HABER MERKEZİ - Kazanımlarına dönük tüm saldırılara karşı yıl boyunca "Jin, jiyan, azadî" şiarıyla direnen Kürtler, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü haykırarak, kimyasal silah kullanımına karşı alanlardaydı. 

 

Dünya bir yılı daha savaş, çatışma, yoksulluk, ekolojik yıkım, sosyal ve siyasal krizlerin gölgesinde geride bıraktı. Rusya-Ukrayna arasında patlak veren savaş sonrası, dünyada siyasal ve ekonomik olarak yeni bir sayfa açıldı. ABD'nin başını çektiği ve uzun yıllardır "beyin ölümü gerçekleşti" tespiti yapılan NATO, bünyesine yeni üyeler katılarak yeniden canlandırıldı. NATO üyesi ülkeler, Madrid Zirvesi sonrası açıkladıkları yeni "Stratejik Konsept" belgesinde, Çin'i "tehdit unsuru", Rusya'yı ise "en önemli ve doğrudan tehdit" olarak ilan etti. Böylece iki kutuplu dünya düzeni daha da belirginleşti. Küresel güçlerin hamleleri ve neden oldukları savaşlar, bu yıl da en çok sermayedarlar ve silah firmalarına yaradı. Söz konusu güçlerin oluşturdukları çarkların arasında ezilmeye çalışılan ve yoksulluğa mahkum edilen halkların payına ise, direnmek düştü. 

 

Savaş ve çatışmaların kesintisiz sürdüğü Ortadoğu'da Kürtler, yıla direnişle başladı, direnişle bitirdi. Kürtlerin verdiği mücadele ve durduğu nokta, yıl içerisinde Türkiye, İran, Irak ve Suriye'de yaşanan her gelişmeyi önemli oranda etkiledi. İmralı F Tipi Kapalı Cezaevi'nde ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne dair bir önceki yıl startı verilen "Özgürlük Zamanı" kampanyası kapsamında yapılan eylem ve etkinlikler bu yıl da kesintisiz devam etti. Federe Kürdistan Bölgesi'nin Zap, Avaşîn ve Metîna alanlarında kimyasal silah kullanımı, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırıları, askeri operasyonlar, adalet talepli eylemler, cezaevlerindeki hak ihalleri, gözaltı ve tutuklulamalar ile Rojhilat (Doğu Kurdistan) kentlerinde İran rejimine karşı "jin, jiyan, azadî" sloganıyla sürdürülen direniş bu yıla damgasını vuran konu başlıklarından oldu. 

 

75 TUTUKLU YAŞAMINI YİTİRDİ 

 

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri geçmiş yıla oranla arttı. Sağlığa erişim, iletişim yasakları, çıplak arama, kötü muamele, kitap ve elbise kotası gibi ihlaller hiç son bulmadı. En can yakıcı sorunların başında ise, hasta tutukluların durumu oldu. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerinde yer alan 651'i ağır toplam bin 517 hasta tutuklunun büyük bölümünün tahliyeleri engellendi. Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen raporlar nedeniyle tahliyeleri engellenen birçok hasta tutuklu hayatını kaybetti. Kimi tutuklular ise ölümün kıyısında tahliye edildi. 2022'de ağır hasta tutuklu Bazo Yılmaz'ın da aralarında olduğu en az 75 tutuklunun cezaevlerinden cansız bedeni çıktı. İHD raporunda, yaşamını yitirenlerden 25'i şüpheli, 15'i intihar ya da intihara sürüklenme, 1'i ölüm nedeni bilinmiyor, 34 tanesi ise kalp krizi, beyin kanaması, ağır hastalıklar gibi gerekçelerle yaşamını yitirdiği ifade edildi. Yine 75 kişi arasından, infaz ertelemeden 13 gün sonra yaşamını yitiren Tahir Gürdal, tahliyesinden 1 gün önce yaşamını yitiren Ramazan Açıkgöz de yer aldı. 

 

Tahliyelerin engellenmesi ve hak ihlallerine karşı birçok cezaevinde açlık grevleri başlatıldı. Konya Ereğli Yüksek Güvenlikli, Giresun Espiye L Tipi, Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli, Diyarbakır Kadın Kapalı, Bolu F Tipi, Kırıklar ve Kilis L Tipi Kapalı cezaevleri açlık grevi başlatılan bazı cezaevleri oldu. Kimi cezaevlerinde ihlallere karşı başlatılan direniş sonuç verirken, kim cezaevlerinde ise halen tutukluların eylemi sürüyor. 

 

'SUDAN' GEREKÇELER

 

Birçok tutuklu, haklarında verilen cezaların infazlarını tamamlamalarına rağmen tahliye edilmedi. İnfaz yakmalara, cezaevlerindeki İdare ve Gözlem Kurulları tarafından "iyi halli olmadıkları" yönünde verilen raporlar gerekçe gösterildi. "Fazla su ve elektrik kullanmak", "görüşe ve kurula çıkmamak" ve "pişmanlık belirtisi göstermemek", infaz yakmaya yapılan gerekçelerin başında geldi. 

 

ADALET DİRENİŞLERİ

 

Tutukluların yanı sıra ailelerin de bu hak ihlallerine karşı direnişi yıl boyu sürdü. İnfaz yakma ve hasta tutukluların özgürlükler için aileler, Amed, Wan, İzmir ve İstanbul'da yıl boyunca farklı noktalarda Adalet Nöbeti eylemi gerçekleştirdi. Amed ve İstanbul'daki Adalet Nöbeti eylemleri sona ererken, İzmir'deki eylem halen devam ediyor. 

 

ŞENYAŞAR AİLESİ

 

Riha'nın Pirsûs (Suruç) ilçesinde AKP'li İbrahim Halil Yıldız'ın yakınları ve korumalarının saldırısında eşi ve 2 oğlunu yitiren Emine Şenyaşar ve katliamda yaralı kurtulan Ferit Şenyaşar'ın Urfa Adliyesi önünde başlattığı Adalet Nöbeti eylemi 2022'de sürdü. 659'uncu gününe giren mücadele kısmi olarak sonuç verdi; 4 yıl 4 ay sonra hastane katliamıyla ilgili iddianame hazırlandı. 

 

4 BİN GÖZALTI

 

Kürt siyasetine dönük gözaltı ve tutuklama hız kesmeden devam etti. Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) ile sivil toplum örgütü üye ve yöneticilerine dönük gözaltı operasyonlarında en az 4 bin 213 kişi gözaltına alındı. En az 200 kişi tutuklandı. 

 

ÖZGÜR BASIN HEDEFTE

 

Gözaltı ve tutuklamalar bununla da sınırlı kalmadı. Amed'te Özgür Basın çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 8 Haziran’da JINNEWS ile Pel, Piya ve Ari prodüksiyon şirketlerine baskın düzenlendi. Baskınlarda ajans ve yapım şirketlerindeki tüm dijital malzemelere el konuldu. 16 Haziran’da mahkemeye çıkarılan 16 gazeteci "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklandı. Piya ve Ari yapım şirketlerine ait binalardaki polis ablukası 32 gün sonra kaldırıldı. 6 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen iddianame hazırlanmadı. 

 

16 gazetecinin tutukluluğu sürerken 25 Ekim'de yeni bir operasyonun startı verildi. Ankara merkezli 9 ilde Özgür Basın çalışanlarının evleri basıldı. Ayrıca Mezopotamya Ajansı (MA) Ankara bürosu ile Ari Production binasına baskın düzenlendi. İşkenceyle gözaltına alınan gazetecilerden 9'u, "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklandı. Aynı tarihte gözaltına alınan JINNEWS muhabiri Derya Ren de hakkında verilen ve kesinleşen hapis cezası kararı üzerine tutuklandı. 5 ay içerisinde toplam 33 gazeteci gözaltına alındı ve bunlardan 26'sı tutuklandı.  

 

TORBADA TESLİM EDİLEN CENAZE 

 

Mezarlık ve cenazelerine dönük saldırılar bu yıl da sürdü. Birçok kentte PKK'lilere ait mezar taşları kırıldı. 2 Aralık 2015'te Sur'da ilan edilen yasağı sürecinde yaşamını yitiren Hakan Arslan'ın cenazesinin, 29 Ağustos 2022'de bir torbada babasına teslim edilmesi hafızalara kazındı. Adliye önünde oğlunun kemiklerini teslim alan baba, alınmayı bekleyen cenazeler için çağrı yaptı. Binlerce kişi, sonrasında Arslan'ın ailesini ziyaret ederek, taziye dileklerinde bulundu. 

 

KONSER YASAKLARI 

 

Hakan Arslan'ın cenazesinin torba içinde babasına teslim edilmesi gündemdeyken, Arslan'ın yaşamını yitirdiği Sur'da "festival" adı altında organizasyonların düzenlemesi tepkilere neden oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile kayyım yönetimindeki belediyenin ortaklığıyla düzenlenen festival için tüm bürokratlar ve AKP’liler seferber oldu. Kentin sivil toplum örgütleri tarafından "Kültürel Soykırım" olarak nitelendirilen organizasyon bir benzer daha sonra Şirnex'in Cizîr (Cizre) ilçesinde organize edildi. Ancak sanatçılar Xero Abbas ve Tara Mamedova, tepkiler üzerine festivale katılmayacaklarını açıkladı. 

 

Bir yandan festivaller düzenlenirken, diğer yandan Kürt sanatçıların konser ve tiyatro oyunları yasaklandı. Aynur Doğan, Mem Ararat ve Mikail Aslan gibi pek çok sanatçının konseri yasaklandı. Yine "Tartuffe" ve "Bêrû" adlı oyunlar da yasaklardan nasibini aldı. 

 

EKOLOJİK TAHRİBAT

 

Ekolojik yıkım orman kıyımlarıyla gündemden düşmedi. Şirnex'ın Cudi, Gabar ve Besta bölgeleri ile Bedlîs, Amed ve Çewlik kırsalında "güvenlik" adı altında yapılan ağaç kesimleri halen sürüyor. Besta bölgesinde 2 yılda 500 bin tona yakın ağaç kesen korucular, kestikleri odunları ise tonunu bin 175 TL'den sattı. Orman kıyımı farklı alanlara yayıldı. Orman kıyımının yanı sıra birçok kentte madenler için yeni ruhsatlar verdi. 

 

DTK, TJA, DBP, HDP ve Mezopotamya Ekoloji Hareketi, ekoloji tahribata karşı 17 Eylül'de kitlesel bir yürüyüş düzenledi. Dört bir yandan binlerce kişi yürüyüşe katıldı. 

 

MİLYONLARIN TALEPLERİ 

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan'a dönük uluslararası komplonun yıl dönümü olan 15 Şubat, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 21 Mart Newroz, 4 Nisan ve 1 Eylül Dünya Barış Günü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü, milyonlarca Kürt'ün alanlarda olduğu ve taleplerini haykırdığı günler oldu. 

 

NEWROZ'DA ÖCALAN'A ÖZGÜRLÜK TALEBİ 

 

Kadınlar, "Zaman, Kadınların Özgürlük Zamanı" şiarıyla 8 Mart'ta birçok kentte alanları doldurdu. Engellemelere rağmen özgürlüğü haykıran kadınlar, AKP dönemi politikalara tepki gösterdi. 

 

Bu yılın Newroz kutlamaları "Şimdi kazanma zamanı" şiarıyla 72 merkezde yapıldı. Son yılların en kalabalık kutlamalarına milyonlarca kişi katıldı. Amed, Wan, Şirnex Newrozları kutlamalara damga vurdu. Milyonlar, Öcalan'ın fiziki özgürlüğünü haykırarak, Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması istendi. 

 

AMARA YOLCULUĞU

 

Newroz'dan sonra 4 Nisan'da PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın yaş günü dolayısıyla Xelfeti'nin (Halfeti) Amara köyü ile birçok kentte kutlamalar yapıldı. Kutlamalarda tek talep Öcalan'ın fiziki özgürlüğü oldu ve "İmralı kapılarını açın" çağrısı yaptı.  

 

GEMLİK ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ

 

Öcalan'ın özgürlüğüne dair talep, 12 Haziran'da "Tecride karşı özgürlüğü savunuyoruz" şiarıyla yapılan Gemlik Yürüyüşü'nde daha da gündemleşti. Birçok kentten Gemlik'e gitmek için açıklamalar yapılırken, yol buyunca birçok araç bağlandı, yüzlerce kişi gözaltına alındı. Gemlik'e gidişlere izin verilmezken, İstanbul Kadıköy'de tüm sokaklarda Öcalan'ın özgürlüğü haykırıldı. 

 

1888 AVUKATTAN İMRALI BAŞVURUSU

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan ile İmralı Cezaevi'nde tutulan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım'dan 21 ayı aşkın bir süredir haber alınamaması nedeniyle Adalet Bakanlığı ve Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) başta olmak üzere birçok uluslararası hukuk örgütüne başvuru yapıldı. HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP milletvekili, Asrın Hukuk Bürosu, ÖHD Şubeleri, barolar, Avrupa ve Ortadoğu'dan yüzlerce avukat, başvuru yapanlar arasında yer aldı. Başvuru yapan avukatların sayısı bin 888'i geçti. 

 

KİMYASAL SİLAH KULLANIMI 

 

Kurdistan kentlerinde yıl boyunca en çok gündeme gelen konuların başında Türkiye'nin Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine dönük saldırılar ve burada kullanılan kimyasal silahlar oldu. 2 HPG'linin kimyasal silaha maruz kaldığına dair görüntüler ülke gündemine oturdu. Hükümet yetkilileri "envanterimizde yok" açıklaması yapsa da tepkiler gün geçtikçe büyüdü. 6 Kasım'da sınır kenti Silopiya'da binlerce kişinin katılımıyla “Kimyasal Silah Kullanımına Karşı İnsanlık Yürüyüşü” düzenlendi. Tüm ablukaya rağmen gerçekleşen yürüyüşte, "insanlık dışı" olarak nitelendirilen kimyasal silah kullanımının sona ermesi çağrısı yapıldı. Kimyasal silah kullanımı ayrıca diğer kentlerde de açıklama ve çeşitli eylemlerle kınandı. 

 

FEDERE KÜRDİSTAN BÖLGESİ

 

Türkiye'nin saldırılarının sürdüğü Federe Kürdistan Bölgesi, yoğun gündemli bir yılı geride bıraktı. Yıl boyunca işsizlik ve ekonomik krize karşı gelişen eylemler devam etti. Yılbaşında maaşlarını alamayan öğretmen ve işçiler, birçok kentte boykot eylemi yaptı. Gazeteci Zack Kopplin, Barzani ailesinin devasa malvarlığına dair yayınladığı belgeler uzun süre gündem oldu. Barzanilerin mal varlığının dair Yeni Yaşam gazetesine konuşan Kopplin, Barzani ailesinin yurt dışında milyarca dolar servetinin bulunduğunu ve bunu değişik kaynaklardan teyit ettiğini söyledi. Kopplin, haber yayınlandıktan sonra birçok yankı yapmasına rağmen Barzaniler veya avukatlarından herhangi yalanlama girişimi olmadığını belirtti. 

 

3 BİN 152 KEZ KİMYASAL KULLANILDI

 

Zap, Avaşîn ve Metîna'daki saldırılar 8'inci ayını geride bıraktı. Son yılların en ağır kayıplarının verildiği çatışmalarda kimyasal ve yasaklı silahlar kullanıldı. HGP'nin 8 aylık bilançosunda, 2 bin 744 asker ve korucunun hayatını kaybettiği, 11 helikopterin de düşürüldüğü belirtildi. 

 

Bilançoda, Türkiye'nin 3 bin 152 kez yasaklanmış silah kullandığı kaydedildi. Ayrıca 199 HPG ve YJA-Star üyesinin hayatını kaybettiği aktarıldı. Savunma Bakanlığı açıklamalarına göre ise, şuana kadar aralarında çok sayıda rütbelinin de olduğu 78 asker hayatını kaybetti.  

 

İSİMLERİ AÇIKLANAN ASKERLER

 

7 aylık süreçte bakanlık tarafından isimleri açıklanmayan birçok askerin kimliği de HPG tarafından açıklandı. 29 Mayıs'ta Metîna'da çıkan çatışmada Astsubay Kıdemli Çavuş Yunus Eylik, Uzman Çavuş Ali Taşkın (Siirt Komando Tugayı), Uzman Çavuş Mevlüt Çetin ve Uzman Çavuş Ahmet Akpınar’ın yaşamını yitirdikleri HPG tarafından açıklandı. 7 Temmuz tarihinde Zap’ın batısında bulunan Girê Amediyê’nin Girê Şehîd Pîrdoxan çıkan çatışmalarda 2 askerin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Yaşamını yitirenler askerlerden birisinin isminin Naci Kaygısız olduğu ve cenazesinin HPG’nin elinde olduğu belirtildi. Sonrasında Kaygısız’ın künyesi ve üzerindeki askeri malzemelerin görüntüsü de paylaşıldı.

 

11 Eylül’de Zap'ta Savaş, Fatih, Gökhan, Serkan, Burak, Naci, Harun, Mert, Oğuz ve Fuat adlı askerlerin hayatını kaybettiği belirtildi. Savunma Bakanlığı, ANF'nin haberinde yer alan Harun (Harun Yıldırım), Savaş (Savaş Borlu), Gökhan (Gökhan Ağı) ve Fatih (Fatih Kalkan) adlı askerlerin yaşamını yitirdiğini duyurdu. En son Metîna'da hayatını kaybeden ve "kayıp şehit" olarak kayda geçilen asker Mustafa Bazna'nın cenazesinin HPG'nin elinde olduğu duyuruldu. Ayrıca görüntüleri yayınlandı. Bakanlık, hem isimleri açıklanan hem de cenaze görüntüleri yayınlanan askerlere dair sessizliğini koruyor. 

 

PEREX KATLİAMI

 

Türkiye, Zaxo’ya bağlı Perex köyü kırsalını 20 Temmuz'da havadan bombaladı ve 9 yurttaş hayatını kaybetti. 24 kişi ise yaralandı. KDP'nin saldırıya dair tutumu büyük tepki çekti. Katliam, dünyada geniş yankı uyandırdı. BM Güvenlik Konseyi’nde konuşan Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, saldırının TSK'nin yaptığını tespit ettiklerini belirterek, Türkiye'nin Irak topraklarından çıkarılması için karar alınmasını istedi.  

 

GAZ MASKELERİNE EL KONULDU

 

KDP, yıl boyunca kimyasal silah kullanımına karşı araştırma yapmak için bölgeye gelen heyetleri engelledi. Ayrıca gaz maskelerine el koydu. KDP'ye bağlı özel güçlerin, çatışmaların sürdüğü yerlerde kendi bayrağını dikmesi ise önemli gelişmeler arasında yer aldı. 

 

MAHMUR VE ŞENGAL 

 

Bir önceki yıl olduğu gibi Şengal ve Maxmur kampı da hedef alınan yerler oldu. Türkiye, yıl boyunca Şengal ve Maxmur'a defalarca hava saldırısı düzenledi. 21 Ocak'ta Şengal’in Geliyê Şîlo Bölgesi’ne saldırı düzenlendi. Saldırıda YBŞ komutanlarından Sileman Şemo Yusuf ve Enver Tolhildan hayatını kaybetti. 17 Haziran'da Süleymaniye'nin Kelar ilçesinde bir otomobilin hedef alınması sonucu Rojava Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Ferhat Şibli yaşamını yitirdi. 

 

Süleymaniye’de 17 Mayıs tarihinde Bextiyari Caddesi’nde Kürt siyasetçi Mehmet Zeki Çelebi suikaste uğradı. Yine Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi editörü, akademisyen ve gazeteci Nagihan Akarsel, Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde uğradığı silahlı saldırı sonucu katledildi.  Hewlêr’de bir açılış töreninde konuşan Türkiye’nin Irak Büyükelçisi Ali Rıza Güney, Akarsel’in Türkiye tarafından katledildiğini kabul eden bir açıklama yaptı.

 

ROJAVA DİRENDİ

 

Türkiye, yıl boyunca ABD ve Rusya arasında mekik dokuyarak, Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik kapsamlı bir kare harekatı düzenlemek istedi. Çokça gündeme gelen saldırı için yeşil ışık yanmadı. Ancak Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine ve yöneticilerine yönelik saldırılar aralıksız bir şekilde devam etti. DAİŞ'le mücadelede en ön saflarda yer alan öncü komutanların hedef alınması dikkat çekti. 11 Mayıs'ta Ekrem İstek (50), 30 Mayıs'ta YPJ'li Mizgîn Botan, 1 Nisan'da Öz Savunma Güçlerine ait bir aracın hedef alınması sonucu Dirar Cuma Hamza, 22 Temmuz'da Anti Terör Güçleri (YAT) komutanlarından olan Jiyan Tolhildan ve komutan Roj Xabûr ile YAT üyesi Barîn Botan saldırılar nedeniyle hayatını kaybetti. 

 

Taksim'de yaşanan bombalı saldırı sonrası Kuzey ve Doğu Suriye kentlerine 20 Kasım'da ayrıca yeni bir hava saldırısı başlatıldı. Efrin'in kırsalından, Kobanê ve Derik'e kadar birçok nokta bombalandı. Halen devam eden saldırılarda, okullar, hastane, altyapı hizmetleri de hedef alındı. Aralarında sivil ve Suriye askerlerinin de olduğu çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. 

 

Saldırıların yanı sıra Türkiye ve paramiliter güçlerin kontrolündeki Efrîn, kimi pazarlıklar nedeniyle Heyetu Tahriru'ş Şam'a teslim edildi. ÖSO ve söz konusu gruplar, yıl boyunca birçok insanı kaçırarak, insanların mülklerine el koydu. Zeytin ağaçları da talandan nasibini aldı. 

 

'JIN, JIYAN, AZADÎ' İSYANI

 

Kürtlerin direnişinin öne çıktığı yerlerden birisi de İran oldu. İran'da 16 Eylül'de Kürt kadın Jîna Emînî'nin katledilmesi sonrası "jin, jiyan, azadî" sloganıyla onlarca kentte protesto eylemleri başladı. Özgürlük talepli direniş 3'üncü ayını geride bıraktı. İdam cezaları ve saldırılara rağmen İran ve Rojhilat kentlerinde düzenlenen protestolara ise, kadınlar ve öğrenciler öncülük ediyor. Protestocuların öne çıkan talebi, rejimin değişmesi. 

 

DÜNYA: MEKAPLI EYLEM 

 

Avrupa kentlerinde de Kürtler ve dostları yıl boyunca ayaktaydı. Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve fiziki özgürlüğü, kimyasal silah kullanımı, PKK yasağı ve İran'daki direniş için kesintisiz eylemler düzenlendi. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, OPCW ve diğer önemli merkezlerde yürüyüş, açıklama ve protestolar yıl boyunca sürdü. Kürtlere Uluslararası Adalet İnisiyatifi’nin çağrısıyla 30 ülkede bir araya gelen uluslararası 1003 isim, “PKK terör listelerinden çıkarılsın” kampanyası başlattı.  

 

17 Nisan'da Türkiye’ye ziyaretinin ardından İngiltere’ye giden Federe Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani'nin Londra’da Kürt gençleri tarafından protesto edilmesi gündem oldu. Eylemcilerin, PKK'lilerin giydikleri mekap ayakkabılar taşıması ve protestolarını da bu ayakkabılarla yapması dikkat çekti. Kürtler, Türkiye'nin 17 Nisan'da Şengal'e dönük saldırılarına karşı da Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi (KCDK-E) ile Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nin çağrısıyla alanları doldurdu. 

 

TANINMIŞ YAZARLARDAN KÜRTLERE DESTEK 

 

Kimyasal saldırıların yoğunluk kazanmasının ardından OPCW ve CPT önünde eylemler başlatıldı. Avrupa'nın birçok kentinde on binlerce kişi, kimyasal silahlara karşı uluslararası güçler ve örgütlere "hareket geç" çağrısı yaptı. Dünyaca ünlü yazar, akademisyen ve sanatçıların aralarında olduğu yüzlerce kişi, PKK Liderinin fiziki özgürlüğü için çağrı yaptı. En son "Kürdistan'a Barış Komitesi"nde yer alan Dilbilimci Noam Chomsky, İngiltere İşçi Partisi eski Genel Başkanı Jeremy Corbyn, AB Türkiye Sivil Komisyonu (EUTCC) Genel Sekreteri Michael Gunter, milletvekilleri Kate Osamar, Hywel Williams, Jean Lambert ile UNITE the Union Sendika Temsilcisi Simon Dubbins'in de aralarında olduğu birçok isim, Türkiye’nin saldırılarına karşı İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’a açık bir mektup kaleme aldı.  

 

Dünyadan yüzlerce kadın, Almanya’nın Berlin kentinde bir araya gelerek, alternatif sistem tartışması yürüttü. Konferansa, “jin, jiyan, azadî” sloganı damga vururken, İran ve Rojhilat’ta büyüyen direniş selamlandı. 

 

PARİS KATLİAMI 

 

Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne 23 Aralık’ta silahlı saldırı gerçekleşti. KCK Yürütme Konseyi üyesi Emine Kara (Evin Goyi) ile Mîr Perwer (Mehmet Şirin Aydın) ve Abdurrahman Kızıl katledildi. Kürtler ve dostları, katliama karşı ayağa kalktı. 

 

MA / Azad Altay - Müjdat Can