Tayip Temel: Tek çözüm Abdullah Öcalan’ın özgür koşullarda mücadele etmesi

İSTANBUL -  Demokratik Cumhuriyet Konferansı’nda Kürtlerin talepleri üzerine sunum yapan Tayip Temel, Kürt varlığının kabul edilmesi gerektiğini belirterek, “Kürtlerin önder kabul ettiği Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür koşullarda bu mücadeleyi yürütmesi, çözümün tek yoludur” dedi.

Cumhuriyetin ikinci yüz yılında demokratikleşmenin yollarını arayan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstanbul Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlediği "Demokratik Cumhuriyet Konferansı", cumhuriyetin ikinci yüz yılı üzerine tartışmalarla sürüyor. Konferans, ikinci gününde “Nasıl bir gelecek, nasıl bir cumhuriyet” başlıklı üçüncü oturumla devam etti.
 
Oturumun moderatörlüğünü üstlenen Onur Hamzaoğlu, sınıf kimliğini oluşturan öznelerin başka aidiyetlerinin olduğunu ifade ederek, “Bu bağlamlar bir sistematikle ele alındığında, hangisinin bu topraklarda çözülebileceğini bugün bir kez daha konuşacağız. Biliyoruz ki aynı madene inip yada aynı kazanın etrafında, aynı demir çelik fabrikasında çalışanlar, maalesef birlikte mücadele için her zaman bir arada olamıyorlar. Onları ayıran başka kimlikleri oluyor. Bu konferans, aynı zamanda HDP’nin varlık gerekçesi olarak, bütün bunları hep beraber nasıl çözüm bulabileceğimizi, bitmiş tükenmiş cumhuriyeti nasıl yeniden inşa edeceğimizin içeriğini de doldurmuş olacağız” dedi.
 
‘KONUŞMAK EN ÇOK KADINLARIN HAKKI’
 
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi yöneticisi ve Kürt kadın hareketinden Yüksel Genç, “Kadınlar ne istiyor?” başlığında sunum yaptı. Maya kadınlarının “Zamanın anlamına dokunan kadınlar, bitki çaylarını yudumlarken adaleti ve özgürlüğü konuşur” sözünü hatırlatan Genç, “Biz kadınlar adalet sokaklarda, kurumlarda, aile içinde konuşuyoruz. Ama her konuşmamızın bedelini ödüyoruz. Dolayısıyla onca direniş dolu öykülerinden çıkan bizlerin, konuşmaktan daha fazlasını hak ettiği zamanlardayız. Konuşmak için de gülmek için de sokağa çıkmak için de hep bir bedel ödemek zorunda kaldık. Her bedel kendini yaratacak düzenle kendini telafi edebilirdi. Aradığımız eşitliği ve özgürlüğü alternatif, biz diyen bir yerden konuşmak en çok biz kadınların hakkı” ifadelerini kullandı.
 
‘TOPLUMSAL CİNSİYET KONUŞULMADI’
 
“Bu coğrafya nasıl biz olacak?” sorusuna yanıt aranması gerektiğini dile getiren Genç, “Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yıllık öyküsü, içinde nasıl güçlü bir devlet olduğunun öyküsü değil. Bu güce feda edilenlerinde öyküsünü taşıyor. O feda edilenlerin direnişini taşıyor. Yüz yıllık öyküde Türkiye Cumhuriyeti’nin yaslandığı kapitalist moderniyete ilişkin kaçınılmak bir tıkanma yaşıyoruz. Bundan çıkış için her anlayış kendi çeperinden yanıtlar oluşturuyor. Geçmişi bugüne taşımak, bazı tahribatları onarmaktan geçiyor. Türkiye Cumhuriyeti yüz yıl önceden bugüne kadın özgürlüğünü, eşitliğini konuşan bir yerden gelmiyor. Çok ciddi bir ataerkil süreçte yaşıyoruz. Sorun kadının bir cins olarak yer alması değil, kadın bakış açısıyla sürecin nasıl inşa edildiğiyle ilgili. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, kadının içinde yer almasına karşın tipik ulus devlet formlarını hiç aşamadı. Tüm dünyada ulus devlet inşası, militirazmin içerisinde kendini inşa etti. Toplumsal cinsiyet hiç konuşulmadı” şeklinde konuştu.
 
DEMOKRATİK CUMHURİYET VE KADIN
 
Kadın özgürlükçü bir yerden sistemin dayanaklarını yeniden kurmanın, toplumu buradan kurmanın tüm formlarını yeniden konuşulması gerektiğini söyleyen Genç, “Demokratik cumhuriyette kadını nerede konumlandıracağız. Demokratik cumhuriyetin bir seçenek olduğunu söylemek mümkün ama toplumsal dokunun yönetici bir forma dönüşmesi süreci, kesinlikle toplumsal cinsiyet rejimiyle olur. Kadınlık yada toplumsal cinsiyet meselesi, aynı zamanda mevcut içinde yaşadığımız egemenlikçi sistemin patriyarkal sürecinin kendini sürdürmesine yol açıyor. Toplumsal cinsiyetle yüzleşme, demokratik cumhuriyet sisteminin başarılı olarak çıkmasında elzem olarak görülüyor. Toplumsal cinsiyetçilikten beslenen milliyetçiliği aşamadan, demokratik bir cumhuriyet inşası olasılığı ıskalanmış oluyor” dedi.
 
KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ TOPLUM
 
Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir patriyarka rejimini inşa ettiğini belirten Genç, “Kurulan bu rejim, bütün savaşlar, sınır rejimlerini, güvencesizleştirmeyi, ekolojik yıkımı ve kadın kırımını da çok rahat ve meşru hale getirecek şekilde hayatın olağan haline getirmiş durumda. Bu noktada kadın özgürlükçü toplumun kendine yer bulabildiği ortamda demokratik cumhuriyetin ideal alanı olur” diye konuştu.
 
TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYE KATILIM
 
“Kadınlar için nasıl bir yaşam öngörüyoruz” diye soran Genç, “Demokratik Cumhuriyeti oradan kurgulamak anlamlı olabilir. Demokratik cumhuriyet cinsiyetçilikle mücadelede, kadını örgütlü ve eylemli kılacak bir düzen olmak zorunda. Demokratik Cumhuriyette toplumsal cinsiyetçiliğin aşılması kurucu bir hedef olmalı. Demokratik anayasa, ancak farklılıkları tanığında, kapsadığı farklılıkların sözünü içerdiğinde söz konusu olabilir. Kadının sözünü, eylemini merkezine alan bir sözleşme olmayı başarabilirse, demokratik bir anayasa söz konusu olabilir. Kadınların demokratik cumhuriyet süzgecinden en önemli beklentisi, toplumsal sözleşme sürecindeki etkin katılımıyla ilgili demokratik anayasa beklentisi olacaktır. Cumhuriyet demokratikleştirilecekse, erkeklik ittifakından vazgeçmeli” diye belirtti.
 
Ardından Sosyal bilimci ve araştırmacı Aslı Odman, “Emekçiler ne istiyor?” başlığında sunum yaptı.
 
ALEVİLERİN GÜVENLİK SORUNU
 
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan “Aleviler ne istiyor?” başlığında yaptığı sunumda, Alevilerin örgütlü yapılarının her ortamda taleplerini dile getirdiğini söyledi. Aslan, Cumhuriyetin birinci yüz yılında Alevilerin yaşadıklarına değinerek, Alevler açısından “Nasıl bir Demokratik Cumhuriyet?” sorusuna yanıt aradı. Aslan, “Alevilerin bu ülkede tehlikeli olduğu bir süreç yaşandı. Alevler bu ülkede güvenlik sorunuymuş gibi görüldü, katliamlara maruz kaldı, sürüldü. Aslında Aleviler güvenlik sorunu değildi. Alevilerin bu ülkede güvenlik sorunu vardı. Hep katliamlara maruz kaldılar, hep inkar edildiler. Aleviler şunu istedi: Bizi tarif etmekten vazgeçin. Bizi olduğumuz gibi kabul edin. Ama devlet sürekli bize bir elbise biçmeye çalıştığı gibi, Kürtlere, Türkiye’nin dinamiklerine biçtiği gibi” dedi.
 
İKTİDARIN ALEVİLERE BİÇTİĞİ ELBİSE
 
Alevilerin Cem evleriyle ilgili sorunu olmadığını belirten Aslan, “Sayısal olarak azalmış olabilirler. Her toprakta filizlenmeye devam ediyorlar. Demekki devletin, sistemin Alevilerle sorunu var. İnancımıza yönelik bu saymayı, kendi mahallemizdeki dostlarımızdan ses duymadık. Son günlerde gündemde, torba yasa çerçevesinde iktidar Alevilere elbise biçmeye çalıştı. Cumhurbaşkanı kararnamesiyle, katliamlarla yok edemedikleri inancı devletin kurumunun içine alarak, bu inancı yok etmeye çalışıyorlar. Bu topraklarda yaşayan halklardan halen söz edilemiyor. Sistem yıllardır yok edemediği Alevileri, kurumların içine alarak yok etmeye çalışıyor. Aleviler sınıf mücadelesinin bir parçası olduğunu unutuyoruz, Kürt özgürlük hareketinin de bir öznesi olduğunu unutuyoruz” eleştirisinde bulundu.
 
TÜM KESİMLER ALEVİLERİ SAHİPLENMELİ
 
Aslan, şöyle devam etti: “Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Aleviler nasıl bir demokratik cumhuriyet istiyor sorusu tam da burada. Birinci yüzyılda inkar eden, yok sayan anlayışa karşı bu acıları yaşamamak adına, bir birimize karşı eksikliklerimizi bir kenara bırakarak, bir birimize sahip çıkarak yapmalıyız. Son dönemlerde seçimler tartışılıyor. Bu ülkede Kürtlerin, Sünnilerin, muhafazakar kesimlerin hassasiyetini konuşuyor; Alevilerin hassasiyetleri konuşulmuyor. Alevilerin tüm kesimler tarafından sahiplenilmesi gerekiyor. Demokratik cumhuriyet çok renkli olacaksa, bunun sözde değil, uygulamada tek bir sesle haykırmaya ihtiyacımız var.”  
 
TEMEL: KÜRTLERİN VARLIK MÜCADELESİ
 
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel “Kürtler ne istiyor?” başlıklı sunum yaptı. Temel, Kürtlerin istediklerinin farklı bir boyut taşıdığını ifade ederek, “Kürtlerin ne istediği sürekli sorgulamalarla, taleplerinin biraz daha netleşmesi isteniyor. Kürtler ne istiyor, diğer kimlikler için de geçerli. Kürtler bu konuda rahatsız. Bunlar ne istiyor nüansı da içeriyor. Kürtler bir tepkiyi, bir rahatsızlığı, bir bıkkınlığı yaşıyor. Bu Türkiye’de yerleşik bir kalıba dönüştü. Kürtler mücadele ederken, bir el açma, isteme, dilenme halinde değiller. Kürtler inkar edilen, yok sayılan, bu durumun yaygın bir şekilde bir toplum düşüncesine dönüşen, yok saymaların toplumun da desteğini alan bir rejim gerçeğine karşı ve buna rağmen direnerek, kıt imkanlarla, zor koşullarda her türlü dezavantaja rağmen ısrarla kendi varlıklarını ispatlama, var olduklarını ispat etmeye çalışıyorlar. Kürtler son yüzyılın çoğunda, ağırlıklı olarak son 45 yılda varlık, varlığı kabul ettirme mücadelesi yürüttüler” dedi.
 
KÜRTLER GÜNCEL GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRDİ
 
Temel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu anlamda isteme, talep etme noktasına gelince, bu çetin mücadele süreciyle yan yana getirilince bu soru olmuyor. Bu mücadele gerçekten, hepimizin çocukluğumuzdan başlayarak, bu yaşa kadar tanıklık ettiğimiz bir ana tekabül ediyor. Bu süreçte Kürtler bu mücadeleyi verirken, ‘Biz kendi varlık mücadelemizi sonuca erdirelim ama daha sonra toplumsal değişimi, devrimi, inşa sürecini, demokratik anlayışı inşa sürecini sonraya bırakalım’ demedi. Varlık mücadelesi yürütürken, kendi güncel görevlerini de sürekli yerine getirmeyi esas aldılar.
 
TOPLULUKLAR SAYIN ÖCALAN’A BORÇLU
 
Genelde bizim özellikle kendi devrimini gerçekleştirme mücadelesi, temel bir hedefe kilitlenirken, devletleşme, statü sahibi olma, kendisiyle beraber yozlaştırmayı getiriyor. Bu konuda Kürt siyasi hareketi, Kürt toplumu, Kürtlerle yan yana mücadele eden topluluklar, bu anlamda Sayın Öcalan’a borçlu. Bu metodolojiyi ısrarla dayattığı için, içeride zıddına benzeşmeme, kendi karşıtına dönüşmeme mücadelesini yaza yaza bunu sağladığı için Kürt siyasi hareketi şanslı. Tam da buna karşı cumhuriyetin demokratikleşmesi görevi, misyonunu kendine görev edinen bir hareket açısından ciddi bir şans ve imkan. Neredeyse Ortadoğu’nun en büyük sorunu, diyalog, birlikte yaşam ve birlikte inşa anlayışlarından uzak, körü körüne ulus devletçi çözümlere sağlanıp kalmış bir coğrafyanın merkezinde yaşıyoruz. Filistin sorunu, biraz inanç ile de ilgili bir sorun. O soruna bakarsak, bu handikabın ne kadar derin acılara neden olduğunu görüyoruz.
 
45 YILLIK ACI BİR TABLO
 
Sayın Öcalan’ın değerlendirmelerine yer yer atıfta bulundum ama gerçekten Türkiye’nin demokratikleşmeden, tekçi rejim, anlayış değişmeden, buna alternatifler tartışılıyor. Demokratik cumhuriyet önemli kavramlardan biridir. Bu gerçekleşmeden, Kürt sorunu başta olmak üzere, Anadolu’da Türkiye Misak-ı Milli sınırları içinde çözümü mümkün değil. Kürt sorununun çözüm bulmaması, demokratik yollarla Kürt sorununun çözümünün tamamlanmaması, demokratik bir cumhuriyetin oluşmasına olanak tanımaz. Birbirini tersten etkileyen bir etmenle karşı karşıyayız. Özgürleşen Kürt halkı, belli yönleriyle statü sahibi olmuş Kürt halkı ve demokratikleşen Türkiye. Birbirini besleyen kavramsallaştırma, Türkiye’deki demokratik cumhuriyet fikrini, inşa mücadelesini hayati kılıyor. İlk kez Kürt halkının talepleriyle, Kurdistan toplumunun Türkiye’deki toplumla talepleri örtüşmüştür. Birine demokratik rejim elzem olarak kendini dayatırken, diğeri varlık mücadelesiyle bir yere geldikten sonra kendi özgürlüğünü sağlaması, Türkiye’nin demokratikleşmesine olanak sunmasıdır. Bu çerçeve HDK ve HDP fikriyatının üzerine inşa edildiği, çoklu kimlik, toplumsal renkliliği, temsil eden fikriyatın kendisidir. Bu kadar hedef haline getirilmesi de bu yüzdendir. 45 yıllık acı bir tabloya sebep olan bir sorundan söz ediyoruz. İnsanların günlük toprağa düştüğü bir sorunun çözümünden söz ediyoruz.
 
ULUS DEVLETTEN ÇÖZÜM ÇIKMAZ
 
Kürtler neyi kimden istemeli. Burada da bir problem var. Her şeyi veren kadir bir yer var, bir de özgürlüğünü elde edememiş, imhaya tabi tutulmuş bir halk var. Egemen aydın, politik hat, demokrat yada sol sosyalist zemindeki kimi egemenlerin de ruh kaynağında bu var. Esas olarak, Kürtler sorusunu kime yöneltmeli. Devlet mi bunun muhatabı. Çözüm ulus devletten çıkmaz. Çözümün adresi ne? Kime konuşmalı Kürtler?  Toplumsal özgürlük, devletten, iktidardan talep edilmez. Toplumsal mücadele ile elde edilir. Biz mücadele etmezsek, direnmezsek, kimsenin Kürt’e, Türk’e demokrasiyi vermez.
 
KÜRTLERE KAYBETTİKLERİ YERDE ARIYORLAR
 
Kürtler inkar edilirken, imhaya karşı mücadele ederken, ‘birlikte kazanalım, birlikte kuralım, ortak vatanı demokratikleştirelim’ diyor. Muhalefete de çağrı bu. Bizimle yol arkadaşlığı yapan kıymetli siyasi çizgilere, topluma da çağrıdır bu. Demokratik cumhuriyette budur, birlikte inşa, birlikte yaşam, ortak yaşamda çözüm. Bu fikriyatın esasını oluşturuyor. Kürtler yitirdiklerini neye kaptırdı. Kendilerine ait olanı kime kaptırdı, tekçi rejime kaptırdı. Cumhuriyet denilse bile elit tekçi rejime kaptırdılar, gasp edildi. Varlıkları inkar edilmekle kalınmadı, kaba bir imhaya tabi tutuldu. Sayın Öcalan ve Kürt hareketi rejimin anti demokratik karakteriyle bu kadar uğraşmalarının kaynağı da budur; kaybettikleri yerde arıyorlar. Nerede kaybettiler, tekçi ulus mantığında, tekli sistemin sac ayaklarına kaybettiler. Bunları çoğulcu bir karaktere kavuşturmaya çalışıyorlar.
 
DEĞİŞMEZ TUNÇ YASASI: KÜRT İNKARI
 
1921 Anayasası hariç, Türkiye’de değişmez ama yazılmayan tunç yasası, Kürt’ü inkardır. Bu değişmez. Rejim yeşil faşizme de bürünse değişmez, Turancı zihniyete teslim edilse de değişmez. Bunu başaramayanlar, tasfiye oldu. Kendilerine verilen görevi yerine getiremedi. Ateşkesler, 2015’e kadar denendi. Bu süreçlerde neredeyse bütün çözüm denemeleri tasfiye aracına dönüştürüldü. Tunç yasası, her zaman galebe gelmiştir. Klasik rejim ve iktidarlar yenildi. Cumhuriyetin kurucu partisi başka bir çizgide seyretme devam ediyor. O dahil asimilasyon ve inkarı başaramayan, her iktidar bir şekilde mevcut rejimin yazılmayan yasasına göre değişmiştir. İttihat Terak-i zihniyeti her zaman iktidarın alternatifi olan adresi kuşatmış, ona göre şekillendirmiş, değişimin toplumlar, Kürtler, kadınlar lehine olmasını darbelemiştir.
 
BU SEFER KAZANABİLİRİZ
 
CHP, sonrası diğer partilerin başaramadığı inkar ve imha siyaseti AKP’ye devredilmiştir. AKP inkar siyaseti sürdürmeye çalışmış ve bir şekilde şu noktaya geldi. AKP-MHP’nin karşı karşıya olduğu temel şey, Kürt inkarını sonuca erdirme ve Türkiye’de tekçiliği kurma. 2023 hedefi Kürt’ü tasfiye etme, içeride demokratik siyaseti tasfiye etme, dayanışanı Kobanê davasında olduğu gibi yargılama. Konsept yenileniyor. Kürtler inkar yasasına, ötekileştirme politikasına maruz kalmıştır. Bu sefer kazanabiliriz. Devrimcilerin, Kürtlerin, kadınların, farklı cinsel tercihlerin tümünün karşı karşıya kaldığı politikaların tümüyle toplum da karşı karşıya.
 
KÜRTLERİN VARLIĞI KABUL EDİLMELİ
 
Kürtler ne istiyor. Kürt varlığı üzerine politikaların terk edilmesi, Kürt varlığının tanınması, inkarın devam ettiği her yerde imha devreye girer. İnkarın son bulması için varlığın kabul edilmesi gerekiyor. Anadil çok önemli. Kürtçe gazete nedeniyle yargılandım, mahkeme salonlarında bilinmeyen bir dille PKK propagandası yapıldığı söylendi, Bilinmeyen ise propaganda nasıl tespit edildi? Cevabı yok, zihniyet sorunu. Özgürlük mücadelesinde yer alan ve tutsak edilenler serbest bırakılmalı, savaş siyaseti, düşman siyaseti terk edilmeli, mücadele örgütleri yasaklanmamalı, yasal statüye kavuşturulmalı. HDP şuan bu tehditle karşı karşıya.
 
KÜRTLER MÜCADELEYE ÇAĞIRIYOR
 
Kürtlerin önder kabul ettiği, çözüm önerileri destek gören Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür koşullarda bu mücadeleyi yürütmesi, çözüm yolunun açılmasının tek yolu. Bu madde en başa alınmalıdır. Kürtler bu hakların tümünü kendisi gibi ötekileştirilen herkes için talep etmekte. Kürtler mücadeleye çağırıyor, inşaya, kazanmaya, zafere çağırıyor."
 
 
 
 

Diğer başlıklar

06/02/2023
12:03 Türkiye'nin 84 yıllık deprem hali: 56 bin 65 kişi yaşamını yitirdi
11:58 KCK'den deprem için seferberlik çağrısı
11:55 HDP deprem için Kriz Koordinasyon Merkezi kurdu
11:53 Çewlik, Sêrt, Êlih, Dersim ve Xerpêt’de binalar hasar gördü
11:39 Amed’te halk seferber oldu: Vali aracından inmeden izledi
11:31 İskenderun’da HDP, SP ve İHD binası yıkıldı
11:26 Bêdlis’te eğitime 2 gün ara verildi
11:05 Deprem uzmanlarından uyarı: Adana, Osmaniye ve Hatay’a dikkat!
10:52 İl il ilk bilanço: 284 can kaybı, 2 bin 323 yaralı, bin 710 yıkılan bina
10:47 Amed Kent Konseyi toplanma alanlarını paylaştı
10:25 Riha’da yıkılan bina kameralara yansıdı
10:21 Mereş ve Dîlok'ta şiddetli depremler: Can kaybı artıyor, binlerce kişi enkaz altında
10:18 HDP Amed İl Örgütü kriz masası kurdu
10:15 Depremin merkez üssü Bazarcix’tan ilk görüntüler
10:04 Reuters deprem sarsıntı haritasını paylaştı
10:01 JINNEWS muhabiri Yıldız gözaltına alındı
09:55 Demirtaş’tan deprem açıklaması: Bugün dayanışma zamanı
09:51 Hollanda merkezli araştırma merkezi 3 Şubat'ta Türkiye’yi uyardı!
09:36 Gemlik yürüyüşü ertelendi: Depremzedeler için acil yardım çağrısı
09:32 Pervin Buldan: Yüreğimiz deprem bölgesinde
09:31 700 gün oldu: Şenyaşar ailesi yargı sopasına rağmen vazgeçmedi
09:19 HDP ve DBP eşbaşkanları AKP’ye üye yapıldı
09:18 Kobanê Davası yarın: Mahkemenin acelesi var!
09:09 Şiddet uygulayan polise değil, darp edilen kadınlara soruşturma
09:07 Avrupa ülkeleri Türkiye’deki konsolosluklarını neden kapattı?
09:03 İtalyan gazeteci Forgia: Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı
09:02 Av. Sarısaç: Bakanlığın ‘hasta tutuklular’ genelgesi uygulanmıyor
09:01 Küresel ısınma ve kirlilik Wan Gölü'nü yok ediyor
09:00 Kadınların evrensel paydası: Jineolojî
09:00 06 ŞUBAT 2023 GÜNDEMİ
08:53 Mereş depremi: Suriye’de 574 kişi yaşamını yitirdi
08:36 Balıkesir’de 4,6 şiddetinde deprem
08:26 Maraş Valisi: Hasar ciddi
08:20 Amed’te kriz masası kuruldu
07:58 Elbistan’da 6 bina yıkıldı
07:36 Meletî’de 140 bina yıkıldı, 23 kişi yaşamını yitirdi
07:29 Şirnex’te okullara kar tatili
06:51 Deprem ardından uluslararası yardım çağrısı
06:28 Riha’da 16 bina yıkıldı: 10 ölü, 110 yaralı
06:05 Amed’te yıkılan bir binada yüz kişi enkaz altında
06:02 Osmaniye’de 34 bina yıkıldı, 5 kişi yaşamını yitirdi
05:54 Amed’te trafik tıkandı: Halka sağduyu çağrısı
05:44 Mêrdîn'de de evler yıkıldı
05:39 Amed’te çok sayıda kişi enkaz altında: Arama kurtarma ekipleri yetersiz
05:31 Riha’da 6 katlı bina çöktü
05/02/2023
22:36 Mêrdîn'deki polis şiddetine ilişkin soruşturma başlatıldı
22:12 İzmir'de Xızır Cemi
21:53 Alman Sol Parti’den Amed Barosu ve ÖHD’ye ziyaret
21:38 Ege’de kar ve fırtına yaşamı olumsuz etkiledi
21:20 Gazeteci Tisdall: Türkiye’nin ‘ikiyüzlü padişahı’ batının dostu değil
20:53 ‘HDP, en çok konuşulan ama konuşturulmayan bir parti’
20:30 Demokratik Cumhuriyet Konferansı sona erdi: Tek engel insanın kendisi
19:58 Av. Sarıca: Avrupa ahlak ve demokraside sınıfta kaldı
19:24 Avusturya ve İsviçre’de düşen çığlarda 10 kişi hayatını kaybetti
19:21 Pakistan’da bombalı saldırı: 8 kişi yaralandı
19:09 Gever’den ‘Gemlik Yürüyüşü’ çağrısı
18:48 Kar yağışı Aydın'da yolu trafiğe kapattı
18:33 ‘Cezaevlerindeki tecrit Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesiyle başladı’
18:17 Hezex’te şüpheli kadın ölümü
17:14 YBŞ’den 'İntikam Operasyonu'na dair açıklama
16:23 Amed’de kar nedeniyle yarıyıl tatili uzatıldı
16:06 İşçilerden EYT düzenlemesine itiraz
15:58 HDP'den sınır kapısında şiddette uğrayan Özdemir’e ziyaret
15:53 Polis şiddeti telefon kamerasında
15:46 Mûş'ta okullara 2 gün ara verildi
15:43 Gençlerin komploya karşı yürüyüşü başladı
15:43 Tayip Temel: Tek çözüm Abdullah Öcalan’ın özgür koşullarda mücadele etmesi
14:21 Kadınlar yeni dönem mücadele yöntemlerini tartıştı
14:08 Tütüncülerden 'tütün satmama' kararı
13:49 Sol Parti Eş Genel Başkanı Wissler’den DBP'ye ziyaret
13:46 Serhat’ta kar yağışı: Bin 385 yerleşim yerine ulaşım yok
13:41 İran askerleri 2 kolberi ağır yaraladı
13:17 Şimoni Diril davası: Apro Diril yeniden tutuklandı
13:09 DBP kongresinde İmralı tecridine tepki
13:07 Haydar Ergül: Halklar Öcalan’a sahip çıkmak zorunda
12:23 Şenyaşar ailesi: Bu süreçte tek ihtiyacımız dayanışma
12:14 Bekir Ağırdır: Umut yorgunuyuz, zihni devrime ihtiyaç var
12:09 Sağlık durumu kötüleşen tutuklunun ceza infazı ertelendi
11:27 İstanbul'da vapur seferleri iptal
11:22 Kanser tarama kitlerine ulaşılamıyor
11:03 Rıza Türmen: HDP'siz bir Türkiye mümkün değil
10:38 Demokratik Cumhuriyet Konferansı: Çözüm demokratik ulus
10:23 Kobanê Davası'nda savcı esasa dair mütalaa verecek
09:50 Amed’den Bodrum’a giden otobüs devrildi: 8 ölü
09:49 3 milyarlık 'şüpheli' ihale Erdoğan’ın komşusuna verildi
09:15 Şeker: Heyetlerle birlikte tecride karşı mücadele edeceğiz
09:11 Qoser, Gemlik yürüyüşçülerini bekliyor
09:10 Konca: Kadınlar Abdullah Öcalan'ın projesini tamamlıyor
09:09 Şenyaşar ailesine dönük katliam davası yeniden görülecek
09:08 Kürtçe seçmeli dersler formundan çıkarıldı
09:07 Direnişteki işçiler: Bu davayı kazanacağız
09:06 Emine Şenyaşar 100 haftadır Adalet Nöbeti'nde
09:06 AYM'nin 'ihlal yok' dediği dosyalar AİHM'e taşındı
09:00 05 ŞUBAT 2023 GÜNDEMİ
04/02/2023
23:44 Evin Cezaevi’ndeki tutuklulardan Xoy kenti için yardım çağrısı
22:56 İranlılar Anket Grubu: Halkın yüzde 80’i rejime ‘hayır’ dedi
21:28 Şili'de 40 bin hektar alan küle döndü
19:57 Amed’te yolcu otobüsü devrildi: 4’ü ağır, 30 yaralı
19:14 BMG’den halk toplantısı: Savaş yoksullaşmanın kalemidir
17:51 Dersim’de ‘Cezaevlerindeki tecride karşı birleşik mücadele’ paneli
17:38 Cumhuriyetin anayasal serüveni: Milliyetçilik ideolojisinden vazgeçilmeli
17:21 Sêrt’te Gemlik yürüyüşüne katılım çağrısı
17:12 Kadınlardan Meysami’ye: Sizin gibi bir iradeye ihtiyacımız var
16:30 CENTCOM: İran’dan Yemen’e kaçırılan silahlara el konuldu
16:30 ‘Harmandalı çöplüğü kapatılsın’
16:27 HDP’li Uca: Gemlik yürüyüşüne güçlü katılım önemli
15:48 Amedspor deplasmanda 1 puanla döndü
15:36 Osmanağaoğlu: Feminist ve Kürt kadın hareketi görülmüyor
15:28 Amed-Riha karayolu ulaşıma kapandı
15:18 İzmir için fırtına uyarısı
15:17 ‘Kaybettiklerimizi tekrar kazanmak için tecrit kırılmalı’
14:55 İHD: Hasta tutuklu Alan nefes almakta zorlanıyor
14:46 Amed beyaza büründü
14:41 Hasta tutuklu Seyfettin Demhat’ın serbest bırakılması istendi
14:28 Hasta tutuklu Muhlise Karagüzel için çağrı
13:58 Encü’nün taziyesine kitlesel ziyaret
13:55 Bozarslan: Türkiye’de Türklük özgür değil
13:53 Kayıp yakınları Cemal Geren’in faillerini sordu
13:46 39 yıl önce kaybedilen Maksut Tepeli’nin akıbeti soruldu
13:42 Kayyımın kar manzarası: Yollar kapandı, halk mahsur kaldı
13:21 Çewlig Baro Başkanı: Seçim öncesi bölge baroları tehdit ediliyor
13:18 Ağır hasta tutuklu 30 yılın ardından özgürlüğüne kavuştu
12:57 BES\AR: Aylık enflasyon yüzde 129’a ulaştı
11:46 Şenyaşar ailesi: Urfa'da kaybolan adalettir
11:02 Yüzyılın muhasebesi: Halk ünitelerinin yer alacağı ikinci Meclis kurulabilir
10:42 'Uluslararası destekle DAİŞ’in bölgedeki hareketliliği artıyor'
10:23 Demokratik Cumhuriyet Konferansı: Yeni yaşama davet kurucu siyasetin yol haritasıdır
10:17 İktidar Kobanê Davası'nı sonuçlandırmak istiyor
09:52 HDP eski PM üyesi yaşamını yitirdi
09:42 Aksoyoğlu: Üçüncü ittifak Türkiye’yi ferahlatacak bir hamle gerçekleştirmeli
09:40 Kaçırılan çocuktan 57 gündür haber yok: Adres belli, neden bulunmuyor?
09:35 Açlık grevindeki yönetmen Jafar Panahi serbest bırakıldı
09:33 İlk eylemden son eyleme kadar hep aynı kararlılık
09:09 HDP’li Tiryaki: Halkımızı seçeneksiz bırakmayacağız
09:08 Cezaevi görüşleri fiilen engelleniyor
09:07 Yurttaş ilaç bulamıyor, bulduğunda ise alamıyor
09:01 Birleşerek direnen işçiler kazanıyor
09:01 Tecride karşı Gemlik Yürüyüşü’ne katılım çağrısı
09:01 9 gün devam eden işkenceye bir buçuk yıl sonra takipsizlik
09:00 Hamzaoğlu: Yeni yaşam için 'HDK okullarına' ihtiyaç var
09:00 04 ŞUBAT 2023 GÜNDEMİ
03/02/2023
23:10 'İran’da 2022 yılında 6 kişi mayın patlaması sonucu hayatını kaybetti’
22:29 Rojhilat Kürtleri Pîr Şalyar Düğünü’nü kutladı
22:21 Rubin: ABD PKK konusunda Türkiye'ye boyun eğmeyi bırakmalı
22:17 ŞanoWan Şubat programını açıkladı
21:46 30 yıllık tutuklu Güneş tahliye edildi
20:00 AB’den Rusya’ya 10 milyar avroluk yaptırım paketi
19:57 'Seyrana Li Çeper' oyunu HDP için sahnelendi
19:41 ‘İran’daki protestolarda 22 kişi gözünü kaybetti’
19:12 İHD’den ırkçılık bülteni: Kürt olmak, Kürtçe konuşmak yasak!