BM’den Türkiye’ye: İmralı’da iletişimsizlik haline son verilsin

img
ANKARA - Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol, İmralı tecridine karşı yaptıkları başvuru üzerine BM İnsan Hakları Komitesi’nin mutlak iletişimsizlik haline son verilmesini istediğini belirterek, ayrıca Türkiye’ye Mart ayı sonuna kadar yanıt vermesi için süre verildiği bilgisini paylaştı.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar'dan 21 ayı aşkın süredir haber alınamıyor. Abdullah Öcalan’ın müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu, 2019 yılında 5 görüşme gerçekleştirse de 27 Temmuz 2011’den bu yana ağır tecrit koşullarında tutulan müvekkilleriyle görüştürülmüyor.
 
Abdullah Öcalan ile en son Temmuz 2011’de görüşebilen Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Özgür Erol, Türkiye’ye yaptığı son ziyaretinde İmralı’ya gittiğini açıklayan Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) ile yüz yüze yaptıkları görüşmenin yanı sıra, uluslararası mekanizmalara yaptıkları başvuruları ve tecridin ağırlaşan boyutuna dair sorularımızı yanıtladı.
 
Özgür Erol
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları her ne kadar 2019 yılında 5 görüşme sağlasa da 27 Temmuz 2011’den bugüne dek devam eden yasakla karşı karşıya. 12 yıla dönüp baktığınızda İmralı hukuk sistemi nasıl bir aşamaya geldi?
 
 
 İmralı Cezaevi ‘Guantanamo’ şartlarını aşmış durumda. Tüm denetimlere kapalı olması itibariyle hangi kanuni hükümlere bağlı olarak işlediğini artık açık bir şekilde yanıtlayamıyoruz.
 
Ben şahsen Sayın Öcalan’la en son Temmuz 2011’de görüşebilmiştim. 2019’da açlık grevleri, ölüm oruçları döneminde üç aylık süreç içerisinde gerçekleşen 5 görüşme var. Ağustos’taki görüşmeden sonra yeniden kapanma hali gündeme geldi. Yeryüzünde 12 yıl boyunca avukat girişlerinin bu derece engellendiği herhangi bir cezaevi örneği bulunmuyor. İmralı Cezaevi’nin hukuksal bir kara delik haline getirilmesi itibariyle ilk dönemlerde ‘Guantanamo' benzeri bir cezaevi örneğini dile getirirdik. Ama geldiğimiz noktada İmralı Cezaevi ‘Guantanamo’ şartlarını aşmış durumda. Tüm denetimlere kapalı olması itibariyle hangi kanuni hükümlere bağlı olarak işlediğini artık açık bir şekilde yanıtlayamıyoruz. Avukat görüşmesi ya da aile görüşmesinin engellenmesinden ibaret bir durum da değil. Nasıl ki 2019’da birkaç avukat görüşmesinin olması tecridi ortadan kaldırmadıysa, bugün için de geçerli. Birkaç avukat ya da aile görüşmesinin gerçekleşmesiyle İmralı tecridinin ortadan kalkmış mı kabul edeceğiz? Hayır. 23 yıldır orada oturtulmuş bir sistem var ve bu sistem kendisini sürekli yeniden üretiyor. Bir laboratuvar gibi kendini orada sürekli derinleştiriyor. Oradan öğrendiklerini giderek tüm topluma yasa, yönetmelik, idari karar ve bir yönetme pratiği olarak yansıtıyor. Dolayısıyla bu tekniğin, İmralı sisteminin kendisi artık başlı başlına bir problem. Bunun alternatifinin avukat ya da aile görüşmesinin gerçekleşmesi olduğunu söyleyemeyiz. Ancak avukat görüşmesi gerçekleşmek zorunda, bu bir hak. Dolayısıyla biz bu hakkı sürekli talep ederiz, fakat İmralı tecridi tek başına bundan ibaret bir durum değil.
 
İmralı’da tecrit sistemini aşan durum nedir?
 
İmralı’nın mimarisinden tutalım, disiplin biçimine, oraya yerleştirilen yapılara, muhafaza edilme biçimine, giriş çıkışların sınırlanmasına hem Sayın Öcalan’a hem daha sonra oraya götürülen mahpuslara yönelik yaklaşıma kadar çok özel bir sistem. Nihayetinde şöyle bir gerçeklik var; 23 yılık zaman kesiti çeyrek yüzyıla tekabül ediyor. Bir yapının, mekanın çeyrek yüzyıl kendisini bu şekilde yaşatabilmiş olması, sadece yüksek güvenlikli disiplinli bir yapı-mekan olmasından kaynaklanmıyor. Bu yapı ve mekanda geliştirilen teknikler var. Bunları incelikle dokudular, geliştirdiler. Öyle ki Türkiye’de darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz’dan sonra 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’de ilk yayınlanan kararnamelerle İmralı Cezaevi’ndeki uygulamalar tüm Türkiye cezaevlerine ve topluma yayıldı. Bu durum, Türkiye’deki yönetim pratiği açısından İmralı’daki uygulamaların asli önemde olduğu anlamına geliyor. Fırsatını buldukları an aynı uygulamayı tüm cezaevlerine yayma imkanı elde ettiler. Tecridin fiziksel, duyusal, hukuksal, siyasal gibi birçok boyutu var.
 
En son Temmuz 2011’de görüştüğünüzü söylediniz. Öcalan’ın o görüşmede tecridin bu denli ağırlaştırılacağına dair öngörüsü oldu mu?
 
Aslında bu tip öngörüleri her zaman vardı. Avukat ve ailelerin gidişi ve daha sonrasında heyetlerin gidişinde de her zaman ‘Buradaki görüşmelerin bu biçimde yürüyor olmasının belli bir sebebi, amacı var’ diyordu. Fakat mesele sadece bu görüşmelere ya da buradaki yapıya devletin nasıl yaklaştığıyla ilgili değildi. Bir de Öcalan’ın yaklaşımı söz konusuydu. Öcalan, dayatılan koşulları, sistemi gayet iyi bilip, çözümleyip kendisini buna göre konumlandırdı. 1999’dan 2023’ e kadar tecrit nasıl bir sistematik izliyorsa, Sayın Öcalan’ın bu tecride karşı direngen tutumu da o derece sistematik ve giderek derinleşerek kendisini sürdürdü. O dönemde, oradaki şartlarını bize şöyle tanımlıyordu; ‘Ben burada çok dar bir koridorda gibiyim, ne sağa dönebiliyorum ne sola.’ Bunu o dönem çok anlamlandırabildiğimizi şu aşamada söylemek mümkün değil. Sonraki yıllarda o dar koridor rejiminin, tek çıkışlı ve girişli rejimin ne olduğunu daha iyi gördük.
 
Başvurularınız ya yanıtsız bırakılıyor ya da “disiplin” cezalarıyla reddediyor. Ancak ret gerekçeleri tarafınıza bildirilmiyor. Bu durum “hukuk” ile açıklanabilir mi?
 
 
 Gerekçe gösterilen disiplin cezalarının ne maddi ne de hukuksal bir dayanağı var. Hiçbir ceza kendisini üç ayda bir düzenli ve periyodik bir biçimde yineler mi?
 
Açıklanamaz. Bu bir hukuk oyunundan ibaret. Açıkçası hukuken bir açıklama getirmeye çalışmak gerçekten salt bir kötülüğü gereksiz yere anlamlandırmaya çalışmaktan ibaret olur. Gerekçe gösterilen disiplin cezalarının ne maddi ne de hukuksal bir dayanağı var. Hiçbir ceza kendisini üç ayda bir düzenli ve periyodik bir biçimde yineler mi? Hiçbir ceza, kendi sebebinden bağımsız olarak kişilerin dış dünyayla tüm iletişimini kesmeye yönelir mi? Spor etkinliğinden kaynaklı bir disiplin cezası kurduklarını ilan ediyorlar. Niye, spor yapmıyorsunuz diye. O zaman kurduğunuz cezanın da buna dönük olması gerekmez mi? Spor etkinliğinden dolayı aile görüşlerini niye kesiyorsunuz? Bu bir oyun. Fakat bu oyunun tehlikeli yönü şu; kapalı bir oyun oynuyorlar. Yani, bu oyun içerisine hem idari hem yargı mercileri dahil oluyor. Örneğin bir mahpusa dönük böylesi bir kapalı devre cezalandırma rejimi kurulduğunda, bunu kırma olanağına sahip tek yapı avukatları, savunmanları olabilir. Israrla avukatların da bu sürece dahil olmasını engelliyorlar. Hiçbir yasal gerekçesi olmadığı halde, avukatlardan da gizliyorlar. Bu haliyle orada kendi aralarında bir süreç yürütüyorlar. Bu, tamamen dış dünyayla iletişimi kesmeye dönük bahane. Disiplin cezasının, yıllarca ‘gemi arızası’, ‘hava muhalefeti’ diyerek girişleri engelledikleri bahanelerden hiçbir farkı yok.
 
Abdullah Öcalan da kendisiyle kesintili telefon görüşmesiyle sağlanan son temasta, “Bu sorun hem hukuki hem siyasidir. Avukatlarımın gelmesini istiyorum” dedi. Bu tarihten sonra da avukatların sayısız başvurusu oldu, dünya çapında çok sayıda avukat başvurdu. Ancak tüm girişim ve başvurulara rağmen bu talepler karşılanmadı. İktidarın tecritteki ısrarının temelinde ne var?
 
Mesele, mevcut siyasi iktidarın Türkiye’de hukuku göz ardı ederek keyfi yönetme biçimini bu yıllar içerisinde çok fazla geliştirmiş olması. Artık sadece İmralı’da ya da Kürtlere dönük uygulamalarında keyfi davranmıyor. Neredeyse tüm muhaliflere karşı bu keyfiliği çok rahat sürdürebiliyor. Örneğin neredeyse tüm şehirlerde toplumun basın açıklaması, toplantı gösteri yürüyüşü, sokağa çıkma hakkı ortadan kaldırılmış durumda. Bunun yasal ya da hukuki bir temeli yok. Bu keyfiliği, hukuk tanımamayı son 25 yıl içerisinde öncelikle İmralı’da olgunlaştırdı, denedi, geliştirdi.
 
İmralı’da görüşme için başvuruda bulunan siyasetçiler oluyor. Tecrit halinden Adalet Bakanlığı’nı sorumlu tutuyor. Adalet Bakanı neden sessiz? Sorumluluğu nedir?
 
Adalet Bakanlığı idari olarak bu sistemin sorumlusu. Fakat İmralı Cezaevi açısından tek yetkili, karar verici olduğunu iddia edemeyiz. Söz konusu İmralı Cezaevi olduğunda pek çok parametrenin devreye girdiğini biliyoruz. Adalet Bakanlığı’ndan bizzat görüşme talebinde de bulunduk. Özellikle son duyumlardan, yaptığımız açıklamalardan sonra. Henüz buna dair geri dönüş almış değiliz.
 
CPT’nin Eylül 2022’de ziyareti oldu. Gündeminde olmamasına rağmen İmralı’yı ziyaret etti ancak yaptığı açıklamalarla kaygıları derinleştirdi. Rapor açıklayamıyor ancak kurumsal sorumluluğu bulunuyor. Nitekim bazı talepler ve tedbirlerin alınması için CPT’ye başvurdunuz. Başvuruya bir dönüş oldu mu? Olmadıysa CPT’nin tecritteki rolü nedir?
 
 
 12 yıl bir adaya, cezaevine avukatların girmemesi ya da aile görüşmelerinin bu derece engellenmesinin ciddi bir kötü muamele olduğunu, artık yüksek dereceli bir ihlal hali aldığını CPT’nin fark etmemesi mümkün değil.
 
CPT, resmi denetleme yetkisi olan Avrupa Konseyi’nin bir organı. Yargılama yetkisi yok ama işkence ve kötü muamele içeren tüm mekanları, buradaki uygulamaları denetleme hakkına ve olanağına sahip. CPT, İmralı Cezaevi’ni kurulduğu günden bu yana çok yakından takip ediyor. Bunu iki yolla yapıyor. Birincisi; düzenli olarak İmralı hakkında raporlarımızı onlara gönderiyoruz, kendileri özenle istiyorlar. Bazen aylık, bazen üç aylık, bazen ani durumlarda anlık raporlar gönderiyoruz. Aynı şekilde hükümetten de oradaki duruma dair düzenli raporlar alarak, takip ettiklerini biliyoruz. İmralı Cezaevi kurulduğu günden bu yana CPT ziyaretler gerçekleştirdi ve rapor tuttular. CPT’nin, İmralı’daki tüm gelişmeleri ay ay, yıl yıl bildiğini söylemek mümkün. 12 yıl bir adaya, cezaevine avukatların girmemesi ya da aile görüşmelerinin bu derece engellenmesinin ciddi bir kötü muamele olduğunu, artık yüksek dereceli bir ihlal hali aldığını CPT’nin fark etmemesi mümkün değil. Buna karşı CPT’nin işletebileceği kimi tedbir prosedürleri mevcut. Bunları işletmemesi hep eleştiri konumuzdu. Ya da en kritik zamanlarda yaptığı ziyaretlerde İmralı’ya gitmemeyi tercih etmesi, bizim açımızdan eleştiri konusuydu. 2016’da yaşanan darbe girişiminden sonra basına yansıyan pek çok haber vardı. Hatta bir grup darbecinin İmralı’ya ulaşmaya çalıştığına dair haberler vardı. Bu dönem avukatlar, aileler gidemiyordu. CPT o dönem Türkiye’ye geldi, fakat İmralı’ya gitmemeyi tercih etti. Aynı şekilde 2018’de, 2020’de yaptığı ziyarette de gitmemeyi tercih etti. Dolayısıyla bu dönem itibariyle gittiler ve özel bir ziyaret olduğunu düşündürecek bazı veriler mevcuttu. Bundan dolayı onlara, raporlarını hem erken açıklamaları hem de oradakilerin kişisel durumları hakkında bilgi vermelerini talep ettik. Yetmedi doğrudan onların bulunduğu yerde yüz yüze bir görüşmede gerçekleştirdik.
 
Bu görüşmede ziyarete ilişkin herhangi bir bilgi verdiler mi?
 
Hayır vermediler. En ufak bir bilgi vermeyen, kendi bürokratik prosedürlerine sıkı sıkıya bağlı bir görüntü izlediler. Bir insan hakları mekanizmasından beklenir bir yaklaşım değil. Ne kadar bürokratik olursanız olun, ciddi hale gelmiş bir hak ihlali karşısında ‘durumları iyidir, gördük’ diyemeyecek hale getiremezsiniz kendinizi. Son noktada CPT’ye dair açıklama yapmamızın ve ‘görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmediğinden şüpheliyiz’ dememizin sebebi de buydu. Bugüne dek herhangi bir veri ve bilgiye de ulaşmış değiliz.
 
Avrupa Konseyi’ne bağlı kurumlarda hal böyleyken, tecride karşı başkaca girişimleriniz oldu mu?
 
Avrupa Konseyi kurumlarının bu ataleti bizi kuşkusuz diğer uluslararası mekanizmaları değerlendirmeye motive etti. Bu bilgiyi de bu vesileyle sizinle paylaşmış olalım. 2022’in sonunda Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne İmralı’daki dört mahpus adına bir başvuru yaptık. Komitenin işleyişinin Avrupa Konseyi kurumlarına göre çok daha hızlı olduğunu gördük. Daha öncesinde deneyimlediğimiz bir başvuru mekanizması değildi. Bu başvurumuzu Türkiye hükümetine gönderdiler. Komite, hükümette başvurumuzu gönderirken başvurucuların mutlak iletişimsizlik olan “incommunicado” haline son vermesi ve başvurucuların kendi seçtikleri avukatlarla derhal ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın erişim sağlaması gerektiğini hatırlatıp talep etti. Bu geçici tedbir talebi niteliğinde. Bu yaptığımız başvurunun kabul edildiği anlamına gelmiyor. Başvuru devam edecek fakat burada BM İnsan Hakları Komitesi durumu hemen fark etti. Komite, hükümete Mart sonuna kadar süre verdi. Türkiye’nin süre içerisinde yanıtlarını sunması gerekiyor. Sonra biz de kendi görüşlerimizi sunacağız. Prosedür bu şekilde bir süre devam edecek. Fakat şu aşamada İnsan Hakları Komitesi’nin durumu erkenden fark edip hükümetten böylesi bir talepte bulunması önemli.
 
MA / Zemo Ağgöz

Diğer başlıklar

26/01/2023
09:46 MHP’li eski milletvekilinin ağabeyi ve eşi evinde ölü bulundu
09:37 'Hasta tutukluların tahliyesi önündeki engel İnfaz Kanunu’
09:27 Koçyiğit: İktidar tüm Türkiye’yi İmralı Adası’na dönüştürmek istiyor
09:15 Abdullah Öcalan: Demokratik Cumhuriyet tüm sorunların çözüm anahtarıdır
09:13 Av. Öztürk: Sessiz kalmak tecavüz faillerine cesaret verir
09:07 Kent kent tecride karşı açlık grevindeler
09:06 Zorava Çayı üzerinde ikinci HES ısrarı
09:06 HDK Kadın Konferansı: 'Jin, jiyan, azadî' etrafında birleşelim
09:03 Tutukluya para göndermek ‘örgüte yardım’ sayıldı
09:02 Çukurova’dan HDK Genel Kurulu’na katılım çağrısı
09:02 Sınır kapısı var ama ticaret yok
09:02 'Genelge, İnfaz Kanunu’nun tahribatlarını engelleyemez'
09:01 LC Waikiki işçileri: Haklarımızı istiyoruz
09:01 Tarihin akışını değiştiren kadınlar
09:00 26 OCAK 2023 GÜNDEMİ
07:58 Erdoğan’dan hasta tutuklular arasında ayrım: 2 askerin cezası kaldırıldı
25/01/2023
22:33 Organik tarım için ayrılan araziye dinamit fabrikası yapılacak
20:25 EŞİK’ten ‘Anayasa oylamasına katılmayın’ çağrısı
20:19 ABD’den Türkiye’ye: İfade özgürlüğü kısıtlamalarından endişeliyiz
19:25 Bakan Yanık’tan H.G.K. savunması: Sorumluluklarımızı yerine getirdik
19:20 İzmir'de KHK eylemi 238’inci haftasında
18:14 Uluslararası heyet İHD ve İstanbul Barosu ile görüştü
18:12 ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi 25’inci ayında
17:02 İBB çalışanı Saltık’ın duruşması ertelendi
16:55 Emek ve Özgürlük İttifakı bileşeni kadınlar biraraya geldi
16:25 Muğla'da deprem
16:02 Gözaltında kaybettirilen Tanış ve Deniz anıldı: Failler açıklansın
15:57 Agirî Barosu’ndan Patnos Cezaevi raporu: Süngerli odada işkence
15:43 ‘Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun kurulması umut verici’
15:42 Kadın katliamlarına rağmen bakanlıktan 'sıfır tolerans' yanıtı
15:08 HDP’nin Hazine yardımının kesilmesinde savcı aradığı gizli tanığı buldu
14:56 ÖHD, ÇHD ve İHD’den ‘Tecrit eylemi hak ihlali raporu'
14:50 Wan Barosu: Eylem ve etkinlik yasakları Anayasa'ya aykırı
14:50 'Kobanê' filmi yarın TV'de yayınlanacak
14:32 Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon’dan TTB ve TİHV’e ziyaret
14:27 Uluslararası heyet Öcalan, Aktaş ve Konar’ın aileleriyle görüştü
14:13 Muhbet C.'nin şüpheli ölümüne ilişkin gizlilik kararı getirildi
14:00 Yeni Yaşam'a haber soruşturması
13:46 HDK 12’nci Genel Kurul’un hazırlıkları tamamlandı
13:12 TJA: İran’daki idamlara karşı ses çıkaralım
13:10 Avrupa Konseyi önündeki eylem sürüyor
13:05 Şenyaşar ailesinin nöbeti 688'inci günde
12:46 Firdevs Babat davası: Failin nakil talebi Adalet Bakanlığı’na havale edildi
12:26 Demokratik Cumhuriyet Konferansı programı belli oldu
12:21 Uluslararası heyetten Abdullah Öcalan’ın avukatlarına ziyaret
12:14 AYM Raportörü: HDP'nin talebi reddedilsin
12:09 Erxenî’de hayvan katliamı
11:22 Adalet Nöbeti 25’inci gününde: İmralı’da neden kişisel hukuk uygulanıyor?
11:18 Gazeteci Doğan’ın davasında tanık dinlenecek
11:04 Ekolojik talana karşı kervan yolculuğu!
11:03 15 Şubat komplosu: Gemlik'e iki koldan yürüyüş başlatılacak
10:31 Roj Agir'in 'Gidene Notlar' kitabı çıktı
10:18 Ege’de erkek şiddeti
10:17 İmralı'dan haber alamama hali 22’nci ayını geride bıraktı
10:01 Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon Türkiye'de
09:38 Benzine zam
09:37 Anayasa Mahkemesi HDP’nin talebini yarın görüşecek
09:34 Çocuğunu Kobanê’de yitiren anne: Kürtler dünyayı vahşetten kurtardı
09:01 HDP'li Orhan: Tecridin bu ülkeye faydası yok
09:00 Kobanê küllerinden doğdu
09:00 25 OCAK 2023 GÜNDEMİ
24/01/2023
23:00 MGK, ‘Hayata Dönüş Operasyonu’na ilişkin kararın olmadığını savundu
21:40 Colemêrg’te şüpheli kadın ölümü
21:19 Emek ve Özgürlük İttifakı ortak aday çıkaracak
20:59 HDP, devlet içindeki ‘çetelerin’ araştırılmasını istedi
19:19 Başörtüsüne yönelik Anayasa değişikliği teklifi kabul edildi
19:15 Efrîn'deki hukuk örgütlerinden CPT’ye çağrı
19:11 Abdullah Öcalan için AK önündeki eylem 2’nci gününde
18:20 Uykusuz yarın son sayısıyla bayilerde
17:32 Demirtaş: Erdoğan’ın adaylığına karşı YSK'ya itiraz dilekçesi sunacağım
17:11 Afganistanlı kadınlar: Haklarımız için savaşacağız
17:05 Kayıp ihbarı verilen gencin cenazesi bulundu
16:54 Savcı, tutuklu yakınlarının ‘beklemesine’ ceza istedi
16:52 Deniz Poyraz paylaşımına beraat kararı
16:33 Hazine 2 milyar 184 milyon lira borçlandı
16:30 Amed Şehir Tiyatrosu’nun Şubat ayı programı belli oldu
16:18 Yunanistan’ın Türkiye’ye teslim ettiği Demir tutuklandı
16:04 Mumcu katledilişinin 30’uncu yılında anıldı
15:58 Rojbin Çetin'in karar duruşması 23 Mart’a ertelendi
15:48 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü: Şiddeti en çok kolluk uyguluyor
15:35 Hezex’te gözaltına alınan Hazine Oruç tutuklandı
15:26 Devrilen araçta 2 asker yaşamını yitirdi
15:20 Abdullah Öcalan'ın 46 avukatının yargılandığı dava ertelendi
15:20 Êlih’te inşaattan düşen işçi yaşamını yitirdi
15:19 Sêrt’te intihar ettiği iddia edilen genç yaşamını yitirdi
15:19 Emek ve Özgürlük İttifakı 'seçim' gündemiyle toplandı
14:20 Bahçeli'den Sinan Ateş sorusuna yanıt: Hadi işine bak
14:13 Bismîl’de gözaltına alınan 12 kişiden 10’u tutuklandı
14:09 Çemço ve Sîda bölgelerine kimyasal silah saldırısı
13:12 HDP: İzmir’de partimize dönük özel savaş faaliyetleri yürütülüyor
12:48 Sancar: Bu düzene halk noktayı koyacak
12:09 Agirî'de şüpheli ölüm
11:44 Şenyaşar ailesi: Sessiz kalanlara hakkımızı helal etmiyoruz
11:28 Finlandiya: NATO görüşmelerine ara verilmeli
11:01 İmralı tecridine karşı Adalet Nöbeti: Ortak ses çıkaralım
10:20 HDP bloke kararına karşı kampanya başlatıyor
10:04 Tepki gösteren tutuklular sevkle tehdit ediliyor
09:09 Türkiye-Suriye görüşmesi: Çekilme yok, Misak-ı Milli’de ısrar var
09:07 ‘Mağaza ve market çalışanlarının sorunları ancak birlikle mücadeleyle çözülür’
09:05 ‘Bütçe kesintisiyle mücadelemiz engellenemez’
09:05 Tanış ve Deniz karakolda kaybedildi: 22 yıldır failler korunuyor
09:05 Avukat Tüm: TBB İmralı’da görüş için gerekli adımları atsın
09:05 Aykol: Kürt partileri her kapatmanın ardından büyüyerek siyasete giriyor
09:04 Wan Baro Başkanı Özaraz: İmralı'da hukuk uygulanmalı
09:03 Gazeteci Asadi: Taliban’a itiraz eden tek ses kadınların
09:02 Erdoğan’ın seçim vaadi ‘duble yol’ 20 yıldır bitirilemedi
09:01 'Depremler olabilir, hazırlık yapılmalı'
09:00 Zafere götüren 134 günlük direniş
09:00 24 OCAK 2023 GÜNDEMİ
08:09 Ma Music'ten binlere konser
07:20 Hezex’te bir kadın gözaltına alındı
23/01/2023
22:16 Yunanistan'ın teslim ettiği gazeteci Verim tutuklandı
21:34 Cezayir’de helikopter düştü: 3 ölü
20:38 Yönetmen Tekin'in otobüs çekmesi aleyhte delil sayıldı!
20:15 Kürtçe şarkı söyledikleri için gözaltına alınan sanatçılar serbest
19:49 Erdoğan: Seçim için en uygun tarih 14 Mayıs 2023
19:18 Mersinli kadınlar: Anayasa değişikliği teklifine hayır!
19:09 Asker ailelerinden itiraf: Ölen askerlere intihar süsü verildi
19:01 HDP’den gazeteci Aygül’e ilişkin soru önergesi
18:15 Amed’de erkek şiddeti
18:01 YSK üyeliğine Feyzi Eroğlu seçildi
17:51 ESP ve SGDF: Tutukluların sesi olalım
17:29 İmralı tecridine karşı AK önünde eylem
16:03 Mêrdîn’deki katliamda ‘derin devlet’ izi, 4 kişi tutuklandı
16:02 ‘Kutuplaştırma siyasetine izin vermeyeceğiz’
15:05 Karadeniz ve Dumlu cezaevlerinde sağlık ve güvenlik hakkı ihlal ediliyor
14:26 Eğitim emekçilerinin talepleri neler?
13:55 ‘Umut hakkı’nın ihlali Adalet Bakanı’na soruldu
13:10 AYM, HDP’nin talebini 25 Ocak’ta görüşecek
12:38 Bedenini ateşe veren Akar için duvar yazılaması
12:27 Xwebûn gazetesinden Dünya Anadil Günü etkinliği
12:27 AKP 2022’de sadece 1 soru önergesi verdi
12:13 Ferit Şenyaşar: Burada üstünlerin talimatı işleniyor
11:51 Elazığ Cezaevi’nde 15 tutuklu darp edildi
11:35 5 kişinin öldürülmesi olayında şüpheliler hakkında tutuklama istemi
11:19 Amanos Dağları’nda ağaç kıyımı
11:00 İmralı için Adalet Nöbeti: İnsanlık suçu işleniyor
10:02 BM’den Türkiye’ye: İmralı’da iletişimsizlik haline son verilsin
09:39 KNK: Êzidîlerin statü ve güvenliği garantiye alınmalı
09:05 Özkan'ın çocukları: ATK’nin yapısı değiştirilmeden genelge çözüm değil
09:05 Tecride karşı açlık grevindeler: Herkes ses çıkarmalı
09:04 Giyadîn’de siyanür tehdidi: Tüm Kurdistan zehirlenecek
09:03 HDP’li Eksik: Muhalefetin sessizliği tecridi süreklileştirdi
09:02 Yüzde 92 ve 94 engelli iki tutuklu kardeşin hikayesi
09:02 Av. Tosun: Bakanlığın genelgesi tahliyelere kapı aralamıyor
09:01 Devrimin kıvılcımının yakıldığı kent: Kobanê
09:00 23 OCAK 2023 GÜNDEMİ
08:21 Şêxmeqsûd’da yaşamını yitirenlerin isimleri belli oldu
00:00 İstanbul’da Koma Ma konseri
22/01/2023
21:43 Kocaeli'de doğalgaz patlaması: 2'si ağır 5 yaralı