Av. Seydaoğlu: Öcalan kadınlarla 'doğru yoldaşlık kurma' çabasından dolayı tecrit altında

img
AMED - Erkek egemen sisteme karşı PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kadınlarla “doğru yoldaşlık kurma” çağrısında bulunduğunu belirten avukat Ruşen Seydaoğlu, tecrit politikalarının bundan bağımsız olmadığını söyledi. 
 
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad -TJA), "Sessizlik Zinciri: Kadın Siyasi Mahpuslar Etrafındaki Duvarları Yıkmak" başlığı altında gerçekleştirdiği konferans panellerle sürüyor. "Günümüz Türkiye mahpushanelerine bir bakış" adlı ilk oturumda, “Türkiye'de kadın mahpus olmak ve toplumsal etkileri”, “Mahpushanelerden topluma yayılan tecrit sistemi", "Kadın siyasi mahpuslara yönelik sağlık hakkı ihlalleri ve mücadeleleri" ve “Türkiye’de Kürt kadın siyasi mahpusların deneyimleri ve mücadeleleri” başlıklı sunumlar yapıldı. 
 
30 YILLIK TUTSAKLAR HALKI SELAMLADI
 
Oturum öncesi tahliye olan 30 yıllık tutsaklar sahneye çıkarak kadınları selamladı. Coşkunun hakim olduğu bu esnada kadınlar, zılgıtlar eşliğinde “Jin jiyan azadi" ve " Biji berxwedana zindanan" sloganları attı.  Burada konuşan Şadiye Manap, "İnsanların önü aydınlık, yolu özgürlükse yakın yada uzak ne olursa olsun yolu açıktır. Biz sizlere teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız" dedi.  30 yıllık tutsak Emine Yıldırım, "Biz bir kez daha gördük ki bir arada olunca daha güçlüyüz. Direnişiniz önünde saygıyla eğiliyoruz" diye belirtti. 
 
30 yıllık tutsak Emine İpek de, "Bende çok heyecanlıyım aramızda olmayan arkadaşları da saygıyla selamlıyorum" dedi. Mevlüce Acar ise, 30 yıl değil 40 yıldır bu mücadelenin içinde olduğunu ifade ederek, “Sağ tarafta gördüğünüz Sakine Cansız'ın koğuş arkadaşıyım. O yaşasaydı, bu kürsüde keşke o olsaydı. Bir gülümsemesiyle burada olsaydı. Emeklerinizin boşa gitmediğini sizi burada görünce fark ediyorum. Yaralarımızı iyileştiriyorsunuz. Teşekkürler, başarılar diliyorum" şeklinde konuştu.  
 
'İŞKENCE SÜRDÜ'
 
Moderatörlüğünü İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri'nin yaptığı oturumda, ilk olarak “Türkiye'de kadın mahpus olmak ve toplumsal etkileri” adlı sunumu 68 kuşağından İlkay Demir yaptı. 68'de tıp öğrencisiyken işgallerin, eylemlerin başladığını ve buna katıldığını söyledikten sonra tutuklandığını hatırlattı. Kentli ve öğrenci bir kesim olarak hapishanelerde olduklarını söyleyen Demir, arkadaşlarının çok ciddi işkencelerden geçtiğini söyledi. İşkenceyi teşhir etmeye başladıklarını söyleyen Demir, her tutsaktan yazılı polis işkenceleri istediklerini söyledi. Demir, "Bazı şeyleri kadınlar kendi aralarında bile konuşmaktan çekiniyorlardı. Biz tutanaklar tutulduğunda şaşkına döndük. Bunu dışarı da bir heyete gönderdik. Ve bu bayağı gündem olduktan sonra işkence bir müddet azaldı" diye konuştu.
 
Tecridin dışarıdan içeriye yayıldığını aktaran Demir, “Dışarıdaki özgürlük mücadelesi tecridi yok ediyor. Tecridi yok etmek için biz de mücadeleyi büyütmeliyiz"  dedi.  
 
‘KAPATILMA ALANLARI’
 
"Mahpushanelerden topluma yayılan tecrit sistemi" kapsamında sunum yapan avukat Ruşen Seydaoğlu ise, TJA diplomasi grubunun aslında uzun süredir cezaevlerine ilişkin kapsamlı faaliyetler yürüttüğünü söyledi. 
 
Kapatma rejiminin sadece cezaevlerinden topluma yayılmadığını, cezaevlerinin bu rejimin kullandığı araçlardan biri olduğunu kaydeden Seydaoğlu, şöyle devam etti: “Nedir bu diğer kapatılma deneyimleri dediğimde aklıma gelen ilk şey kadının inşa edilen bedenlere kapatılması oluyor. Çünkü tahakküm mekanizmaları, kadın bedeninin de politik performans alanı olduğunun farkındalığıyla hareket ediyor. Ya da doğada serbest dolaşan kadının ev içine kapatılması, önce kendisinin sonra da yaşadığı mekânın özel mülkiyet politiğiyle başkaları için-mülke dönüştürülmesi bir kapatma pratiği olarak yürütülüyor.  Soy sürdürme, fetih, savaşma ve yenme gibi arzularla ailelerin üretilmesi, hanedanlıkların oluşturulması bu kapatılmayı aslında rejime dönüştüren kurumların oluşturulması anlamına geliyor. Aileler, hanedanlıklar, imparatorluklar kadınlar için birer kapatılma alanı olarak üretiliyor.” 
 
‘KAPATAN KAPATILAN’
 
Bu kurumsallaşmaların en derinin de zaman içinde devlet adını alan form olduğunu ifade eden Seydaoğlu, “Mevcut sistemde de makbul kadın olmamak, egemen ulusa mensup olmamak, egemen inançtan gelmemek, egemenin kurallarına karşı çıkmak bizleri öteki kılıyor. Çünkü bu rejimde kapatanlar-kapatılanlar vardır. Rejimin öznesi, erkek egemen ve kapitalist nitelikli varlığı korunması gerekenler, kapatabilme gücüne haiz olanlar ve bunu koruyabilenlerdir” diye konuştu. 
 
Diğer tarafta ise norm dışı olan, statüsüz olan ötekilerin var olduğunu söyleyen Seydaoğlu, “Kapatılmalı, gözetlenmeli, denetlenmelidirler. Muktedirlere karşı risk ya da engel oluşturmaları daha en başından önlenmelidir” zihniyle hareket edildiğini belirtti. Cezaevlerinin kademeli olarak oluşturulduğunu dile getiren Seydaoğlu, şunları söyledi: “Bu dönüşüm tarih boyunca hapsedilenlerden-kapatılanlardan en fazla faydayı-kârı sağlama politikalarına dayandı.  Halk karşısında itiraf-acı çektirme-hükümdardan aman dileme-infaz aşamalarından oluşan dönem. Suç işleyenlerin köle olarak çalıştırılarak cezalandırıldığı dönem;  nihayetinde ise mimarisinin fabrikalarla bir örnek olarak inşa edildiği mekânlara kapatılmaya dönüştürüldüğü bu uzun süreçler özgün finans politik, kültürel politik, psikososyal politiklerle işletildi. Yani muktedirler kendi dönemlerinin siyasi zeminini nasıl yönlendirmek istiyorlarsa, toplum neye dönüşsün istiyorlarsa hapsetme, cezalandırma politikaları, pratiklerini de ona uygun oluşturdular. Gözetleme-denetleme-ıslah etme politikalarıyla devletler cezaevinde deneyip amaçlarına büyük ölçüde ulaştıkları bir sistemle artık toplumu yönetiyorlar.  Hepimiz artık kayıt altındayız. Kim olduğumuzun, bu yaşamda ne yaptığımızın, nasıl yaşamak istediğimizin önemsizleştirildiği; yerine kimlik numaralarının kullanıldığı bir sistemde yaşıyoruz.”
 
‘ÖRNEKLERLE KAPATILMA REJİMİ’
 
Türkiye’de devletin kayıt sisteminin nasıl işlediğini, bunun nasıl kapatılma rejiminin, tecrit sisteminin bir unsuru haline getirildiği hakkında da konuşan Seydaoğlu, şu örnekleri sıraladı: “Tutuklanarak cezaevine gönderilen politik bir kadın içeriye girdiği andan itibaren idarenin ona verdiği kadar yemek yiyebiliyor. Ailesi ya da yakınları ne kadar para göndermiş olursa olsun, neye ihtiyacı olduğunu idareye yazılı olarak bildirirse temin edebiliyor. Neye ihtiyaç duyarsa duysun idarenin izin verdiği miktarda kantinden alışveriş yapabiliyor. Telefonla görüşebiliyorlar, mektup yazabiliyorlar, faks çekebiliyorlar. Ama tüm bunların içeriği idare tarafından denetleniyor. Yazılan, konuşulan her şey idare tarafından takip ediliyor. Gerekli gördüklerinde mektuplar karalanabiliyor, telefon hatları kesilebiliyor.  Çiçek yetiştiremiyorlar, gökyüzüne idarenin izin verdiği kadar bakabiliyorlar. Kimi cezaevlerinde hâlâ ilk girişte gebelik testi, çıplak arama gibi kadınların insan haklarına, onurlu bir yaşam hakkına saldırı niteliğindeki uygulamalara maruz kalıyorlar. Aramızda koğuşlara idare tarafından takılan kameraları kırdıkları için yargılananlar var, gözlerinden öpüyorum arkadaşlarımın. Direndikleri için o kameraların çıkarıldıklarına bizler şahidiz.”
 
‘KİMSE GÖRMÜYOR, YARGILAMIYOR’
 
Bu örneklerin yakın dönemde deneyimlenen örneklerin küçük bir kısmı olduğunu ifade eden Seydaoğlu, “Aynı tahakküm mekanizmalarının beden politikaları, ideal kadın bedeninin nasıl olması gerektiğini tüm medya ve pazarlama gücünü kullanarak kadınlara dayatıyor.  Kaydırdığımız ekranlar, gündüz kuşağı programları, estetik uzmanlarının, diyetisyenlerin tavsiyeleri bir şekilde iktidar nasıl bir beden istiyorsa onu yaratmanın neferlerine dönüşüyor.  Hangi sınıftan ya da kültürden olursa olsun kadınların pazarlarda ya da mağazalarda seçmek zorunda olduğu kıyafetler aynılaşıyor. Renkler, modeller neredeyse birebir. Yine yaşadığımız evler, sokaklar, iş yerleri, kentler aslında tıpkı cezaevleri gibi iktidarın istediği kişilere, kadınlara dönüşmemizin bir parçası olarak, kapatılma rejimine göre inşa ediliyor” ifadelerini kullandı. 
 
YARGI ELİYLE TACİZ
 
Kapatılma rejimi ve kadın olmak arasındaki tarihsel ilişkinin bugüne yansıyan başka bir boyutunu da dışarıdaki kadınların yargı tacizinin olduğunu ifade eden Seydaoğlu, “Kürt kadın hareketinin bileşeni olan kadın kurumlarında, sendikalarda, meslek örgütlerinde yer alan, direnen binlerce kadın soruşturma ve kovuşturmalarla aslında kapatılma rejiminin saldırısı altında. Hapsedilmenin an meselesi olduğu bir ortamda özgürlük mücadelelerini sürdürüyorlar. Ama kapatılma sadece hapsedilerek de işletilmiyor. Açılan soruşturmalarda kadınların yıllarca savcıların kararıyla kolluk tarafından fiziki olarak takip edildiğini, telefonlarının dinlendiğini görüyoruz. Yani kadınlar yıllarca anneleriyle, arkadaşlarıyla, sevgilileriyle, eşleriyle yaptıkları özel görüşmelerin devlet tarafından dinlenildiği, işlerinin, mücadelelerinin, hastalıklarının, sorunlarının devlet tarafından kayıt altında tutulduğu bilgisiyle yaşamaya mecbur bırakılıyor. İktidarlar tarafından iktidarın kendisi sürekli yeniden üretiliyor. Epistemolojik iktidarla her birey hakkında kayıt altına alma yoluyla elde edilen bilgilerden yola çıkılarak hem genel hem de tek tek bireylere kadar ayrıntılandırılan bir iktidar tarzı oluşturulur ve amaç kapatılanın düşüncesini ya da düşünme ihtimali olduklarını teslim almaktır. Edinilen bilgiler, kadınların iktidarı her an hissetmeleri için elverişli olarak kullanılır ve ıslah edilerek varlıklarını erkek egemen toplumun vücuduna dönüştürülmesi istenir. Çünkü erkek egemen zihniyetin, kapitalizmin toplumun her hücresine işlemesinde en ekonomik yol bunun kadınlar üzerinden gerçekleştirilmesidir.”
 
‘TECRİT, KAPATILMA’
 
Tarih boyunca iktidarlarla uzlaşan dinlerin, felsefe dünyasının ve pozitivist bilimin tüm cinsiyetçi saldırılarına rağmen özgürlük arzusunun ve eşit bir yaşamda ısrarın hâlâ bu denli canlı olmasının tesadüf olmadığını ifade eden Seydaoğlu, “Siyasi bir lider ve düşünce insanı olarak Abdullah Öcalan, özgürlük mücadelesini başlattığında Kürt kadınlara bir çağrıda bulundu. Özgürlüğün felsefesini ve inşasını beraber yaratma çağrısıydı bu.  Kadın kimliği, Kürt kimliği yok hükmündekiler olarak özneleşmeye ve taşın altına beraber el koymaya davet edildik aslında. Bu benim açımdan ve inanıyorum ki bu mücadeleye dahil olan herkes açısından bir kimliğin, varoluşun parçası haline geldi.  Kadınların bu çağrıyı coşkuyla karşılaması ve bugün hala, tüm kapatma girişimlerine rağmen vazgeçmemiş olmamız bizimle kurulan bu güçlü yoldaşlıktan bağımsız değil. Kürt kadınlar olarak varoluşumuzu kimliklerimizin bütünlüğü içinde ele almamız her biri için ve aynı zamanda hepsi için böylesine mücadele etmemiz de bu yoldaşlıktan bağımsız değil.  Abdullah Öcalan üzerindeki son 34 aydır değil 99’dan bu yana farklı dozajlarda ve yöntemlerle sürdürülen tecrit de bundan bağımsız değil. Kadınların ilk sömürge oldukları, ilk kapatılanlar oldukları sistem karşısında kadınlarla doğru yoldaşlık kurmayı, toplumların başka türlü de, daha özgür daha eşit, kendi olarak yaşayabileceğini ve bunu ancak kadınlarla birlikte yapabileceğini savunması, içinde tutulduğu tecridin en büyük sebeplerinden. Bu tecridin kırılması için kadınların bunca direnmesi de aslında başka türlü, daha eşit daha özgür, kendi olarak yaşamanın mümkün olduğuna inanmalarından, inanmamızdan” diye konuştu. 
 
'TECRİTTEN BAĞIMSIZ DEĞİL'
 
TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ise "Kadın siyasi mahpuslara yönelik sağlık hakkı ihlalleri ve mücadeleleri" başlıklı sunum yaptı. İnsan Haklarının kavramsaalaşması, işkencenin kabulünün annelerin mücadeleleri ile olduğunu söyleyen Fincancı, günümüzde bu mücadeleden geriye düşüldüğünü söyledi. İşkencenin uygulanabilirliği konusunda toplumda işkencenin alkışlanabildiğinin görüldüğünü söyleyen Fincancı, bunun tecrit politikalarından bağımsız olmadığını belirtti. 
 
Tecridin cezaevlerinden mi topluma, toplumdan mı cezaevlerine yansıdığının birbirine yakın olduğunu söyleyen Fincancı, devlet adına görev yapanların bir kişiye sağlığının bozulmasına yol açacak bir takım davaranışlarda bulunmasının işkence olduğunu söyledi. İnfazların zamanında uygulanmadığı dönemde adli tutsak kadınların itiraz dahi edemediğini belirten Fincancı, "Kadınlar 3 öğün yemek yiyebiliyor. Sıcak ortamda olabiliyor. Sıcak suya ihtiyaç duyuyor diye içerde kalmayı yeğleyebiliyor. Bizim siyasi mahpuslarda olduğu gibi adli mahpuslar için de dışarıda güvende kalacağını belirtmemizde fayda var. Tecrit politikalarıyla yaşanan sağlık sorunları var. Yalnızlaştırma davranışı toplumda benzer süreci izlememize neden oluyor" dedi.
 
Ağır hasta tutsakların hapishanede kalma ısrarının yaşamını yitirmelere neden olduğunu söyleyerek konuşmasını sonlandırdı. 
 
‘KÜRT KADINLARININ DİRENİŞİ’
 
Ardından konuşan TJA'lı Çağlar Demirel ise, Kürt kadın hareketi olarak neler yaşadıklarına değindi. Kürt kadınlarının hem Kürt hem kadın kimliği mücadelesi verdiği için yargılandığını belirten Demirel, "Bulunduğumuz ülkede iktidarların günümüze kadar inkar, imha ve asimilasyon politikalarını uygulamalarından kaynaklı mücadelemiz Türkiye'deki kadınlardan daha fazla" diye konuştu. 
 
Sakine Cansız'ın Amed Cezaevi'ndeki mücadelesine değinen Demirel, onun ardılları olduklarını söyledi. Esat Oktay Yıldıran'a karşı 1980'de direnen Kışanak'ın bugün bir kez daha cezaevinde olduğunu söyleyen Demirel, Kışanak'ın 1980'deki mücadele ve direnişinin bugün yine cezaevinde kadın kimliği ve Kürt kimliği mücadelesi olarak sürdüğünü ifade etti. 
 
“Dışarıda kimseyi bırakmayan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bu zihniyeti yok etmek bizim elimizde" diyen Demirel, 2012’de başlatılan açlık grevlerine değinerek, şunları söyledi: “2012'de çok sınırlıda olsa açlık grevleri başladığında cezaevinde herkes bu greve girmeye başladı. 68 gün sonra Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmeler başladı. Bu direniş toplumsallaşınca devlet böyle bir adım atmak zorunda kaldı. Tecridin en ağırı o zaman da şimdi de İmralı'da uygulanıyordu. Bizler öyle bir yaşam inşa etmeliyiz ki zindanlardaki arkadaşlarımız açlık grevine girmek zorunda kalmasın. Biz siyasetçilerin yapamadıklarını yine zindandaki yoldaşlarımızın boynuna düştü. Yoldaşlarımızın en büyük destekçileri de ailelerin adalet nöbetleridir. Herkesin ona sahip çıkması lazım.”
 

Diğer başlıklar

15/01/2024
09:09 Wêranşar adaylarını belirledi: Sıra belediyeyi almakta
09:05 Tutsaklar 50 gündür açlık grevinde
09:03 DEM Parti delegeleri: Kayyımları göndereceğiz
09:01 Gazeteci Müftüoğlu’nun avukatı: Yargılanan mesleki faaliyetlerdir
09:00 15 OCAK 2024 GÜNDEMİ
01:20 DEM Parti'nin Wan Büyükşehir adayları belli oldu
00:32 AYM'den Yüksekova Haber ve Zap Haber’e erişim engeline ‘ifade özgürlüğünün ihlali’ kararı
00:17 Amed’de halk bir kez daha sandık başına gidecek
00:07 Kuzey ve Doğu Suriye saldırı altında: Yüzlerce köy elektriksiz kaldı
14/01/2024
22:36 Mêrdîn’de trafik kazası: 2 kişi yaşamını yitirdi
21:59 Farqîn ve Peyas’ta ön seçimler yarın yapılacak
20:43 Jîna Emînî haberini yapan gazeteciler tahliye edildi
20:30 Riha'da şüpheli kadın ölümü
19:54 Yıkılan ahırın altında kalan hayvanlar öldü
19:06 TJA’dan konferans: Sessizlik zincirini kadınlar kıracak
18:20 Mor Dayanışma’dan feminist mücadele deneyimleri sempozyumu
17:39 Filistin Sağlık Bakanlığı: 23 bin 968 kişi öldürüldü
17:20 İkinci tur halk oylaması sonuçları
17:18 Amed’te sandıklar kapandı
17:07 Temelli: Acıyı durdurmanın yolu barıştan geçiyor
16:31 Amedspor deplasmanda berabere kaldı
16:23 Colemêrg’te kar yağışı: 298 yerleşim yeri ulaşıma kapandı
16:06 31 yıl sonra tahliye edilen Özbay’a halk oylamasında coşkulu karşılama
15:41 'Abdullah Öcalan’a özgürlük' talepli nöbette mücadele vurgusu
15:31 Hava saldırılarında anne ve 2 çocuğu yaralandı
14:47 HPG'den Zap açıklaması
14:28 Peyas’ta halk oylaması ertelendi
14:24 TJA’nın konferansı ikinci günde atölyelerle devam etti
13:46 Şirnex kırsalında askeri operasyon
13:33 İkinci tur seçimleri başladı
13:13 Ahmet Türk aday adaylığından çekildi
12:36 İl il, ilçe ilçe halk oylaması sonuçları
11:52 Kürt genci İran rejiminin işkencesi sonucu yaşamını yitirdi
11:07 Amed’de binlerce delege sandık başında
10:31 Türkiye’den Eyn İsa’daki elektrik istasyonuna saldırı
10:07 Gazeteci Ahmet'ten 82 gündür haber yok
09:32 Tutsakların ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi 49’uncu gününde
09:29 Bolu'da deprem
09:28 Tutsak Kurt’un tahliyesi 14 aydır engelleniyor
09:17 Şirnex'te halk oylamasına katılanlar: Hilelere rağmen belediyeyi alacağız
09:11 Êlih’te coşkulu Serê Salê kutlaması
09:05 Depremzedeler: AFAD yapılacak evler için para talep etti
09:04 Çiftyürek: Abdullah Öcalan konuşmalı
09:02 'Açlık grevindeki tutsakların talebi yerine getirilmeli'
09:00 14 OCAK 2024 GÜNDEMİ
07:50 Êlih ve Mêrdîn'de halk oylaması sonuçları belli oldu
07:30 Mêrdîn’de Serê Salê kutlandı
13/01/2024
23:52 Çewlig, Xarpet ve Sêrt’te seçimler ikinci tura kaldı
23:38 ANKA DER’den Ulyssesê kitabına ilişkin belgesel gösterimi
22:23 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Diyalog ve onurlu barış tek çaredir
21:40 Serhat kentlerindeki halk oylaması sonuçları netleşti
21:12 Amed ve Dersim'de Serê Salê kutlaması
19:54 Şirnex’te ön seçim tamamlandı, Mersin ve Riha'da ikinci tur kararı
19:36 ÖHD'li Akkal: Kadın hareketleri toplumsallaştıkça yargı şiddeti de arttı
18:44 ‘Uluslararası Lenin Yüzyılı’ sempozyumu: Ortadoğu’da yeni bir saldırı dalgası başlatıldı
18:20 Şehba ve Kobanê’de Şam Hükümeti noktalarına saldırı
18:05 CHP MYK: İktidar akılcı dış politika anlayışına dönmeli
17:50 DTSO'dan kayyıma belgeli yanıt
17:41 Zap gündemli 'güvenlik zirvesi” sona erdi
17:03 Halk yoklamasında oy kullanma işlemi sona erdi
17:00 Sessizlik Zinciri’ni yıkan kadınlar gördükleri işkenceleri anlattı
16:45 DEM Partili Güleryüz: Yerel seçimlerde yeni bir umut yaratacağız
16:40 'Savaşın sona ermesi için Öcalan özgür olmalı'
15:58 Filistin için insan zinciri oluşturuldu
15:30 Erdoğan güvenlik toplantısına başkanlık edecek
15:21 Amed’te Serê Salê: Kapılar çalındı, dileklerde bulunuldu
15:13 Danıştay'dan yat limanı davasında 'olumlu' karar
15:03 70 yaşındaki hasta tutsak için tahliye talebi
14:43 18 yıl sonra cenazesi bulunan Abak'ın failleri soruldu
14:41 ‘F Oturması’nda hasta tutsak Kuday için yetkililere seslenildi
14:39 Av. Seydaoğlu: Öcalan kadınlarla 'doğru yoldaşlık kurma' çabasından dolayı tecrit altında
14:27 KESK 81 haftadır eylemde: 35'inci madde iptal edilsin
14:21 İstanbul Metrosu’nda intihar
13:52 ANKA DER’den Serê Salê ziyaretleri
13:49 Tarsus Cezaevi’ndeki tutsaklar: Hak ihlalleri arttı
13:45 CHP Tandoğan mitingini iptal etti
13:42 AP üyesi Anderson: Kadının özgürlük davası toplumun özgürlük davasıdır
13:35 Cumartesi Anneleri: Mehmet Eymür'ü iyi bilmezdik!
13:04 Özerk Yönetim’den Türkiye’nin saldırılarına karşı 'özsavunma' çağrısı
12:33 Bakan Güler ve komuta kademesi Şirnex’te
11:32 Eski MİT’çi Mehmet Eymür yaşamını yitirdi
11:07 DEM Parti 11 kentte halk oylaması gerçekleştiriyor
10:47 DEM Parti, Filistin Mitingi’ni ileri bir tarihe erteledi
10:33 32 kentte ev baskınları: 113 gözaltı
10:15 ‘Sessizlik Zinciri’ konferansı başladı: Kadınların direnişi dünyaya yayılacak
09:49 Aksoy’un tahliye edilmemesine tepki: Kürtler zulme asla boyun eğmeyecek
09:42 Gazeteci Ahmet’ten 81 gündür haber yok
09:41 Açlık grevi 48’inci gününde
09:40 Dedeoğulları Ailesi katliamdaki beraat kararları 'hukuka aykırı' bulundu
09:15 'Barışa Ses Olalım' çağrıcısı Yaman: Tüm toplum tecrit altında
09:14 Kayyımların raylı sistem sözü afişte kaldı
09:10 Abdullah Öcalan için toplumsal güç birliği çağrısı
09:07 ‘Hasta tutsak Burak tedavi edilsin’
09:04 MALÇEP: Meletî dağlarında ne ağaç ne de ot kaldı
09:01 Av. Aras: Demokratikleşmeyi sağlayacak adım İmralı tecridini kaldırmaktır
09:00 13 OCAK 2024 GÜNDEMİ
08:11 Zap’taki çatışmada yaşamını yitiren asker sayısı 9’a yükseldi
12/01/2024
22:08 Çatışmalarda 6 asker hayatını kaybetti, 7'si yaralandı
21:32 DTSO: Raylı sistemle ilgili 642 milyon ödenek geldi fakat hiçbiri projeye ayrılmadı
21:14 AYM Başkanı: Kararlar herkesi bağlar, uygulamama gerekçesi olamaz
21:08 Mûş’ta 5 DEM Parti'li genç gözaltına alındı
20:41 ‘Çözüm süreci’nde Adalet Bakanı olan Ergin: Süreç sabote edildi
20:23 MKM’nin düzenlediği Serê Salê etkinliğine yoğun ilgi
20:17 HRW: Saldırılarını arttıran Türkiye, stratejik altyapıyı yok ediyor
20:09 DEM Parti Sêrt’teki seçim hilesine itiraz etti
20:06 DEM Parti Amed Büyükşehir Belediye eşbaşkan aday adaylarını tanıttı
20:04 Manisa'da doğalgaz zehirlenmesi: 2 kişi hayatını kaybetti
19:11 Zap’ta çatışma
18:59 Tahliye olan 30 yıllık tutsak Tamir'e kitlesel karşılama
18:53 Akkuyu Nükleer Santrali’nde bir işçi ihmal sonucu yaşamını yitirdi
18:48 Fadıl Şenyaşar yine tahliye edilmedi
18:19 Durmuş: Kapitalizmi sorgulamadan yoksulluk ile mücadele edemezsiniz
17:24 Kobanê Davası: Gültan Kışanak savunmasına başlayacak
17:20 Kayıp Rus turist ormanda şüpheli şekilde ölü bulundu
16:58 Tanzanya demiryolu inşaatında çalışan işçilerin direnişi zaferle sonuçlandı
16:48 Dîlok’ta 15 yaşındaki Suriyeli çocuğa işkence
16:38 Engelsiz Bileşenleri Federasyonu: Engelliler yoksulluk ve enflasyona ezdirilmesin
16:31 DEM Parti Kocaeli İl Eşbaşkanı Tan: Kenti yönetmeye talibiz
16:03 Adalet Nöbeti: Önderliğimiz için her şeyi göze alırız
15:37 Colemêrg’te kar yağışı sonrası 284 yerleşim yeri ulaşıma kapandı
15:22 Ordu'da fındık bahçelerine maden
15:06 'Hasta tutsak Hanife Arslan için geçen her saniye hayati risk taşıyor'
14:50 Şirnex'te parmağı kopan yurttaş 10 saat sonra ameliyat edilebildi
14:30 14 hak ve hukuk örgütünden CPT’ye İmralı başvurusu: Acil ziyaret edilmeli
14:26 Özsavunmada bulunan kadına ceza ve tahliye
14:11 Mezeköy'de ‘acele kamulaştırma’ iptal edildi
14:03 DEM Parti, Dêrsim’de kendi adaylarıyla sahaya çıkıyor
13:42 ‘Uluslararası Lenin Yüzyılı’ sempozyumu düzenlenecek
13:20 Kadınlar, feminist mücadele deneyimlerini konuşmak için buluşuyor
13:17 DAD’dan ‘Barışa Ses Olalım’ deklarasyonuna destek
13:06 Amed ve Dêrsim’de gözaltına alınanlar serbest
13:02 Tahliyesi reddedilen Aksoy: Merak etmeyin direniyorum
12:22 TJA, Amed’de iki gün sürecek konferans düzenleyecek
12:18 Sêrt’te 4 adrese 6 bin 643 seçmen kaydedildi
12:15 ABD ve İngiltere Yemen'i vurdu, küresel siyaset ısındı
12:03 DEM Parti batıda aday çıkarılacak 7 ili açıkladı
11:40 Aileler İmralı için başvurdu
11:12 Buca Cezaevi arazisi yeşil alan olacak
11:01 MLSA ve ÖHD’li avukat tacize uğradı
10:44 Şakran Cezaevi'nde tutsaklara dönük baskılar arttı
10:31 DEM Parti Serhat’ta halk oylamasına hazır
09:22 80 gün oldu, gazeteci Süleyman Ahmet’ten haber yok
09:21 Hakkındaki hüküm kesinleşmeyen tutsak tekli hücrede tutuluyor
09:12 Siyasi tutsaklar 47 gündür açlık grevinde
09:09 Federe Kurdistan'da şiddet ve kadın katliamlarında artış
09:08 DEM Parti'den halk oylaması için delegelere çağrı
09:07 Xelfetî’de 5 ayda 4 bin 239 seçmen artışı!
09:07 Anneler ve tutsak çocukları 'özgürlük' talep ediyor
09:04 Amed Serê Salê'ye hazırlanıyor
09:03 Seçim öncesi koruculara 'silahları geri alırız' tehdidi iddiası