İSTANBUL - İktidarın “kara borsa cehennemi” yarattığını belirten HDK'li Salih Zeki Tombak, "Hiçbir şekilde sorumlu hissetmeyen bir yönetim anlayış var. ‘Bir gece Suriye’ye ansızın gelebiliriz’ diyen AKP-MHP iktidarı, Hatay’ın Antakya ilçesine 2 günde gidemedi” dedi. 

 

AKP’li Tayyip Erdoğan’ın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik “Bir gece ansızın gelebiliriz” şeklindeki tehditlerini anımsatan HDK Yürütme Kurulu Üyesi Salih Zeki Tombak, AKP’nin savaş için iştahlı olduğunu ancak depremde yaşamını yitirenleri kurtarmak için ise 2 günde Antakya’ya gidemediğini söyledi.

 

Mereş Bazarcix (Pazarcık) merkezli 6 Şubat’ta artarda meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremler, Mereş, Dîlok, Amed, Riha, Semsûr, Meletî, Kilis, Adana, Osmaniye ve Hatay’da büyük bir yıkıma neden oldu. Şuana kadar 20 bin 318 kişi yaşamını yitirdi, enkaz altında hala binlerce kişi yardım bekliyor. Hala ulaşılmayan çok sayıda merkezin olduğu belirtilirken, deprem bölgesiyle dayanışmak için yürütülen kampanyalar ise ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) gerekçesiyle engellenmeye çalışılıyor.

 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu üyesi ve aynı zamanda Demokrasi İçin Birlik (DİB) Koordinasyonu’ndan siyasetçi-yazar Salih Zeki Tombak, yaşanan tabloyu değerlendirdi. 

 

KARA BORSA CEHENNEMİ 

 

Depremden 6 saat sonra borsanın açılmasıyla birlikte çimento ve temel yaşam malzemelerinin hisse fiyatlarının tavan yaptığını belirten Tombak, toplumun piyasanın “insafı” ve “merhameti”ne terk edildiğini söyledi. AKP iktidarının bölgeye lojistik destek göndermediğini ifade eden Tombak, “AKP ve MHP iktidarı tam bir kara borsa cehennemi yarattı. Herkes olabildiğince her şeyi fahiş fiyata satmak istiyor. Depremzedeler, ısınma sorununu gidermek için araçlarını kullanıyorlar fakat bunun içinde benzin ve mazota ihtiyaç duyuyorlar” dedi.

 

‘YIKILAN BİNALARA ARSA OLARAK BAKIYORLAR’

 

Devletin enkaz altında kalan yurttaşları kurtarmadığını, AKP-MHP iktidarının da son derece ağır davrandığını belirten Tombak, muhalif siyasi partilerin ve halkın yaptığı desteklerin ise engellemeye çalışıldığını söyledi.  TSK’nin 40 saat sonra deprem bölgesine ulaştığına işaret eden Tombak, devletin halkın yaşam hakkıyla ilgili herhangi bir endişeye düşmediğini dile getirdi. Tombak, “AKP-MHP iktidarı, yıkılan binaları arsa olarak görüyor. Bir yandan Suriye ile barış yapacaklarını söylüyorlar. Diğer yandan ‘Suriye’yi yeniden imar ederiz’ diyorlar. Yani her yere inşaat mantığıyla bakan bir rejimle karşı karşıyayız” diye belirtti. 

 

DERDİNİ ANLATAN YURTAŞIN YÜZÜNE BAKMADI

 

Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu vurgulayan Tombak, şöyle dedi: “Bu kuşakta olan bir ülkenin, şehirleşme planını ona göre yapması gerekiyor. Düz ova ve alüvyal topraklarda şehir inşa edilmez. Depremden etkilenen yurttaşlar yakınlarının kurtarılması için ağlayarak yardım istedikleri AKP’li Nurettin Canikli, bu sırada telefonu ile ilgileniyordu. Yurttaşın yüzüne bile bakmadı. Demokratik Cumhuriyet kurulmadan halkçı bir yönetim olmadan Türkiye’nin bu felaketler karşısında şansı yoktur. Türkiye’de oluşan devlet rejimi, toplum merkezli değil. Tam tersine toplumu kabahatli bulan hiçbir şekilde sorumlu hissetmeyen bir yönetim anlayış var. ‘Bir gece Suriye’ye ansızın gelebiliriz’ diyen AKP-MHP iktidarı,  Hatay’ın Antakya ilçesine 2 günde gidemedi.”

 

OHAL NEDEN İLAN EDİLDİ?

 

AKP-MHP iktidarının “fırsatçılardan” oluşan bir mekanizma olduğunu belirten Tombak, “Bu depremi fırsat bilip OHAL ilan ettiler. OHAL üzerinden devlet kurumları dışında halkın birbirinin yaralarını sarmasına engel oldular. Şehirlere giriş yasak. Buradaki maksat ne? İnsanların oraya yardım götürmesi ve oradaki enkazda yaşamla burun buruna kalmış insanı kurtarmasının nesi yanlış?” diyerek, tepki gösterdi. Devletin hiçbir şekilde halktan yana olmadığını tam tersine halkın dayanışmasını engellediğini aktaran Tombak, “İnsanların birbirine yardım etmesi tehlike olarak görüyorlar” dedi.

 

‘DEMOGRAFİK YAPIYI DEĞİŞTİRECEKLER’

 

Deprem bölgesinde karaborsanın ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Tombak, şöyle dedi: “Yıkım bölgesinde, yiyecek, ısınma ve barınma her şey karaborsa olacak. AKP-MHP iktidarının kendisi bu fırsatçı zihniyetten gelmiştir. Bu tür fırsatçılığı iyi bilirler. AKP-MHP, depremi siyasi çıkarları için bir fırsat olarak görüyor. Bu nedenle yaşanan yıkımla birlikte inşaat sektörüne yönelecektir. Yapacağı inşaatlarla da bölgenin demografik yapısını değiştirecektir. İdlib’ten Antakya’ya cihatçıları çekmeyi şimdiden planlıyorlar. Çünkü yıkımın olduğu bölgeler iktidarı rahatsız eden bölgeler.”