Demirtaş: Biz Kürtler olarak itaat etmiyoruz!

img

ANKARA - Cizre bodrumlarındaki katliamın ardından kolluk kuvvetlerinin yazılamalarını hatırlatan Selahattin Demirtaş, duvarlarda “Türk isen öğün, değilsen itaat et “diye yazıyor. Bunu bir Kürt yapsa lanetleriz, Yüzyılın özeti budur. Siz Türk olarak övünüyor musunuz bilmiyorum ama biz Kürtler olarak itaat etmiyoruz” dedi.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın esasa dair savunmasıyla devam etti. 
 
Duruşmaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekilleri ve Emek Partisi (EMEP) Dîlok Milletvekili Sevda Karaca ile çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
 
‘KÜRDİSTAN’IN İLK BÖLÜNMESİ’
 
Verilen aranın ardından savunmasını sürdüren Demirtaş, Kürt ve Türk halklarının tarihsel ilişkilerine değinerek, “Türkiye’de Kürt varlığı tanınmıyor. İki ayrı halkın tarihi, iki ayrı halkın sosyolojisinden bahsediyoruz. Neden tarihlerimiz birbiriyle çatışıyor bugün nasıl bunları çatıştırmadan düzenleyebiliriz onları anlatacağım. Kürtlerin tarihi anlatılmıyor. Kürtlerin tarihi yaşadığı acılar bilinmez. Bir Kürtler bir de onları yakından takip eden dostları bilir. İnkılap tarihi kitaplarında birkaç yerde Kürtlerden bahsedilir o da zararlı cemiyetler olarak bahsedilir. Kürtlerden hiçbir yerde iyi bir şekilde bahsedilmez. 1514 yılında gerçekleşen Çaldıran Savaşı ile Kürtlerin coğrafyası ikiye bölündü. Kürt tarihinde de tartışmalı bir kişilik olan İdrisi Bitlisi hem Yavuz Selime danışmanlık yapar hem de savaşın akıl hocalığını yapar. Çaldıran Savaşı Osmanlı’nın zaferi ile sonuçlanır ve Kürdistan coğrafyası defakto olarak ikiye bölünür. Daha sonra bunun resmileşmesini 1639’da Kasrı Şirin anlaşmasıyla görürüz. Ama aşağı yukarı 1514 yılından beri Kürdistan coğrafyasının 3’te biri İran Safevi Devleti’nin sınırlarındadır” diye konuştu. 
 
 ‘KÜRTLER OSMANLI’DA ÖZERK OTONOM YAPILARA SAHİPTİ’
 
Osmanlı döneminde gerçekleşen Kürt isyanlarına dikkati çeken Demirtaş, Abdülhamit döneminde Kürdistan madalyası bastırıldığını ve Kürtlerin özerk ve otonom örgütlenmelere sahip olduğu bilgisini hatırlattı. Demirtaş, şöyle devam etti: “Kürtler bütün yaşadıklarını yazılı tarihle değil ama sözlü tarih ve dengbêjler yoluyla bugüne taşımıştır. Kürtlerin hafızalarında o dönemlerde dahil her şey canlıdır. Mir Bedirxan ihanete uğrayarak yenilgiye uğrar. Bedirxan dönemi Kürt, Kürdistan tarihi açısından önemlidir ve kimi fezlekelerde geçtiği için değineceğim. Bedirxan beyliği ortadan kaldırılırken Kürtçe ve Kürdistan yasaklanmıyor. Kürdistan emirliği Osmanlı tarafından kabul ediliyor. Hamidiye alayları ile Kürtler kendi örgütlenmelerini korur ama verdikleri zararlar daha büyüktür. Bugünkü koruculuk sistemine benzer. Kürt aşiretleri Hamidiye Alayları eliyle birbirlerine zulmederler. Hamidiye Alayları, Kürdistan tarihinde olumsuz bir role sahiptir ama bunu olumlu bulan Kürt İslamcılar da vardır. Ben olumlu bulmuyorum” dedi.
 
‘KÜRT SORUNU EMPERYALİSTLERİN BİZE ARMAĞANIDIR’
 
Kürdistan tarihine dair anlatımlarını sürdüren ve Skyes-Picot Anlaşması’na da değinen Demirtaş, günümüzdeki sınırların büyük oranda Skyes-Picot anlaşmasıyla belirlendiğini söyledi. Kurdistan’ın 1514 tarihinde fiilen ikiye, 1916’daki anlaşma ile 4’e bölündüğünü kaydeden Demirtaş, “Kürdistan’ın bölünmesiyle emperyalistlerin bize armağanıdır ki daha sonra kendi hatalarımızla bu sorunu büyüttük.  24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşması’nın imzalanmasında da Kürtlere yönelik hükümler yer almaz. Kürtlere dair herhangi bir hüküm yoktur. Çünkü İsmet İnönü, ‘ben Kürt ve Türk halkının temsilcisiyim’ der. Kürt mebuslar da bunu teyit eder. Lozan Antlaşması bir başarı olarak görülür” diye konuştu.
 
‘ŞEYH SAİT İSYANI VE DERSİM KATLİAMI’
 
Demirtaş, 1925’te gerçekleşen Şeyh Sait isyanına işaret ederek, Şeyh Sait’in kafasında büyük bir isyan fikri olmadığını ancak Azadî Örgütü’nün teşvikiyle ve yanlış anlaşılma sonucu isyanın patlak verdiğini belirtti. Demirtaş, şunları anlattı: “Kürtler Türklerle birlikte hareket etmemiş olsaydı kaderimiz nasıl olurdu bilemiyorum. Birlikte hareket etmeyi seçtiğimiz için bugün trajedi yaşanıyor. 1925 çok önemlidir Türk Kürt ilişkilerinin önemli bir kırılma noktasıdır. Yeni tarih yazımında Kürtler arkadan vurdu yazımına kadar giderler. Burada kandırılan Ankara değil Şeyh Sait ve arkadaşlarıdır. Hepsi halifeliğin devamı için savaştılar hepsine özerklik sözü verildi. Bunlar tarihi gerçekler. İki ayrı anlatı ve iki ayrı duygu kırılması var. Biri için vatana ihanetle suçlanan öteki için kahramandır. Sabah anlattığım tehlike kodları Kürtler için başka Türkler için başkadır. Ağrı isyanı da kanlı bir şekilde bastırıldı. Zilan Deresi’nde Kürtler katledilir ve orası uzun süre yerleşime kapatılır. 1930’da Ağrı İsyan başlatılırken Barzani öncülüğünde Irak’a karşı isyan başlar. Dersim Katliamı da Alevi Kürtler açısından kırılma noktasıdır. Dersim bir isyan değildir. Şeyh Sait isyanı Sünni Kürtler için, Dersim Katliamı da Alevi Kürtler için kırılmadır. Dersim’de bir isyan hazırlığı da yoktu. Dersim Kürt Aleviliğin yaygın olduğu bir bölgedir. Dersim bölgesi özerktir ve oradaki katliamın nedeni de bu özerkliği dağıtmaktır. İsmet İnönü’nün hazırladığı raporlar nedeniyle Dersim katliamı kararı alınır ve ‘çıban’ olarak görülür. Seyid Rıza vatan haini olarak nitelendirilir, İsmet İnönü raporunda Şeyhlik düzeninin kaldırılmasını söyler ama Dersim’de şeyhlik yoktur. Eylül’de Seyit Rıza yakalanır ve 6 kişi ile kendi oğluyla birlikte katledilir. Seyit Rıza Aleviler ve Kürtler için önemli bir simgedir. Bunu Kürtler bilir, Aleviler bilir. İstendiği kadar yasaklanmış olsun, gerçekler kendi içerisinde anlatılmaya devam edilir. 
 
TÜRKİYE KÜRTLERİ İMZASI ANKARA’NIN TÜYLERİNİ DİKEN DİKEN ETMİŞTİR
 
Bu katliamların ardından 49’lar vakasına kadar Kürtlerde yaprak kımıldamaz. Musul’da içinde Kürtlerin de olduğu bir grup tarafından Türklerin katledilmesi duyulunca Ankara’da siyasetin havası gerilir ve orada öldürülen Türkmen kadar Kürdün öldürülmesi CHP’li bir milletvekili tarafından teklif edilir. O dönemde ‘Türkiye Kürtleri’ olarak imza toplanır. Bu bütün o sessizlikten sonra Kürtler adına atılan ilk imzadır. Dersim ve Ağrı katliamların ardından Kürtlerin asimile edildiğine inanılır. Ankara’da tartışmalara sebep olan bu dilekçe sonrasında aralarında Ape Musa’nın da olduğu 50 Kürt ileri geleni, öğrenci, aydın tutuklanır. Yargılamalar uzun sürer. En son zaman aşımından dava düşer. Bu dava Kürtlerin hafızasında önemli yer bırakır. Onların tek suçu imzaladıkları dilekçeye Türkiye Kürtleri yazmalarıdır. Bu tabir, Ankara’nın tüylerini diken diken etmiştir. 
 
Cumhuriyet döneminde yaşanan diğer katliamlara ve PKK’nin kuruluşuna değinen Demirtaş, 1990 yılında HEP’in kurulmasıyla Kürtlerin demokratik siyasete attığı ilk adıma dikkat çekti ve sonrasında yaşanan faili meçhul cinayetleri, parti kapatmaları Türkiye ve PKK arasındaki müzakere süreçlerini, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın barış çağrılarını ve gelişen siyasal süreci kronolojik şekilde anlattı.
 
‘BUGÜNKÜ KEMALİZMİ MUSTAFA KEMAL BİLE TANIMLAYAMAZDI’
 
Yakın Türk tarihinin birçok düşünce biçiminden etkilendiğini dile getiren Demirtaş, “Jön Türkler faşizmden, sosyalizme, komünizmden siyasal islama kadar her düşünce akımını takip etti. Bütün bunları karışınca ortaya çorba çıktı. Kemalizm de bütün bu akımlar arasında bocaladı. Yaşasaydı bugünkü Kemalizmi herhalde Mustafa Kemal’in kendisi bile tanımlayamazdı. Cumhuriyet’in kuruluş döneminde faşizm ve komünizm revaçtaydı. Türklük de o mertebeye çıkarılmak istendi. O yüzden her İtalya ve Sovyet Rusya’ya ziyaretler yapılır. Kadro diye bir doktriner dergi çıkarılır ve o dergide faşizm övülür” dedi. Türklük tanımının dönemsel olarak değiştiğine dikkat çeken Demirtaş, “Bazen herkes Türk’tür, bazen sadece Türkler Türk’tür. Bazen Kürtler Kürt’tür, bazen Türk. Bazen de Kürtler yoktur. Bazen bütün dünya Türk’tür. Bazen Kıbrıs ve Azerbaycan Türk’tür. Duruma göre, ihtiyaçlara göre değişen pragmatist bir Türklük tanımından bahsediyoruz” şeklinde ifadeler kullandı. 
 
‘80 DARBESİ BÜTÜN KURUM VE KURULUŞLARIYLA BUGÜN DEVAM EDİYOR’
 
Türkiye’de sol-sosyalistlerin “vatan haini” olarak yansıtılmaya çalışıldığını aktaran Demirtaş, “Bu büyük bir yalandır. Solun hataları vardır ama hiçbir zaman vatan haini değildir, bu halk için her zaman en büyük bedeli ödemiştir. 80 darbesinin asıl hedefi soldur. Kemalist devrim yaptığını iddia eden Kenan Evren Alevi köylerine camiler inşa ederek ve pek çok benzer uygulamalarla solun yerine İslamcı bir anlayış yerleştirmiştir. Bu darbe Kemalist bir darbe değil yeşil İslamcı bir anlayışın sonucudur. 80 darbesi henüz bitmiş değildir, 80 darbesi bütün kurum kuruluşları ve zihniyeti ile devam ediyor” dedi.
 
‘20’Lİ YAŞLARINDAKİ GENÇLER DÜNYAYI SARSACAK TEORİLER YAZDILAR’
 
Demirtaş, şöyle devam etti: “1968’lerde öğrenci hareketleri başlayana kadar Kürtler sindirilir, aleviler sindirilir, solcular sindirilir, Cumhuriyetin 3 temel tehdidi sindirilir. CHP’nin kafası Cumhuriyetin başından beri karışıktır halen de böyledir. Ortanın solundan ortanın sağına kadar savrulur durur. Deniz Gezmiş ve arkadaşları Hüseyin, Yusuf mesela Mahir Çayan vardır, Kürt hareketinde Mazlum Doğan 24 yaşındadır, İbrahim Kaypakkaya 24 yaşındadır. Bunların hepsi büyük teoriler yazarlar. O yıllarda Türkiye’nin 20’li yaşlarındaki gençleri dünyayı sarsacak teoriler yazdılar ve bunları hayata geçirmek için pratiğe geçtiler. Sonrasında sol kendi içerisinde fraksiyonlara ayrıldı, paramparça oldu ancak o döneme damgasını vuran gençler bugün halen Türkiye sol sosyalist hareketinin öncülüğünü yapıyorlar. TİP’in varlığı Mehmet Ali Aybar, Behice Boran, bunların Kürt hareketiyle ilişkileri kendi içlerinde kıpır kıpır bir tartışma yürütürler. Belki iktidara gelemiyorlar da Türkiye’deki ana vicdanı bozulan erdem sözleşmesini yeniden kurmaya çalışan en önemli düşünce akımlarıydı bunlar. Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli yeniden sol ve sosyalist tartışmalarını topluma taşımaya çalışmalarının yanı sıra Cumhuriyetin hatalarıyla yüzleşmeye çalıştılar. Bu Türkler için ilkti.
 
ONLARIN EMEĞİNE VE TARİHSEL MİRASINA SAYGILIYIZ
 
Mahir Çayan Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını en net ifade eden öncülerden biridir. İbrahim Kaypakkaya aynı şekilde. Bunlar Türk halkının değerleridir. Bunları bugün terör örgütleri diye anıyorlar asıl bunlara kıymet vermelidirler ki. ‘Topal Osman’ı anacağınıza bunları anın’ diyecem ama nerden anlayacaklar. Bunlar anti emperyalistilerdi. Kürt halkının dostlarıydılar. Biz Kürt halkı olarak geri dönüp baktığımızda o dönemin anlaşılmayan şeyin ne olduğunu çok iyi anlıyoruz. Kaypakkaya 24 yaşında Kürtlerin tarihini Kürtlerden daha cesur sahiplenebiliyordu. Deniz Gezmişler idam sehpasına giderken yaşasın Kürt ve Türk halkının kardeşliği diye slogan atabiliyorlardı. Onların takipçileri bugün bizimle HDP’de siyaset yürütüyorlar. Maalesef sol 80 darbesinden sonra uzun yıllar kendisine gelemedi. Nasıl ki Kürtler demokratik siyaset yapmaya çalıştıysa sosyalistler de bu yollar çok sayıda parti kurdu. Örneğin ESP İslamcılardan çok daha sert ve net bir şekilde 28 Şubat darbesine karşı tavır sergiledi demokrasiyi savunmak adına. Bütün bu onurlu insanlar bu mahkemelerde yargılandılar. İşkencelerde katledildiler geri adım atmadılar. Bugün bizimle hareket ediyorlar çünkü ortak ve onurlu yaşamın ancak böyle mümkün olduğuna inanıyorlar. Bu bizim için büyük bir onur ve gururdur. Onlar bizi gururlandırdılar biz de ortak mücadeleden vazgeçmeyerek onların emeğine ve tarihsel mirasına saygılıyız.”
 
‘BUNLARIN HEPSİ İFTİRA’ 
 
Demirtaş, devamında hakkında hazırlanan ve iddianamede yer alan sekiz adet fezlekeye dair savunma yaptı. 10 No’lu fezlekede, “Kandil’de örgüt yöneticileriyle fotoğraf çekme” suçlamasıyla karşı karşıya kaldığını belirten Demirtaş, “Propaganda amaçlı değil, barış sürecinin ciddiyetini, olabilirliğini göstermek amacıyla yapılan sosyo-psikolojik bir çalışmaydı. Türkiye’de artık silahların susacağını göstermek için çekilmiş bir fotoğraftı” diye ifade etti. 17 nolu fezlekede oturma eylemi sonrası izin alınmadan toplantı-yürüyüş gerçekleştirdiği iddiasının olduğunu belirten Demirtaş, “Örgütün çağrısıyla yaptığım iddia edilmiş, partinin eş genel başkanı olarak partinin programı yetmiyor mu ki örgütten talimat alacağız. Bunların hepsi iftira” dedi.
 
‘KÜRTLERİN KENDİ ŞEHİRLERİNDE OTURMASI DAHİ TERÖR EYLEMİ…’
 
Demirtaş, 2011 tarihinde Amed’de gerçekleşen yürüyüşü konu alan 18 No’lu fezlekeye dair “Bize yönelik şiddet suçlaması yok ama partimize dönük saldırılara karşı gösterilen müsamaha bize gösterilmemiş, dava açılmış. 2911 ya da örgüt propagandası gerçekleşmemiş” sözlerini kullandı. Demirtaş, 19 No’lu fezlekede ise Dağkapı’da Kürt sorunundaki çözümsüzlüğe karşı yapılan oturma eyleminin kriminalize edildiğini belirterek, “Kürtlerin kendi şehirlerinde oturma eylemi yapması dahi terör eylemi olarak nitelendirilmiş. İfade özgürlüğüne aykırıdır. Bir diğer fezleke demokratik çözüm çadırıdır. Bir halk çözüm istiyorum diye nasıl suçlama konusu olur. Bu sabahtan beri anlattığım trajedinin bir başka örneğidir. Ortada bir suç yok hakkı ihlal edilenler Kürtler” dedi. 2011 yılındaki Lice Kültür Sanat Festivali’nde yaptığı bir konuşmanın konu olduğu fezlekeye dair ise Demirtaş şunları söyledi: “Savcılar nerede ‘direniş’ sözcüğü varsa altını çizmiş. Cımbızlayıp alınmış cümlelerim. Sanki biz silahlı direnişi selamlamışız gibi o şekilde ele alınmış. Direniş eşittir terör. Bizim jargonumuz farklı, tarih bilincimiz farklı, kullandığımız kavramlar farklı” diye belirtti. 
 
‘BARIŞ İÇİN DİRENİYORUZ’
 
Demirtaş, “Barış için direniyoruz bu savaşı bitireceğiz bunun için direneceğiz demişiz’ bunun altını çizmişler. Biz direniyoruz, hapiste direniyoruz, parlamentoda direniyoruz. Zulme karşı direniş haklıdır meşrudur. Gece gündüz Gazze için direniş çağrısı yapıyorsun. Hilafet çağrısı yapıyorsun o niye suç değil, biz özerklik isteyince niye suç. Onlarınki barışçıl e bizimki de barış. Türklerin ve Kürtlerin hafızası başka aktı. Yüz yılda iki ayrı korku ve travmaya sahip halk aynı ülkenin çatısı altında mecburlar, mahkumlar ve aynı zamanlarda cezalılar. Bizim için ceza gibi Türkler için de ceza gibi. Başka bir çaremiz de yok. Türk devletinin Kürtlere bakışı şöyle ya benimsin ya kara topraksın. Slogan yasak, pankart yasak siyaset yasak sivil toplum örgütü yasak dağ gidince terörist. En çok barış isteyenler en çok baskıya maruz kalıyor. En çok korkulan şey HDP’nin barış çizgisidir. Resmî ideolojinin kodlaması ve gerçek tarih başka bir şey. Türkiye’nin yüzde 80’i bu çelişkinin farkında. İnsanların çoğu devletin resmî ideolojisi ile çelişir, öyleymiş gibi görünür. İşini kaybetmemek için. Herkeste kişilik bölünmesi var. Devletle iyi geçin kendi düşünceni kendi içinde yaşa, özel yaşamında yaşa. Burjuvazi ve aydınlanmadan nemalanmış ulusalcıların oluşturduğu yüzde 10’luk kesim hariç” diye belirtti. 
 
 ‘EY SAVCI SEN KİMSİN; BEN KÜRDİSTAN'IN KALBİNDE KONUŞMUŞUM!’
 
Parlamento’da Kürtçe konuşmaların engellenmesine de tepki gösteren Demirtaş, “Yahu Süryanice bile konuşturmadılar. 2023 yılından söz ediyoruz utanç verici bir şey. Özür dilenip el üstünde tutulması gereken inançlar halklar bunlar ama utanmadan hakaret ediyorlar. Yahu bunu alkışlamanız gerekiyor. Bunu yapması gereken adam ırkçı faşist hezeyanlarla Süryanice konuşanı kovmaya çalışıyor. Anlattığım şey 1800’lerden değil. 1800’lerden anlatmaya başladım. Bitmiyor aynı zihniyet devam ediyor. Bunu yapan kim en zengin milletvekili. Kürtçeye Süryaniceye iki kelime tahammül edememenin adı faşizmdir ırkçılıktır. Bu fezlekeler işte bu zihniyetle hazırlanmış. Savcının bu fezlekeyi fırlatıp atması lazım. Ama ne yapıyor kabul ediyor, Ey savcı sen kimsin ya? Ben anavatanımda Kürdistan'ın kalbinde Amed’te bunları konuşmuşum sen fezleke hazırlıyorsun” şeklinde konuştu.
 
ÇÖZÜM: KÜRDÜN OLDUĞU GİBİ KABUL EDİLMESİ 
 
 “Hepimiz Erdoğan’ın hayranı mı olacağız, O zaman biz biz olmayız onurumuzu kaybederiz” diye devam eden Demirtaş,  “Kürt sorunun bir tek çözüm yolu var Kürdün olduğu gibi kabul edilmesi. Türk neyse o, biz Türkçe şekil vermeye çalışıyor muyuz? Bunu yapma hakkımız da yok. Zihniyet olarak böyle bir düşüncemiz yok. Türk, Fatih Sultan’ı anmasın, anarsa savcı soruşturma açar. İstanbul Fethi’ni anmayın. Biz kendi tarihteki büyüklerimizi andık diye yargılanıyoruz. Qazi Muhammed’i andık diye suçlama yapılmış, Kürtler kutuplarda hak elde etse bile ona karşı çıkarlar. Bir iblo yapsa deseler ve Kürtlerin evidir Türkiye Cumhuriyeti Devleti kutuplara nota verir. Bahçeli derki derhal tuzla buz edilmeli. Omuz üstünde baş konulmamalı, Türkün gücü gösterilmelidir diyecek., Yapılmadı mı” şeklinde ifadeler kullandı. 
 
‘BİRLİKTE YAŞAMAYA VARIZ AMA…’
 
Kürdistan’da yapılan katliamlardan sonra kolluk güçlerinin yaptığı yazılamaları ve paylaştığı fotoğrafları gösteren Demirtaş, “Bunları ben yazmadım. Bunu bir Kürt yapsa lanetleriz” dedi. Bir yazılamadaki “Türksen övün değilsen itaat et” ibaresini okuyan Demirtaş, “Yüzyılın özeti budur. Siz Türk olarak övünüyor musunuz bilmiyorum ama biz Kürtler olarak itaat etmiyoruz. Birlikte yaşamaya varız ama bu zihniyete karşı sonuna kadar direneceğiz” dedi.
 
Duruşma yarın saat 10.00’da Demirtaş’ın savunmasıyla devam edecek.
 
 

Diğer başlıklar

03/01/2024
08:49 KCDP 2023 raporu: Bir yılda 315 kadın katledildi
08:35 Forkliftin altında kalan Suriyeli işçi hayatını kaybetti
02/01/2024
23:16 Avrupa'da faizin en yüksek olduğu ülke Türkiye
21:41 Sokak hayvanları için eylem: Valilik yasayı deliyor
20:51 Japonya’daki depremde yaşamını yitirenlerin sayısı 55’e yükseldi
19:46 Beyrut'ta patlama meydana geldi
18:40 Şavlığ’ın cenazesi 6 ay sonra ailesine verildi
17:44 Muhabirimiz Yalçın serbest bırakıldı
17:41 Demirtaş: Biz Kürtler olarak itaat etmiyoruz!
17:21 AKP’li Akdeniz Belediyesi borçlarına karşılık 14 taşınmazı devretti
16:58 Can Atalay için oturma eylemi
16:53 Eğitim Sen: Yurt ücretlerine yüzde 142 zam yapıldı
16:49 Agirî’de ırkçı paylaşım yapan Tuba Işık’a tepki
15:52 Afyon'da 11 JES sondajı için süreç başladı
15:49 Adalet Nöbeti eylemcileri: Talebimiz net, Öcalan'a özgürlük!
15:11 Sağlık çalışanları mobbing ve tehditleri protesto etti
14:59 Gazeteci Hakan Yalçın tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi
14:50 Tanzanya'daki demiryolu inşaatında çalışan işçilerden maaş protestosu
14:49 'Dikmece Mahallesi imara uygun değil'
14:18 Tutsakların aydınlara ve Meclis’e gönderdiği mektuplara el konuldu
14:14 Jîna Emînî’nin katledilmesinin haberini yapan gazetecilere görüş yasağı
14:03 Demirtaş: Mensup olduğumuz devlet bizim anavatanımızı işgal etmiş
13:41 Demirtaş Ailesi'ne başsağlığı ziyaretleri sürdü
13:34 'İsrail'e casusluk' suçlamasıyla 33 gözaltı
13:23 Amed’de iş cinayeti
12:56 Deniz Poyraz doğum gününde mezarı başında anıldı
12:11 İmralı’ya gitmek için her hafta dilekçe yazıyorlar
11:48 Avukatlardan İmralı’ya gitmek için başvuru
11:23 YSK yerel seçimlere katılabilecek parti isimlerini açıkladı
11:20 DEM Parti Kadın Meclisi: Başak Demirtaş yalnız değildir
11:19 Temerrüt faizi yüzde 11’den yüzde 48'e çıkarıldı
11:08 Demirtaş: Savunmamı babama ithaf ediyorum
11:02 İran’da 2023 yılında 823 kişi idam edildi
10:44 Havuz medyasından asparagas ‘son dakika’
10:22 Şengal’e saldıran Türkiye’ye yanıt: İnşa ettiğimiz sistem bombalarla yıkılmaz
09:57 Sabahat Tuncel’in babası: Açlık grevini sahiplenelim
09:15 Meletî'de kaza: 4 ölü, 36 yaralı
09:07 KDP'nin alıkoyduğu gazeteciden 70 gündür haber yok
09:06 ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi 37’nci gününde
09:04 Uyuşturucu bataklığına sürüklenen çocuklarını kurtarmak için mücadele ediyor
09:02 ‘Ekokırım suç olarak kabul edilsin’ mücadelesi: Çevre hukuku uygulanmıyor
09:01 AKP'li Beyoğlu, meclis üyesini özel kalem müdürü yapmak için başvurdu
09:00 02 OCAK 2024 GÜNDEMİ
01/01/2024
23:59 Japonya’da deprem: 4 kişi yaşamını yitirdi
23:49 ABD’nin Hesekê'deki üssüne SİHA saldırısı
23:41 Trafik cezalarına da zam geldi
22:22 CPT: 2023 yılında Türkiye’nin saldırılarında 11 yurttaş yaşamını yitirdi
21:24 Kadınlar Geleceği Örüyor Ağı’ndan Beluci kadınlara destek
20:40 Şêrawa'ya yönelik saldırıda 2 yurttaş yaşamını yitirdi
20:30 ‘Tecrit Bülteni’nin 5’inci sayısı çıktı
19:37 Bir sigara grubuna zam
19:34 Îdir KYK yurdunda eylem
19:25 Atalay için başlatılan açlık grevi sonlandırıldı
18:10 Gazze’de yaşamını yitirenlerin sayısı 22 bine dayandı
17:55 Halep’teki iki beldeye saldırı
17:45 İran'a ait savaş gemisinin Kızıldeniz'e girdiği duyuruldu
17:00 Dersim'de deprem
15:41 Demirtaş’ın babasının taziyesine kitlesel ziyaret
14:55 Gözaltındaki gazeteci Yalçın yarın savcılığa çıkarılacak
14:39 Yılın ilk gününde 'özgürlük' nöbeti tuttular
13:59 Demirtaş yarın savunmasına devam edecek
12:58 Tutsaklara 'kitap' soruşturması
12:40 Yüreğir'de ev yangını: 3 ölü, 1 yaralı
11:54 JINNEWS’in 2023 çetelesi: En az 320 kadın katledildi
11:31 Japonya’da deprem: Tsunami uyarısı yapıldı
11:23 Silêmaniyê’de SİHA saldırısı
10:07 ‘Kürtler önderliğinin özgürlüğünü istiyor’
09:14 KDP’nin alıkoyduğu gazetecinin akıbeti 69 gündür bilinmiyor
09:13 Cezaevlerindeki ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi 36’ncı gününde
09:13 Mexmûr'un yeni yönetimden beklentisi neler?
09:12 2023 ÇED bilançosu
09:11 'Tutsaklar eylemlerinde kararlı'
09:10 Çiçek: 2024 örgütsel kararlılığı ve cesareti büyütme dönemidir
09:03 Kanser riski bulunan tutsağın annesi: Bırakın tedavi ettirelim
09:02 Gün cinayetinde failler korunuyor!
09:00 Havalar soğudu, aktarcılarda yoğunluk başladı
09:00 01 OCAK 2024 GÜNDEMİ
08:58 Ankara Üniversitesi Hastanesi’nde 72 işçi yeni yıla işsiz girdi
08:38 Köprü ve otoyol ücretlerine yeni yıl zammı
31/12/2023
21:53 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri süreci yarın başlıyor
20:43 ABD’nin Hewlêr’deki üssüne bir saldırı daha
20:22 Gever’de art arda 3 deprem
18:38 Özerk Yönetim’den yeni yıl mesajı
17:24 Muhabirimiz Yalçın 3 gündür gözaltında
17:11 Demirtaş’tan babası için mesaj: Merak etme yüreğimiz hücreden büyüktür
17:05 Demirtaş’ın babası toprağa verildi
16:31 ‘Tecrit kalkmadan ülkenin hiçbir sorunu çözülemez’
15:51 Adana'da Can Atalay için özgürlük talebi
14:39 Demirtaş, babasının cenaze törenine katılmayacak
14:19 DEM Parti’den ırkçı paylaşıma suç duyurusu
14:01 Bin 25 avukattan ‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü’ için başvuru
13:46 Mêrdîn’de morga getirilen 3 cenaze tanınmayacak halde
13:22 Bakırhan: Eğer kardeşsek önce Kürt sorunu çözülecek
13:18 Mûş'ta DEM Partili 2 genç gözaltına alındı
13:10 Tutsak gazeteci Müftüoğlu’ndan yeni yıl mesajı
12:12 Selahattin Demirtaş’ın babası vefat etti
12:01 ‘Açlık grevini kararlılıkla sürdüreceğiz’
11:48 Hatimoğulları: Tecrit kaldırılsın, Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlansın
11:44 ŞanoWan’ın Ocak ayı programı
10:48 Jin’ın 2023 son sayısı: Eşitsizliğe, tecride, patriyarkaya ve yoksulluğa isyan
09:13 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 68 gündür haber yok
09:12 Tutsakların eylemi 35’inci gününde
09:12 Karabük T Tipi’nden milletvekillerine: Cezaevlerini ziyaret edin
09:11 Tutsak yakınları: Abdullah Öcalan ile yapılacak ilk görüşmede sorunlar çözülür
09:10 Seçmen sayısı 5 ayda 8 bin 343 kişi arttı, yarısı karakolda kayıtlı
09:09 Özgür ve onurlu bir yaşam için Adalet Nöbeti’ndeler
09:07 İmam Deniz: Bedenlerin teşhiri barbarlıktır
09:05 Kayyım seçime 3 ay kala 'ihtiyaç fazlası' taşınmazları kendisine devretti
09:04 Uçar: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü bir değişimi getirecek
09:03 Tek adam rejimine karşı demokratik siyaset ısrarı
09:00 31 ARALIK 2023 GÜNDEMİ
30/12/2023
21:08 Kadınlar Birlikte Güçlü’den yılın son eylemi: Mücadelemizden vazgeçmiyoruz
19:19 DEM Parti’den abluka altındaki Hespist köyüne ziyaret
18:19 Konya’da bir kadın ve kızı katledildi
17:54 Atalay için başlatılan açlık grevi 2’nci gününde
17:08 Meletî’ye sevk edilen gazeteci Yalçın avukatı ile görüştü
17:08 30 yıllık tutsak Mustafa Okcul tahliye edildi
17:01 Katledilen yönetmen Kerîmiyan doğduğu kentte toprağa verilecek
16:41 Elezîz’de 4.2 büyüklüğünde deprem
16:08 Amedspor'un yeni teknik direktörü Mesut Bakkal
15:49 QSD: DAİŞ'in yaptığı saldırıyı Türkiye üstlendi
15:38 Kanser hastası tutuklu yaşamını yitirdi
15:33 5 kentte 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' talepli nöbet
15:32 Yüzde 93 engelli 80 yaşındaki hasta tutsağın tahliyesi istendi
14:24 'Cezaevinde kalamaz' raporlarına rağmen tahliye edilmiyor
14:02 Yasaklarda katledilen sağlıkçılar anıldı
13:57 KESK’in ihraçlara karşı eylemi 79’uncu haftasında
13:48 Kayıp yakınları Roboskî'nin faillerini sordu
13:36 Amed’te özel jet pistten çıktı
13:14 Cumartesi Anneleri: Yeni yılda kayıplarımıza ulaşma umudumuzu büyüteceğiz
13:09 Yoksulluk sınırı 47 bin lirayı aştı
12:24 DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Bahçeci: 2024 yılı özgürlük yılı olacak
11:53 Hatimoğulları: Tecrit kalkmalı, diyalog başlatılmalı
11:00 İran’da bir Kürt işkence sonucu hayatını kaybetti
10:37 ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi 34’üncü gününde
10:35 Kadınlar çok dilli atölyede bir araya geldi
10:34 Gazeteci Serhat: Evdeki hesap çarşıya uymuyor
10:24 DEM Parti Gençlik Meclisi: Bugünden geleceğimizi inşa edeceğiz
09:47 Êlih Çayı’nı kirletecek OSB inşaatı çalışmalarına başlandı
09:40 Gazeteci Ahmet’ten 67 gündür haber alınamıyor
09:36 Saliha İlhan’ın zulüm ve direnişle geçen hikayesi
09:30 TJA'nın ‘özgürlüğe doğru’ kampanyası umut oldu
09:29 Karabük T Tipi'nde 13 tutsağın tahliyesine İGK engeli
09:26 7 kişinin öldüğü patlamaya fail aranıyor!
09:24 Kınay: Havası, suyu ve toprağı kirlenmiş kentler oluştu
09:20 Doç. Dr. Ekmez: İşkenceye dönüşen tecride karşı çıkılmalı
09:18 Çocuklar ÇEDES tehdidi altında
09:11 Abdullah Öcalan’ın avukatı: 2024 demokratik çözüm yılına çevrilebilir
09:08 Katledilen yönetmen Kerîmeyan’ı anlattı: Halkının ve hünerinin sevdalısıydı
09:03 Yargı sistemi AKP’nin hukuk bürosuna dönüştü