sahibiyle tanışıklığımız olmadığı halde sonra ödeyebileceğimi söyledi. Köyden döndükten sonra parasını ödemeye gittiğimde, defterine Komar'ın babası diye not düşmüştü."
 
'HALKLA MÜTHİŞ İLİŞKİLERİ VARDI'
 
Oğluyla bir baba oğuldan ziyade iki arkadaş gibi olduklarını söyleyen Hesen Deruftade,"Toplumla ilişkileri çok güçlüydü. Benim köyde kavgalı olduğum komşularım vardı. Köylerde bilirsiniz bu tür kavgalar ve küslükler olur. Ancak Komar öyle bir ilişki yarattı ki artık o küs olduğum komşularımdan ayrı, kahvaltı yapamaz hale gelmiştim. Aramızda sağlam bir barış yaratmıştı. Bütün köylülerle müthiş ilişkileri vardı. Köylüler onu o kadar çok seviyorlardı ki anlatamam. Yurtsever duyguları taşıyan bir çocuktu. Daha küçükken bile böyleydi. Akşamları yemek yedikten hemen sonra evleri ziyaret ederdi. Ben zaman zaman kendisini uyardığım için sanal medya hesaplarında yaptığı paylaşımları görmeyeyim diye hesaplarını benden gizlerdi. Allah bize çok güzel ve çok iyi bir evlat bağışladı, ancak tekrar bizden aldı. Çok iyi bir çocuktu, eğer yaşasaydı..."
 
'KOMAR KÜRDİSTAN PARÇALARINI BİRLEŞTİRDİ'
 
Eve gittiğimizde Başurê Kurdistan sınırları içindeki Çoman'dan taziye için gelenlerle de tanışıyoruz. Bu durum için baba "Komar bu odada Kürdistan parçalarını da birleştirdi. Hem Başur, hem Bakur hem de Rojhilat'ın bir odada bir araya gelmesini sağladı" diyerek Kürdistan'ın özgürleşeceği günleri umut ettiğini belirtti. 
 
ÇOCUKLARI ÖLDÜRÜLENLER TEHDİT EDİLİYOR
 
Tıpkı Mahabad'da olduğu gibi Pîranşar'da da silahlı devlet güçlerinin yanı sıra korucular da bulunuyor. Halk kentin kaymakamı ve belediye başkanının da korucu olan ailelerden olduğunu, devletin gücünü arkalarına alarak halka zulüm ettiklerini anlatıyor. Pîranşar'da görüştüğümüz yurttaşlar, ilk başlarda eylemlere pompalı tüfeklerle müdahale eden devlet güçlerinin son dönemde gelişen eylemlere doğrudan kaleşnikoflarla müdahalede bulunduğunu söylüyor. 
 
 
Halk Zekeriya Xeyal'ın öldürülmesinden sonra Pîranşar Kaymakamı'nın yanına bir sürü polis, asker ve devlet memurunu alarak aileyi ziyaret ettiğini ve kendilerinden çocuklarını öldürenlerin eylemciler olduğu yönünde tehdit ettiğini ancak ailenin bunu kabul etmediğini belirtiyor. 
 
Kentten ayrıldıktan sonra 16 Kasım-21 Kasım tarihleri arasında Rojhilat'ın tüm kentlerinde yoğunlaşan eylemler sırasında Pîranşar'da Emir Ferastişad, Karwan Qadirşukrî, Tahir Ezîzî ve Heyder Mehalî isimli yurttaşlar da yaşamını yitirdi. 
 
 
YARIN: Bokan'da 5 günde 11 kişi öldürüldü: Geleceğimiz için geri çekilmeyeceğiz
 
MA / Abdurrahman Gök
 

Diğer başlıklar

29/11/2022
16:43 Ebdî: Türkiye karadan saldırı için ABD ve Rusya’nın onayını bekliyor
16:29 Osman Şiban’ın duruşması görüldü
16:27 Kurdistan kentleri için yağış uyarısı
16:13 Adana'da 8 kişi serbest bırakıldı
16:11 Rojava’ya dönük saldırılara duvar yazılamalı protesto
15:49 Manisa'da gözaltına alınanlardan 7'si serbest
15:23 İstanbul Tabip Odası: Yönetmelik hekimleri hedef alıyor
15:13 TJA kadınların gözaltına alınmasını protesto etti
15:10 Ankara merkezli soruşturma: 15 kadın gözaltında
14:39 Gever sisten kayboldu!
14:37 İran’da eylemler 73’üncü gününde
14:33 Riha’da doktorun saldırıya uğraması protesto edildi
14:28 TGC gazetecilere yönelik polis şiddetini kınadı
14:18 Cami inşaatında ölümlü kazada ‘kayıt dışı şüphesi var’
14:16 QSD: Qeremox’da hastane bombalandı
14:15 Adalet Nöbeti: Tek isteğimiz kanunların uygulanması
13:59 Danıştay’dan Çeşme Projesi’ni durdurma kararı
13:58 Gazeteci Çoban’ın duruşması görüldü
13:51 Vice News muhabirlerinin ifadesi 6 yıl sonra alındı
13:37 Sağlık emekçilerinden promosyon talebi
13:21 'Okullarda bir öğün ücretsiz yemek' için 100 bin imza
13:15 Gençlerden saldırılara karşı yürüyüş
12:58 Kışanak’tan mahkeme heyetine: Bu telaşınız niye?
12:48 Gazeteci Nedim Türfent tahliye oldu: Özgürlük olarak görmüyorum
12:45 Sancar: Kürtlerin statüsüz bırakılması hedefleniyor
12:44 Şenyaşar ailesi: Görmezden gelen zihniyet Urfa'da kaybedecek
12:37 'En kirli politikalar tutuklulara uygulanıyor’
12:31 Amed’te 4 Eğitim Sen üyesi açığa alındı
12:22 Asrın Hukuk Bürosu: Öcalan CPT ile görüşmeye çıkmadı
12:01 HDP PM üç temel gündemle toplanıyor
12:00 Tutuklu kadın gazetecilere ilişkin rapor: Haklar kısıtlandı, ihlaller arttı
11:48 Kadın akademisyenin odasını basan profesörden taciz ve tehdit
11:07 HDP Gençlik Meclisi Üyesi Kılınç’ın duruşması ertelendi
11:06 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:05 Mersin'de 12 kişi tutuklandı
10:59 HDP Kadın Meclisi: Kadınlar savaş ittifakına geri adım attıracak
10:48 Newroz Ehmed: Asıl hedef Rojava’da filizlenen kadın devrimidir
10:33 Dış ticaret açığı yüzde 421 arttı
10:32 Tutuklu kadın gazetecilerden mesaj var: Asla biat etmedik
09:54 İdare ve Gözlem Kurulu’nun yeni görevi: Bıçak verilebilir!
09:48 50 kadın hakkında gözaltı kararı
09:47 Günay: Abdullah Öcalan’ın sesine ihtiyaç var
09:20 ‘Kadının sözüne bütçede yer verilmedi’
09:10 Kayyım kasada para bırakmadı: Şirketin parası ödenmiyor
09:09 35 yıl önce dinlediği Seyrê ve Elîyê Memed’in hikayesini kitaplaştırdı
09:08 Uluslararası Kadın Konferansı’nda rota çizildi: Demokratik Kadın Konfederalizmi
09:01 Pîranşar'da öldürülen Zekeriya ve Komar'ın aileleri anlatıyor
09:00 29 KASIM 2022 GÜNDEMİ
08:21 Ege Denizi'nde deprem
28/11/2022
23:02 Kobanê bir kez daha bombalandı
22:45 Rıha'da polislere ateş açıldı
22:04 Operasyon bölgesinde 1 asker daha hayatını kaybetti
20:25 Avukat görüş odalarına kamera konulması hukuka aykırı bulundu
20:15 Hayvana eziyet eden 3 kişi tutuklandı
20:01 Taksim saldırısına ilişkin bir kişi daha tutuklandı
19:24 Eskişehir'de 4 öğrenci tutuklandı
19:20 Ankara’da gözaltına alınan kadınlar serbest bırakıldı
19:04 Kobanê Davası: Demokratik siyaset cezalandırılmak isteniyor
18:00 Patnos Cezaevi’nde 7 tutuklu sürgün edildi
17:25 7 siyasi partiden Akbelen Ormanı için ortak açıklama
17:14 Petrol-İş üyelerine yönelik baskılar protesto edildi
17:08 Çimento fabrikası için açılan dava bozuldu
16:26 Buca Cezaevi’nin imara açılması mahkemeye taşındı
16:22 QSD: Yerleşim yerlerine 90 saldırı düzenlendi
15:41 Altılı Masa’nın Anayasa teklifi: Kürt yok, kadın yok, anadil yok!
15:35 Kelepçeli tedavi edilen Gürdal’ın cezası ertelendi
15:32 Halkın Hukuk Bürosu'ndan Gülten Matur açıklaması
15:17 25 Kasım Kadın Platformu: Sokakları terketmeyeceğiz
15:12 HDP’li eşbaşkan 2 gündür gözaltında
14:48 Roboski İçin Adalet Girişimi: Coğrafya kader değildir
14:39 ‘Elçi cinayeti faili meçhul bırakılmak isteniyor’
14:31 Tahir Elçi mezarı başında anıldı
14:24 Urfa Adliyesi'nde intihar girişimi
14:06 Kışanak: Kobanê Davası, çözümü ortadan kaldırma davasıdır
13:30 Gever’de engellemelere rağmen 'savaşa ve işgale' karşı yürüyüş
13:13 Şenyaşar Ailesi: Evimiz adliye önüdür
13:02 Kurdistan pankartından gözaltına alınanlar adliyeye çıkarılacak
12:38 Mêrdîn’de gözaltına alınanlar serbest
12:10 Irak Cumhurbaşkanı Federe Kurdistan heyetiyle görüştü
11:51 Tekirdağ ve Manisa'da gözaltı
11:12 Hevsel'de sonbahar renkleri
10:56 Sınır dışı edilmek istenen 2 kadın için hashtag açıldı
10:56 Kadıköy’de gözaltına alınan 116 kadın serbest bırakıldı
10:29 HDP: Tahir Elçi’yi katleden kötülük koalisyonu varlığını sürdürüyor
10:28 Döviz haftaya durgun başladı
10:25 İzmir’de olaylı maç: 2’si çocuk 4 yaralı, 21 gözaltı
10:20 Tahir Elçi katledildiği yerde anıldı: Devletin aydınlatmadığı cinayet vardır
10:10 Özgür Basın emekçileri bir aydır tutuklu: Gazetecilik ile yargılanıyoruz
09:16 Abdullah Öcalan: Suriye AKP’nin kaderini belirleyecek
09:10 İnfazı ertelenen Akkaya tek kişilik hücrede tutuluyor
09:10 ‘Jin, jiyan, azadî’ mücadelesi büyüyecek
09:08 25 Kasım’da polis şiddeti: Barış Annesinin kolu çıktı
09:07 Saldırıya uğrayan Kürt öğrenci: Mücadeleyle bu güruhları okullardan temizleyebiliriz
09:06 İlaçları verilmeyen tutuklu tekli hücrede sara nöbeti geçirdi
09:06 Canbaz: Tecridi kırıp, direnişi yükseltmeliyiz
09:03 Deniz Poyraz açıklamasına katılmak 'örgüt propagandası' sayıldı
09:00 Mahabad’da korku duvarını yıktılar
09:00 28 KASIM 2022 GÜNDEMİ
27/11/2022
22:55 Mêrdîn Barosu’ndan Tahir Elçi kararı
21:55 ÖHD: Askeri yöntemler sorunu daha da büyütür
21:19 Şêrawa köyleri bombalandı
20:36 Tahir Elçi ödülünün ilki Jîna Emînî’ye
19:52 Qers'te 3 gözaltı
19:23 ‘Kapitalizmde Kadın Sömürüsü’ çalıştayında göç vurgusu
19:05 Gazeteci Evren: Kadınlar özgürlüğe yakın
18:37 Şirnex’te gözaltına alınanlar serbest
18:22 Taşdöğen: ‘Makul kadına’ karşı mücadele edilmeli
17:59 Amedspor deplasmanda 2 farkla kazandı
17:53 Saldırılarda 3 Suriye askeri yaşamını yitirdi
17:27 Çatışmalarda yakınlarını kaybedenler bir araya geldi
17:17 25 Kasım eylemlerinde İranlı kadınlara selam!
16:46 TMMOB Amed: Gözaltıları serbest bırakın
16:30 Kadınlar erkek-devlet şiddetine karşı yürüdü
16:21 Şahintepe'de 'kentsel dönüşüm' protestosu
15:34 Colemêrg’te 155 yerleşim yerinin yolu kapandı
14:51 Hussein Ronaghi serbest bırakıldı
14:43 Asker kayıpları sonrası Akar sınırda
14:39 QSD'den 26 Kasım bilançosu
14:27 Mêrdîn ve Colemêrg'te çok sayıda gözaltı
14:01 ATO'dan hastane kapatılmasına tepki
13:46 Mersin'de 25 kişi 3 gündür gözaltında
13:45 OBB'nin projeleri Danıştay'dan döndü!
12:50 Şenyaşar ailesi: Ümidimizi yitirmeyeceğiz
12:03 AKP'li belediyenin cenaze aracında uyuşturucu yakalandı
11:50 Minix Havaalanı’na saldırı
11:10 Taksim’de polis bir genci öldürdü
11:06 Polis ayağını kırdı, doktor örtbas etmeye çalıştı
10:47 Düzce’de 4.3 şiddetinde deprem
10:39 ESU: BM, Türkiye saldırılarına karşı harekete geçmeli
10:06 Colemêrg’e 17 asker cenazesi getirildi
09:40 Gözaltına alınanlar: Savaşa karşı durmaya devam edeceğiz
09:38 Êzidîlerin yaşadıklarını dünyaya duyuruyor
09:37 AKP’li geleceğin iki ayrı tablosu!
09:17 Tarihi kilise çöplüğe döndü
09:16 Süryani köyünde ağaç kıyımı sürüyor
09:15 25 Kasım’da özgür ve demokratik yaşam talebi
09:15 Yoleri: Tutukluların yalnızlaştırmasını dayanışmayla kırabiliriz
09:13 Elçi katledileli 7 yıl oldu: Tek bir kişi cezalandırılmadı
09:13 Grip vakaları artınca hastahanelerde yer kalmadı
09:12 Savcı, gençlik kongresine katılmayı suç saydı
09:06 Hasta tutuklu Güler'in 29 yıllık hikayesi
09:00 Mahabad'da halk geri adım atmıyor
09:00 27 KASIM 2022 GÜNDEMİ
07:44 Saldırılar gece boyunca sürdü
26/11/2022
23:59 Mêrdîn'de kaza: 3 ölü, 2 yaralı
23:22 Gençlerden saldırılara karşı yürüyüşlü protesto
22:11 İran ve Rojhilat’ta 18 binden fazla kişi gözaltına alındı
20:27 Üç asker hayatını kaybetti, 3’ü yaralandı
18:55 Emekoloji Meclisi Girişimi: İşçi ve ekoloji kırımının sorumlusu sermaye
18:16 Keskin: Kadınlar biatsız mücadele veriyor