MERSİN - ÖHD Mersin Şubesi, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukat görüşünün önündeki engellerin kaldırılması noktasında adım atması talebiyle Mersin Barosu’na başvurdu.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Mersin Şubesi, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan ve 20 aydır haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım ile avukat görüşünün engellenmesi üzerine Mersin Barosu’na başvurdu. ÖHD Mersin Şubesi yaptıkları başvuruya ilişkin dernek binalarında açıklama yaptı. "Tecrit insanlık suçudur" pankartının açıldığı açıklamada basın metni Avukat Sebahat Gençtarih okudu.
'YASAL DEĞİL'
İmralı'da ağır tecrit koşullarının olduğunu Öcalan, Konar, Aktaş ve Yıldırım'dan bir yıla aşkın bir süredir tüm çaba ile girişimlere rağmen haber alınmadığını ifade eden Gençtarih, "Kamuoyunda hatırlayacağı gibi Sayın Öcalan 27 Temmuz 2011'deki avukat görüşmesinden sonra tamamen hukuksuz bir şekilde 2 Mayıs 2019'a kadar tek bir kez dahi avukatlarıyla görüştürülmemişti. 8 Kasım 2018 tarihinde, tutuklu HDP milletvekili Leyla Güven'in ve ardından binlerce siyasi tutsağın süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başlamaları neticesinde, İmralı'da uygulanmakta olan mutlak tecritte bir gedik açılmış, ilki 2 Mayıs 2019, sonuncusu ise 7 Ağustos 2019'da olmak üzere Sayın Öcalan ile beş kez avukat görüşü gerçekleşmiştir. Hapishanede tutulan hiç kimsenin ulusal veya uluslararası mevzuata dayanılarak avukat görüşünün bu denli engellenmesinin mümkün olmadığı yani bu istisna halinin yasal olmadığı herkesçe bilinmektedir. Yine İmralı'nın mevcut hukuk sisteminde bir kara delik olarak kullanılmaya çalışıldığı ortadadır" dedi.
'GÖREVİMİZ GEREĞİ BAŞVURUDA BULUNDUK'
İmralı'da uygulanmakta olan hukuk dışı tecridin aynı zamanda Türkiye'nin en yapısal sorunu olan Kürt meselesinde çözümsüzlük anlamına geldiğinin bilincinde olan ÖHD'li avukatlar olarak, bu kara deliğin daha fazla büyümemesi ve topluma daha fazla sirayet etmemesi için bugüne kadar çeşitli girişimlerde bulunduklarını ifade eden Av. Gençtarih, "2021 yılı Mayıs ayında bizim öncülüğümüzle başlatılan tecride karşı kampanyada içerisinde çeşitli kurum ve barolardan hukukçuların yer aldığı 768 meslektaşımızın imzalarıyla basına açıklama yapmıştık. Bundan kısa bir süre sonra ÇHD, İHD, CİSST, TİHV, TOHAV gibi kurumlarla birlikte Tecridin sona erdirilmesi amacıyla Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesine (CPT) ortak bir başvuru yaptık. Yine Eş Genel Başkanlarımız hem tecridi konuşmak hem de İmralı'da avukat görüşmesi gerçekleştirebilmek amacıyla Adalet Bakanlığına geçtiğimiz aylarda başvuruda bulundular.
5 AYDIR YANIT YOK
Son olarak yine bizim girişimlerimizle Avrupa'nın en büyük üç hukuk örgütü ELDH, AED ve Lawyers for Lawyers tecride karşı harekete geçmesi ve İmralı'ya bir ziyaret gerçekleştirmesi amacıyla CPT'ye 5 Nisan 2022'de avukatlar günü vesileyle başvuru yapıp bunu da tüm kamuoyu ile paylaştılar. Son olarak 10 Haziran 2022 tarihinde haksız avukat görüş engeline karşı 10-17 Haziran tarihleri arasında görüşme gerçekleştirmek için 775 avukat ile Bakanlığa başvuruda bulunmuştuk. Üzerinden 5 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen başvurumuza herhangi bir cevap verilmemiştir.
AVUKATLIK GEREĞİNİN YERİNE GETİRİLMELİ
Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözümü için hazır olduğunu, geçmişte eline geçen her fırsatta ortaya koyan Sn. Öcalan ve İmralı’da tutulan üç tutsağa uygulanmakta olan tecride ve avukat yasağına karşı bundan sonra da meşru hukuk mücadelemizi kararlılıkla sürdürmek adına bu sefer de Barolara görevlerini hatırlatarak; İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş'a uygulanan ağır tecrit koşullarının sona erdirilmesi, avukat görüş yasağının kaldırılması, müvekkillerin iç hukuk ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan haklarının temini ile avukatlık görevinin yerine getirilmesi amacıyla girişim ve başvurularda bulunduk" ifadelerini kullandı.
'BARO VE TBB'Yİ GÖREVE DAVET EDİYORUZ'
Gençtarih son olarak şunları söyledi: "Zira Avukatlık Kanununa göre Barolar; hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Uzun yıllardır hapishanede tutulan ve avukatlarıyla görüştürülmeyen Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş'ın süreç içerisinde müvekkillerin avukatları tarafından yapılan tüm hukuki girişimlerin sonuçsuz kaldığı, yerel ve uluslararası insan hakları kurumları, hukuk örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının konuya ilişkin girişimlerinden sonuç alınamadığı ve 775 avukat tarafından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan başvuruya herhangi bir yanıt verilmediği göz önünde bulundurulduğunda avukatlık görevinin ifasını ve müvekkillerin adil yargılanma haklarını teminen başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere tüm Baroları göreve davet ediyoruz."