İSTANBUL - Polis şiddetine karşı 25 Kasım'da alanları terk etmeyen kadınlar, iktidarın "biat ettirme" hedefine karşı mücadelelerinin daha da büyüyeceğine vurgu yaptı.
İstanbul’da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi başta olmak üzere birçok yerde “Özgürlüğümüz için susmuyoruz. Hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz” şiarlarıyla alanlara çıkan kadınlar, geçmiş yıllarda olduğu bir kez daha polis şiddetine maruz kaldı. "Jin, jiyan, azadî" sloganlarıyla şiddetinin her türlüsüne karşı çıkan kadınlardan en az 209'u gözaltına alındı. Ardından serbest bırakılan kadınlar, dün Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde bir araya gelerek, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.
'ALANLARI TERK ETMEDİK'
Kadın Savunma Ağı'ndan Rüya Kurtuluş, polis şiddetine rağmen 25 Kasım'da kadınların alanları terk etmediğini söyledi. Kurtuluş, “Kadınlar olarak yasak kararını tanımayarak, o gün Taksim ve Tünele çıkan birçok farklı noktalardan eylemimizi sürdürdük. Bütün noktaların ablukaya alınmasına ve polis ordusuna rağmen yürüyüşümüzü gerçekleştirdik” dedi. Şiddeti protesto etmek isterken şiddete maruz kaldıklarını ifade eden Kurtuluş, gözaltı sürecinde arkadaşlarının kelepçelerinin ifade işlemlerine kadar çıkarılmadığını kaydetti. Kurtuluş, "Kollarında ciddi izler kalan arkadaşlarımız var. Polis terörü altında bir 25 Kasım geçirdik. Devletin, AKP iktidarının kadın düşmanlığını ve polis şiddetinin halkın üzerinde nasıl bir zor aygıtı olarak kullanıldığını bir kez daha görmüş olduk” ifadelerini kullandı.
ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE
AKP'nin kadınlara karşı "düşmanca bir politika" izlediğini vurgulayan Kurtuluş, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı, müftülere nikah yetkisi verilmesi ve nafaka hakkının engellenmeye çalışılmasını bu politikalara örnek gösterdi. Kurtuluş, "Yine mahkemelerde iyi hal indirimleri, haksız tahrik indirimleri yapılmaya devam ediyor. Biz kadınlar, yaşamımızda bu dinci, gerici ve faşist baskıyı hissediyoruz. Buna karşı da çok güçlü bir mücadele örgütlüyoruz. AKP, itaat etmeyen kadınları engellemeye, bastırmaya ve biat ettirmeye çalışıyor. Ama bunun polis şiddetiyle olmayacağı kesin. Polis şiddetine karşı bütün ülkede bir mücadele başlatacağımızı burada ilan ediyoruz. Bütün toplumsal kesimleri, muhalefet örgütlerini de bu konuda sorumluluk almaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
'GÜCÜMÜZÜ BİRLİĞİMİZDEN ALIYORUZ'
25 Kasım Platformu üyesi Feride Eralp, polis şiddetinde "yeni bir konsept" sürecine geçildiğini ifade etti. Eralp, sokakları terk etmeyen ve direnen kadınların şiddetle biat ettirilmek istendiğine işaret ederek, "İktidarın en ufak bir itiraza dahi tahammülü yok. Polis şiddeti karşısında yapabileceğimiz en önemli şey kalabalık olmaya devam etmektir. Çünkü biz gücümüzü, kadınların hep birlikte ses çıkarma deneyimimizden, bedenimizden alıyoruz. Bunu unutmamamız çok önemli” diye konuştu.
KADINLARA ÇAĞRI
Kadınların bir arada ses çıkarmasının baskıcı ve diktatör rejimleri korktuğunu söyleyen Eralp, İran’daki kadın direnişine işaret etti. Eralp, şunları söyledi: "İran'da rejim kadınların özgürlük sesinden korkuyor. İran rejimi bu denli korkuyorsa, bu korkunun da bir karşılığı var. Çünkü kadınlar özgürlük için sokağa çıktığında, toplumun kadının arkasında durduğunu ve nasıl bir dönüşüme imza atabileceklerini görüyorlar. İran sokaklarında bunu net görüyoruz. Sadece İran'da değil, daha önce Arjantin'de, Polonya'da kadınların gücünü gördük."
Erkek egemen sistemin bekasını korumak istediği ve bu nedenle şiddetten vazgeçmediğini söyleyen Eralp, "Herkes 25 Kasım’da yaşanan polis şiddetine karşı çıkmalı. Sadece kadınlar değil, milletvekilleri, barolar, sendikalar, meslek odaları ve genel gidişattan hoşnutsuz olan tüm toplum karşı çıkmalı. Bu şiddete ‘hayır’ demek zorunda. Hep birlikte bu şiddete karşı suç duyurusunda bulunalım, şiddetin olağanlaştırılmasına izin vermeyelim” çağrısı yaptı.
ERKEK-DEVLET ŞİDDETİ
Avukat Yelda Koçak ise, 25 Kasım'da avukat ve gazetecilerin de şiddet gördüğünü anımsattı. Koçak, "Avukat olmanız umurumuzda değil. Sizi de gözaltına alırız" şeklinde tehdit edildiğini aktardı. Koçak, gözaltı günü yaşanan ihlalleri sıralayarak, "Barolara, barolar birliğine sesimizi duyurmaya çalıştık. Belki bir şeyler olur diye bekledik. Gözaltına alınan müvekkillerimiz darp edildi ve ters kelepçeyle araçların içerisinde saatlerce bekletildi. Müvekkillerin hangi hastaneye götürüldüğü bilgisi verilmedi. Kaç kişinin gözaltına alındığına dair sağlıklı listeler açıklanmadı. Listenin doğru bir şekilde açıklanması, gözaltında kayıp olup olmamasının kontrolü için çok önemlidir. 25 Kasım'da kadına şiddetle mücadele gününde yoğun bir erkek-devlet şiddetine maruz kaldık. Bu ülkenin en güçlü muhalefeti olan kadın hareketi, bu şiddetin hesabını soracak ve bunun da takipçisi olacağız" şeklinde konuştu.
MA / Esra Solin Dal