İSTANBUL - Akil İnsanlar heyetinde yer alan Ahmet Faruk Ünsal, Abdullah Öcalan’ın devrede olduğu dönemdeki çatışmasızlık ve refah sürecine işaret ederek, “Niçin bu rolü tekrar oynaması için İmralı’nın kapısının açılmasını sağlayamıyoruz?” diye sordu.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 36 aydır haber alınamıyor. Aile ve avukatların yaptığı başvuruların reddedilmesi ya da cevapsız bırakılmasıyla kendisini gösteren İmralı’da mutlak iletişimsizlik haline karşı, Kürt halkı ve dostları 10 Ekim 2023’te “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” talebiyle küresel bir kampa başlattı. İkinci aşamasına geçilen kampanya ile Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması yapılan eylemler dünya çapında devam ederken geçtiğimiz hafta İsveç, Güney Afrika, İspanya, İtalya ve Norveç’ten 12 avukatın yer aldığı Tecride Karşı Uluslararası Hukukçular Delegasyonu heyeti. Türkiye’ye bir ziyarette bulundu.
Heyetin katılımıyla İstanbul’da “Tecrit Siyasetine Karşı Barış ve Özgürlük Mücadelesi” başlıklı bir konferans düzenlendi. İmralı’daki tecrit ve Kürt meselesinin demokratik, barışçıl çözümünün ana başlık olarak ele alındığı konferansta, Güney Afrika ve BASK deneyimleri üzerinden çatışma-çözüm modelleri tartışıldı. 2013-2015 tarihleri arasında yaşanan diyalog sürecinde, Öcalan’ın önerisiyle oluşturulan Akil İnsanlar heyetinde yer alan siyasetçi Ahmet Faruk Ünsal da bu konferansın katılımcıları arasındaydı.
Ünsal, tecrit ve Kürt meselesinin demokratik çözümüne dair MA’ya konuştu.
ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN EN KRİTİK HAMLESİ TECRİT
Ünsal, söz konusu konferansın Kürt sorununda çözümsüzlüğün en kritik hamlesi olan İmralı tecrit sisteminin sonuçlarını görmek açısından büyük öneme salip olduğunu dile getirdi.
2013’teki diyalog sürecinde İmralı’daki tecridin kaldırıldığını ve Abdullah Öcalan’ın devreye girmesiyle açığa çıkan çatışmasızlık sürecini herkesin deneyimlediğini hatırlatan Ünsal, dolayısıyla önlerinde yaşanmış 2 buçuk yıllık bir deneyim olduğunu kaydetti.
‘NEDEN İMRALI’NIN KAPILARININ AÇILMASINI SAĞLAMIYORUZ?’
Mevcut deneyimlerin Kürt sorununun çözümü ve çatışmasızlığın devamı noktasında İmralı’nın çok önemli bir aktör olduğunu gösterdiğini vurgulayan Ünsal, “Bu aktör geçmişte rolünü son derece başarılı bir şekilde oynamış ise, neden bu rolü tekrar oynaması için İmralı’nın kapısının açılmasını sağlayamıyoruz? Bu çok kritik bir soru. Gerçekten halklarımıza, bölge barışına ve sadece Türkiye değil, Güney ve Batı Kürdistan’ı da içine alan büyük bir barış havasının esmesi için İmralı’nın kilitlerinin açılması gerekiyor” diye belirtti.
‘ÖCALAN’IN TARİHİ ROLÜNÜ OYNAMASINI SAĞLAMALIYIZ’
Sürdürülebilir, hakiki bir barış süreci için Abdullah Öcalan ile temasın sağlanması gerektiğinin altını çizen Ünsal, şunları söyledi: “Nihayetinde çatışan güç olarak Türkiye’nin karşısında Öcalan’ın başkanlığını yaptığı parti ve örgütü görüyoruz. Doğrudan kendi görüşlerini ve perspektifini bu organizasyona iletmesini sağlamak lazım. Bunu sadece Türkiye’nin kendi sınırları içerisinde Kürtlerle barış meselesini çözecek bir adım atmaktan öte Rojava’ya ve Başur’la ilgili de bir açılım olarak düşünüyorum. Çünkü Türkiye’nin, Kürdistan’ın her iki parçasında da ciddi olarak askeri varlığı var. Bütün bunların da hem beşeri maliyeti var hem ekonomik olarak ağır bir yükü de hepimizin omuzlarında. Dolayısıyla bir barış olursa, bütün bu kaynakların hepimizin refahına harcanacağını görmek lazım. Bunun da yolu öyle anlaşılıyor ki geçmişte gördüğümüz, denediğimiz şekilde İmralı’nın kapılarının açılması, Öcalan’a tekrar bu tarihi fırsatı ve rolü oynamasını sağlamaktan geçiyor.”
‘İKTİDAR, KÜÇÜK GELECEĞİNİ BÜYÜK FAYDAYA TERCİH ETTİ’
Ünsal, barış süreci Kürt hareketinin önünü açarken, iktidarın ise güçlenmek için savaş ve şiddet ikliminden faydalandığını da kaydetti. Ünsal, “İktidar, politik geleceği açısından barış sürecini sonlandırıp savaşa ağırlık verdi. Kısa vadede böyle de olsa, uzun vadede baktığımız zaman hem Türkiye halklarının barışması hem Güney ve Batı Kürdistan’la ilişkilerin yoğunlaşması ve bir konsolidasyon kurulması açısından barış sürecinin çok önemli faydalar getirdiğini görmek lazım. İktidar, küçük geleceğini büyük faydaya tercih etti” ifadelerini kullandı.
YOKSULLUĞUN SEBEBİ SAVAŞ!
İktidarın 2015 yılından itibaren yeniden savaş politikalarına başvurmasının ekonomik bir bunalımı beraberinde getirdiğine dikkat çeken Ünsal, “Rasyonel olarak temel ihtiyaçlara, eğitim, sağlık, ulaşım gibi refaha harcamanız gereken kaynakları savaşa harcadığınız zaman bu totalde bir fakirleşmeye de sebep oluyor” diye konuştu.
MA / Yeşim Tükel