ANKARA - İran ve Rojhilat'taki son durumu anlatan gazeteciler, direnişin devrim sürecine evrildiğini belirterek, halkın dünyadan destek beklediğini belirtti.
İran’da 16 Eylül’de Jîna Eminî’nin katledilmesinin ardından başlayan protestolar devam ediyor. Rojhılat (Doğu Kürdistan) ve İran kentlerinde rejimin tüm saldırılarına rağmen halk direnişini büyütüyor. Rojhilatlı gazeteciler, ülkedeki son durumu Mezopotamya Ajansı'na (MA) anlattı.
BİLGİ AKIŞI HALKTAN
Rojhilat ile Federe Kürdistan Bölgesi sınırında ticaret ile uğraşan kişilerin (kolber) yaşadıklarını haberleştirmek üzere 2017 yılında faaliyete başlayan Kolbarnews sitesi editörü Azwer Karimi (güvenlik gerekçesiyle ismi değiştirildi), eylemler başladıktan sonra geçmişte olduğu gibi ilk olarak internetlerin kesildiğini belirtti. Karimi, "Her zaman olduğu gibi halk kısıtlamalara rağmen kendilerini ifade etmenin, eylemlerin gidişatını dünyaya duyurmanın bir yolunu buldu. İranlılar her ayaklanma sürecinde yaşanan internet kesintileri, genel olarak İran'da gazeteciliğin ve ifade özgürlüğünün olmaması gibi nedenlerle uzun bir zaman önce yurttaş gazeteciler haline geldiler. Örneğin verdikleri videolarla desteklemeye başladılar. Eylemlerden bu nedenle adresine ve tarihine kadar detay vererek bunca video paylaşılıyor. Ama yine de İran ve Rojhilat içindeki bağlantılarımız ve güvenilir kaynaklarımız aracılığıyla video ve haberlerin gerçekliğini teyit etmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
HALK SOKAKTAN ÇEKİLMİYOR
Rojhilat'ta giderek artan rejim şiddetine dikkati çeken Karimi, "İran'ın pek çok şehrinde şu anda durum son derece gergin, ancak özellikle Kurdistan şehirlerinde fiilen ilan edilmemiş sıkı yönetim durumu var. Geceleri rejim halkın evlerine şiddetle saldırıyor, insanları taciz ediyor, cam ve pencerelerini kırıyor, aile üyelerini tutukluyor. Bu durum özellikle Pîranşar û Ciwanro eylemleri ardından daha da yoğunlaştı. Bu iki şehirde rejim alçakça bir katliam başlatarak, protestocuları silahlarla vurdu. Pek çok kişi pompalı silahlarla vurularak katledildi veya yaralandı. Bütün bunlar olurken, Kurdistan'ın çoğu şehri son iki ayda grevdeydi ve alışveriş merkezlerinin, mağazaların ve pazarların çoğu kapalıydı. Ancak sokakta eylemler tüm hızıyla devam ediyor ve halk sokaktan çekilmeyi reddediyor" diye aktardı.
REJİM HASTANELERDE PUSU KURUYOR
Rejim güçlerinin hastanelerde pusu kurduğunu, bu nedenle yaralıları hastanelere götüremediklerini, kan kaybından ölenlerin olduğunu belirten Karimi, şu bilgileri paylaştı: “Şu anda yaralılarımızı tedavi için hastaneye götüremiyoruz. Rejim güçleri yaralanmalardan eylemcileri tespit edip hastanede tutuklama yapıyor. Bu anlamda yaralıların sağlığı konusunda ciddi bir tehdit söz konusu. Hükümet tıbbi tedavi ve ilk yardıma erişimi de kısıtladığından, insanlar artık bu malzemeleri kendileri temin edip yaralılara ulaştırmaya çalışıyor. Pek çok doktor ve hemşire, gizli ve isimsiz olarak adreslerini eylemcilere ulaştırıyor, yaralıları evde tedavi ediyor.”
'İNSANLAR GEÇMİŞTEN DERS ÇIKARDI'
Jîna Emînî'nin katledilmesi ardından başlayan eylemlerin artık bir devrim sürecine evrildiğini vurgulayan Karimi, İran'ın dört bir yanında her mezhep ve dinden halkın tek talebinin rejimin devrilmesi olduğunu belirtti. Gazeteci olarak sokak röportajları yaptıklarını ve mikrofon uzattıkları herkesin aynı cevabı verdiğini kaydeden Karimi, şöyle devam etti: "Halk bundan azına tamah etmeyeceğini söylüyor. O nedenle şu anda İran ve Rojhilat'ta bir devrim sürecine girildiğini söylemek yanlış olmaz. Elbette bu durum kimse için beklenmedik bir durum değildi. 2016'daki eylemlerden sonra, özellikle de 2019'da yine bir internet kesintisiyle eş zamanlı İran rejiminin bin 500 kişiyi katlettiği ayaklanmadan sonra, bu sürece girilmesi kimseyi şaşırtmadı. Bu arada geçen süre içinde de ayaklanma denebilecek boyutta olmasa da İranlılar sokaktan hiç geri durmadı ve belli aralıklarla eylemler gerçekleştirdiler. Geçtiğimiz yıllarda İran'da her defasında ülkenin bir ya da bir kaç bölgesinde meydana gelen ve gerekli halk destek ve dayanışmasının sağlanamadığı birçok dağınık eylem ve protestoya tanık olduk. Halk birliği ve desteği sağlanamadığı için bu eylemler başarısız oldu. İnsanlar bu eylemlerdeki deneyimlerinden, başarısızlıklarından ve zayıflıklarından dersler çıkardılar. İran rejimi her zaman halkı din, etnisite gibi çeşitli ayrılıklar yaratarak bölmeye, birbirine düşman etmeye çalıştı ki halklar arasında dayanışma olmasın. Engellemeye çalıştıkları tam da şu anda Jîna'nın ardından oluşan dayanışma durumuydu. Halk artık bu şekilde kandırılmayacağını gösterdi. Şu anda insanlar da bu seferki başarının nedeninin halkların birlik ve beraberliği olduğunun farkında."
REJİMİN TAKTİKLERİ
İran rejiminin de oluşan dayanışma halini hesaba katarak yeni hamleler geliştirmekte olduğunu söyleyen Karimi, "Şu anda bu dayanışma sağlanmış durumda ancak rejim de bu dayanışmada bir boşluk yaratmak için dayanışmayla doğru orantılı bir şekilde baskı ve propagandasının yoğunluğunu arttırıyor. Fakat şu ana kadar denediği hiç bir taktik başarıya ulaşmadı. Kurdistan halkı da bu mücadeleyi tek başına verdiği zaman başarıyla ulaşma, rejimi tek başına devirme ihtimalinin düşük olduğunu biliyor ve bu bilinçle halklar arası koordinasyonu örgütlemek için çaba sarf ediyor. Eylemlerde kullanılan sloganlara baktığımız zaman da bunu net bir şekilde görebiliyoruz. Ancak Kürtler daha önce de benzer durumlar yaşadı, tarihsel olarak öğrendiğimiz bazı şeyler var. O nedenle şu an süren bu dayanışma ilişkisinin kalıcı olup olmadığını ön görmek mümkün değil. Bu durum biraz da ilerleyen günlerde ve aylardaki gelişmelere bağlı" ifadelerini kullandı.
BATININ ROJHILAT SESSİZLİĞİ
Karimi, batı medyasının İran ve Rojhilat'da yaşanan katliama sessiz kaldığına ifade ederek, "Batılı gazeteciler işlerini yapamadılar ya da yapmamayı tercih ettiler" dedi. Karimi, şöyle devam etti: "Ancak bu da İran halkı için yeni bir şey değil. İran halkı yıllardır uluslararası basının bu tutumunu eleştiriyor. Şu sıra bu durum biraz olsun değişmiş gibi görünüyor, çünkü İran'daki dayanışma ve yaşanan devrim o kadar büyük ve görkemli ki bunun görmezden gelinmesine halk izin vermedi. Ancak yine de uluslararası basının Tahran'ı işlemesiyle Rojhilat'ı işlemesi arasında fark var diyebiliriz. Medyanın tutumundan ziyade dünya halklarının tutumu da İran halkının elini güçlendirdi. Eylemler dünyanın dört bir yanında özgürlükçü halklar tarafından öyle bir desteklendi ki İran halkının sesini kısmaya ne medyanın ne de batılı hükümetlerin gücü yetti. Bu anlamda İran ve dünya halkları arasındaki dayanışmayı güçlendirme çabalarına devam etmemiz önemlidir."
İRAN'IN TAMAMINDA SERHİLDAN ÇAĞRISI
Rojhilat kentlerindeki eylemlerle beraber rejim baskısı ve şiddetinin de arttığına dikkat çeken Karimi, Rojhilat'taki son duruma ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Bize ulaşan son bilgilere göre rejim, eylemlerin olmadığı ya da bastırılabilir olduğu kentlerdeki baskıcı kuvvetleri Kurdistan kentlerine gönderiyor. Askeri helikopterler sürekli olarak şehrin üzerinde uçuyor ve birlikleri şehrin farklı bölgelerine taşıyor. Rejim, ağır ve yarı ağır silahlarla donatılmış güvenlik güçlerini bu şehirlere konuşlandırarak protestocuları evlerine döndürmeye çalışıyor. Tutuklamaların sayısı çok arttı ve rejim bu protestoculara çok ağır cezalar veriyor. Kısacası Kurdistan şehirlerinde durum ne yazık ki son derece endişe verici. Bu anlamda, rejim güçlerinin Kurdistan'a yığınak yapmasını engellemek için İran'ın tamamında sokaklara dökülmesi gerekiyor. Rejim güçlerinin belli bir bölgeye yığınak yapması bu şekilde engellenebilir. Çağrımız bu yöndedir."
REJİME KARŞI TÜM İRAN SOKAKLARDA
Urmiye kentinde gazetecilik yapan ve güvenlik nedeniyle adını değiştirdiğimiz bir başka gazeteci Shoresh Naemi ise, İran'daki son durumu gönderdiği sesli mesajda anlattı. Naemi, şunları söyledi: "Urmiye'ye bağlı başta Piranşehr olmak üzere pek çok Kürt kentinde geceleri çatışmalar çıkıyor. Bu kentlerdeki eylemlere, rejim güçleri ağır silahlarla saldırıyor. Pek çok kişinin öldürüldüğünü biliyoruz ama net bir sayı vermek mümkün olmuyor. Kirmanşah ve Pîranşar tüm hafta süren yoğun çatışmalar yaşandı. Bu kentlerden gelen bilgiye göre, çatışmalarda en az 10 kişi katledildi, onlarca yaralı var. Ancak her türlü olumsuzluğa rağmen İran'da direniş devam ediyor. Pek çok ünlü, oyuncu, yazar eylemlere destek veriyor. Rojhilatlı Kürt partileri ve Rojhilat dışındaki merkezlerdeki Kürt partileri halka destek amaçlı basın açıklamaları yapıyor. Mahabad, Pîranşar, Şahindej ve daha pek çok kentten rejim güçlerini bölmek için eylem çağrıları yapılıyor. Bir Mahabad milletvekili parlamentoda açıklama yaparak, 13 kişinin öldürüldüğüne dair bir rapor sundu. Raporda rejim güçlerinin halka top mermileri ile saldırdığı, evleri yıktığı belirtildi. Herkesin bildiği gibi Kürt kentlerinde ağır bir tablo var. Özellikle Mahabad, Pîranşar ve Ciwanro'da saldırıyorlar. Bu kentlere ayrıca ağır askeri silah sevkiyatı var. Onlarca kişinin yaralandığı ve öldürüldüğü belirtiliyor. Direnmeye devam eden halk, özgürlüğü savunan dünya halklarına dayanışma çağrısı yapıyor."
MA / Gözde Çağrı Özköse